- 886 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
ERGENEKON İHANETİ
Ergenekon örgütü nedir?
Bir çok şey yazıldı çizildi hala da yazılıp çizilmeye devam ediyor.
-Kimilerine göre Ergenekon terör örgütü, "Ümraniye bombalarının yakalanmasından sonra Cumhuriyetin savcılarının soruşturmaya başladığı" tarihten 6 ay sonra gündeme gelen "kapatma davasını" engellemek için uydurulan bir senaryo.!!
-Kimilerine göre, Ergenekon soruşturmasının başlamasından neredeyse bir yıl sonra gündeme gelen deniz feneri türü yolsuzlukları örtbas etme için kullanılan bir argüman.
-Kimilerine göre de, vatansever, ülkesini seven insanları, Atatürkçüleri, Cumhuriyetçileri sindirme operasyonu.Demokratları diyemiyorum, çünkü kimse demokrasiyi ortadan kaldırma operasyonu diyemiyor.Çünkü, ergenekon iddialarına cansiperane karşı olan odakların "Demokrasi" gibi bir derdi yok.
Dillendirmemeleri de bu açıdan normal.
Bu haliyle Ergenekon terör örgütü, kişilerin dünya görüşlerine göre farklı amaçlar için ortaya çıkmış bir iddia olarak tartışılıyor.
Ergenekon terör örgütünü ve iddianamesini ciddi bulmayan, terör örgütü olduğuna inanmayan, iddianameyi hafifseyen, yazılanlardan irkilmeyen, iddialardan ülkesi, kendisi ve çoluk çocuğu için endişe duymayan yandaşların profiline bakıldığında şöyle bir tabloyla karşılaşıyoruz:
-CHP parti kurumu, partili vekilller, yöneticiler, kurumsal üyeler.(CHP ye oy veren seçmenlerin tamamı için ergenekon terör örgütü yandaşı diyemeyiz)
-Marksist-Leninist çizgideki köşeyazarları, gazeteciler, gazeteler.
-Mafya gurupları, çeşitli suç şebekeleri.
-ADD,DİSK, Bazı Baro ve odalar, Kuvvayı Milliye ve benzeri adlardaki bir çok SKT
-İşçi Partisi ve çevresindeki Ulusal yapılanmalar, yayın organları,televizyon kanalları.
-Geçmişlerinde bir şekilde darbe ile, Marksist-Leninist yapılanmalarla yakınlaşmış Üniversite camiasından çeşitli titrdeki kişiler,
-Bir kısım emekli asker, yargı, kamu bürokratı.
-Kartel Medya gurubu ve kontrolundeki basın yayın organları.
-Bazı mezhepsel oluşumlar.
Bu yandaş profili dışında kalan çok geniş halk kesimi ise ya Ergenekon Terör örgütünün varlığına ve ülke için hayırlı bir yapılanma olmadığına kesin olarak inanıyor, ya da iddiaların mahkeme aşamasında netleşeceğinden emin olmakla birlikte temkinli yaklaşıyor.
Ergenekon Terör örgütü ile ilgili iddialar neler onları tekrar hatırlayalım;
Ergenekon Terör örgütü, temelde siyasi iktidarı devirerek, yerine kendi görüş ve düşüncelerine yakın bir yönetim ve rejim hedefliyor.
Bu amaca yönelik olarak, iktidarı devirmek için askeri darbeyi haklı gösterecek zemin oluşturmaya yönelik eylemler planlıyor.
Laikliğin, Cumhuriyetin tehlikede olduğu izlenimi yaratılabilirse, bu konuda hassasiyetini birçok kez ortaya koymuş olan Ordunun yönetime müdahale edeceğini hesaplayıp, muhtemel bir müdahale sonrasında yönetime kendi yandaşlarının getirilmesi için çalışmalar yapmayı planlıyor.
Bu amaçları için yaptıkları ve yapmayı planladıkları eylemler ise şöyle tahmin ediliyor.
Laik kimliği öne çıkan aydın kişilere suikastler yaparak, dincilerin ve irticacıların cinayet işleyecek derecede tehdit olduğuna halkı inandırmak, halkın cinayet tepkisini, dini gurupların üstüne yönlendirmek.(Mumcu, Üçok, Hablemitoğlu, Kışlalı, Danıştay cinayetleri, Cumhuriyet gazetesi bombalamaları vs.).
Kendi işlediği/işlettiği cinayetler ertesinde oluşan halk tepkisini, geniş katılımlı mitinglere dönüştürerek kamuoyu oluşturmaya çalışmak(Cumhuriyet Mitinglerini hatırlayınız, danıştay saldırısı sonrasında gündeme gelmişti)
Marjinal dinci , marksist, terörist gurupların içlerine sızarak, onları laik cumhuriyet hedeflerine yönelik eylemlere teşvik etmek.(Hizbül-Tahrir örgütüne yönelik dalgada tutuklanan zanlılar, PKK’ya Perinçek vasıtasıyla silah sevkiyatı iddiaları, dhkp-c ye sabancı suikasti yaptırma iddiaları, hizbullah yapılanmasını kurma ve yönlendirme iddiaları,son dönemde ABD konsololuğuna saldırarak polislerimizin şehit edilmeleri.)
Asker, yargı kurumları, bürokrasinin çeşitli kademelerine sızarak buralardan kendilerine yakın kararlar çıkmasını sağlamak, hedeflerine uygun açıklamalar yaptırmak, hedeflerindeki kişi ve kurumlar aleyhine güvensizlik ortamı oluşturacakm iddialar, yargı kararları, demeç ve açıklamalar aldırmaya çalışmak(Yakalanan zanlılardan, asker, yargı, bürokrat kökenlilere dikkat, bir noktaya kadar kadrolaşabilmişler.Yüksek yargıdan emekli Vural Savaş,Sabih Kanadoğlu, Yekta Güngör Özden gibi kişilerin , Emekli Paşalardan Cumhuriyet gazetesinde yazan Doğu Silahçıoğlu, tutuklu paşalar Şener Eruygur, Hurşit Tolon, Rusyada kaçak olduğu tahmin edilen Levent Ersöz paşa, Veli Küçük Paşa, alt rütbeden bir çok askeri emekli-muvazzaf personel, Marksist çizgideki köşe yazarlarından 9 Mart cuntacılarından İlhan Selçuk,Diğer marksist geçmişli, çoğunlukla Cumhuriyet gazetesi yazarları)
Yandaş gazeteciler ve medya organları eliyle, masabaşı haberleri ve belgeler üretmek, bu konuda sahte belge üreticisi fabrikatör namıyla bilinen Doğu Perinçek ve İşçi Partisi gurubuna dikkat çekmek gerekiyor.
Hedeflere uygun haber ve söylentileri manşetlere çektirmek, yalanlamalarını yayınlamamak ya da farkedilmeyecek düzeyde yayınlamak.
Köşe yazarları eliyle Ergenekon Terör örgütüne yönelik suçlamaları sulandırarak dikkatlerden kaçırmaya çalışmak.
Bu ve benzeri çok planlı ve sistemli operasyonel çalışmalardan örnekleri hafızamızı zorladığımızda hepimiz tahmin edebiliriz.
Bugüne kadar Ergenekon soruşturmasında 120-150 kişi civarında gözaltı yapıldı ve tutuklu sayısı ise 60-70 civarında.
Ergenekon yandaşı kalemşörlerin dediği gibi bir muhalafeti sindirme hareketi olması için çok düşük bir sayı bu.
Cumhuriyetin savcıları kimi ne zaman gözaltına alacaklarını, kimi ne zaman ve nasıl izleyeceklerini çok iyi biliyorlar göründüğü kadarıyla.
Ekimin ortalarından sonra başlayacak mahkeme süreci öncesinde, son günlerde yapılan operasyonların sıklaşması çok doğal elbette. Ergenekon yandaşlarının yaklaşan mahkeme sürecini değil de, gözlerden uzaklaştırarak unutturmaya çalıştıkları ergenekon haberleri yerine, ergenekon amacına yönelik iddiaları, Ergenekon dehşetinden çok daha önemliymiş gibi göstermelerini de elbette manidar, ama beklenen bir yaklaşım olarak buluyoruz.Hatırlayın, Deniz Feneri iddiaları yaklaşık bir yıl kadar önce gündeme gelmişti, ve sonunda mahkum olan 3 kişi zaten soruşturma başlangıç aşamasında mahkemeyle anlaşarak suçlarını kabul etmişler ve ceza indirimi istemişlerdi.Son 2-3 haftadaki medya yaygarasına, "Ergenekon Maskelemesi " olarak bakamayanların, Deniz Feneri iddialarını yeni gibi algılamaları, kartel medyasının gücü sayesinde oluyordu elbette.
Kaldı ki, Ergenekon terör örgütünün 28 şubat döneminde buharlaştırdığı 70 milyar dolara yakın banka hortumlarının yanında bu türden 3-5 milyonluk suistimallerin, "baklava çalmak" suçu mertebesinde olduğu düşünüldüğünde, gündem karartmanın maksadını daha iyi kavrayabileceğiz.
Ergenekon İddianamesinde yazanlar ve suçlamalar şayet doğruysa, tarihimizin en kanlı, en organize, en acımasız, en vahşi örgütü ile karşı karşıyaymışız demektir yakın geçmişimizde.
Kendi gazetecisini, kendi aydınını, kendi savcısını katleden bir organizasyonun ispatlanması durumunda, ülkesini seven, vatanını düşünen ve halkına saygı duyan bireylerin yaşayacağı travmanın hesabını kimse veremez bu ülkede.
Bu yapılanmaların, halkın güven duyduğu kurumlar tarafından korunduğu, kollandığı, hatta desteklendiği yolundaki iddiaların gerçek olması durumunu ise hiç tahayyül edemiyorum bile.
Son dalgada gözaltına alınan Tuncay Özkan ve çevresindeki kişilerin vatansever, Atatürkçü,Cumhuriyetçi vb. gibi sıfatlarla anılmalarını bu açıdan komik ve maksatlı buluyorum.
Tuncay Özkanın CHP ile organik bağı, bilindiği gibi Kanaltürke 5 trilyon uyduruk belgesel
karşılığı aktarılan para ile sınırlı değil.Ergenekon çetesinin amaçlarına uygun yaptığı yayınlarda ekranlarda kullandığı CHP kaynaklı figür ve figüranların çokluğu da hepimizin malumu.
Geçmişte İlhan Selçuk, Mustafa Balbay, Gürbüz Çapan gibi adeta Ergenekon üssü gibi görünen Cumhuriyet gazetesinde yazdığı, kartel medyasında önemli görevler yaptığı, nereden bulduğu bilinmeyen 17 milyon doları ile tv kurduğu(Deniz fenerinde 16 milyon avroluk suistimal vardı hatırlayınız),kanalına CHP dahil bir çok kurumdan örtülü maddi destek aldığı da bilinenleri Tuncay Özkanın...
PKK terör örgütü bölücübaşısı APO ile, Ulusalcı çevrelerin en aktif grubu İşçi Partisi lideri Doğu perinçeğin, yardımcısı Ferit İlseverin, Yalçın küçüğün samimiyetleri, kucakkucağa fotograflarıyla belgelenmişti zaten.
Ergenekon terör örgütü yapılanmasının diğer fertlerinden olan, aynı zamanda Perinçek türü "ulusalcılığı" bilinen Tuncay Özkan ve yandaşlarının da Vatansever, Cumhuriyetçi Atatürkçü vs. gibi anılması , lanse edilmesi başlı başına bu milletinn değerlerine, şehitlerimize, bizzat Atatürkün kendisine utanmazca bir hakarettir.
Tuncay Özkan ve çevresi olsa olsa işbirliği yaptığı Marksist çevrelerin kahramanı ve idolü olabilir.PKK destekçilerinin, PKK ya silah sağladığından bahsedilen Perinçek yandaşlarının,Bekaa kampı ziyaretçilerinin idolü olabilir ancak.
Ergenekon terör örgütü netice itibariyle Marksist kökenli, belirli mezhepsel oluşumlar destekli, İllegal terör örgütlerini yaratan ve kullanan, Halk Düşmanı, halkın değerleriyle kavgalı ve sorunlu, Halkı aşağılayan ve horgören ve bu nedenlerle ülke yönetiminin halka bırakılmamasını savunan bürokratik iktidar gücünün illegal örgütüdür.
İddianame dışında kişisel kanaatim ise, Ergenekon terör örgütünün Cumhuriyetin ilk yıllarından beri ülkeyi Marksist-Leninist rejime sürüklemek isteyen oluşumların , en organize ve en son hamlesi.
Halkın Marksist Leninist ideolojiye kökünden karşı olması, özellikle İslami hassasiyetleri nedeniyle Marksist ideolojilere düşman olması, yüz vermemesi, bu Marksist yapılanmaların, İslamiyete ve halkın milli manevi değerlerine saldırmaya çalılşmasının başlıca nedenidir.
Halk desteğini asla bulamayacağını bilen bu terör yuvaları ve illegal yapılanmalar, uzun yıllardan beri amaçlarına ulaşmak için tek çarelerinin Orduyu kendi taraflarına çekmek olduğunu biliyorlar.
Bu TSk ya yapılabilecek en büyük hakaret olmakla birlikte, bu yapılanmalar hedeflerinden hiç vazgeçmediler, gözlerimizi yumarsak vazgeçmeyecekler de.
Ordu içerisinde, bilindiği gibi Nazım Hikmet zamanından, hatta daha öncelerden Osmanlı döneminden beri dahi sızma girişimleri mevcut idi.
Nazım Hikmet bahriyeli iken, bu türden çalışmaları nedeniyle Ordudan atılmıştı.9 Mart cuntası da bu türden bir yapılanmayı hedefliyordu bilindiği gibi ve üst düzey yandaş da bulabilmişti kendisine.İlhan Selçuk ve yandaşları sivil kanadı, Cemal Madanoğlu ise askeri kanadı oluşturmuştu bu Marksist yöndeki darbe heveslilerinin.Ancak 12 Mart müdahalesi ile gelen karşı darbe neticesinde derdest edilmişlerdi.
Son yapılanmalarda, iddianamede adı geçen İşçi Partisinin "Karargah Evleri" projesiyle, daha öğrenci aşamasında ordu içerisinde örgütlenme hedefleri gözetildiğini anlıyoruz.
Bu, bize hiç bıkmadan usanmadan hedefe doğru Marksist yapılanma çalışmalarının sürdüğünü gösteriyor.Bugün değilse bile , gelecekte yetkili makamlara gelecek askerler eliyle darbe çalışması yapmak bu örgütün hedefi olarak görünüyor.Bu çalışmalara ne kadar yakın geçmişten başladıkları ise bilinmiyor şimdilik.Geçmişte başladıysa mesafe alıp alamadıkları da keza bilinmiyor. Ancak TSK nın bu yapılanmalar karşı hassasiyetini hepimiz biliyor ve güveniyoruz. Son dalga tutuklamalarda Cumhuriyet Savcısına gösterdiği kolaylıklar ve hukuka bağlılığı bir kez daha teyid edildi.
Özet olarak "Ergenekon Yapılanması" Türk tarihin en büyük ihanet yapılanmasıdır.
Ergenekon Yapılanması, Vatansever, Milli manevi değerlere saygılı ve bağlı, Cumhuriyet ve Demokrasiye sadık, Atatürkçü bir yapılanma olması mümkün olmayan bir yapılanmadır.
Olsa olsa, halkın değer verdiği kurum ve kavramları kullanarak kendi çıkar ve amaçlarını gerçekleştirmeye çalışan bir suç şebekesidir.
BU kurum ve kavramların yıpratılmasına neden olan bu yapılanmanın, ne Cumhuriyeti, ne Atatürkü ne Demokrasiyi yıpratmaya, sulandırmaya gücü yetmeyecektir.
Öncelikle demokrasiye ve demokratik geleneklere bağlı kurmlarımız, daha da çok halkımız buna izin vermeyecektir.
YORUMLAR
Allaha havale etmek için yanlış seçim..
Kimin dininde samimni, kimin başörtüsünde samimni olduğunun ölçüsü sizin hezeyanlarınız olamaz..İnsanlar inancım gereği örtüyorum diyorsa, başkalarının ona çamur bulaması kendi içinde bulunduğu çamura işaret eder.
Sizin hep o başkalarına malettiğiniz zulüm gören müslümanların daha ağababaları içinizde, işte sizler gibi halkın inanç değerlerini kendi kafalarına göre aşağılamaya çalışanlar.
Danimarkadaki karikatür küfürlerinden, abd nin israilin zulümünden daha hazin olanı, kendisine üstelik de vatansever diyenlerin kendi halkının kendi milletinin inançlarını aşağılaması.
Obürüne küfür ehli ders geçersin, ama kendi milletine kendi milletinin inanç değerlerine hakaret edenleri saygısızlık yapanları nereye sığdıracağız..
Allah ıslah etsin demekten başka çare yok belki de..
Türban deyip de gereğini yapmayanlar demişsin de, türban değil başörtüsü diyelim şuna. Gereğini yapmayanlar, engel olanlar, inançların önüne engeller çıkaranlar, bu uğurda darbe bile tezgahlamayı göze alanlar,devletin savcılarını katleden, halkını bombalayan çeteler dahi kuranlar. Bu nedenlerle parti kapatmaya çalışanlar amerika kökenli değil.
Baştan aşağı inanç sahibi insanlara sizin gibi inanmıyor diyerek kustuğunuz hakaretlerinizin, yazılarınızın cevap yeri burası değil ,o yazınız.Siyasi şovlarınızı, başka insanların üzerinden masturbasyon yapacak kadar sulandırmak, Allahın kelamı kur'ana tabi olanların ve Allaha kul olduklarını söyeleyenlerin işi olamaz..
Vucudunun en ücra köşelerini gazete sayfalarında sergileyenlere ses çıkarmayıp da, başını örtenlerin günahlarının peşine düşenlerin samimiyetine kim inanır?
Sizler öncelikle okuduğunuzu anlamayı öğrenin sonra eleştiride bulunun,benim DİNİNDE SAMİMİ,BAŞÖTÜSÜNDE SAMİMİ HİÇ BİR TÜRK KADININA SAYGISIZLIĞIM OLAMAZ,kaldıki bende başörtülü (TÜRBAN DEĞİL)dindar bir kadının evladıyım,benim sözüm 25 yıldır türban deyip oy alan,ve hükümet oluncada gereğini yapmayan sözde DİNDAR özde ALLAH'I Kullanan yobazların arka bahçesi olan hanımlaradır, sizler nasıl müslümanlarsınız ki dindaşlarınıza tecavüz edilirken,ırak camileri bombalanırken,hz muhammed e hakaret edilirken,bu hakareti yapan papa ile sizin fethullah hocanız kuzu sarması oluyor,başbakanınız abd ile terbiyesiz ilişkiler kuruyor,gazeteleriniz, vakit,zaman,akit,taraf,stv vb peygamberimize hakaret edilirken gıkını çıkarmıyorlar,duygu sömürüsü dizilerle sizi uyutuyorlar.HANİ BİR DİNDAR YAZARINIZ VAR TORUNU YAŞINDAKİ HANIM İLE EVLİ ,14 YAŞINDA KIZA TECAVÜZ EDEN VE ARADA BİR DE ANNESİNİ ZİYARET EDEN, HANİ ŞU ARALAR HAPİSTEN KURTARMAK İÇİN ÖZEL YASA ÇIKARILMAYA ÇALIŞILAN,EVLENME YAŞINI 14 E ÇEKMEYE ÇALIŞILAN,HANİ BİR KERİZ FENERİNİZ VAR SİZDEN TOPLADIKLARILA TV' Kuran,akp siyasetini ve türbanı yaymaya çalışan,cukkaları ceplerine indiren,yetim hakkı yiyen utanmaz sözde müslümanlar ve bunların arka bahçesi sözde mümin kadınlar.....sizin gibi fethullah ve imamlara kul olacağıma Allah' ın kelamı kur-an'a ve allaha kul olurum...ha bu işinize gelmiyorsa at gözlüklerinizi iyice kapatın hiçbir şeyi görmeyin görenleride dinsiz ilan edin..Ben siz ve sizingibi allahı oyuncak edenleri ALLAH'A HAVALE EDİYORUM....
Daha önceki darbeler gibi...
Biz Atatürkçü bir darbeyiz diyeceklerdi:)
12 mart, 12 eylül gibi hani, bilirsiniz ya işte:)
9 Mart 12 Mart kapışması gibi bir iç hesaplaşma süreci yaşanacak elbette öyle dönemlerde.Kimin baskın, kimin etkin olacağı belli olmaz öyle puslu ortamlarda..
ya Perinçek tayfası, ya veli küçük teşkilatı, ya da Sedat peker gurubu vs. vs:)
Beğenin beğenin alın artık:)
Siz hangisini tercih ederdiniz?
Ben , sizin "saçmalıktır" dediğiniz "Demokrasiye sarılmayı " tercih ederim:)
Size totaliterizm kalıyor maalesef:)
:))
Ergenekonu siz milattan sonra mı sanıyordunuz?:)
Perinçeklerin APOlu fotograflarını milattan önce diyerek önemsemez görünürken:)
Kaldı ki PKK ya silah sevkiyatında da Perinçeklerin ön saflarda olduğu iddiaları önemli yer tutuyor.
İşçi partisi Marksist değil, üstelik de Kemalistmiş:)
Sizin kargalar buna ne yapar bilemiyorum,ama
PKK bölücübaşı APO ile bağı inkar edilemeyecek kadar net olan İŞçi Partisi, AYdınlık, Ulusal kanal , bahsi geçen çetesel örgütlenmelerini Kemalizmden başka neyle maskelemelilerdi ki zaten:)
Geçmişte de Deniz Gezmiş tayfası ne hikmetse Orak çekiçli kızılbayraklı Marks Lenin Posterli, enternasyonel marşlı Kemalistlikler yapıyordu:)
O türden bir Kemalistlik mi bunlarınki?
Biz eski tüfekler işbirliği içindeyiz, bizi de, PKK yı da , HizbulTahriri de , Hizbullahı da, Dhkp-c yi de kullanan yapıya birlikte hizmet ediyoruz demeleri mümkün mü sizce?
Çeteden içeri alınanların hepsinin, "Ama biz Atatürkçüyüz" demeleri tesadüf mü:))
Evrile evrile bir hal oldu ne hikmetse İP çilere.)
Maoculuktan bu sefer de Kemalizme mi evrilmişler:) Bak sen, ne evrilmeymiş meğer:)Doğal önderleri de Mao dan Atatürke evrilmiş oluyor o zaman:)
Size göre de Sıklıkla çizgi değiştiren bu yapı, acaba Kemalizm ayağına ülkeyi belirli bir noktaya çektikten sonra bu değişimlerine son mu vermeyi planlıyor:) Yoksa aslına rucu edip maocu çizgisine bir kere daha dönecek mi?:)
Bunca çizgi değiştirmeleri arasında insanlar nasıl takip edebilip de, şu anda hangi çizgi üzerinden geçtiklerini keşfedebiliyor?
Bence el yordamıyla...Akıl işi değil çünkü bu:)
erolbasci tarafından 9/27/2008 1:23:14 PM zamanında düzenlenmiştir.
İşçi Partisini günahım kadar sevmem ama ulusalcılık konusundaki inançlarına ve propagandalarını takip ettiğim kadarıyla bilirim. Abdullah Öcalan ve Doğu Perinçek'in elele kolkola fotoğraflarını yeni görüyorsanız bu sizin bilgiye geç ulaşmanızla ilgili bir sorun. Çünkü bu resimler daha önce de bir başka kampanyada kullanılmıştı diye hatırlıyorum. Ha tersi ise yani bu bilgiye sahipken bunu şimdi yazınıza malzeme ediyorsanız art niyetlisiniz.
İşçi partisi kendi parti tarihi içinde sıklıkla çizgi değiştiren bir yapı. Bu değişikliği koşullardan bağımsız yapmadığı ise muhakkak. Ulusların kendi kaderini tayin hakkı noktasında PKK'nın da marksist leninist çizgi de yürüdüğünü söylediği dönemde birbirlerini stratejik konularda eleştirseler de düşman olmamışlardı. Bugün gelinen noktada ise PKK'nın kürt ulusunun bağımsızlığını savunan marksist leninist bir örgütlenme olmaktan çıkıp, ABD'nin BOP içinde kullandığı piyonlardan biri haline gelmesiyle iki yapının (İP'in de Kemalizme evrimiyle) düşmanlıkları ayyuka çıktı. Hal böyleyken internette Doğu Perinçek'le Abdullah Öcalan'ın milattan önce çekilmiş kamp fotoğraflarıyla sizin gibileri ayaklarında sallıyorlar siz de uyuyorsunuz.
Diyorsunuz ki aynı parti gençlik örgütlenmeleriyle ordu içine sızarak orduyu marksistleştirmek noktasında ihanet içindeler. Buna kargalar bile bilin bakalım nereleriyle güler. Bir kere İşçi Partisi marksist değil kemalisttir. Öncelikli dertleri budur. Bu yüzden Mustafa Kemal'i doğal önderleri olarak görür onun devrim kanunlarının yürürlüğe girmesini, uygulanmasını isterler. Fettullah Gülen'in öğrencilerini orduya sızdırarak ordu içinde islami bir kanat oluşturarak orduyu içten çökertme gayretidir asıl ihanet; vatanseverliği, ulusalcılığı aşılamak değil.
Hükümet ve tarikat liderleri Abd'nin çizdiği çizgide, gösterdiği amaçta hiç durmadan yürüyeceklerine ant içmiş gidiyorken peşine takabildikleri aptal sayısı sadece %47; ki onların da büyük kısmı uyanış içinde. Mazallah ya o meşhur %60'ı takabilselerdi ne olurdu ben onu düşünüyorum.
Demokrasi hikayelerinizi %47'nizin halâ hatalarında ısrarcı kanadıyla paylaşmalısınız bence. Demokrasi bir saçmalıktır ve insan özgürlüğünün önündeki en iki yüzlü engeldir. Bu saçmalığın farkında olanlarsa bunu sonuna kadar kullanmaktadırlar. Ergenekon adıyla uydurulmuş bir yapıya ait olduğu iddia edilerek içeri alınanların çok büyük çoğunluğu bu ülkede kemalizmin devrimci yönünün propagandasını yapanlardır, Abd politikalarına karşı ulusalcılığa sarılanlardır. En hızlı yolla gerçek muhalefet sindirilmektedir ve siz buna alkış tutmaktasınız.
Yorum bırakan değerli dostlara teşekkürler..
Sayın Tunar Çalışkanın uzun analizinden ve alıntılarından ayrıca faydalandım..
Ancak, Uğur Dündar konusunda kendisine katılamayacağım:)
Fadime Şahin, Ali Kalkancı senaryolarındaki "Yansıtıcı" rolü kendisi hakkında çok "özel", çok " müstesna" düşünceler beslememe neden oluyor istemesem de:))
Bence Cumhuriyet Savcılarımız Ergenekon soruşturma ve iddianamesinde ne yaptıklarını çok iyi biliyorlar.Allah yardımcıları olsun.
Değerli Kalpak dostuma, öncelikle ERgenekon Soruşturmasının Tayyip ve Ekibi ötesinde bir güç tarafında yürütüldüğünü görmemiz gerekiyor.Onu da aşan bir yapı zira ve ülkenişn geleceğini yakından ilgilendiren bir yapı.
Cumhuriyet Savcılarını, Tayyip ve ekibine bağlantılı göstermek,savcı dışında tutukluluk kararı veren mahkemeleri zan altında bırakmak, dolaylı yıpratma ve "çetelerin direniş gücünü" arttırmaya yönelik, tepki zemini oluşturmaya yönelik bir çalışma gibi duruyor.
Elbette eksik bilgilenmeden dolayı bu düşünceye itibar edenler de olacaktır, samimiyetlerine güvenmek durumundayız.
ABD zaten mevcut hükümeti gözden çıkarmıştı.ABD ile Cumhuriyet tarihinin en soğuk bölümünün bu iktidar döneminde yaşandığını biliyoruz.İran konusunda da özellikle beklentilerinin aksine gelişmeler yaşandığını da dikkatli gözler takip ediyordur.
Ergenekon yapılanması, operasyonel gücü kısmen deşifre olmasaydı ülkenin nereye gideceğini tahmin etmek zor değil.
İlhan Selçuk hangi ABD li yetkilerle, nasıl dialoglar içine girdi googleda "İlhan Selçuk ve ABD" yazarak detaylı bilgi alabilirsiniz.
GLADYO=ERGENEKON
23/07/2008 - 21:50 www.haber50.com da kendi köşemde yandaki tarihte kaleme almış, ve edebiyat defterinde okuyucuyla paylaşmıştım. Tekrarlamakta yarar var. Zira kaç gündür anlayamadılar Ergenekon u hala.
Günlerdir gündemimizi etkileyen ama aslında yıllardır hayatımızı etkileyen bir sistemler bütününe gireceğiz bu yazımızda. Bir çok yazımızda bu garip ilişkiler ağına ve bunların ülkemizdeki önemli insanlar üzerindeki tasfiyeci hareketlerine dair yazılar yazmış ve az da olsa irdelemiştik. Ama sürekli gündemde olması ve herkesin kendince bir ergenekon algılaması olduğu için biz güvenilir kaynaklardan edindiğimiz bilgilerle anlatmaya çalışacağız bu oluşumu.
NATO üyesi ülkelerde olası bir komünist Sovyet saldırısı ihtimali adı altında Gladyo (kılıç) isimli örgütlenmeler başlamıştır. Maksadı güya bir Sovyet yani komünist işgali karşısında halkı örgütlemek ve gayri nizami harp usulleriyle karşı koymaktır. Bu amaçla ülkelerde gizli silah depoları oluşturulmuş, insanlar fişlenmiş, seçilen bazı kişilere gerilla ve psikolojik savaş eğitimi verilmiş,antikomünist insanlar yetiştirilmiştir.
Fakat bu örgütlenmeler bir komünist işgali ve işgal ihtimali olmadığı halde dağıtılmamış ve amacı dışına çıkmıştır. Daha doğrusu kağıt üzerindeki amacı dışına çıkmıştır. NATO nun gizli ama açık patronu ABD ve diğer saz arkadaşlarının istekleri doğrultusunda çalışmaya başlamıştır Gladyo. Birçok ülkede birçok faili meçhul olayın arkasında bu yapılanmalar vardır. Temel olarak misyonu belli olsa da zaman ve şartlara göre her türlü dünya ve siyasi görüşe mensup kişi ve kişiler örgüt tarafından bazen kanlı bazen de psikolojik olarak tasfiye edilmiştir. Mantığında bizim gibi düşünmeyen bizden değildir felsefesi olduğu için sürekli olarak düşman algısı değişmiş ama fatura hep halka kesilmiştir.
Her ülkenin kendi mitolojik ve tarihi şartlarına göre farklı bir isimle anılan Gladyo nun bizdeki ismi ise Egenekondur. Ergenekon yada Gladyo ülkemizde tahmin edilenden çok daha karanlık bir yapılanmadır. Bizim insanımızın vatanseverlik duyguları İslami kavramlarla bütünleştiği için dünyada hiçbir ülkede olmayan bir vatanseverlik algımız vardır ve vatan için ölmek bir özlem bir şereftir bizim insanımız için. Bunu basit olarak örneklemek gerekirse bizde askere giden genci davulla zurnayla yollarlar. Bu dünyada az görülen bir hadisedir. Savaşa gülerek gitmek bizlerin mayasındadır. Bunu iyi bilen bu odaklar bu duygularımızı bildikleri için örgütün adını da bir destandan almışlardır. Malum Ergenekon destanını birçoğumuz biliriz.
Bizdeki yapılanma çok zor deşifre olmuştur ve daha deşifre olmuş denecek düzeye gelmemiştir. Daha önceleri yazdığımız bir çok gizli cinayetin ABD tarafından bu örgüte sipariş edildiğine dair bulgular çok fazladır. Birbirinden bağımsız görülen bir çok hadiseye bu örgütün müdahil olduğu ortaya çıkmıştır. Sabancı cinayeti sanığı Fehriye Erdal ın Sabancı Center susurlukta ölen Hüseyin Kocadağ ın referansıyla girmesi nasıl açıklanabilir?Ya da Veli Küçük ün örgütün 8 numarası olduğu meselesi? Bir de kiliselerde çekilen içkili masalar ve birçok bürokratın aynı karelerde görüntülenmesi ? Binlerce örnek verilebilir bu konuda.
En çok ilgimizi çekmiş olan konulardan biri de son operasyonlardan sonra ilginç bir paça kurtarma savaşının başlamış olmasıdır. Malum bazı emekli generallerin gizli darbe planları ve bazı yargı mensuplarına yönelik suikast planları son operasyonlarla engellenmiştir. Fakat demokratik bir ülkede olması gereken davranışları birçok siyasetçiden ve medya mensubundan görememek üzücülüğü kadar düşündürücüdür de. Deniz BAYKAL neden bu kadar üstüne düşmektedir meselenin. Bu bir siyasi mesele değildir ki ? Ya da dürüstlüğünden taviz vermeyen gazeteci Uğur DÜNDAR neden ani bir reaksiyonla Ergenekon u savunma durumuna geçmiştir ? Ortada halkın iradesine darbe indirmek isteyen cuntacı bir zihniyete yönelik başarılı bir adli duruş vardır. Ve takdir edilmesi gerekirken bunu akp nin kapatma davasıyla ilişkilendirmek ve olaya ideolojik bakmak akıllıca mıdır ?
Az önce de belirttiğimiz gibi örgütün etki alanı tahmin edilenden çok fazladır. Biz daha önce farklı biçimlerde belirttik ve ülkemizin bir yol ayrımına geldiğini söyledik. Bu yol ayrımından sonra ya çeteler ülkesi olarak yaşamaya devam ederiz. Ya da Ergenekon a yönelik operasyonların memleket meselesi olduğunu anlayıp yargının arkasında oluruz.
Dış ülkelerin üzerimizdeki hesapları her asırda olmuş ve olmaya devam etmiştir.Bizler eleştirsek de çok güçlü bir istihbarat servisine,aslan gibi bir orduya ve güçlü bir polis teşkilatına sahibiz. İsmini cismini burada anamayacağımız nice isimsiz kahramanımızla imanımızla bu Ergenekon meselesini çözeceğiz inşallah. Soframızdaki aşımıza gözünü diken insanların merhamet olmaz.Ve terörün miliyeti olmaz. Bu mesele çözülecek. Göreceksiniz.Göreceğiz.
[email protected]
Not:Bazı bilgiler için Bülent ORAKOĞLU nun ihanet çemberi isimli eserinden faydalandık.
tunar2019 tarafından 9/26/2008 10:51:04 PM zamanında düzenlenmiştir.