- 562 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Monolog Röportaja Devam- Arabesk Ve Şiir- 2-
Ferdi Tayfursuz Arabesk olmaz, sevgiliye aşkını itiraf edemeyenlerin onun sözleriyle söylemeleri, sözlerinde kendilerini bulmaları anlatılmaz heyecan doluydu o yıllarda. Bizler o yıllarda şarkılarda kendimizi sevdiğimizi bulurduk, o yıllarda şimdiki gibi flört el ele gezmek arkadaşlık öyle pek yoktu, büyük şehirleri bilmem ama Anadolu da yetişen bizler bu açığımızı bu şarkıları dinleyerek sevdiğimizin yanında aşkımızı çaktırmadan ilan ederdik, kendimizi anlatırdık vesselam. İşte Ferdi Tayfur sözleri:
Bana Gerçekleri Söyle
Anlamadım bir turlu ne dertlerin var senin ,
bazen çatık kasların bazen içli bakışların
bazen güler gözlerin bazen zehir sözlerin
bazen olduruyor sözlerin
bana gerçekleri söyle
mutsuz musun benimle
çekilirim aradan
sevdalıysan birine
ben razıyım hayatın
en acı darbesine
bunda senin sucun yok
ağlıyorum gençliğime
için için ağlıyorsun
günden güne eriyorsun
eski sevginden
Beni Ağlatmaya Ne Hakkı Var
Kalmasın gönlümde ondan bir eser
Izdıraptan başka ne verdi bana
Bütün duygularım isterse bitsin
Çekilsin dünyamdan çekilsin gitsin
Beni ağlatmaya kimin hakkı var
Beni sızlatmaya kimin hakkı var
Yaşantım sanki ecel yanımda o varken
Çekilsin dünyamdan çekilsin gitsin
Acılar bitmez dertler tükenmez o varken
O varken, o varken, o varken
Beni ağlatmaya kimin hakkı var
Beni sızlatmaya kimin hakkı var
Severken sevmeyi çok gördü bana
Mutluluk istedim dert verdi bana
Bir gün güldürmedi çok gördü bana
Çekilsin dünyamdan çekilsin gitsin
Beni ağlatmaya kimin hakkı var
Beni sızlatmaya kimin hakkı var
Yaşantım sanki ecel yanımda o varken
Çekilsin dünyamdan çekilsin gitsin
Acılar bitmez dertler tükenmez o varken
O varken, o varken, o varken
Beni ağlatmaya kimin hakkı var
Beni sızlatmaya kimin hakkı var
Bu şehrin Geceleri
Bir başka hüzün taşır
Bu Şehrin geceleri
Hep seni hatırlatır
Bu Şehrin geceleri
Bazen gizli bir günah
Bazen dilde bir eyvah
Bazen olmayan sabah
Bu Şehrin geceleri
Kimini yakıp gitti
Kimini yıkıp gitti
Seni de alıp gitti
Bu Şehrin geceleri
Bir başka şarkıdır
Bu Şehrin geceleri
Bana senin anlatır
Bu Şehrin geceleri
Bazen gizli bir günah
Bazen dilde bir eyvah
Bazen olmayan sabah
Bu Şehrin geceleri
Kimini yakıp gitti
Kimini yıkıp gitti
Seni de alıp gitti
Bu Şehrin geceleri
Sözler zaten şarkı olmasa da anlatıyor şiir olarak, insanı şehrinde yârin dostun yokluğunu, yalnızlığın insanı yok ettiğini anlatıyor.
Bende bir şiirimle anlatayım.
Dün seni gördüm yolda
Sende beni gördün baktın o anda
Anlatamadım hislerimi duygularımı
Çaldım o an Ferdi’den ”Merak etme seni”
Bakışların cesaret versin diye
Korkuyorum sana aşktan söz etmek adına
Yıl 1980’ler ve sonu aşk öyle sokakta yoktu
Bizim Anadolu da hiç yoktu
İşte Orhan Babadan Bir Teselli ver
Ferdiden durdurun dünyayı
Müslüm Babadan İsyankar şarkılarını çalardım
Ben anlatamazken kendimi sana
Onlarla anlatırdım
Sende gülerdin
Müslüm babanın neydi o şarkısı isyankar
Gel beraber söyleyelim şimdi söyleyelim desem:
/ Bir bir kapandı ümit kapısı
İçimde var benim gönül yarası
Gözyaşlarımın yoktur faydası
Yaşadığımız âlem hayal dünyası
Toprak gibi ezdin beni kül ettin
Kullarına beni oyuncak ettin
Sanki yetmez gibi eziyet ettin
En sonunda beni isyankâr ettin
Talihimizi yazmış kara deftere
Gideceğiz bir gün o meçhul yere
Rastladın mı hiç gidip dönene
Sende boyun eğersin bir gün ecele/
Ne çok dinlerdik o gençliğimizde
Kendimizi bulurduk
Bir bir kapandı şimdi o günlerin kapısı
İçinde kaldı gönüllerimizin yarası
Mehmet Aluç
-Bize düşünceler hakkında neler söylemek istersiniz?
-Ben kendi düşüncemi değil büyük ozan düşünür Halil Cibran’ın bir şiiri ile cevap vermek istiyorum:
Durmaksızın yürüyorum bu kıyılarda,
kumla köpüğün arasında.
Yükselen deniz ayak izlerimi silecek,
rüzgâr köpüğü önüne katacak,
ama denizle kıyı daima kalacak.
Bugünün acısı, dünün hazzının anısıdır.
Anımsamak bir tür buluşmadır.
Unutmak ise bir tür özgürlük.
Yüreğimdeki mühür
kalbim kırılmadan çözülebilir mi?
Sevgililer birbirlerinden çok
aralarındakini kucaklarlar.
Arkadaşlık her zaman için
tatlı bir sorumluluktur,
asla bir fırsat değil.
Ancak büyük bir acı veya büyük bir sevinç
senin gerçeğini açığa çıkarabilir.
İşte böyle bir anda
ya güneş altında çıplak dans et,
ya da çarmıhını taşı.
İnsanlık, sonsuzluğun dışından
sonsuzluğa akan bir ışık nehridir.
Şafağa ancak
gecenin yolunu izleyerek ulaşılabilir.
Gariptir ki,
kimi zevklerin tutkusudur,
acılarımızın bir kısmını oluşturan.
Kişinin hayal gücüyle, düşlerinin gerçekleşmesi arasındaki mesafe,
yalnızca onun yoğun isteğiyle aşılabilir.
Cennet orada,
şu kapının ardında,
hemen yandaki odada;
ama ben anahtarı kaybettim.
Belki de sadece koyduğum yeri unuttum.
Kuş tüyünde uyuyanların düşlerinin,
toprak üzerinde uyuyanlarınkinden
daha güzel olmadığı gerçeğinde,
yaşamın adaletine olan inancımı
yitirmem mümkün mü?
Bana kulak ver ki,
sana ses verebileyim.
Karşındakinin gerçeği
sana açıkladıklarında değil,
açıklayamadıklarındadır.
Bu yüzden onu anlamak istiyorsan,
söylediklerine değil,
söylemediklerine kulak ver.
Söylediklerimin yarısı beş para etmez;
ama ola ki diğer yarısı sana ulaşabilir
diye konuşuyorum.
Yalnızlığım, insanlar geveze hatalarımı övüp,
sessiz erdemlerimi eleştirmeye
başladığında doğdu.
Bir gerçek her zaman bilinmek,
ama ara sıra söylenmek içindir.
İçimizdeki gerçek olan sessiz,
edinilmiş olan ise gevezedir.
İçimdeki yaşamın sesi,
senin içindeki yaşamın
kulağına ulaşamaz.
Yine de kendimizi yalnız
hissetmemek için konuşalım.
Sözcüklerin dalgası
hep üstümüzde olsa da,
derinliklerimiz daima dinginliğini korur.
Yaşam kalbini okuyacak
bir şarkıcı bulamazsa,
aklını konuşacak
bir filozof yaratır.
Zihnimiz bir süngerdir,
yüreğimizse bir nehir.
Çoğumuzun akmak yerine,
sünger gibi emmeyi seçmesi ne garip!
Eğer kış,
’Baharı yüreğimde saklıyorum’
deseydi, ona kim inanırdı?
Her tohum bir özlemdir.
Öğretilerin çoğu pencere camı gibidir.
Arkasındaki gerçeği görürsün,
ama cam seni gerçekten ayırır.
Haydi, seninle saklambaç oynayalım.
Yüreğime saklanırsan eğer,
seni bulmak zor olmaz.
Ancak kendi kabuğunun
ardına gizlenirsen,
seni bulmaya çalışmak
bir işe yaramaz.
Neşeli yüreklerle birlikte
neşeli şarkılar söyleyen
kederli bir kalp ne kadar yücedir.
Yürüyenlerle birlikte yürümeyi yeğlerim,
durup yürüyenlerin geçişini seyretmek değil.
Hayır, boşuna yaşamadık biz!
Kemiklerimizden kuleler yapmadılar mı?
Özel ve ayrımcı olmayalım.
Unutmayalım ki, şairin aklı da,
akrebin kuyruğu da gururla
aynı yeryüzünden yükselir.
Evim der ki, ’Beni bırakma,
çünkü burada senin geçmişin yaşıyor.’
Yolum der ki, ’ Gel ve beni izle,
çünkü ben senin geleceğinim.’
Ve ben hem eve, hem de yola derim ki,
’Benim ne geçmişim,
ne de geleceğim var.
Eğer kalırsam,
kalışımda bir ayrılış vardır;
gidersem,
ayrılışımda bir kalış.
Yalnızca sevgi ve ölüm
her şeyi değiştirebilir.’
Daha dün, yaşam küresi içinde
uyumsuzca titreşen bir kırıntı
olduğumu düşünürdüm.
Şimdi biliyorum ki,
ben kürenin ta kendisiyim
ve uyumlu kırıntılar halinde
tüm yaşam içimde devinmekte.
Adlandıramadığın nimetleri özlediğinde
ve nedenini bilmeden kederlendiğinde,
işte o zaman büyüyen her şeyle
beraber büyüyecek ve
üst benliğine uzanacaksın.
Ağaçlar yeryüzünün
gök kubbeye yazdığı şiirlerdir.
Ama biz onları devirir ve
boşluğumuzu kaydedebilmek için
kâğıda dönüştürürüz.
Güzelliğin şarkısını söylersen eğer,
çölün ortasında tek başına olsan bile
bir dinleyicin olacaktır.
Esin daima şarkı söyler;
asla açıklamaya çalışmaz.
En büyük sarkıcı,
sessizliğimizin şarkısını söyleyendir.
Eğer ağzın yemekle doluysa
nasıl şarkı söyleyebilirsin?
Ve eğer elin altınla yüklüyse,
şükretmek için nasıl kaldırabilirsin?
Sözler zamansızdır.
Onları zamansızlıklarını bilerek
söylemeli ya da yazmalısın.
Şiir bir düşüncenin ifadesi değildir.
O, kanayan bir yaradan
veya gülümseyen bir ağızdan
yükselen bir şarkıdır…
Kum ve Köpük - 1926
Halil Cibran
-Bize var olma kimilerinin de varoluşçuluk dediği, var olma ile varoluşçuluğu dar kapsamlı bir alana sokarak: bunalım dönemlerinde kendini duyuran bir umutsuzluk haykırışıdır diyenler batılı dinden uzak olanların var olmanın ne olduğunu bilmeyenlerin kısır bir döngü etrafında bir şekle sokmaları hakkında ne demek istersiniz?
-Biz Müslümanlar bilinmezden gelmedik ve bilinmeze gitmiyoruz. Allah c.c. geldik ve ona gidenleriz çok şükür. Yaşadığımız hayat ve ömrümüzde ne dünyaya figüran olmaya olarak bizler yaşamaya da gelmedik, bizler inşa etmek düzeltmek doğru olanı haykırmak için bu dünya âlemine geldik. Bu görevden kaçışımız yok kaçarsak, bizi şeytan ve uşakları esir alır ve insanlığımız elimizden gider. İşte o zaman figüran oluruz rolümüz elimizden alınır, bununda hesabı çok ağır olur. Allah c.c. emri doğrultusunda rızası için var olma mücadelesidir bizim hayatımız. Yoksa bizde bunalıma düşsek de Âlemlerin Rabbinde umudumuzu yitirmeyiz Rabbim izni ve yardımıyla, o nedenle var olmaya, bir de ekle- culuk- (Culuk bildiğimiz hindidir) ekleyerek varoluşçuluk diyen batılı imandan nasibini almamışların, bunalım döneminde umutsuzluk haykırışıdır diyerekten, bunalımda olan umutsuzluk haykırışında zaten umut yok ki varoluşçuluk insanı var etsin! İnsan kendini yaratanla var olur ve onun emrine amade olur ve bu yolda insana zarar verenlerin haddini, güzellikle bildirir. Biz Müslümanlar batılı imansızlar gibi serapta görmüyoruz, bizi yaratan gerçeği hakikati Nur Kur’an’da bildiren Rabbimiz bize hayatım gerçeklerini anlatırken, günümüzde bundan uzaklaşan bir insanların varoluşçulukla istediği kadar haykırarak haykırsın bir fayda sağlamayacaktır. Çünkü kaynağında din iman Kur’an eksiktir. Allah için var olmak, her şeyimizi O’na has kılmaktır Allah ile olmak anımızı onunla geçirerek ancak gerçekten var olabiliriz. İnsanın kendi dünyasından uzaklaşarak yabancılaşması tek başına kalması var olmaktan ziyade, yok olmaya götürür. İnsan tek başına bunalımını çaresizliğine dermanı arayarak bulamaz bulsa da deva olmaz şifa vermez… Bunu size bir şiirimle anlatayım isterseniz.
İnsanda sonradan aldığı var olmayan yalanı
Yakanla dolanı hırsı arzuyu benliği çıkar o fır dolanı
Koy içine imanı merhameti insanlığı cana can olan canı
Yık benliği çarp merhametle imanla böl Rahmete
Çıkar içinde binlerce Fatih Battal gazi Köroğlu
Yunus Emre Mevlana ancak insan böyle var olur
Bunlar çıkmazsa Şeytanın yan şubesi kor olur
Önce kendini sonra kendini yakar zalim olur
Âşık Gülveren
Devam edecek inşallah
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.