- 643 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
HERKESİN BİR ŞİİRİ VARDIR
Edebiyata ilgi duyan herkesin bir şiiri, bir şiir denemesi olmuştur mutlaka. Herkesin bir öyküsü, bir romanı yoktur, ama herkesin bir şiiri, bir şiir denemesi olmuştur mutlaka. Kendimiz yazmasak bile hangimizin cebinde günlerce dolaşmamıştır kısa, sıcak bir şiir?
Şiir serüveni ilerde sürmese de , artık bilinçaltı şiirin düzlüğüne açılmıştır. Artık kim yazarsa yazsın , bütün şiirler onundur.
Şir hem zorlu bir yürüyüş, hem bir mola anıdır. Şairin dünyası ise biraz gerçek biraz düşseldir. O, gerçeği düşlerine, düşsel olanı gerçeğe taşır. Ama şiir aceleyle oluşturulmuş acemi dizeler ve imgelerle yazılamaz. Yazılırsa şiir olmaz.
Şiir, süslü sözler söyleme sanatı değildir. Şairin hayata ilişkin söyleyeceği sözler vardır. Ve bunu en güzel şiirle anlatacağını bilerek yazmıştır şiirini. Ne şiir yazma eylemi kutsal bir eylem, ne de şair onu yaratan ermiş kişidir. Güzel bir roman, güzel bir öykü ne ise, güzel bir şiir de odur. İyi bir romancı, iyi bir ressam, iyi bir müzisyen, ne ise iyi bir şair de odur. Söyleyeceklerini değişik araçlarla söylemişlerdir, hepsi bu.
Şiir eyleminde bulunan kişi, iyi ya da kötü, bir şeyleri etkilemek ister. Sevgiliye yazılan bir dörtlük, belki tatlı bir heyecana aracılık etmiştir. Bir direniş şiiri kitleyi dalgalandırmıştır. Ya da hüzünlü bir şiir gözyaşı döktürmüştür. Ve şiir elbetteki amaçtır. Şair kalemi eline aldığında, ilk amacı iyi bir şiir yazmaktır. Bu şiirin amacı, ulaştığı insanın iç dünyasında bir sıcaklık yaratmak, bilincini kıpırdatmak, ona şiirin tadını sunmaktır.
Sırf şiir yazmış olmak için şiir yazılmaz.Bu konuda duyarlı olmak da tek başına ortaya bir şiir çıkarmaz. Yaşamın bilincine vuran görüntüsünü estetik olarak yeniden üretirken, duyarlılığın şiirle ilgili biçimini güçlendirmek gerekir. Yoksa, ortaya çıkan şey belki iyi bir metin olur, ama şiir tadı vermez. Şiirdeki duyarlılık imge kuşandığında alıp başını gitmemeli. Okuyucuyu elinden tutup ayağa kaldırmalı. Hem ona yakın olmalı hem onun önünde yürümeli. Okuyucu, şiirdeki imge ve anlatımla bir kontak kurabilmeli, o imgenin ve şiirin içine girebilmeli. Eğer anlaşılır bir amaç için şiir yazıyorsak, kullandığımız imgeler, seçtiğimiz sözcükler ve şiirin tamamı anlaşılır olmalıdır.
Bunları söylemekteki amacım, şiire ilişkin bir reçete sunmak değil elbette. Buna ne gücüm yeter, ne de şiir tekniğine ilişkin edebi birikimim. Anlatmak istediğim sadece şudur: Şiir
anlaşılır olmalı. Buna en çok yaşamı şiirsizleştiren insanların ihtiyacı vardır. İmgeler okuyucuyu bulmaca çözer gibi uğraştırmamalıdır. Ben iyi , kötü şiirle uğraşan bir insan olarak baştan beri sözünü ettiğim özellikleri taşıyan şiiri ve edebiyatı anlıyor ve beğeniyorum. Fakat, şiir ve edebiyat adına soyut ve nesnel gerçekten kopuk üretimlerin en büyük amacının, kafa bulandırmayı bile beceremeyen laf kalabalıkları olduklarını iddia ediyorum. Yaşam da bunu doğrulamıyor mu?
YORUMLAR
Ne şiir yazma eylemi kutsal bir eylem, ne de şair onu yaratan ermiş kişidir.
Güzel düşüncelerdi.
Herkesin anlayacağı dilde şiir yazmak, biraz göreceli olsa da...
Farklılıklar var. Düşünce, yaşam, duygu vs...
Fakat illa anlaşılmamak üzere yazılmasına ya da
Diğer deyişle bunun için özel uğraş vererek kendini bu şekilde
Farklılık kulvarına koymaya çalışılması gibi yaklaşımların elestirisine katılıyorum.
Farklılık özgünlük tür ki yadsınamaz.
Yapaylık, ya da olmayan bişeyi varmış gibi göstermeye çalışmak ... Bu tarzlar çok iğreti bir şekilde
Kendini ele veriyor zaten.
Özün ne ise sözün de o olur-olmalı, gibi bir deyim bunu ifade ediyor biraz.
Üzerinde çok tartışılacak bir konu. Güzel ele almışsınız.
Saygılar.