- 918 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DOMBİLİ KARDAN ADAM
DOMBİLİ KARDANADAM
Tek Perde – Yazan: İsmail MALATYA
Türü: Komedi
Sahneye kar yağmış ve yağmaya devam eder. Sahnenin üst taraflarında bulutlar bulunur. Atkılı, bereli eldivenli, üçü kız, üçü erkek altı tane çocuk sahneye girer. Fonda Kardan Adam şarkısı çalar. On - on beş saniye sahnede dolaşır bir birlerine kar topu atmaya başlarlar. Müzik kapatılır. (Sahne de kardan adamda ve çocuklarda imkanlar doğrultusunda ayrınyıya girilebilir.)
Karakterler: Dombili Kardan Adam, Güneş, Ağaç, Koyun, Okan, Sinan, Yeşim, Ezgi, Hakan, Pelin, Hacı Ahmet Dede, Hayriye Hanım Teyze, Akıl Küpü Heredot
Okan: (Heyecan ve büyük bir sevinçle bağırır. ) "Yaşasııınnn! Lapa lapa kar yağıyor.Gelin arkadaşlar, kardanadam yapalım. Harika bir gün, harika bir hava. Günümüz çok güzel geçecek. Yaşasın, yaşasıınn !
Sinan: ( Eğilip yerden bir kar topu alıp, karların üstünde yuvarlamaya başlar. ) Evet, kocaman bir kardan adam yapalım! Şöyle koca göbekli, dombili dombili bir bir kardanadam yapalım.
Yeşim: Gözleri kömürden olsun! Şarkılardaki, resimlerdeki kardanadamlardan daha güzelini yapalım. En güzelini yapalım.
Ezgi : Burnuna havuç takalım !
Hakan: Başına da şapka takalım.
Pelin: Boynuna atkı atalım.
Diğer çocuklar yavaş yavaş kar toplarını yerde yuvarlamaya başlarlar.Okan ve Sinan sahnenin ön tarafına gider. Okan, Sinan’ın omzuna elini koyar, seyircilere önleri dönük vaziyette: Kanka...
Sinan: Buyur kanka.
Okan: 5. sınıftayım babam teşekkür getir bilgisayarını yenileyeceğim dedi.
Sinan: Ee kanka sonunda ne oldu? Teşekkür alabildin mi bari?
Okan: Aldım tabi almaz mıyım sürekli ders çalıştım,teşekkürü getirdim.
Sinan: Baban bilgisayarını yenilemi?
Okan: Neredee, geldi F5’ e basıp gitti. O gün bu gündür başarıya küsüm.
Sinan: (Yüzünde muzip bir gülümseme.) Vah vah! Üzüldüm be kanka! (Elini Okan’ın omzuna koyar.) Birgün hastaneye gittim.
Okan: Geçmiş olsun, geçmiş olsun neyin vardı?
Sinan: Akciğer filmi çektirdim. Doktora, hangikanalda oynayacak, dedim.
Okan kahkahayı basar: Doktor ne dedi peki?
Sinan: Ne diyecek, oksijen tüpüyle kovaladı.
Sahnedeki herkes güler. Sahnenin ön tarafına Yeşim ile Ezgi gider.
Yeşim: Anneme hangi takımı tutuyorsun, dedim. Ne dese beğenirsin?
Ezgi: Ne dedi?
Yeşim: Nevresim takımını tutuyorum, bir ucundan da sen tut da katlayalım, dedi. (Herkes güler.)
Ezgi: Geçen bir rahatsızlandım, bir rahatsızlandım. Başladım esnemeye, gerinmeye. Gözlerimden yaşlar süzülüyor adeta. Annem demesin mi, sen de göz var. Hoppala anne dedim. Bu yaşıma kadar gözlerimi yeni mi fark ettin? (Sahnedeki tüm oyuncular katıla katıla güler.)
Hakan ile Pelin sahnenin önüne gelir.
Hakan: Psikologa gidip sorunlarım var dedim “hangimizin sorunu yok ki, hepsi geçer” dedi gönderdi. Şimdi daha iyiyim. Profesyonel destek şart. ( Pelin gülmeye başlar.)
Pelin: Spor anlatıldığı kadar yararlı mı sence? Ömrü uzatıyormuş falan.
Hakan: Tabi ki sporun faydası tartılmayacak kadar çoçtur.
Pelin: Sen öyle san. Spor fɑlɑn hikɑye olum bɑk tɑvşɑn zıplıyor 8 yıl yɑşıyor, köpek koşuyor 12 yıl yɑşıyor kɑplumbɑğɑ durduğu yerde 200 yıl yɑşıyor. Ne habeerr ?
Hakan şaşkın: Haklısın galiba, ben bu açıdan hiç bakmamıştım.
Kardan Adam şarkısı çalmaya başlar. Altı çocuk büyük bir heyecanla kardan adam yapmaya koyulurlar. Aynı zamanda birbirlerine kar topu atarlar. Yaklaşık bir dakika kardan adam yaparlar. Sahnenin kenarına giderler, seyircilerin önünü kapatırlar ve arkalarında kardan adamla birlikte sahneye girer. Kardan adamın önünden kenara çekilirler. Elleriyle kardan adamı gösterirler, hep bir ağızdan ( İşte kardan adam, işte dombili kardan adam !) diye sevinçle bağırırlar.
Dombili Kardan Adam : Beni yaptığınız için çok çok teşekkür ederim arkadaşlar, der ve sahenin önüne gider, seyircilere döner : Merhaba arkadaşlar, nasılsınız? Ben Dombili Kardan Adamı’ım. En sevdiğim mevsim kış. Hani alkış? (Biraz alkış bekler.) Neyse kendimi tanıtmaya devam edeyim.Sıkıştırılmış kardan yapılırım, insana benzer bir heykelim. Genellikle çocuklar, bazen büyükler tarafından, eğlenmek amacıyla yapılırım. Gövdem (Gövdesini gösterir.) ve başım (Başını gösterir.), yerde yuvarlanarak yapılan iki ya da üç tane büyük kartopundan oluşurum. Kollarım genellikle daldan yapılır. Burun olarak havuç, göz olarak kömür veya zeytin kullanılır. Boynuma atkı bağlanabilir. Bazen başıaa şapka, kasket, kova gibi bir başlık giydirilir, koluma bir süpürge tutuşturulur, gövdemin önüne küçük taşlardan düğmeler konur. ( Birkaç adım geri gider ve çocukların yanına varır.) Hepsi neşe içindedir espriler ard arda gelir.
Okan: Dombili Kardan Adam, sana bir soru soracağım. Japonlar sırayla uçaktan atlamışlar, ne olmuş biliyor musun?
Dombili Kardan Adam: Hayır, bilmiyorum Okan , ne olmuş?
Okan: Ne olmuş? Japonlar ölmüş, sıra da kırılmış. (Hepsi birlikte gülerler.)
Yeşim: Bir soru da benden. İnsanları niçin kafalarına su dökerek uyandırırlar?
Dombili Kardan Adam: Bilmem, neden?
Yeşim: Çünkü suyun kaldırma kuvveti vardır da ondan. (Hepsi birlikte gülerler.)
Sinan: Çocuk kalemi camdan atmışlar, kırılmamış, neden?
Dombili Kardan Adam: Neden kırılmamış?
Sinan: Neden olacak, pilot kalemmiş de ondan.
Ezgi: Telnik direktör maç izlerken gözünü ovuşturmaya başlamış, acaba neden?
Dombili Kardan Adam: Bilmiyorum. Teknik Direktör maç izlerken neden gözlerini ovuşturmuş ki?
Ezgi: Futbolcunun biri gözüne girmiş. (Hepsi birlikte gülerler.)
Hakan: Adamın ayakkabıları sıkıyormuş, ne yapmış?
Dombili Kardan Adam: Ne yapmış?
Hakan: Daha neşeli ayakkabılar almış. (Hep birlikte gülerler.)
Pelin: Bir adam sevgilisini buzdolabına saklamış, neden?
Dombili Kardan Adam: Neden saklamış bilmiyorum.
Pelin: İlişkimiz bozulmasın, diye. (Hepsi birlikte gülerler.)
Okan : Arkadaşlar akşam olmak üzere. (Salonun ışıklarını bir kısmı kapatılır.) Annelerimiz merak eder. Haydi evimize gidelim. Yarın Dombili Kardan Adam’ın yanına geliriz.
Yeşim: Bence de gidelim. Oyunumuza kaldığımız yerden devam ederiz.
Sinan: (Elini Dombili Kardan Adamı’ın omzuna koyar.) Sen bizi bekle, olur mu Dombili Kardan Adam? der.
Dombili Kardan Adam: Tabi ki beklerim. Siz yaptınız beni. Hayatımı size borçluyum. Haydi şimdi gidin, ödevlerinizi yapın. İlerleyen saatlerde hava iyice soğur, don yapar.
Ezgi: Daha iyi ya, sen de donarsın, sapa sağlam olursun. Günlerce erimezsin, hoşça vakit geçiririz beraber.
Dombili Kardan Adam: Arkadaşlar dua edin de birkaç gün güneş oğmasın. Güneş doğarsa benim sonum gelir. Eririm, sulara, sellere karışırım.
Hakan: İnşallah günlerce erimezsin. Çok üzülürüm. Erime lütfen.
Pelin: Erime lütfen, o kadar emek harcadık. Erime Dombili Kardan Adam olur mu?
Dombili Kardan Adam: Tamam arkadaşlar, hadi evinize gidin karanlık oldu bakın. (Sahnenin ışıkları tamamen söndürülülür.)
Çocuklar bir ağızdan: İyi akşamlar Dombili Kardan Adam, der ve sol taraftan perdenin arkasına giderler.Kardan Adam Şarkısı çalmaya başlar.Yaklaşık otuz saniye şarkı çalar. Sahnenin ışıkları açılır . Sahnenin tam ortasındaki Dombili Kardan Adam iki kolunu açar, esner. Tam o sırada Hacı Ahmet Dede ve Hayriye Hanım Teyze kol kola küçük adımlarla içeri girerler.-Hacı Ahmet Dede’ye ve Hayriye Hanım Teyze’ye şartlara göre kıyafetler giydirilir. İsteğe göre dede sakallı olabilir, teyze tülbentli olabilir. Dede bastonlu olabilir-
Hacı Ahmet Dede elini beline koyar, doğrulur, Dombili Kardan Adama doğru dikkatli dikkatli bakar. Eliyle onu Hayriye Hanım Teyze’ye gösterir: Hayriye Hanım, benim gördüğümü sen de görüyor musun?
Hayriye Hanım Teyze: Üstüme iyilik, sağlık; ne görüyorsun sabahın erken saatlerinde, Hacı Ahmet Bey?
Hacı Ahmet Dede: Bak bak şu beyaz, şişman şeyi görmüyor musun?
Hayriye Hanım Teyze: Evet evet gördüm. Ama bir şeye benzetemedim. Ne acaba beyaz, şişmanca bir şey.
Hacı Ahmey Dede: Hadi gel yanına gidelim bakalım. Neymiş?
Hayriye Hanım Teyze, Hacı Ahmet Dede’nin kolundan tutar çeker: Sakın gitme yanına! İn midir, cin midir? Ne olduğu belli değil. Çarpar bizi Allah korusun. Neye benzediği de belli değil.
Dombili Kardan Adam yaşlıların konuştuklarını duyar ve sinirlenir: Op, op; çarpar derken? Ben bir kardan adamım. Neden çarpayım ki. Gelin yanıma, tanışalım, benden kimseye zarar gelmez.
Hacı Ahmet Dede: Bak hanım, kardan adammış, yanına gidelim tanışalım. Mahallenin çocukları yapmış olmalı.
Hayriye Hanım Teyze: Öyle mi? Çocukken biz de çok kardan adam yapardık. Hey gidi günler hey.
Dombili Kardan Adam yanlarına gelir: Ben Dombili Kardan Adam; dün çocuklarla güzel bir günüm geçti. Çok eğlendiler, güldüler oynadılar. Bütün çocuklar kardan adam yapmayı, kartopu oynamayı çok sever. Ben de onları çok seviyorum.
Hacı Ahmet Dede: Merhaba Dombili Kardan Adam, Biz de çocukken çok kardan adam yapardık. Akşama kadar üstümüz başımız sırılsıklam olurdu. Ne acıktığımızı, ne de susadığımızı fark ederdik. Evin yolunu unuturduk.
Hayriye Hanım Teyze: Hey gidi çocukluk hey! Hey gidi gençlik hey!
Hacı Ahmet Dede: Neydi o günler be.
Akıl Küpü Heredot sahneye girer, Hacı Ahmet Dede’ye, Hayriye Hanım Teyzeye ve Dombili Kardan Adam’a bakar: Hey gidi hey! der, seyircilere döner, devam eder. Hayat böyle işte. Yüzde kırışıklıklar, belde bükülme, gözlerde az görme, k ulaklarda işitme kaybı başlayınca bu söz söylenir durur. Hey gidi çocukluk hey! Hey gidi gençlik hey! Hey gidi hey! Geçmişe bir özlem, sormayın gitsin. Şu şarkıyı her dinleyişte ben de özlemler yaşarım. Geçmişe dair, hayata dair, sevgiye dair, sevgiliye dair.
Andıkça geçen günleri gözlerim dolar
Sanki seni yanımda bulurum
Tozlu topraklı yollarda gezen
O eski sevgilin olurum
Bizler mi bilmem ki yoksa zaman mı değişti
O güzel günler hangi köşelerde gizlendi
Hey hey gidi günler hey gidi günler
Beni benden çalan o güzel günler.
Coştukça coşar aşk dolu şarkı okurduk
Bir çiçekle de sendeyim.com mutlu olurduk
Varsın güneş doğsun varsın doğmasın
Yine hayattan bir tat bulurduk
Bizler mi bilmem ki yoksa zaman mı değişti
O güzel günler hangi köşelerde gizlendi
Hey hey gidi günler hey gidi günler
Beni benden çalan o güzel günler.
Şimdi sen nerelerdesin ben neredeyim
Sanki bambaşka bir alemdeyim
Seni andıkça içim yandıkça
Sanki yine o günlerdeyim.
Bizler mi bilmem ki yoksa zaman mı değişti
O güzel günler hangi köşelerde gizlendi
Hey hey gidi sendeyim.com günler
Beni benden çalan o güzel günler.
Hacı Ahmet Dede, Hayriye Hanım Teyze ve Dombili Kardan Adam, Akıl Küpü Heredot’u alkışlar.
Hacı Ahmet Dede: Ağzına, yüreğine sağlık oğlum, çok güzel okudun. Duygu seline boğdun bizi.
Hayriye HanımTeyze: Çok güzel okudun gerçekten, teşekkürler oğlum. Gençlik yıllarıma götürdün beni.
Akıl Küpü Heredot seyircilere döner: Ya işte böyle. Sozun devamında
fırtına gibiydik okulda diye devam edilir. Ya da bomba cocuklardık, okulun en kralıydık. İs yerinde en iyi ekip bizdik gibi devam eder. Ya nostalji içerir ya da muhafazakarlık, her iki halde de melankoliktir. "ahhh ahh nerede kaldı o eski günler" anlamına gelen, nezaman geçmiş akla gelse, buruk bir hüzünle söylenen söz. Özlenen günler için kullanılan bir tabir, özlem dolu, hasret dolu. Başlangıcı,yaşayışı ve sonu aslında aynı ama biçimleri farklı olan her insanın içindeki pişmanlıklarının dışavurumunu sağlayan bir eskiye özlem,doyamamışlık ve kabullenememe nidası. Ya , işte böyle. Akıl Küpü Heredot Hacı Ahmet Dede’nin ve Hayriye Hanım Teyze’nin koluna girer ; Haydi gidelim, farkındayım çok duygulandınız, çocukluk, gençlik yıllarınıza gittiniz. Hem hava soğuk, hasta olmayın. Dombili Kardan Adam’ın da birazdan arkadaşları , mahallenin sevimli çocukları gelir.
Hacı Ahmet Dede: Evet, çok duygulandım. Hey gidi hey, Haydi gidelim. Hoşça kal Dombili Kardan Adam.
Hayriye Hanım Teyze: Haydi gidelim. Erime Dombili Kardan Adam olur mu?
Dombili Kardam Adam: Güle güle, kendinize iyi bakın. Hasta olmayın. Hacı Ahmet Dede, Hayriye Hanım Teyze ve Akıl Küpü Heredot sahneyi terk eder. Sabah misafirlerim nostalji yaptılar. Duygu seline kapıldılar. Erime, diye de rica ettiler. Neyse ki gece çok ayaz vardı iyice dondum. Yaşasııınn ! Ömrüm daha uzun olacak ve arkadaşlarımla günlerce oynama fırsatı bulacağım.
Bu arada sahnenin sol tarafından Güneş’in ışık saçan yüzü görülür. Doğaya gülen yüzüyle şöyle bir bakar.
Güneş: Merhaba yeryüzü, merhaba güzel doğa. Selam olsun dağlar, ormanlar, denizler, birbirinden güzel şehirler hepinize sevgiler. ( Seyircilere döner. ) Sevgili çocuklar size de günaydın, nasılsınız, iyi misiniz? Ben de çok iyiyim. Dünyayı aydınlatmak ve ısıtmak için bu sabah yine doğdum. Birden Dombili Kardan Adam’ı görür.) Vaayy! Kardan adam sana da günaydın. Nasılsın bakalım?
Dombili Kardan Adam: (Şaşkın ve üzgün.) İyiyim iyiyim, yani seni görene kadar iyiydim.
Güneş: Benim gelmem seni üzdü anlaşılan.
Dombili Kardan Adam: Hı hı. Ne yalan söyleyeyim, çok üzgünüm. (Yalvarırcasına.) Beni eritme olmaz mı?
Güneş: Seni eritmek istemem aslında ama bu mümkün değil.
Okan sahneye girer: Neden mümkün olmasın, en azından birkaç gün eritmesen.
Güneş: Onu eritmemem için yeryüzünü ısıtmamam gerekir, yeryüzünü ısıtmamam demek, canlılık faaliyetlerinin son bulması demek. Tüm canlıların benim ışığıma ve ısıma ihtiyacı var.
Bu arada Yeşim sahneye girer : Amam Dombili Kadan Adam’ı yapabilmek için ne kadar uğraştık. Kolay mı sanıyorsun kardan adam yapmayı.
Diğer çocuklar da sahneye girerler.
Sinan: Hem biz dünden sözleşmiştik. Bugün akşama kadar oynayacaktık.
Ezgi, Hakan ve Pelin birlikte : Lütfen Güneş, lütfen onu eritme! der.
Dombili Kardan Adam: Duydun arkadaşlarımı değil mi Güneş. Onları da kıracak değilsin artık. Beni eritmeyeceksin, gideceksin değil mi?
Güneş: Ben çocukları da seni de çok seviyorum. Ama benim görevim bu yeryüzünü ısıtarak karları, buzları eritmek zorundayım.Tüm varlıklar için bir hayat kaynağıyım ben. Sadece insanlar için değil, tüm canlılar için yaşam kaynağıyım. Bunu sizler okulunuzda öğreniyorsunuz aslında.Neden ısrarcı oluyorsunuz?
Pelin: Biliyoruz Senin ne kadar yararlı olduğunu ama Dombili Kardan Adam’ı da çok seviyoruz.
Dombili Kardan Adam: Evet Güneş, Ben de çocukları çok seviyorum, beni eritme olmaz mı?
Güneş: Sizin karlı havaları çok sevdiğinizi biliyorum. Ben sizi gün boyunca görüyorum. Doğal döngü gereği bunu yapmalıyım. Yine kar yağar, yine kadrdan adam yaparsınız. İnsan vücudunun D vitamini sentezlemesini gerçekleştirdiği için özellikle çocukların kemik gelişiminde temel bir rol üstleniyorum. Kemiklerin ve özellikle dişlerin güçlenmesi için D vitamini gerekli. Benim ışınlarım vücutta D vitamini üretilmesini sağlıyor.Anladınız değil mi çocuklar beni.
Ağaç sahneye girer: Epeydir sizi dinliyorum. Güneşten isteğinizi duydum. Eğer Güneş ışınları olmazsa ben de sizin gibi yaşayamam. Sadece ben değil, hiçbir canlı hayat bulamaz.
Güneş: Duydunuz değil mi çocuklar ağacı. Bütün canlıların bana ihtiyacı var.
Hakan: Aslında olabilir, kardan adamı tekrar yapabiliriz, hem yemyeşil doğada oynamak da çok eğlenceli.
Ezgi: Evet ya, ağaca salıncak kurarız, daldan dala uçarız.
Okan: Hamağımızı ağaçtan ağaca kurup dinleniriz.
Yeşim: Yemyeşil çimlerin üzerinde oyunlar oynarız.
Sinan: Rengarenk çiçekler donatır her tarafı.
Dombili Kardan Adam üzgün : Ya ben ne olacağım.
Pelin: Seni kar yağdığında tekrar yaparız Dombili Kardan Adam. Hem daha büyük, hem daha güzel yaparız.
Pelin: Sen eriyince su olursun. Bize ve doğaya faydalı olmaya devam edersin. Çünkü bize ağaç da lazım, meyve de lazım, sebze de lazım.
İçeri bir koyun, bir mısır ve bir maymun girer.
Koyun( Meee meeee meeee der.): Ben de lazımım insanlara. Benim etimden, sütümden, yünümden faydalanırlar.Bitkisel besinlerle beslenirim. (Kardan adama döner.)Lütfen Dmbili Kardanadam ; benim yaşamam için de güneş ışığına ve ısısına ihtiyacım var. Bırak da Güneş yeryüzünü ısıtsın, aydınlatsın.
Ağaç: Koyunun gelmesi iyi oldu, sizin ona ihtiyacınız var, onun da bitkilere. Bitkilerin de güneş ışığına. Bitkiler yaşamlarını fotosentez yaparak sürdürürler. Fotosentez olmadan hiçbir bitki yaşayamaz. Işık olmadan ise fotosentez olmaz. Bitkiler besin üretebilmek ve ürettiği besini vücudunda depolayabilmek için güneş enerjisini kullanır.Güneş doğayı kucaklasın, doğal denge yerini bulsun.
Mısır: Ben de genellikle çok nemli iklim bölgelerinde yetiştirilebilen, tek yıllık özellikle yağı doymamış yağ grubunda olan bir tarım bitkisi. Güneş ışığına, suya, nemli ortamlara ihtiyacım var. İnsanlara ve hayvanlara sağladığım faydalar anlatmakla bitmez. İçerdiğim vitamin ve mineraller ile sağlık açısından sayısız faydalar sağlarım. Tam bir potasyum deposuyum, zengin miktarda karbonhidrat içermekteyim. Protein açısından da zenginim, doymamış yağlar ve sodyum da içeririm.
Maymun: ( Maymunca hareketler ve sesler çıkarır.)Biz zeki ve sosyal hayvanlarız, kolayca ağaçlara tırmanabiliririz ve ağaçların üzerlerinde gezinebiliririz. Bazı maymunlar haricinde genelde uzun ve sık ağaçların olduğu yerlerde yaşarız. Meyve, yaprak, böcekler, çiçeklerle besleniriz.Orman, bozkır, çöl ve hatta karlı dağlarda yaşarız fakat en çok Avustralya ve Yeni Gine dışında, yağmur ormanlarında bulunuruz. Bizim yaşamamız da Bitkilere ve diğer canlılara bağlı. Dolayısıyla hayatımız Dünyaya yaşam kaynağı olan Güneşe bağlı.
Güneş: Eveett Dombili Kardan Adam. Herkes işini yapsın artık.Sen de yavaş yavaş eri, su ol.Canlılara hayat ver. Buharlaş, bulut ol, yoğuş, tekrar yağ. Çocuklar izin verin de yeryüzünü ısıtayım artık. Sizlerde günün tadını çıkarın.
Kardan adam şarkısı çalar, tüm oyuncular dans ederler ve perde kapanır.
YAZAN : İSMAİL MALATYA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.