- 746 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Belirsizliğin Düzeni
Belirsizliğin Düzeni
Düzen: Kime göre, neye göre?
Belirsizlik: Kimin belirlediğine göre, neye göre?
Evrenin düzenli veya düzensiz olduğunu söylemek iddiadan öteye geçmez! Her ikisi de söylenebilir ve ispat, göreceli olmak durumunda! Mutlak bir iddia veya mutlak bir ispat mümkün değil. Mevcut bilinenler üzerinden yapılan “Büyük patlama” yani ilk patlama, başlangıç kabul edilir ise başlangıçtaki düzensizliğin devam etmediği gözlenmiş! Başlangıçta evrenin her yanına rastgele veya düzensiz dağılmış “Zerre”, henüz madde olmamışken kuantum fizikteki elektron benzeri, her anda her yerde! Belirlenmiş bir yeri olmaksızın. Buraya dikkat! Zerre, 1. Ve 2. Boyutta madde olarak görünmüyor! 3. Boyutta görünümü madde! Madde hacmi, çokluk olarak yansıyor! 1. Ve 2. Boyuttaki “Zerre”, teklik ile tarif edilir! Çokluk 3. Boyutun maddi hacminin bir tür yansıması, buna yanılsama diyenler de olabilir! Maddi hacim için, “Fani-yalan” söylemi bundandır!
Evrenin ilk aşamasındaki rasgele dağılımı düşünelim, hemen ilk anda galaksiler şeklinde yığılmalar ve birikmeler, toplaşmalar oluyor! İlk aşamadaki rasgele dağılımı “Düzen” olarak düşünelim! Toplaşmalar ve düzen almalar (Galaksi, yıldız ve diğer oluşumlar), düzeni bozuyor! Evrenin her yanında anda olabilen “Zerre” 3. Boyutun madde hacminde gözlenemiyor ve madde hacminde sıkışmış belirlenmiş bir hologram gibi yansıyor! Çokluk diye bir hayali kılıf zerreye atfediliyor! Karanlık enerji ve karanlık maddenin aranması ve bir türlü 3. Boyutta bulunamamasının nedeni, zerrenin çokluk hacminde aranmasıdır! Yani 3. Boyutta zerre arandığında, çokluk ortamında holografik bir yansıma olarak görünür! Boyutlar konusunda önceki yazılarımda sık bahsettim. Hiçlik, boyutsuz; tercih yani “Ben”, 1. Boyut; tasarı, alan, levha, data yani “Ruh”, 2. Boyut; madde hacmi yani Dünya, 3. Boyut! 3. Boyut haricinde çokluk anlamlı değil. Bir de bin de bir! Tek olan bir yazılımın sayısız kopyası olabilir! Sayısız kopyanın holografik yansıması, maddi alanın 3. Boyutun hacminde!
Belirsizlik halinde zerre evrenin her yerinde ya da zerre, bütünün aynası, aynısı! Belirsizlik durumu olarak hiçliği yani boyutsuz düşünmeli! Belirsizlik aslen bir “Durum” dahi olamaz! “Durum” dendiğinde belirlenmiş olur! Sadece “Belirsizlik” dendiğinde hiçlik anlaşılmalı! 1. Boyut, tercih açısından belirlemektir! 2. Boyut, tasarı açısından belirlemektir! 3. Boyut belirlenenleri maddi hacimde sınırlamak, hapsetmektir! Hiçlik ve 1,2. Boyutları, 3. Boyuta hapsetmek mümkün mü?
Cevap: Mümkün değil! İzafi olarak, kısa ve fani ve yanılsama olarak “Zerre” 3. Boyutta gözlenmeye çalışılır! Çokluk ortamında belirsizlik mutlak manada gerçekleşmediğinden, “Zerre” madde hacminde hologram olarak düşünülür! Bildik 3. Boyut kalıplarına hapsolmadığı için varlığı hiçlik, 1,2. Boyutlar açısından bilinir, 3. Boyutta gözlenemez!
Yukarıdaki açıklamaların ışığında evrenin düzenli veya düzensiz olduğunu iddia etmek izafi! Başlangıçtaki durum, düzensiz kabul edilir ise evren düzene doğru eviriliyor demektir! Başlangıç durumu düzenli ise evren düzensizliğe doğru gidiyor demektir! Entropi, konusunda değişik bakışlar geliştirmek gerek. Maddenin mevcut halini koruyamaması düzensizleştiğini mi gösterir yoksa düzenli olmaya meylini mi gösterir?
Cevap: Maddenin mevcut hacmini koruyamaması yani eskimesi, bozulması genişlemesi, zerrenin 3. Boyut hacimde hapsedilemeyeceğini gösteriyor! Başlangıç kabul edilen büyük patlamanın ilk aşamasındaki her yana dağılmış hale doğru gidişatı gösterir! Daha ileri düşünüldüğünde maddenin 3. Boyuttan belki 4. Boyuta geçme çabasını gösterir! 4. Boyut için geometride bir temsilci aranır ise “Hiperküp” düşünülebilir! 3. Boyuttaki görünümün bir boyut daha sarılması gibi. Şöyle düşünülebilir: Hiçlikten tercih ile 1. Boyutta, tasarı ile 2. Boyutta, hacim ile 3. Boyutta gözlenen “Zerre” yani şey, 4. Boyutta tekrar tercih ediliyor, her tercih edilişte gelişim söz konusu! Bu kısmı herkes kendi zihninde, kendince göreceli açabilir! Öyle de olmalı…
Başlangıçtaki durumu yani zerrenin evrenin her tarafında olması halini düşünelim. Bu zerrenin tek bir nokta gibi olmasıyla anlaşılabilir! Patlama olarak düşünülen hal zaten 3. Boyuta yani çokluk ortamına açılmaktır! Teklik konusunu da zihinlerimizde kendimiz halletmeliyiz! 3. Boyuttaki çokluğun bir elemanını “Tek” olarak düşünmek yanıltıcı olabilir! Tekliğin anlaşılması için 3. Boyutun hacim sınırından çıkmak gerekir! Yani çokluk ortamında teklik yine çoğul olarak gözlenebilir! Şöyle ki bir araba modelinin tüm tasarım ve üretim bilgilerini data şeklinde düşünelim. Yani o modelin ruhu! Tek olan tasarım, çoklu ortamda sayısız üretilebilir! Data açısından tek olan, üretim bandı açısından çoktur!
Başlangıçtaki hali yani noktayı koruduğumuzu düşünelim. O nokta bizzat “Ben” olarak düşünüldüğünde tüm boyutlardaki yansımanın kaynağı hiçlik, tercihi de “Ben” olur! Yani evrendeki her şey, “Ben” tercihinde düşünülebilir! Tüm boyutlardaki seyir ile tüm evren “Ben” tercihinde olabilir!
Başlangıçta her yana dağılmış olan şeyler, maddeler, küçük ölçekte atomlar; büyük ölçekte galaksiler ve yıldızlar benzeri oluşumlar, kütle çekim etkisiyle gruplaşıyor ve toplanıyor. Bu toplanmalar ve gruplaşmalar için fani ve sonlu demek uygun. Maddi oluşumlar için ölüm denebilecek haller; büzüşme, genişleme, eskime ve patlama gibi! Toplumsal olarak düşünüldüğünde tüm birleşmeler, ayrımlar, gruplaşmalar geçici olmak durumunda! Aynı maddenin halleri gibi genişlemek, daralmak, eskimek ve nihayetinde patlamak gibi haller gözlenebilir!
Son tahlilde; evren düzensizlikten düzene gidiyor ise başlangıçtaki hale doğru gidiyordur! Düzenli halden düzensiz hale gidiyor ise gittiği yol düzenli olmak durumunda! Göreceli bakışla varılacak sonuçlar, evrenin düzenli veya düzensiz olduğu konusunda mutlak bir fikir vermez! Zaten 3. Boyutta çokluk görünüyor! Zaman-mekan, az-çok, iyi-kötü, uzak-yakın, güzel-çirkin, büyük- küçük gibi göreceli durumlar, çokluk ifade ediyor! Bir şeye “Az-çok” deniyor ise o şey tek olarak görünmüyor demektir! Aynı şekilde “Uzak-yakın” ölçümü de bir şeye göreceli yapılabilir! Kıyas, çokluk hacminde yapılabilir. Tek olanın kıyası olmaz! Belirlemek, düzenlemek gibi düşünülse de belirleyene göreceli olduğundan aslında düzeni bozmaktır. Bu nedenle madde hacmi fani olarak adlandırılır! İşleyişi düzenlemek, işleyişi bozmak gibi sonuçlanır! Belki de evrenin asıl düzeni belirsizlik halinin korunmasında! Sosyolojik olarak da bu düşünce geliştirilebilir! Sonuçta müdahale, seyri bozuyor.
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.