- 540 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Tatar Aga'nın karısı!
Tatar Hüseyin,kasabamızın pehlivan yapılı birisiydi.
1.90 ’ı geçen boyu,usturalı kafası ve 130-140 kilolu haliyle hemen hemen herkesin sevdiği ve bu arada takıldığı bir insandı da.
Varlıklı değildi.
Dere boyunda eşiyle briket keserek geçimini sağlar,tarla kiralamak yerine kavaklığı olan komşuların bir tür himayesiyle değişik mekanlarda çalışırdı.
Ancak koyu bir Demokrat Partili idi.
Rahmetli babamın da "aretliği" sayılırdı,çünkü ikisi de 1337 ’li yani 1921 doğumlu idiler.
Siyaseten farklı yerlerde olduğumuz için pek geçinemezdik 1975-80 arasında.Ancak bir gün kahvede otururken yanıma geldi,"Be çocuk,bugün kahveler benden" demez mi!
-Yahu Tatar Aga,hangi dağda kurt öldü ?
-Sorma be çocuk şimdi sana anlatacağım.
Bayağı merak etmiştim.
Bu arada kahvelerimiz geldi,derin bir muhabbete başladık Karahasan’ın Kahvesinde.
-Bu kahveyi yengene borçlusun!
-Hayırdır,ne oldu ki ?
Sabah sabah komşular traktör arabası ile işe giderken,briket kestiğimiz kavaklığın önünde durdular.
Yengen de eğil,kalk iki büklüm olmuştu.
Başladılar söze.
-Abe abla,hiç varacak adam bulamadın da,böyle kafası usturalı,boynu deve boynu,gövdesi de manda gönü gibi olan adama niye vardın?
-Yengen de çıt yok.Ama laflar ardı arkası kesilmeden devam ediyor.
Bu arada yengen başını kaldırdı,arabada olanların tümünün duyacağı şekilde şöyle cevap verdi.
-Abe kızanım,Hüseyin Aganla,25 ’inde aşk yasasaydın,65 ’inde onu bırakamazdın.
Birden şaşırdım be çocuk.
O benim konuşmaz sandığım yengen,onları sözle bir güzel patakladı.Ve kakçın ağızlılar da gaza basıp,kavaklığın önünden ayrıldılar.
Rumeli şivesinde kakçın ağızlı,şom ağızlı yerine kullanılan bir nitelemedir.
-İşte bu kahve,o sözün karşılığıdır.
Afiyetle içtik.
Tatar Aga’nın karısının "reel" duruma ilişkin verdiği "ders" çok manidardı çünkü.
Hayırla yad etmek istedim / istiyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.