- 572 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Sen Mutluluğu Satın Alabilir misin Şükran Aynur ya da Hatçe
’’İnsanın yapmaktan hoşlanmadığı ev işi gibi faaliyetleri para karşılığında başkalarına yaptırmasının mutluluğu arttırdığı araştırmayla belgelendi.’’ BASINDAN
Öyle bir cümle vardı geçmişten gelen hani, hepiniz bilirsiniz. Nazım Hikmet Abidin Dino’ya seslenerek ’’Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?’’ diyordu... Demek ki mutluluğun resmi de yapılabiliyor, mutluluk satın da alınabiliyor mu acaba? Nakit ya da kredi kartı veya senet sepet ile alınır mı mutluluk? Kim bilir? ’’Şuradan bir kaç kilo mutluluk sarın bana, ücretini de şu limitsiz kredi kartımdan çekiverin bir zahmet.’’ Biraz da içinde insanın mutluluk, öz benliğinde...
Ev işlerini biliyorum ki bir çok kadın yapmaktan hoşlanmıyor. Hoşlananlar da vardır mutlaka içlerinde... Bizim memlekette kadınların ev de yapacakları işler bir türlü bitmez. O neden ile bazı kadınlarımız haftada bir ya da on beşte bir mutlaka temizlikçi diye tabir edilen birilerini tutarlar ve evlerinde ücret karşılığı gün boyu çalıştırırlar...
Sade ev işi mi? Apartman görevlisini çağırıp ’’Oğlum şu saydığım malzemeleri al, çöpleri dök.’’ gibi verilen direktifler ile de kendileri külfetten kurtulurlar... Eee tabi bir sürü de boş zaman sahibi oluyor insanın haliyle... Artık o boş zamanda komşusunu çağırıp lak lak mı ederler? Arabaları ile gezip tozmaya mı giderler, torunlarını mı gezdirirler? Bir sürü yapılacak iş vardır yine insanı fazla yıpratmayan ve yormayan...
Bu gün herhangi bir eve hanımlara yardım etmeye gelen kadınların yevmiyesi en az yüz yüz elli lira gibi bir rakam. Buna bir de yemek ve yol parasını da ekleyin. Temizlikçi kadının odalarda, salonda, banyo da hışırı çıkarken, evin hanımı da elinde çayı ya da kahvesi, İnternet’de ya sörf yapmaktadır ya cepten kankalarını aramaktadır ya da gazetelere göz gezdirmektedir. Nasıl mutlulukları artmasın ki Türk Hanımlarının?
Ev hanımlarına çoğu aile de İçişleri Bakanı da derler. Bazen de Başbakan kod adı ile çağırırlar. Tabi ki baba da bu durumda başkan ya da cumhurbaşkanı oluyor. Ancak burada dikkat edilmesi gereken çok önemli bir husus var. Hani normal demokrasilerde cumhurbaşkanı bir şeye onay vermezse, o gerçekleşmez ya, burada, yani aile de cumhurbaşkanlığı sadece semboliktir. Hanım, iç işleri bakanı ya da başbakan olarak tek yetkilidir, o ne derse o olur... Aksini iddia eden varsa gelsin karşıma. İnsan yeri geliyor oğluna kızına bile iş yaptırırken, artık buna rüşvet demeyelim de hediyeler verebiliyor. ’’Oğlum sırtıma bir masaj yap sana beş lira.’’ ya da ’’Kızım git bakkaldan şunları al üstü de senin olsun.’’ Parası olmayana az mutluluk, parası olana çok mutluluk. Bizim paramız yok. Mutlu muyum? Hem vallahi hem de billahi mutluyum? İçimizden geliyor mutluluk. Hepinize en derin sevgi ve saygılar yine de...
Ahmet ZEYTİNCİ
YORUMLAR
Mutluluk sadece bir duygu değil bilakis insanlık için yaşama amacı ve izahı da yok.
Asla maddi bir açılımı yok mutluluğun, demek olası belki de parayla saadete kavuşacağına ya da kavuştuğuna inanan insanlar.
Mutluluk asla parayla satın alınamaz bilakis üstüne para verseler dahi.
Ev işlerinden pek anladığım söylenemez aslında kimin kimi ne sıfat ile çağırdığı da asla ilgi alanım değil hele ki insan kendini bildikten sonra.
Kovan kovan bal misali mutluluk ve biz çalışkan arılar etrafa sadece sevgi ve iyi niyetle baktığımızda zaten çoktan sırrına vakıf oluyoruz mutluluğun.
Kendimden biliyorum hele ki bankacılık yaptığım dönemlerde tabir-i caizse paraya para demiyordum peki mutlu muydum?
Kelimeler raks ederken belki de bir yabancıya verdiğim selam ve yorgun argın uzun bir yürüyüşten geldiğim zaman üstelik tek kuruş harcamadan...
Saygılarımla sayın Zeytinci.