- 5120 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ŞAK ŞAK TURİZMİN YAVŞAK YOLCULARI
• BİR OTOBÜS FİRMASI: ŞAK ŞAK TURİZM...
• HER BİRİ FARKLI YERLERE YOLCULUĞA GİDEN ON FARKLI ADAM...
• ONU DA FARKLI MESLEKLERDEN, ONU DA YAVŞAK, SAHTEKAR...
• FAKAT İÇLERİNDEN BİR TANESİ AZILI BİR KATİL...
• KENDİSİNE VERİLEN GÖREV İSE O YOLCULARI ÖLDÜRMEK...
• PEKİ YA YOLCULAR SANILDIĞI GİBİ DEĞİLSE...
• HEPSİ İYİ YETİŞTİRİLMİŞ BİRER AJANSA. KATİL KİM O HALDE...
TÜR: POLİSİYE - KOMEDİ
YAZAN/YÖNETEN: ETHEM ULUSU
YAPIM: T.S.O.B.
KARAKTERLER:
MUSTAFA BOLSÜT:Şak Şak Turizm’in müdürü.
TANER İTSÜREN: Şak Şak Turizm’in şoförü.
ABBAS DİKOTURUR: Şak Şak Turizm otobüs muavini.
HAYDAR TOHUM:Şak Şak Turizm 10 no’lu yolcusu. Tarih Öğretmeni.
REMZİYE ÖNVEREN: Şak Şak Turizm 20 no’lu yolcusu. Ürolog
ENES HAMYERİ :Şak Şak Turizm 30 no’lu yolcusu.İnşaat Mühendisi.
ZELİHA GÖRTOĞLU:Şak Şak Turizm 40 no’lu yolcusu. Magazin Muhabiri
HARUN ÜFELER:Şak Şak Turizm 50 no’lu yolcusu.Modacı
EBRU TARAKYER:Şak Şak Turizm 60 no’lu yolcusu. Senarist
ŞAKİR GÖLCÜ : Şak Şak Turizm 70 no’lu yolcusu.İmam
AHMET BAŞTUTAN :Şak Şak Turizm 80 no’lu yolcusu. Marangoz
ÖNDER DÖNDER:Şak Şak Turizm 90 no’lu yolcusu.Su Tesisatçısı
UMUT KALDIRAN:Şak Şak Turizm 100 no’lu yolcusu.Demirci
ŞAK ŞAK TURİZMİN YAVŞAK YOLCULARI
TANER İTSÜREN: Bu cantına başladığımın tekeri ne bok yemeye iki de bir patlıyor anlamıyorum ki. Muavin baksana oğlum şuna.
ABBAS DİKOTURUR:Patlar patlar düzelir patron. Boşver bin de gidelim.
TANER İTSÜREN: Ne yaşıyon lan senin. Çocuk mu bu? Ağlar ağlar susar diyeceksin. Tamire ihtiyacı var işte arabanın.
ABBAS DİKOTURUR: Tamam patron. Şu yan sokakta araba tamircisi var. Oraya gidip bir gösterelim. Yapsınlar bizi. Yani arabayı.
TANER İTSÜREN: Tamam. (1 saat sonra araba tamir edilmiştir.)
TANER İTSÜREN: Ha şöyle ya. Gördün mü bak muavin? Ne güzel oldu.
ABBAS DİKOTURUR: Bilmem.
TANER İTSÜREN: Neyi bilmiyorsun?
ABBAS DİKOTURUR: Ne güzel oldu dediniz ya. Neyin güzel olduğunu bilmiyorum.
TANER İTSÜREN: Salaklık bir renk olsa eminim senin rengin gökkuşağı olurdu Abbas. Seninle konuşan da kabahat. Geç yerine otur.
ABBAS DİKOTURUR:Patron tekeri değiştirdik ya. Parası sahip’in cebinden mi çıkacak, yoksa bizim cebimizden mi?
TANER İTSÜREN: Tabiki bizden çıkacak Abbas. O Mustafa ibnesi cebinde akrep taşıyor. Hiç elini cebine atar da para verir mi?
ABBAS DİKOTURUR: Vay be. Patron sen müdür adayı olsana.
TANER İTSÜREN:Oğlum oluyum da kim bana verir
ABBAS DİKOTURUR:O nasıl laf patron. Sen bir adaylığını koy. Ben mahalledeki bütün çocukları toparlarım. Hepimiz basarız sana.
TANER İTSÜREN:Bana mı basacaksınız?
ABBAS DİKOTURUR:Sana basmayacağız da kime basacağız patron. Ayıpsın.
TANER İTSÜREN: Hastir geberesice. Kudurdun da bana mı yüklenecen?
ABBAS DİKOTURUR: Tamam patron. Biz de gider Mustafa’ya basarız.
TANER İTSÜREN: Bas ulan sen bas. Ben de basmazsam adam değilim.
ABBAS DİKOTURUR: Aha. Mustafa’yı an, değneği hazırla.
MUSTAFA BOLSÜT: Nerde kaldınız lan. Müptezel pezevenkler.
ABBAS DİKOTURUR: Patron sahip arıyor. Ne deyim?
TANER İTSÜREN: Yarım saate kadar oradayız de.
ABBAS DİKOTURUR: Alo sahip. Patron diyor ki yarım saate kadar oradaymışız.
MUSTAFA BOLSÜT: Hay sizin yarım saatinize sokuyum. Yarım saate oradayım, yarım saate şurdayım, yarım saate varacağım, yarım saate geliyorum.
Ne yarım saatmiş amk. İyi hadi yarım saati 1 dk geçerse sorarım ben size.
ABBAS DİKOTURUR: Tamam sahip. Sen hiç merak etme. (45 DK SONRA)
MUSTAFA BOLSÜT: Hani lan yarım saate kadar geliyordunuz.
TANER İTSÜREN: Altımızda ferrari yok ya Sahip. Bu eşek bu kadar gidiyor.
MUSTAFA BOLSÜT: Ulan verdiğim emekler gözüne, dizine dursun.
TANER İTSÜREN: Ne emek verdin de ya. Her işe biz koşturuyoruz. Senin eşeğin tımarıyla uğraşıyoruz. Sen ne yapıyorsun?
Sabahtan akşama kadar yatıp boston büyütüyorsun.
MUSTAFA BOLSÜT: Kes boş boş konuşmayı da. Hazırlan yola çıkacaksın.
TANER İTSÜREN: Daha yeni geldik amk. Nereye gidiyok hemen böyle?
MUSTAFA ÖZSÜT:Çok soru sormada git hazırlan. Kontrollerini sağlam yap bu sefer bu sefer ki yolcular arasında şirketin patronu’nun oğlu da olacakmış
TANER İTSÜREN:Tamam sahip kaç numarada oturacakmış patron’un oğlu ona daha iyi hizmet verelim.
MUSTAFA ÖZSÜT: Bilmiyorum. Kılık değiştirim gelmiş. Yani siz otobüse binen her müşteriye sanki patron’un oğluymuş gözüyle bakacaksınız. Kimbilir belki de kızıdır.
TANER İTSÜREN: Tamam sahip ben gidiyim de şu eşeğin tımarını yapıyım. Muavin yürü hadi gidiyoruz.
ABBAS DİKOTURUR: Patron bir şey soracağım ya
TANER İTSÜREN: Sor Abbas
ABBAS DİKOTURUR: Sahiple konuşurken sürekli birbirinize amk deyip duruyordunuz. Amk ne demek?
TANER İTSÜREN: Aramıza Mesafe Koyalım. AMK bu demek?
TANER İTSÜREN: Ula Abbas. Hazırsan gidelim hadi.
ABBAS DİKOTURUR: Hazırım patron. (Otobüs terminaline giderler)
ABBAS DİKOTURUR: Değerli yolcularımız Şak Şak Turizm’e hoşgeldiniz.
Güvenli bir yolculuk için lütfen kemerlerinizi bağlayınız ve yolculuk boyunca çıkarmayınız. Lüfen içeride Tütün ve tütün mamulleri tüketmeyiniz.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
TANER İTSÜREN: Sayın yolcularımız. Öncelikle Şak Şak Turizm’e hoşgeldiniz. Ben Otobüs kaptanınız Taner İtsüren. Bu da muavinimiz Abbas Dikoturur.
Lütfen sıra ihlali yapmadan adınıza kesilmiş numaralara geçiniz. Kimse kimseyle yer değiştirmesin. Sağlıklı ve mutlu yolculuklar dilerim.
ABBAS DİKOTURUR: Evet 10 numaralı yolcumuzu tanıyalım. Kimsiniz?
HAYDAR TOHUM: Ben Haydar Tohum. Tarih Öğretmeniyim. 45 yaşında evli ve 6 kız babasıyım.
ABBAS DİKOTURUR: Maşallah. Tanesini 50.000’den satsanız 3000.000 eder. Hadi yarısı masraflara gitsin 150.000 kalıyor. Bir ev parası hocam.
HAYDAR TOHUM: Beyefendi mal mı alıp satıyorsunuz? Ne elli bini? Ben kızların üç tanesini evlendirdim. Tanesi 100.000’den gitti. Piyasadan haberiniz yok herhalde?
ABBAS DİKOTURUR: Doğru söylüyorsunuz. Hayırlı yolcularlar efendim.
TANER İTSÜREN: Abbas bu adam seni de satmadan uzaklaş hemen yanından.
ABBAS DİKOTURUR: Evet 20 numarayı tanıyalım.
REMZİYE ÖNVEREN: Remziye Önveren. 32 yaşında Üroloji doktoruyum. Bekarım. Evlenmeyi falan düşünmüyorum. Gördüklerim bana yeter.
ABBAS: Doğru söylüyorsunuz. Kimbilir kaç üçüncü bacak gördünüz
REMZİYE ÖNVEREN: Senin kuş ötüyor mu? İyi bakıyor musun? Fındık fıstık yediriyor musun?
ABBAS DİKOTURUR: Benim kuş sıhhatli efendim. İyi yolculuklar.
TANER İTSÜREN: Abbas dedeni bu karıyla evlendirsek ya lan. Hem kışı rahat geçirir hem de kuşu.
ABBAS DİKOTURUR: Siz kimsiniz? 30 numarayı tanıyalım.
ENES HAMYERİ: Enes Hamyeri. İnşaat Mühendisiyim.Kendime ait bir şirketim var.
ABBAS DİKOTURUR: Ne güzel efendim. Şirketinizin adı ne?
ENES HAMYERİ: Hamınoğulları Limited Şirketi.
ABBAS DİKOTURUR: İyi çalışmalar.
TANER İTSÜREN: Ha ha. Bu şirket ekonomide ilk 10’a girer.
ABBAS DİKOTURUR: 40 numarayı tanıyalım.
ZELİHA GÖRTOĞLU: Canım ben Magazin Muhabiriyim tamam mı? Adım da ımmm Zeliha Görtoğlu. Bak şaşırma arada ‘’R’’ var.Tamam mı?
ABBAS DİKOTURUR: Tamam. İyi yolculuklar.
TANER İTSÜREN: Abbas oğlum sen r’leri bazen şaşırıp y diye söylüyorsunuz. Bak dikkat et kadına Göytoğlu deme.
ABBAS DİKOTURUR: 50 numarayı tanıyalım.Sizkimsiniz?
HARUN ÜFELER: 55 yaşındayım Modacıyım.9 oğlum,8 kızım. 43 torunum var.
ABBAS DİKOTURUR: Blldiğin köy kurmuşsun amca sen. Muhtar adayı ol da sana basak bari.
HARUN ÜFELER: Evlat benim 4 tane karım var.Gel seni de azam yapıyım.
ABBAS DİKOTURUR: Yok almayım. Hayırlı yolculuklar.
TANER İTSÜREN: Adam seni jetsikiye bindirmeden kaç hemen Abbas.
ABBAS DİKOTURUR: 60 numarayı tanıyalım.
EBRU TARAKYER: Bendeniz Ebru Tarakyer.Senarist’im. Bekarım.
ABBAS DİKOTURUR: Dünya’nın en kolay mesleğini yapıyorsunuz. Osur osur ipe diz sonra da cukkayı cebellezi et.Ne güzel alem be.
EBRU TARAKYER: Bizim osuruğumuz bile kıymetliki ipe diziyorlar. Sizin ki puff uçup gidiyor.
TANER TARAKYER: Bırak şu osuruktan muhabbeti de sıradakine geç.
ABBAS DİKOTURUR: 70 numara.
ŞAKİR GÖLCÜ: Şakir Gölcü. İmamın evladım. Evli ve 1 oğlan babasıyım.
ABBAS DİKOTURUR: Memnun oldum hocam. Bir sorum olacaktı. Zamanın birinde ebem anama beddua etti anam da o ahla öldü gitti. O ahtan bana da bulaşmış mıdır?
ŞAKİR GÖLCÜ: Olur mu evlat? Herkes kendi kıçından sorumludur.
ABBAS DİKOTURUR: Teşekkürler. 80 Numara kim acaba? Evet buyrun
AHMET BAŞTUTAN: Ben Ahmet Baştutan. Marangozum. Evliyim.
ABBAS DİKOTURUR: Memnun oldum. Çocuk Sayın Baştutan.
AHMET BAŞTUTAN: Ben de.
ABBAS DİKOTURUR: 9O numara kim?
ÖNDER DÖNDER: İsmim Önder. Soy ismim Dönder. Su tesisatçısıyım.
ABBAS DİKOTURUR:Önder Dönder. Koy gönder diyorsun yani. Ha ha ha...
ÖNDER DÖNDER: Komik mi olduğunu sanıyorsun lan? Medeniyet şahikası öküz. Seni varya 40’lık kavisli boruyla akraba yaparım.
TANER İTSÜREN: Kaç Abbas kaç.Bu adam seni borusana sokup müdür yapacak.
ABBAS DİKOTURUR: 100 numara kim acaba?
UMUT KALDIRAN: Ben Umut Kaldıran.40 yaşındayım. Demirciyim
ABBAS DİKOTURUR: Soğuk demirci mi? Sıcak demirci mi?
UMUT KALDIRAN: Mevsimine göre değişiyor.
ABBAS DİKOTURUR: Anlıyorum. (Lastik gümler o esnada) N’oluyor?
TANER İTSÜREN: Teker patladı. Muavin mola ver de şu tekeri yapalım.
ABBAS DİKOTURUR: Değerli yolcularımız 1 saat ihtiyaç molası.
HAYDAR TOHUM: 1 saatlik mola mı olurmuş canım
ZELİHA GÖRTOĞLU:Beğenmiyorsanız inmeyin Haydar Bey.Tamam mı?
HAYDAR TOHUM: Sus Gört.
ENES HAMYERİ: İnsanların soyadlarıyla niye dalga geçiyorsun lan tohum.
REMZİYE ÖNVEREN: Ya tamam polemiğe girmeyin. İnin
AHMET BAŞTUTAN: Bayan haklı. Remziye Hanım yaklaş yaklaş.
REMZİYE ÖNVEREN: Hayırdır.
AHMET BAŞTUTAN: Ben son zamanlarda z raporu alamıyorum. Sebebi ne ki?
REMZİYE ÖNVEREN: KDV borcunuzu yatırmamışsınızdır. Önce onu yatırın.
UMUT KALDIRAN: Kaldırılacak malzeme varsa yardımcı olabilirim.
HARUN ÜFELER: Var evlat. Gel de şu uyuyan yılanı uyandır.
EBRU TARAKYER: Harun Bey sizin yılan çoktan mefta olmuş. Gömün siz onu.
ABBAS DİKOTURUR: Hocam müsadenizle bir sorum olacaktı
ŞAKİR GÖLCÜ: Sor mübarek.
ABBAS DİKOTURUR: Hocam ben geçenler de bir kıza aşık oldum. Kızda bana karşı boş değildi. İşte gezmeye başladık. Sürekli kendisine hediyeler aldırıyor, lüks lokantalar da yemek yedirdim. Tektaş aldım 36 ay vadeyle.
ŞAKİR GÖLCÜ: Sonra da kız seni terk etti değil mi?
ABBAS DİKOTURUR: Aynen hocam. Nereden bildiniz?
ŞAKİR GÖLCÜ: Soyadın gibi Dik gibi ortada kaldın demek mübarek.
ABBAS DİKOTURUR: İyi ki sizin soyadınız gibi ortada kalmadım mazallah.
Ya Göl gibi ortada kalsaydım.
EBRU TARAKYER: Pardon. Bölüyorum ama istemeden konuşulanlara kulak misafiri oldum. Ben de fikrimi söyleyebilir miyim?
ABBAS DİKOTURUR: Tabi buyur Ebru.
EBRU TARAKYER: Kardeş sen yiyemeyeceğin yaprağın dolmasını sarmışsın.
ABBAS DİKOTURUR: O ne demek ya? Bir daha söylesene.
EBRU TARAKYER: Yani diyorum ki Yiyemeyeceğin yaprağın dolmasını sarmayacaksın. Haksız mıyım hocam?
ŞAKİR GÖLCÜ: Haklısın kızım.
ÖNDER DÖNDER: Remziye Hanım size bir sorum olacaktı.
REMZİYE ÖNVEREN: Tabi buyrun.
ÖNDER DÖNDER: Gün de kaç kuşu özgürlüğüne kavuşturuyorsunuz?
REMZİYE ÖNVEREN: Belli olmuyor. Kurtardığım kadar kafasını ezdiğim kuşlar da var. Böyle sizin gibi çok ötenler mesela.
ÖNDER DÖNDER: Anlıyorum. Yalnız ben kuş değil kobra besliyorum.
Dikkat edin de sokmasın.
ABBAS DİKOTURUR: Patron sahip arıyor.
TANER İTSÜREN: Gene ne istiyor bu fikirsiz ya. Buyur sahip
MUSTAFA BOLSÜT: La ne yaptınız? Bulabildiniz mi Patronun çocuğunu?
TANER İTSÜREN: Çocuğunu seviyim onun. Ya sahip bu kadar yavşağı nereden buldun ya.
MUSTAFA BOLSÜT: Ebeyin... Tövbe tövbe. Kapat hadi
TANER İTSÜREN: Kavat. Kendini bir şey zannediyor. Şu eşeğin bakımı da bitse de gitsek. Muavin şu yolculara sahip çık. Sağa sola çatmasınlar
ABBAS DİKOTURUR: Tamam patron.
TANER İTSÜREN: Kurda kuzu emanet ettik ya hadi hayırlısı.
ABBAS DİKOTURUR: Şak Şak Turizmin Yav. Değerli yolcuları. Lütfen nereye gideceğinizi tek tek söyleyin.
HAYDAR TOHUM: Ben Manisa’ya öğrencilerime gidiyom gari.
REMZİYE ÖNVEREN: Beni Elaziz’e götür şöfer beg. Günlerdir tutmirem.
ENES HAMYERİ: Beni Zonguldak’a götür kurbanım.Şirketin başında kimse yok.
Kurbanım Hamınoğulları batmasın.
ZELİHA GÖRTOĞLU: Beni Bursa’ya götür tatlım taam mı? Arada ‘’R’’ var. Bak!
HARUN ÜFELER: Beni Isparta’ya götür. Dört dane çiceğım beni beklor.
EBRU TARAKYER: Beni Ankara’ya götür. Yazılacak bir dünya eserim var.
ŞAKİR GÖLCÜ: Beni da Adana’ya götür. Tez götür yol da alenme. Vakit geçiyir. Namaz kaçıyir. Cemaat söviyir, müftü koviyir. Götür beni Adana’ya.
AHMET BAŞTUTAN:Ben Eskişehir’e gideceğim paşam. Nedir yani? Beni de tahtalarım bekliyor. Sür birader Eskişehir’e. Eskimesin sevenler.
ÖNDER DÖNDER: Önder Dönder. Beni Hatay’a gönder. Sana künefe yediririm. Hellim peyniri yediririm. Kağıt kebap yediririm. Ama hesap senden olur.
UMUT KALDIRAN: Beni de Sivas’a götür. Kangallarım var. Onları kısırlaştıracağım. Yoksa mazallah köyün alayını şişe takar.
TANER İTSÜREN: Oldu olacak beni de Pars’e götürsünler. Lan siz ne yaşıyorsunuz denyolar. Bu dört tekerli eşek daha ilçeden çıkamamış.
ŞAKİR GÖLCÜ: Arabaya bir okuyum evlat.
TANER İTSÜREN: Kalsın hoca. Yoluna bak sen.
ŞAKİR GÖLCÜ: Sinirlenme evlat. Unutma öfkeyle kalkan zararla oturur.
EBRU TARAKYER:Aynen. Keskin sirke küpüne zarar.
HAYDAR TOHUM: Pardon imam Efendi bir maruzatım olacaktı.
ŞAKİR GÖLCÜ: Neyin olacaktı hoca?
HAYDAR TOHUM: Maruzatım olacaktı.
ŞAKİR GÖLCÜ: Olur olur o da olur inşallah.
HAYDAR TOHUM: Hocam Dünya üç günlük diyorlar. Bu üç gün hangileridir?
ŞAKİR GÖLCÜ: Cuma,Cumartesi,Pazar.
ÖNDER DÖNDER: Hişt çük doktoru.
REMZİYE ÖNVEREN: Çük doktoru değil efendim. Ürolog,ürolog. Beyinsiz mal ya.
ÖNDER DÖNDER: Boşver onu da sana bir şey soracağım.
‘’Tam o esnada içeriyi boğucu bir duman kaplar. Kimin attığı tespit edilemeyen gaz bombası otobüsün içindekileri muazzam bir gaz kokusu sarar. Herkes bayılmıştır. Ayıldıklarında hepsi ormanlık bir patika yol üzerinde terk edilmiş metruk bir kulübe’nin içerisinde bağlı vaziyette bulurlar kendilerini.’’
ABBAS DİKOTURUR: Patron noluyoz yav?
TANER İTSÜREN:Ben ne biliyim yav.
HARUN ÜFELER: Kim bağladı la bizi buraya?
ABBAS DİKOTURUR: Şak Şak Turizm yolcuları lütfen sakin olunuz. Herkes yanındakini kontrol etsin.
ENES HAMYERİ: Görtoğlu yok. Paparazi kayıptır.
HARUN ÜFELER: Doğru söylüyorsun. Zeliha yok.
REMZİYE ÖNVEREN: Nerede?
ÖNDER DÖNDER: Uff uff.Aman aman
HAYDAR TOHUM: Ne o kardeş? Tanır mıydın Zeliha’yı.
ÖNDER DÖNDER: Yok be ne Zeliha’sı. Arka mahalle de isyan çıktı.
UMUT KALDIRAN: Eyvah. Kardeş sana acil bir tane 18’lik inşaat çivisi gerek.
ENES HAMYERİ: Hamınoğulları LTD: ŞTİ. Olarak her türlü inşaat malzemesinin en kalitelileri elimizde mevcuttur efendim.
ÖNDER DÖNDER: Ulan beyinsizler taburu inşaat çivisini ne yapacağım? Çözün beni de tuvalete gidiyim.
REMZİYE ÖNVEREN: Efendim orayı ovuşturun. Ovuşturun orayı. Dağıtın isyanı
ÖNDER DÖNDER: Of ulan neyle ovuşturuyum. Ellerim bağlı ileri zeka(!)
ZELİHA GÖRTOĞLU:Nasılsınız Şak Şak Turizm’in yavşak sakinleri.
AHMET BAŞTUTAN: Neye bağladın bizi gört.
ZELİHA GÖRTOĞLU: Direğe.
ENES HAMYERİ: Arkadaşın kelime haznesi beyni kadar olduğundan tam anlatamadı sanırım. Bizi neden buraya bağladınız?
ZELİHA GÖRTOĞLU: Kes lan hamoğlu. Şuna bak ya. Havalara bak. Birazdan geberip gideceksin oğlum. Bu neyin davası lan.
ABBAS DİKOTURUR: Göreceğiz kim kimi gebertecek.
TANER İTSÜREN: Sus lan Abbas.
ABBAS DİKOTURUR: Ne susacağım be. Sen sus da izle.
TANER İTSÜREN: Bu çocuk hiç böyle değildi. Gazı fazla mı çekti nedir?
HAYDAR TOHUM: Muhakkak. Bu beyne bu oksijen fazla.
ABBAS DİKOTURUR: Kesin sesinizi. Karşınızda azılı bir katil duruyor. Onu etkisiz hale getirmeliyiz.
UMUT KALDIRAN: Nasıl olacakmış o? Bu arada bu koku ne ya?
REMZİYE ÖNVEREN: Efendim Önder Bey’in arka mahalle de çıkan isyana zamanında müdahale edilememesi söz konusu olduğundan mütevellit, dübüründen çıkan irinin saldığı kokunun hadisesi cerayan etmiştir. Saygılar
AHMET BAŞTUTAN: Ne diyor bu?
ÖNDER DÖNDER: Ben ne yapmışım yav?
EBRU TARAKYER: Özetle sıçmışsınız Önder Bey.
ZELİHA GÖRTOĞLU: Ah. Bırak lan beni.
ABBAS DİKOTURUR: İşte böyle adamım.
TANER İTSÜREN: Abbas. Sen nasıl kurtuldun o iplerden?
ABBAS DİKOTURUR: Önce bu iplerden, sonra da siz ib...
ŞAKİR GÖLCÜ: Ağzını bozma. Ağzını bozma. Tövbe de. Günahtır ya
HARUN ÜFELER: Demek siz katilsiniz Zeliha Hanım. Oysa size beslediğim duygular. Ah sizi evimin kadını yapacaktım.
ZELİHA GÖRTOĞLU: Hoşt köpek. Adama bak? Evinin kadını yapacakmış. Evdeki 4 kadın ne lan? Kedi mi?
‘’ İçeriye ağır bir metan gazı hakim olmuştur. Herkes yeniden bayılmıştır. Ayıldıklarında ütopya’yı andıran bir yerdedirler.’’
TANER İTSÜREN: Arkadaş ayıl ayıl bayıl. İyice hacıyatmaz yaptılar bizi ha.
ABBAS DİKOTURUR: MAB’a hoşgeldiniz Taner Bey.
TANER İTSÜREN: MAB ne la?
ABBAS DİKOTURUR: Milli Ajanlar Birliği.
TANER İTSÜREN: Peki ya bu yolcular?
ABBAS DİKOTURUR: Hepsi de MAP’ın en seçkin adamları.
TANER İTSÜREN: İsimleri, davranışları falan?
ABBAS DİKOTURUR: İsimleri,Meslekleri hepsi düzmece. Görev icabıydı.
TANER İTSÜREN: Ya sen?
ABBAS DİKOTURUR: Ben de MAP’ın bölge başkanıyım. Uluslar arası bir istihbarat çetesini çökertmek amacı ile bu planı hazırlayıp, devreye sokmuştuk.
TANER İTSÜREN: İyi de benimle ne alakası var bu işin?
ABBAS DİKOTURUR: Özetle şöyle anlatıyım. Sizin şoförlük yaptığınız Şak Şak Turizm’i işleten Mustafa Bolsüt. Yani asıl adıyla John Key. Bu şebeke’nin patronuydu. Zeliha Görtoğlu ise Türkiye ayağı. Biz de o otobüse bindik ve şebekeyi çökerttik.
TANER İTSÜREN: Peki sahip’e ne oldu?
ABBAS DİKOTURUR: Sahip de Önder Dönder’in yaptığı bir operasyon sonucu öldürüldü. Bu arada bir mesajım var sana patron.‘’ İnsanları görünüşlerine göre yargılama. Her izlediğin film olmuyor bu hayatta. Kim bilir belki de uzun metrajlı bir fragmandır. O sebepten ötürü yaklaşımlarınız dikkatli olsun ki pişman olma.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.