- 458 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SOSYALLEŞEMEYEN GENÇ
Bilindiği üzre insan yavrusu hem fiziksel hem de zihinsel bir süreçten geçer. Bu süreç hiç de kısa sayılmaz aslında. Bir hayvanın, bir iki yılda olgunlaştığı hesap edilirse...
İnsan yavrusunun bu süreçte iyi bir eğitime de ihtiyacı vardır. İyi bir aile terbiyesine, iyi bir çevreye ve iyi arkadaşlara ihtiyacı vardı. Sonra eğitimini okulda devam ettirir.
Okuldaki eğitimin iyi bir zemine oturabilmesi için de aile eğitimin çok büyük önemi vardır.
Ailedeki eğitimin iyi olabilmesi için de elbette ki anne-baba unsuru ve onların eğitim anlayışları öne çıkar.
Bizde aile eğitimi belli bir olgunluğa ulaşmış değil henüz. Kırk elli yıl öncesinde büyük aile yapısı vardı ve eğitim büyükbaba gözetimindeydi. Çekirdek ailede anne ve babaya geçti. Ancak onlar yeni yöntemle yetişmediler. (yeni yöntem de aslında belli değil ama) Dolayısıyla da çocuklarını nasıl yetiştirmeleri gerektiğini onlar da bilmiyor. Sadece tepki ile yani bir çeşit el yordamıyla götürüyorlar. Bu gidişin de en belirgin özelliği çocuğa sonsuz bir özgürlük tanımaktan ibaret. Bu çağdaş eğitim zannediliyor. Bir “ÇAĞDAŞ” tutturulmuş gidiyor. Bu sözcüğü neyin başına koysanız tılsımlanıyor sanki içeriği ne olursa olsun anında istenilen, kabul gören olup çıkıyor. Yeni yöntem aslında :”bırakın yapsın, bırakın etsin, bırakın kırsın” a dayanıyor, peki sonuç ne oluyor dersiniz?
Sonsuz özgürlükle yetişen çocuğun ilk zulmü pek tabi ki ailesine oluyor. Evin hakimi o oluyor. Televizyonu o ele geçiriyor. Bir misafirliğe gidip gitmemeyi o tespit ediyor. Hatta alış verişte bile onun sözü oluyor. Okula geldiğinde ise sosyalleşme sıkıntısı çekiyor. Bir insan için olmazsa olmaz olan sosyalleşme gerçekleşmiyor çocukta. Çünkü, o ana kadar bulunduğu toplumda başrol oynayan çocuk sınıfta da bunu istiyor. İşin daha da kötüsü, bir sınıfta böyle çocuklardan onlarca olması.
Aslında sosyalleşmesini tamamlaması gereken lise çağlarında bile sorunun sürdüğünü görüyoruz. Bir etkinlik düzenlenecek olsa ön plana çıkmadığı hiçbir görevi almak istemiyor genç. Bir geziye gedilecekse toplu halde kara vermeye ve karara uymaya da yaklaşmıyor. Benim dediğim yere gidilecek, benim istediğim yenilecek, kaprisine başlıyor.
Çare mi? Aslında çok basit. Çocuğunuzu sosyalleştirin, sosyalleştirmeye çalışan öğretmenlerine yardımcı olun. Bir büyüğün ziyaretine gidilecekse onun isteğine bırakmayın. Hayatın gerçek yüzünü gösterin ona. Biraz acımasız olun, onun geleceği için.
Allah uzun ömür versin ama, siz onun yanında sürekli kalmayacaksınız. Bir gün tek başına kalacak şu koca dünyada. Kendini dünyanın merkezi zanneden bir zihniyetle yetiştirdiğiniz çocuğun ne kadar mutlu alacağını sanıyorsunuz?
Ona fedakar olmayı öğretin. İyi insan olmanın iyilik yapmakla, alçak gönüllü olmakla mümkün olduğunu gösterin, siz de öyle olun ve ona örnek olsun. İnsanlara tepeden bakan bir gururun sizin çocuğunuza hiçbir faydası yoktur.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.