- 594 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ADLİYE KORİDORLARIN DA DELİRDİM!...3
Hangi şeytan doğrudan yana gören var mı?
Yalan söyleyip münafık olmakta kuldan!
Beytullah’a sürdüğün yüze hacılık unvanı ne güzel yakışmış.
Kanun var kanun kıvır kıvırabildiğin kadar.
Yaptıklarını utandım söylemedim başkalarına haline gülmesinler diye, şimdi umurum da değil gülünecek işi yapanlara gülsünler.
ALLAH seni bildiği gibi yapsın geberecesice.
Saadet ve mutluluk şerefli servetse başkalarının hakkını yiyerek yalan ateş üzerine mi kuruluyor?
Öyleyse haksız şerefsiz servete her halde saadet veya mutluluk denmez.!
Ne ayıp şey.
Çıkarcı akıllıların çıkarlarına dokununca yalan ikiyüzlü dal kavuk maskeleriyle yüzlerini örtüp masum görünerek menfaatlerini engellemek isteyenleri delilik unvanı verip akıllarıyla doğruluğun sahası dışına kancıklıklarıyla kırmızı kartını gösterip hak sahası dışına atarlar.
Bundan sonra feryatları imdatları artık kulağım duymuyor, büyüklere olan saygımı kaybettim.
Kalbimde ki duyguları sildim, sevgilerimi yitirdim.
En zoruma giden yanı ise babam sırtıma basa basa yükseltti sırtımın da yükü yaptı ineğine öküzüne çoban oldum.
Şimdi mutlu olmuştur herhalde giden yıllar da sevgi şimdi acı zulmü yüküm olurken gerçekler sırrım oldu.
Yıllarca kalbim de sakladım bu halimle ALLAH’IN huzuruna götürüyorum kimseler bilmiyor.
Sırtında taşımanın namus şeref çobanlığının sonu bu olsa gerek ağzı açıldı kalk buralardan seni buralardan kaldıramazsam ALLAH ocağını boş bıraktı.
Yaşadığım dünya da şu gerçeği öğrendim, bir yudum su insanı boğuyor en küçük bir kıvılcım insanın bedenini yakıp kavuruyor.
Demek bir damla zehir insanın ömür ışığını söndürüyor, gerisini de siz düşünün.
Hey millet!
Küçükler büyükleri sırtın da taşımak zorunda mı?
Şu hale bak, küçüklere haram derler önünden alırlar, büyüklere haramı helal eder önüne koyarlar.
Güçlerinin yettiğini ezer üstelik suçun cezasını yine masumlara ödetirler.
Diğer taraftan nasihat veriyor hocalar mal mülk fani, yoksullara fani dedikleri malın mülkün peşinden koşanlara söz geçiremezler.
Hacılar hocalar sizinle de hesabım var sırası gelsin de.
Neeeeetçeeeeen beeeee gardaş neeeeetçeeeeen!...
Yoruldum sırtımdan biraz in de dinleneyim dedim o da suç oldu.
Bundan sonra kimsenin buyrukçu uşağı olmaya niyetli değilim.
Kimsenin kancıklığına boyun bükmeyi marifet sanmıyorum.
Kahpenin acısı omuzlarıma yığıldıkça büküldüm büküldükçe alçaldım.
Ulan şerefsiz ben senin gibi alçak şerefsizmiyim!
Şimdi de şerefsiz edepsizliğini çekiyorum.
Aç kurdun edepsizlik sofrasında nefretinin insafsızca verdiği acının kötülük ağından kurtulmak için çırpınırken onun bunun çocukları da yüce dağlar oldular.
Kardeş sevgisi yerine vahşi hayvan arzusun da yetiştirdiğin sözlerine karşı mücadele etmek zorlaştı.
Bir kızgın kurşun bir acı sözden çok daha tatlı ve hayırlıdır. Kurşun yarasına merhem sürer iyileştirirsin veya ölür kurtulursun, acı söz yıllarca süründürür, yavaş yavaş içini kemirir yer.
Çaresizlik içini yerken rengin sararır solar. Türlü dertlerin içinde kıvranırken ölmeyi bile başaramazsın. Edepsiz hayâsızların ise hep yüzü güler.
Yine kızacaksınız ama söylemeden edemem kızın!
Gerçekler yalan söylemez hangi gerçek var ki garip olmayan. Sözüme güvenmem ama yine de dinlen.
Merhamet eylerse Mevla eyler.
Kulun ocağı sönerse yakar.
Dara düştün mü seyrine bakar.
Diken uzatana gül uzatma.
Kimseye merhamet etme düştü mü?
Gün gelir bolluğa ulaşırsa.
Merhametsiz ağlasın gülmesin yüzü.
Merhamet adına kimseyi güldürme.
Acı söyleyene kötü söyle.
Baldan tatlı gelir şerefsizlere.
Yüzüne gülse de merhamet etme.
Düşeni gördün mü çevir başını.
İyilik sanıp kurtarma dardan.
Zaman gelir yarana tuz koyar.
Merhamet sanıp düşene acıma.
Soğuk su koyar sıcak aşına.
Satılmış sırtında götürdü neyledi.
Alçak şerefsizin yüzünü güldürdü.
Sırtımdan in dedim ihaneti gördüm.
Sonunda merhametsizliği hak bildi.
Giden yılları geriye döndürmek ne yazık ki elimde değil, ve böylece kardeşlik sevgisi öldü başımız sağ olsun.
Ne yazık ki kardeşliği besleyemedik zavallıyı öldü ALLAH rahmet eylesin.
Benden söylemesi bedenin de hürriyet özgürlüğü olmayan insan da şeref olmaz boşuna aramayın.
Şu kanunların yasakları masakları basamakları olmasa da bende edep haya silinse de söylemiş olduğu sözleri açık daha net söylesem de siz halk olarak gülünecek olana gülseydiniz! Büyüklüğün nasıl olduğunu öğrenseydiniz!...
Sayın beyler bayanlar!
Gerçeği söylemek suç mu?
Öyleyse bende suçluyum!...
Neden mi? Ata ocağın da durup hayırlı evlat olmaktansa yurtsuz ol daha iyi. Keş kelerimden biri bu işte.
Ben doğruyu söylerim dinleyenlere ders olsun. Sonra sizinde keşkeniz olmasın, ata ocağını bekleyeceğine kapı kapı dolanan dilenci ol!...
Ata yurdun da zengin olacağına çöplükten ekmek topla çocuklarınla ye! Ata yurdunu bekleyeceğine dar kal ama o kapı da kalma.
Başa dönülmüyor işte sonunda elinde keşken oluyor azlar birike birike öfke oluyor, gün geliyor içine sığmaz oluyor başlıyorsun kusmaya.
Anayı babayı bakmak sevapmış benim için yalan bunlar yalan birde bana sorun inanmam bu asılsız sözlere öyle babalar var ki mirasta bile evlatlarını ayırıyor.
Bilenler yok mu içinizde akıllı biri? Söyleyin gelsin oda söylesin küçüklerin sırtının yükü büyükler mi?
Götüre biliyor musun? Götüremiyor musun? Diye soran da yok!
Neeeeetçeeeeen beeeee gardaş neeeetçeeeeen
Acı gerçekler içimi yiyor yavaş yavaş ve böylece de, ömrümün güneşi inmeye başladı ufuklar da ışığı sönüyor.
Aydınlatmıyor artık küçücük dünya mı?
Ben çekiyorum ama siz çekmeyin dinleyin!...
Ömrümün bülbülleri ötmüyor sustu dalında.
Nasihat gülleri soldu yeşil bağımda.
Acı yurduymuş ata yurdu ne fayda.
Nasihat dinledim eyvah giden ömrüme.
Ata yurdun da kalacağına darda kal.
Kızgın kurşun iyidir söz taşından.
Tecrübemle nasihati doğru veririm dinleyin.
Nasihat dinledim eyvah giden ömrüme.
Faydasız çığlığın büyük zararı çığlığı atanın beyninde kor gibi yanıyor dayana bildiği kadar dayanıyor sonra basıyorsun feryadı işte böyle!
ALLAH seni bildiği gibi yapsın beni düşürdüğün kanun önüne sende düşersin inşallah!...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.