- 636 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
İki 23,bir 24 Temmuz .
Ülkemiz ve ülkemizin yer aldığı coğrafya çok "nazik" ve "kritik" dönemeçlerden geçmekte,kim dost,kim düşman zor anlaşılır hale gelmektedir.
Hatta "ittifaklar" çok kısa sürede değişmekte,bazı alanlarda "müttefikimiz" olan ülkeler,bir başka alanda "tam karşımızda" yer almaya savrulmaktadır.
Kısaca derin tarih okumaları yapmanın ve stratejileri incelemenin zamanıdır.
Ancak ülkemiz açısından bu yaşananlar ilk kez olmakta değil.Neredeyse yüzyıl önce de zamanın aynı hızla aktığını söyleyebiliriz.
Mesela bugün 23 Temmuz.
Bir asır önce de iki önemli olay karşımıza çıkmaktadır.
İlki 23 Temmuz 1908:İkinci Meşrutiyet’in ilanı.
Diğeri de 23 Temmuz 1919:Milli Mücadelenin başlangıcı kabul edilen Erzurum Kongresinin toplanmaya başladığı gün.
Biri 109 yıl geride kalmış,biri de 98 yıl.
Derin tarih analizlerine girecek değilim.Kaldı ki herkes kendi "meşrebince" bir anlam yüklemektedir bu tarihlere...
Yarın da 24 Temmuz.
Lozan Antlaşmasının imzalandığı gün.Yıl da 1923.
Uluslararası hukuk bakımından antlaşmaların bir "imzalandığı",bir de "onaylandığı" tarih vardır.
Lozan’ı 1.Meclis imzalamış,23 Ağustos 1923 ’te de 2.Meclis onaylamıştır.
"Lozan hezimettir " demek l.Meclis’te görev yapan 437,2.Meclis’te de 334 olmak üzere,toplam (771) milletvekilini "mahkum" etmektir ve bana göre hiç de inandırıcı ve hakkaniyetli değildir.
Ve Gandhi’nin şu tarih "anlayışına" da taban tabana zıddır:
-Tarihin bizi donattığı kıt malzemeyle,insanı yargılamayı kesinlikle reddediyorum!
YORUMLAR
''Tarihin bizi donattığı kıt malzemeyle,insanı yargılamayı kesinlikle reddediyorum!''
Ben de reddediyorum.
Selam ve sevgiler.
sabri ayçiçek
Galiba doğrusu tarihi "kişiler" üzerinden değil,"olgular" üzerinden anlamaya çalışmak olmalı.
Selamlarımla.