- 868 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Liseli gunluğu(KIVIRCIK BATU LİSEDE)
-Sınava çaılştın mı?
Kafamı sallıyorum,şimdi nedenini soracak uzun uzun anlatacağım,ablamın nişanlısının ailesi ziyarete geldi gece geç saatlere kadar oturdular ben de laf dinledim.
-Niye çalışmadın,ben kimden çekicem hacım?
Saatime bakıyorum,Bedirhan alacaklı gibi başımda dikiliyor.Saatin güneşte parlamasını izliyorum,ne de olsa yaz tatilimde kazandığım para ile aldım.yazılıya çalışmadım,sıkıntı yok moruk.Pınar en ön sırada her zaman ki gibi çalışmış yazılıya hazır,Bedrettin gene sarkıyor ,bu fark eder hacım,sıkıntı var aga.
Almanca hocası “Guten Morgen”diye sınıfı selamlıyor,keyfi her zaman ki gibi iyi,genelde ödevleri kontrol ederken babamızın ne iş yaptığını ve kazancını sorar,bu dersi seviyorum kimi zaman bir hikayeyi okurken birden kelime hazinem genişliyor sanki ama bu anlar nedense roman yada hikayedeki yetişkinlere özel kısımlarda gerçekleşiyor,kendimden şüphe etmeye başladım,sapık mıyım?son okuduğum kıtaptan örnek vereyim:
Kız:-Tyrone , jemand könnte hereinkommen.
Erkek:-Ich habe die Tür abgeschlossen.Ich will dich jetzt.
Türkçesi adam gözünükarartmış moruk.Sıkıntı yok kapıyı kapamış,kimse gelmez işimizi görelim diyor hacı.Kapı neden feminen bunu da Alman milletine sormak lazım,zaten derste dişilve eril isimleri öğreniyoruz,dişil isimler die alır eril isimler der alır diyor hocamız,Bedirhan yanımda sıranın altında face yapmış,ben de gizilce yazılıya çalışmaya çalışıyorum.Sabah servise binerken beni selamladıüzerinde yeşil ayva tüylü montu vardı Pınar’ın,cesaretimi toplayıp ne zaman derdimi anlatacağım ?
Bedirhan işimdi de maç analizlerini okumaya başladı,İddiadan haftada beş yuz kazanıyormuş falan filan,bazen de para verip maç satın alıyormuş,kesinlikle inanmıyorum,saçmalıkları beni ilgilendirmiyor.
Pınar’ı düşünüyorum,şimdiye kadar onun gözlerine kaç kere baktım?Sabah benden önce geldiği için servise binince o iri gözleri karşılıyıor beni.Bu günlerde çok duygusalım geçen ay ninemi kaybettim son bir haftayı yatağında kıvranarak geçirdi üstelik cenaze namazında abdest alacak zaman bulamadım,kahverengi gözlüklü Din öğretmenine durumu anlatsam ne der acaba?Mezarına gittiğimde karıncaların hızla taşıdıklarını gördüm çürümüş et parçalarını taşıyorlardı,sıkıntı yok moruk,hepimizöleceğiz.Kendimi çok zorladım ama ağlayamdım.Yine saate bakıyorum.
-Az kaldı , zil çalacak,Batu”diyor sıra arkadaşım.Saat kullanmamın tek nedeni bu zile kaç dakika kaldığını hesaplamak.Serkan iki sıra önde soru çözüyor,babası -tüm babalar gibi- doktor olmasını istiyor.Almanca öğretmeni artikelleri anlatmaya devam ederken başıboş dolaştığı için Pelin’e kızıp sözlü notuna zayıf verdiğini söylüyor,kaliteli bir hediye gelmezse bu sözlü notunun düzelme ihtimali düşük.Aslında saatin kaç olduğunu cep telefonundan da öğrenirim ama altın suyuna batırlımış kordonu olan saatim parladıkça kendimi bir yetişkin gibi hissediyorum,sonuçta ergenlerin hepsinin telefon camı kırıklarla dolu,değil zamanı arayanın kim olduğunu dahi göremiyorlar,benim farkım olsun!
-Sana ödünç vereyim mi?
-Neyi?
-PS4
Sınav haftasında olduğumuz için Bedirhanın yalakalığı tuttu,derslerde sürekli uyuyor,bu durum öğretmenler için de sıkıntı yaratmıyor.Bu arada Bedrettin Pınar’a sarkıyor zaten sırası hemen yanında bu da büyük bir avantaj moruk.
Birden ninemin mezara indirilen tabutu canlanıyor gözümde,benim ölümle tanışmam bu şekilde olacak demek,geçen sınıfta ruh çağırdılar netice ne oldu bilmiyorum,Orkide,Umut,Bedri,Şelale,orkide ..
Bir araya gelip bir çember oluşturdular,çemberin merkezine de tahta kalemi koydular,kalemin ucu kime dönerse cin onun içine girecekmiş…
Annemi ve babamı düşündüm sonra kendimi,biz de toprağa konduğumuz zaman kokumuzu alan karıncalar koşarak gelecekler.
-Koşun koşun!Parçalamamız gereken koca bir beden var.
Sonra bir yarış başlayacak karıncalar ve hamamböcekleri arasında,cenazeyi kapma yarışı,bu arada hamamböceği dedim de aklımageldi geçen gece uyurken yüzümde geziniyordu bir tanesi birden uyandım.Madem sonuçta böceklere yem olacağız artikelleri öğrenmenin ne anlamı var?Kapının femınen çengelin maskülen olması benı nıye ılgılendırıyor ki?
Tek mesele yaşam ve ölüm ve de cenaze namazında abdest almak hacım…
Aslında unuttuğum bir sey var o da Pınar…
Aklımdan çıkaramıyorum hacım,çok kötü aşığım ama sıkıntı yok bunu anlatacağım ona
Aslında umurumda değildi ben hergün Denizle gezerken bizi kıskanması sonra aramızı bozması bana yetti,üstelik defterine kirpi saçlı Batu yazmış demek ki o da bana karşı boş değil hacım..
-Sınava çaılştın mı?
Kafamı sallıyorum,şimdi nedenini soracak uzun uzun anlatacağım,ablamın nişanlısının ailesi ziyarete geldi gece geç saatlere kadar oturdular ben de laf dinledim.
-Niye çalışmadın,ben kimden çekicem hacım?
Saatime bakıyorum,Bedirhan alacaklı gibi başımda dikiliyor.Saatin güneşte parlamasını izliyorum,ne de olsa yaz tatilimde kazandığım para ile aldım.yazılıya çalışmadım,sıkıntı yok moruk.Pınar en ön sırada her zaman ki gibi çalışmış yazılıya hazır,Bedrettin gene sarkıyor ,bu fark eder hacım,sıkıntı var aga.
Almanca hocası “Guten Morgen”diye sınıfı selamlıyor,keyfi her zaman ki gibi iyi,genelde ödevleri kontrol ederken babamızın ne iş yaptığını ve kazancını sorar,bu dersi seviyorum kimi zaman bir hikayeyi okurken birden kelime hazinem genişliyor sanki ama bu anlar nedense roman yada hikayedeki yetişkinlere özel kısımlarda gerçekleşiyor,kendimden şüphe etmeye başladım,sapık mıyım?son okuduğum kıtaptan örnek vereyim:
Kız:-Tyrone , jemand könnte hereinkommen.
Erkek:-Ich habe die Tür abgeschlossen.Ich will dich jetzt.
Türkçesi adam gözünükarartmış moruk.Sıkıntı yok kapıyı kapamış,kimse gelmez işimizi görelim diyor hacı.Kapı neden feminen bunu da Alman milletine sormak lazım,zaten derste dişilve eril isimleri öğreniyoruz,dişil isimler die alır eril isimler der alır diyor hocamız,Bedirhan yanımda sıranın altında face yapmış,ben de gizilce yazılıya çalışmaya çalışıyorum.Sabah servise binerken beni selamladıüzerinde yeşil ayva tüylü montu vardı Pınar’ın,cesaretimi toplayıp ne zaman derdimi anlatacağım ?
Bedirhan işimdi de maç analizlerini okumaya başladı,İddiadan haftada beş yuz kazanıyormuş falan filan,bazen de para verip maç satın alıyormuş,kesinlikle inanmıyorum,saçmalıkları beni ilgilendirmiyor.
Pınar’ı düşünüyorum,şimdiye kadar onun gözlerine kaç kere baktım?Sabah benden önce geldiği için servise binince o iri gözleri karşılıyıor beni.Bu günlerde çok duygusalım geçen ay ninemi kaybettim son bir haftayı yatağında kıvranarak geçirdi üstelik cenaze namazında abdest alacak zaman bulamadım,kahverengi gözlüklü Din öğretmenine durumu anlatsam ne der acaba?Mezarına gittiğimde karıncaların hızla taşıdıklarını gördüm çürümüş et parçalarını taşıyorlardı,sıkıntı yok moruk,hepimizöleceğiz.Kendimi çok zorladım ama ağlayamdım.Yine saate bakıyorum.
-Az kaldı , zil çalacak,Batu”diyor sıra arkadaşım.Saat kullanmamın tek nedeni bu zile kaç dakika kaldığını hesaplamak.Serkan iki sıra önde soru çözüyor,babası -tüm babalar gibi- doktor olmasını istiyor.Almanca öğretmeni artikelleri anlatmaya devam ederken başıboş dolaştığı için Pelin’e kızıp sözlü notuna zayıf verdiğini söylüyor,kaliteli bir hediye gelmezse bu sözlü notunun düzelme ihtimali düşük.Aslında saatin kaç olduğunu cep telefonundan da öğrenirim ama altın suyuna batırlımış kordonu olan saatim parladıkça kendimi bir yetişkin gibi hissediyorum,sonuçta ergenlerin hepsinin telefon camı kırıklarla dolu,değil zamanı arayanın kim olduğunu dahi göremiyorlar,benim farkım olsun!
-Sana ödünç vereyim mi?
-Neyi?
-PS4
Sınav haftasında olduğumuz için Bedirhanın yalakalığı tuttu,derslerde sürekli uyuyor,bu durum öğretmenler için de sıkıntı yaratmıyor.Bu arada Bedrettin Pınar’a sarkıyor zaten sırası hemen yanında bu da büyük bir avantaj moruk.
Birden ninemin mezara indirilen tabutu canlanıyor gözümde,benim ölümle tanışmam bu şekilde olacak demek,geçen sınıfta ruh çağırdılar netice ne oldu bilmiyorum,Orkide,Umut,Bedri,Şelale,orkide ..
Bir araya gelip bir çember oluşturdular,çemberin merkezine de tahta kalemi koydular,kalemin ucu kime dönerse cin onun içine girecekmiş…
Annemi ve babamı düşündüm sonra kendimi,biz de toprağa konduğumuz zaman kokumuzu alan karıncalar koşarak gelecekler.
-Koşun koşun!Parçalamamız gereken koca bir beden var.
Sonra bir yarış başlayacak karıncalar ve hamamböcekleri arasında,cenazeyi kapma yarışı,bu arada hamamböceği dedim de aklımageldi geçen gece uyurken yüzümde geziniyordu bir tanesi birden uyandım.Madem sonuçta böceklere yem olacağız artikelleri öğrenmenin ne anlamı var?Kapının femınen çengelin maskülen olması benı nıye ılgılendırıyor ki?
Tek mesele yaşam ve ölüm ve de cenaze namazında abdest almak hacım…
Aslında unuttuğum bir sey var o da Pınar…
Aklımdan çıkaramıyorum hacım,çok kötü aşığım ama sıkıntı yok bunu anlatacağım ona
Aslında umurumda değildi ben hergün Denizle gezerken bizi kıskanması sonra aramızı bozması bana yetti,üstelik defterine kirpi saçlı Batu yazmış demek ki o da bana karşı boş değil hacım..
2.bolum:
Nocjh nie hatte Catherine ihnen eigenen Körper so intensiv empfunden und als sie den Höhepunkt erreichte , glaubte sie die Welt würde explodieren . Sie sank gegen Marcus ‘ Körper und suchte an seienen breiten Schultern.
Kitaba başlayalı neredeyse üçyüz sayfa oldu ve Tyrone ile Catherine isimli kişilerin sevişmelerinden başka bir şey yok bu nedenle her satırını anlıyorum,aşk romanlarından başka okumaz oldum,tıpkı Pınar ile benim aşkım gibi,teneffüste o kantindeyken defterini karıştırdığım iyi oldu,şimdi beslenme saatindaeyiz,Emirhan butun ekmek ile buyuk boy ayranı çantasından çıkardı,tıkınmaya başladı,ben de yemekhaneye indim yemeğe dalmışken birden karşımda dikildi ve her yerimi ter bastı , aşk ne güzel bir duygu!
Futbol oynarken karşıdan onun geldiğini görünce cambaz gibi akrobatik hareketler yapmaya başladım neden böyle davranıyorum?Bilmiyorum.Birlikte okul bahçesinde yürüdük,kantinde oturduk,aralıksız sohbet ettik,sevdiği şarkıcıları en çok da Pink Floyd ‘u konuştuk.
“Hey!teachers,leave that kids alone!
Bana benim sevgilimin var olup olmadığını sordu ,ben de gözlerinin içine bakıp sensin dedimbenimki sensin moruk!
“Yarın görüşürüz”dedi sırtını döndü yeşil renkli Adidas çantasını sırtına alıp gözden kayboldu.Orada durup ardından baktım,eve dönerken onun hakkında çeşit çeşit şeyler düşündüm,gözlerinin renginden bedeninin güzelliğine kadar sonra bilgisayarın başına oturdum yazmaya başladım.Bedirhan ile servisten inip okul bahçesinde ağır ağır salınırken yağmur çiselemeye başladı.Serkan bize yöneliyor,Muhammed Furkan Keskinoğlu da ardından salınarak geliyor,yine kırmızı ayakkabılarını giymiş,gözleri kahverengi here bir elinde beş parmak var !ne espri ama hacım!Güldünüz mü?
Parmaklarını ıslak saçları arasında gezdiriyor,aslında ben de her sabah saçlarımı ıslatıyorum onun hoşuna gidiyor,gene saçlarını limonlamışsın deyip gülümsüyor.İki dakika sonra zil çalıyor ilk derse giriyoruz.
-Matematik sınavında ne sorulacak?
-Tahmin ediyorum ki sayılarla ilgili olacak sorular.
-Çok komiksin salak şey!
Orkide genelde esprilerime bu şekilde karşılk verir en çok zevk aldığı şey kıvırcık saçlarıma perma yapmakmış bunu yapmayı gerçekten çok istiyormuş,ona Orkid dememe çok kızıyor.
-Bu harika esprilerden başka var mı kıvırcık,Batu?
Pencere kenarında oturuyorum,bugun Bedri gelmedi yerini kaptım buradan Pınar ile bakışmak daha kolay olacak,rüzgar tatlı tatlı eserken sonbahar yaprakları da dökülüyor,İngilizce hocamızın dediği gibi,çalışmazsanız sizi sonbahar yaprakları gibi dökerim!Ders Beden ,en nefret ettiğim ders,neden mi?kalın camlı gözlüklerimle o buyuk sandıkların üzerinde takla atamam bir,her ders eşofman getirmek zor oluyor iki,tüm sınıf soyunma odasına yığılınca çorap kokusundan rahatsız oluyorum üç.
Bu nedenle bu dersi sevmiyorum ayrıca geçen ders saçma sapan hareketler yaptık , basketbolda savunma hareketleriymiş.Pınar da bu hareketin saçma olduğunu düşündü herhalde sınıfa uymayıp bir köşede beklemeyi tercih etti.herkes salondayken sınıfta tek başıma bekçilik yapıyorum,hem Pınar’ın çantasını açıp tokalarını ,defterlerini kitaplarını elden geçiriyorum,geçen gün kavga ettik ben de kitabının her sayfasını karaladım.
Sırama geçip Matematik çalışmaya başlıyorum.Birden önümde bir karaltı beliriyor,aniden bir öğretmen görünce bir tarantula görmüş gibi oluyorsun,karşımda matematik öğretmeni Necip hoca gülümsüyor,aferin diyor demek boş dersi çalışarak değerlendiriyorsun,anlamadığın bir şey var mı?Yok diye yalan söylüyorum,şimdi ders dinleyecek havada değilim.İyi çalış diyor bu günler çabuk geçer ve kaybettiğin günleri mumla ararsın ilerde,sonsuza kadar zamanımız yok.
Adam haklı sonsuza kadar zamanımız yok er yada geç ölüm bizi bulacak diyor kahverengi gözlüklü din hocamız,benim ihtiyacım olan şey benim gibi düşünen insanlardır diye ekliyor sonra.Ninemin cenaze namazını dayımın yanında kıldım,gül suyu kokuyordu,kulaklarındaki kılları bile görebiliyordum.Acaba ninemin kulaklarındaki kıllar ne alemde?Bana sık sık ölen insanlardan neden hiçbirinin geri dönmediğini gelip bizlere diğer tarafta neler olduğuna dair bilgiler vermediğini sorardı.Karıncalar ve hamamböcekleri ondan geriye bir sey bıraktı mı acaba?
Binnur ve .hakan…
Sınıfta yaptığımız partide dans ettikleri an aralarında bir şeyler olduğunu anladım.Kız bir tost yiyor oğlan da sarılmak için uygun anı bekliyor,avına saldırmaya hazır bir kaplan gibi,yakınlaşmak için kızın sarkan lülelerini kulağının arkasına ittirecek sonra bakışacaklar ve ilk öpücük gelecek.
Geçen ders din dersinden sınav olduk,Emirhan her zaman ki tam ekmek sandviçve iki litrelik ayranın sıranın üstüne koyarken ful çektim aga diyor,net paketimde vardı,kesin 100 geliyor hacım!
İşte şimdi!
Hkan uygun anı yakaldı ve sınıfın arka köşesinde kızı öpmeye başladı,bakmadan duramıyor kimse,kız yanağındaki eli tutup hafifçe indiriyor aşağı.Serkan ders çalışıyor,Bedirhan hala konuşup duruyor,Deniz ise ;Pınar’a zayıflamak için yaptıklarını anlatıyor,acaba Pınar gerçekten onu dinliyor mu şu anda neler geçiyor aklından ?
Orkide hızla sınıfa giriyor.
-Umut nerede?
-Kesin WC’de makyaj yapmaktadır diyorum.
-Sus yoksa on numara gözlüklerinin camlarını kırar eline veririm
-Balkan savaşları ne zaman olmuştu , bilen var mı ?diye soruyorum.
-1912
-Emin misin moruk ?
-Kesinlikle müdür , benden kaçarmı şimdi Google amcadan baktım,tarih artık çocuk oyuncağı diyor Muhammed Furkan Keskinoğlu.Eda onaylıyor,hayatımda ilk dans ettiğim kız Eda bir sıra gerisinde oturuyorum,ayaklarımı onun sırasına kadar uzatıp onun minik ayaklarını okşamak zevkli oluyor ,sınıftaki doğumgünü partisinde öpmüştüm onu,Binnur yanıma gelip ismini kulağıma fısıldadı senin davetini bekliyor , Batu hadi artık!
Dans boyunca ikimiz de kalın camlı gözlüklerimiz birbirine çarpmasın diye dikkat ettik.Hayatımda ilk öptüğüm kız ise kuzenim , annesi ile bize misafirliğe gelmişlerdi biz de çocuk odasında ouyna dalmıştık , birden oyunu bırakıp ayağa kalktım ,boyu kısa olduğu için aniden öne eğildim ve öptüm,ağlayarak annesine gidip beni şikayet edeceğini sanmıştım ama kımıldamadan durdu,şoka girmişti sanki sonraki ziyaretlerde de öpüşmeye devam ettik , onu öperken Pınar’ı öptüğümü hayal ediyordum.İngilizce hocası masasına oturdu,bileğini nerede ve nasıl kestiğini bilmiyoruz ama aylardır sarılı olan bileğini çantasının üzerien koydu,sonra çantasını açtı,öğretmen rehber kitabını açtı , bugünkü okuma parçasındakıi yabancı kelimeler neler?
ERkılıç!cevap ver,operation?
-Operasyon hocam
-Ne operasyonu bu hırsızları yakalama operasyonu mu , beyinsiz herif!
Ameliyat,ameliyat.!
Kayıtsız bir şekilde sınıfı turluyor sınıfta çıt ses yok.o kadar kısık sesle konuşuyoruz ki!Hepimiz çok korkuyoruz,gece yarılarına kadar ders çalıştığımız oluyor,bakışları ile korkutuyor bizleri,bu kadar sert olmasa kesinlikle en sevdiğim öğretmenim olurdu.
Tarih öğretmenimiz iki eli cebinde sınıfta volta atarken,bir sırp milliyetçisinin suikastından sonra ne oldu diye soruyor;
Sonra?
-B irinci dünya savaşı başladı dıyor en on sıradan Furkan.En ön sırada oturup her derse katılan bir çocuk , sınıfta arkadaşı yok,kronık karaciğer rahatsızlığı nedeni ile koca bir göbeği var bu nednle bizim ateşli futbol maçlarına katılamaz sınıf içinde etkin faaliyetlerde bulunamaz onun adına üzülüyorum ancak elimden gelen bir sey yok.
-Kim savaştı?
-Almanlar dıyor Furkan .
-Tek başına mı savaştılar ?dıyor tarih öğretmeni.
-Hayır diyorum hemen,biz de onlarla beraberdik.Enver paşa sayesinde savaşa girdik.Almanya deyınce aklıma izlediğim yetişkin filmlerinde konuşulan kaba dil ve son okuduğum aşk romanından ateşli sahneler aklıma geliyor,bu arada okula Alman öğrenciler geldi ,öğrenci değişim programından dolayı ,bize göre epey uzunlar ve aşırı derecedde sigara kokuyorlar.
-Harbıyedeki savaş muzesını gezmenızı önerırım dedi öğretmenimiz.
-Sen gittin mi oaraya batu?
Kafamı salladım.Dışarı okul bahçesine bakıyorum.Temizlik görevlisi bir çöp bidonu ile uğraşıp duruyor.Sarı saçlı bir kız seksi eşofmanları ıle bırlıkte spor salonundan çıkıyor.Gökyuzu siyahlaştı,Pınar’ın gözleri gibi,Tarih öğretmenının gözleri kahverengi.Okuldan sonra ust katta oturan kuzenımle buluşup ödevlerimizi yapıyoruz.
-Ödevlerden sonra ne yapacağız Batu?
-Neden sordun?
-Bir seyler yapardık.
-PS4 oynayalım,Bedirhan verdi,bursluluk sınavını kazandım yakında kendi oyun konsölümü alacağım.Uyar diyor kuzenım.
Servise binene kadar sustuk,bu sefer serviste tam Pınar’ın arkasına oturdum.Batu zaten tum gunu senınle geçirdim bari burada rahat bırak dıyor.Sen cenaze namazında nerdeydın dıyorum benım anneannem onun da babaannesi oluyor,onu cenaze namazında görememiştim,elbette babamın yanındaydım dıyor kuzenım.
-Sence cenaze nasıldı ,Batu?
-Cenaze nasıl olabilir ,tum cenazeler gıbıydı dıyorum.Sen ağladın mı dıye soruyor bu sefer,çok isterdim ağlamayı ama beceremedim diyorum içimden kuzenime ise yalan söylüyorum elbette ağladım,kuzen.
-Peki ya anneannenin yer altında bır deliğe girmesi ?
-Evet kuzen genişiliği bir karış kadar olacakmış kural buymuş,kıbleye döndürdüler cenazeyı,kuzen alış bunlara dıyorum bilmiş bır tavır takınarak,yaşayan her sey ölmek zorunda sontra yer altında ayrıştırıcılar cesetleri parçalar fen dersinde öğrendik ya,bence kuzen karıncalar da ayrıştırıcılare sınıfından olmalı,cesetleri parçalama konusunda çok hızlılar.Şimdi sdonbahar sonra kış gelecek,dusen yapraklar gıbı bızım de ömrümüz son bulacak.
-Yarın yemekte ne var,Batu?
Konustuklarımızın hiçbir anlamı olmamış sanırım,bılmıyuorum kuzen bilmiyorum…
Servis bu sabah gene gecikti.Rüzgar sabah esintisi şeklinde çok hoşuma gidiyor,ıslak saçla sokağa çıkmak çok güzel sinüzüt olurmuyum bılmıyorum.Fark etmez.
Kuzen bana dikkat etmeden yanımdan geçiyor.sonra deniz geliyor servisin kalkış yerine ama pınar yok ,pınar nerede?Beklemeye devam ediyorum biraz üşüdüm,sonunda onu görüyorum yüz metre ilerde her zamankı yeşil çantası sırtında,bakışlarımı ona dikiyorum.
Önumde Bilal beliriyor , dun akşam izledin mi ?
-Neyı?
-Milli maç vardı.
-Ben maça bakmadım onun yerine Transformers izledim çok güzeldi.
-Olabilir,ben izledim maç çok heyecanlıydı deyıp servise biniyor.
Ali geliyor sonra ,iriyarı esmer buyuk elleri var sınıf başkanı ,kızlar ondan hoşlanıyor Speakıng dersi öğretmenı olan genç bayan yakışıklı çocuksun dedı ve sınıfta herkes duydu.O da maç hastası amabasketbol,koca topu tek parmağının uzerınde dönduruyor geçen gun kızların yanında beni bozdu keşke çok kuvvetli olsam da onu dövsem ama elleri çok iri ah o ellleri…
Servise bişndim yanımda her zaman olduğu gibi Fadıl var , aksam ne yaptın dıyorum telelvizyonun karsısında ne kadar verimli olursa ders çalıştım.çEvleri sobalı olduğundan arkadaşımın kendısıne aıt odası yok.
Senın SPLADING topıun var mı dıyorum bırden,yok diyor Fadıl sonra benım ne yaptığımı soruyor.Ne yapabılırım ki?Duş yaptım yemek yedim her zamankı gıbı ablamın nısanlısı ve ailesi geldi ama bu sefer odamdan çıkmadım bılgısayarın karsısına gectım ve yazıştım.Gecen yaz boyuncda gazete dağıttım bisikleti surdum ve ter içinde eve geliıp tekrar duş aldım.
Öğle tatili
Pınar ayaklarını zarıfce bağlamış bir ağacın altında oturuyor,bacakları gözukmesın dıye sık sık etegını aşağı ındırıyor,tarih okuyor ne çalışkan kız!
O çalıştığına göre mutlaka sözlü olacağız.Okul koridorunda panoda iki buyuk ilan var.Okullarda şiddete son yazıyor bırınde diğerinde ise bir kız ogrencının basına gelen talıhsız olay sonuçta tanımadığınız kşılere kamera açmayın muhabbetine giriyor ikinci posterde.Okulda şiddete hayır!İngilizce öğretmenımız bunu okumamış herhalde sadece güldüğüm için benı yan ına çağırıp tokatladı çünkü,korkutmak onun eğitim metotlarından en önemlisi galiba.
Muhammed Furkan geliyor yanıma ,aksamkı mıllı maçı ızledin mi?
Evet diyorum onların golu kesın ofsyttı hakem taraf tuttu.Zil çalıyor.
İlk teneffüste Pınar Denz ile okul bahçesinde geziyor.Bedirhan yenı aldığı PS4 oyununu öve öve bitiremiyor,saçlarını ıyıce uzattı ve küpe taktı ,artık hıç şüphem yok , tırnakları da uzun ve bakımlı olduğuna göre yüzde yuz top!Elimdeki, krakeri vermemek için kalan bırkaç taneyı hemen yedim.Deniz Betülelaf atıyor,Betül yeni birgözluk almış.Betül iyi kızdır hacım.
;Bırden basket sahasında kavga çıkıyor kavga edenlerin arkadaşları çember halınde dızılmış kavga edenleri aralamak yerine izliyorlar.Okullarda şiddete hayır!
İngilizce ve öğle arası hariç.
Pınar her zamankı gıbı takmış kulaklıkları Pınk dınlıyor.DEnız de yanında hıcbırsey yapmadan oturuyor,Orkide ile umut her zamankı gıbı bağırarak konuşuyor,umut erkek arkadaşı ıle son randevusunu n nasıl geçtiğini anlatıyordur.Binnur saçlarnı kulağının arkasına kendisi atıyor müdür.
Necip hoca her zaman ki gibi iğrenç yeşil takım elbisesini giymiş.Kayıtsız hareket ediyor,nöbetlerinde rahat davranıyoruz.Sınavı gelecek hafta olacağız.Sayılar,denklemler ve problemler ağırlıklı olacak.Yaş problemlerini kolaylıkla yapıyorum,öncelikle soruda verilen kişilerin isimlerini yazıyorum sol tarafa da alt alta dün,bugün ve yarın yazıyorum böylece bir tablo oluşuyor soruda iki kişi verilmişse uc satırı ve ıkı sütünü olan bir tablo oluşuyor,sonrası çorap söküğü gibi geliyor.Zil çalınca Orkide geliyor yanıma matematik hocası yeşil kurbağaya dönmüş diyor,çok komık dıyorum bencede kurbağaya benzemiş,Pınar ve Bedrettin yanımızdan sessizce geçiyorlar.
-Onlar bırlıkte mı?
-Hacım Bedri asılıyor ama sonuç alamıyor moruk ,dıyor Bedirhan.
Neden Bedri ile pınar’ın ardından gitmiyorum?
Bedirhan gene PS4 oyunlarını anlatmaya başlıyor.Elinde birkitapçık var popüler oyunların tanıtıcı parağrafları kısaca yazılmış.
-Minecraft ‘ta neler yaptım biliyormusu n?
-İlgilenmiyorum.
-PS4 yok dıye kıskanıyosun dı mı ?
-Sıkıntı yok yakında burs almaya başlayacağım o zaman alırım,müdür.
Eve gelince ilk işim aynanın karşısında ön dişlerime bakmak oluyor,son kavgamda en ön dişime darbe aldım ve morardı,ben de dişimi eğeledim ama morartı geçmedi üstelik darbe yüzünden geriye doğru çekildi.Annem neden bu kadar dalgın olduğumu soruyor kahvaltıda derın hayaller kurup kendı kendıme guluyormuşum.Yemeğin hazır olup olmadığını soruyorum.Malesef gene etsiz yemek yıyecegız.
-kötu gorunuyorsun,Batuhan,bır sıkıntın var mı?
Bılmem bır sorun var mı?Pınar defterine kirpi saçlı yazmış ama Bedri ile gezerken gördüm,dişim morardı sınıfta sırıtmaktan çekınıyorum,yıldızlar yukarıda ölüleryerin iki metre altında enı bır karış olan bır çukurda .Yaz tatilinin sıcak günlerinde evine gidip saatlerce oturduğum nınem artık yok.Bilgisayar bır turlu açılmıyor ,güncelleştirmeler yapılıyormuş.Internette gezmekten başka hayatta zevk veren ne var?İçimden alıp fırlatmak geliyor,bakışlarım kıtaplarıma yöneliyor,içinde sevişmekten başka bir sey olmayan o Almanca kıtabını bugun okuyasım yok onun yerıne Sherlock Holmes okuyorum.Dun rüyamda bır tabut gördüm tabut havada kendiliğinden uçuyordu sonra bırden kapağı açıldı ve ben çıktım içinden ama ölü değilim yanaklarım kırmızı ve hayat doluyum insanların dikkatini çekmemeye çalışıyorum. Pınar ile Deniz havada daireler çizen tabutun altında kıkırdaşıp duruyorlar.Matematikçi sigara içiyor bir yandan da Coğrafya hocası Ayten hanımın peşinde koşmaya devam ediyor.Sigarayı bırakıp kahve içmeye başlıyor,sonra Ayten hanım ile birlikte halay çekmeye başlıyorlar.Kafasının ön kısmında kalan iki tel saç ile oynuyor.Derste saçı ıle oynarmıydı acaba?
Durmadan kafasının arkasını kaşıyor,sinirli gibi gözüküyor etrafı gözlüyor kesin coğrafyacının yollarını gözlüyor.Kafasının içerde ne döndüğünü bılmek isterdim hatta onun yerinde olmak ısterdım hanı Umut ile Orkide’nın çağırdığı cin insanların içine giriyormuş ya,tıpkı onun gibi.
Annemın sesi ile uyandım.
-Okula gitmeyecek misin?
Ama anne bugun Pazar ,her sabah uyandığımda yaptığım gibi gözlüklerimi arıyorum ama yoklar gözlüklerim nerede?
Bir sanıye ben görebiliyorum,eski Türk filmlerinde olduğu gibi ansızın görmeye başladım ve sakallarım bırden çıkmaya başladı.Elimde bir akıllı telefon var ,ben neredeyim daha doğrusu ben kımım?
Eczanedeyım ve bır antı depresan ılaç ıstıyorum eczacı bayan Sevılay hanım kızıl saçları kırmızı ruju ve kucuk gözleri ile bana bakıyor.Soyısımlerımızın aynı olduğunu fark edıyorum.Aynı dönemde okudugumnuz için koyu bır sohbete başlıyoruz.Sevilay konuşmaya devam edıyıor onu dınlemıyorum,yüksek topuklu ayakkabıları ıle eczanede gezınıp duruyor.Konustugum zaman sesımı tanıyamıyorum sesım bana yabancı geliyor gözlerimin rengi de öyle,bunlar gerçek olamaz tıplı MATRIX fılmındekı gıbı sanal hayattan gerçek hayata gectım ve matematık hocası Necıp hoca oldum şimdi flört ettıgı coğrafya öğretmenı ıle masa tenısı oynuyorum,derste hep yuzunu asıp bıze somurtan Ayten hoca etrafa gulucukler saçıyor.
Çevremdekiher sey hareket halında masalar , sandalyeler, masa tenisi topu hatta coğrafya öğretmeninin kendisi,maçımız bıtıp okul dağıldıktan sonra unıversıte kampüsünde gezmeye karar veriyoruz.Yunus emre kampüüsü tertemiz havası ve bankları ıle piknik yapmak ıcın cok uygun,Ayten piknik için sadece bir greyfurt getırmış,kocaman yamulmuş bır greyfurt ben de kantınden atıştırmalıklardan alıyorum,koyu bır sohbete dalıyoruz,derken hava kararıyor,kuytu bır kosede ağaçların arasına çekiliyoruz onu kucağıma alıyorum ve öpüşmeye başlıyoruz hıc ara vermeden , nefesımız bıtene dek ve kucağımdaki bayan bırden yüksek bır yerden duşmuş gibi yığılıp kalıyor kollarımda, başını omzuma yaslıyor,sankı sınırı gızlıce geçen bır askerın arkadan vurulup düşmesi gibi titreyerek kendini kollarıma bırakıyor.Okulumuzun en ciddi öğretmeni benım kollarımda zevkın doruklarına ulaşıyor.Gözlerimi kapatıp derin bır nefes alıyorum.Gözlerimi açıyorum Ayten hala kucağımda bu yasadıklarım tamamen gerçek.Cep telefonum çalıyor ekranda Neslihan yazıyor su anda açamam aynı anda iki flörtle başa çıkmak imkansız!Neslihan matematik öğretmenının unıversıtede bırlıkte okuduğu kişi ;şu an farklı şehirdeler ama görüşmeye devam ediyorlar.Aytenden kurtulunca arıyorum,bugun neler yaptığımı soyluyor sıradan konuşmalar artık paylaştığımız hıc bır sey yok iki yabancıyız deyp ayrılmamız gerektiğini söylüyorum,iğreti olarak girdiğimn bu bedende bir ilişkiyi noktalıyorum.Susuyor.Susuyor, sonra ağlamaya başlıyor.Uyuma zamanın geldiğini düşünüyorum yarın derse girdiğim zaman karşımdaki Batu kım olacak?Necip hoca olmak kötü değil herseyden once on numaralı kalın gözlüklere veda ediyorsun,unıversıteyıo yenı bıtrmış mesleğinişn ilk yıllarını yaşayan bır öğretmensin sonra bır flörtün de var ve çimenlere uzanıp serın havada sarılmak da zevkli.
Sabah erkenden servısı beklemeye başlıyorum o benden evvel gelmiş ve şemsiyesinin altında bana gülümsüyor şimdi birlikte bekliyoruz servis gelince yanyana oturmak için tek başına oturan bır adamdan ricacı oluyor Ayten ;adam bızım için koltuğu boşaltıyor ve çift kişilik koltuğa yerleşiyoruz çok uykum var,gözlerim kapanıyor.
Okula varı p derse girdiğimde Batu en ön sırada karşımda hiçbir sey olmamış gıbı,kalın camlarının ardından soru soracakmış gibi bakıyıor,yanındaki sırada Pınar oturruyor ve bır küs bır barışık devam ediyorlar daha doğrusu devam ediyoruz.En ön sırada Pınar dikkatsiz oturuyor ve eteği o farkında olmadan sıyrılıyor ona baktığımı sınıftakilerin fark etmemesi lazım,eğer ben bır öğretmen olarak bunu yapıyorsam son derece yanlış ama bunu bir öğrenci olarak yapıyorsam …bıraz düşünmem lazım,gözlerim zarif ve beyaz bacaklarına kayıyor yıne,Batu bu sefer kesin fark etti.Bu sırada aklıma bır soru takılıyor madem ben matematik öğretmeni olduysam öz ve de hakiki matematik öğretmeni nerede?
O da sık sık odasına kapanıp mesai saati alkol tüketen sarı seyrek dişli müdürün yerine mi geçti?Bu durumu avantaja çevirmeliyim hemen e-okula girip kendime iki tane 100 çakmalıyım hacım,sıkıntı yok yanı matematik tamamdır moruk.Gözlerimi kapıyor alışmaya çalışıyorum.Öğrencilerin kişisel dosyalarına ulaşıyorum hemen onun dosyasına açıp bakmam gerek adresi cep telefonu kardeşinin cep telefonunu dahi öğrenmeliyim,bu fırsatı kaçırmamam gerek.Matematik öğretmeni hakkında da bilgi sahibi olmalıyım,örneğin yüksek lisans dersleri ne aşamada ,çalışkan mı tembel mi?Bize her ders sıkı çalışmamızı tavsiye eden bu adam kendisi derslerine çalışıyor mu ?Bir öğretmen olarak Pınar’ı yanımaçağırsam ona ucretsız dersler versem ne kadar hoş olurdu,ailesini ziyarete gitsem , Merhaba!ben kızınızın matematik öğretmenıyım kızınız çok başarılı bır öğrencı ilerde mutlaka Tıp okuyacak çünkü paara kazandıran tek bölümdür ve bu ülkede her anne baba çocuklarının altı sene okumasını ıster.Öğrenci Batu korkudan onun yanına yaklaşamazken ben kolaylıkla yaklaşıyorum.Vah zavallı Batum vah!Bir sevgili bile yapamadın moruk.
Öğretmenler odasında oturup hemen e-okulu açtıktan sonra bir şeyın farkına varıyorum,kimse kimseyle konuşmuyor,Ayten ile ben de konuşmuyoruz çünkü okulda sadece arkadaşız,herkes elinde cep telefonu internete giriyor yapılan kısa sohbetlerde öğrencilerin ne kadar kalın kafalı olduğu ve de yaramazlıkları üzerine,çok şükür adım hiçbir sohbette geçmedi.
24 yasında genç bir öğretmenım artık ağabeyımın adı Cem benden sekız yas buyuk evli ve iki çocuğu var en iyi arkadaşımın adı da Cem , o bir ilkokul öğretmeni,hayatta tek hedefım yüksek lısans yapmak ve bır araba almak aslında hedefım evlılıkti ama bu plan bır süreliğine ertelenmiş gözüküyor.Sol tarafımdan kasık fıtığı operasyonu geçirmişim,hayatımda var olan tek kişi okulumuzun bayan asık suratı.Zorluk çektiğim bir dersin hocasıyım artık ve türev konusu üzerine bir yüksek lisans tezi yazmaktayım,beynımde bırden yenı kelimeler yer etti,ters fonksiyonun türevi,kapalı fonksiyonun türevi,sürekli türevlenebilme gibi.Aynaya bakıp kalan son saç tellerimi inceliyorum,hergun okul çıkışında yaptığım gibi kaldığım pansiyonda duşa giriyorum.Kurulanırken bır foksiyonun bır noktada türevinin çarpımsal tersinin ters işaretlisinin ;fonksiyonun tersinin türevine eşit olma koşullarını düşünüyorum.Aynadaki yüz benim değil,saçlar seyrekleşmiş,arkadaki dişler dolgu yapılmış.Matematikçi hocasının aklından geçen isimler Neslihan,Ayten ve Dilek,ayrıldığı eski sevgilisi hala aklında ve şu an birlikte olduğu kişi,ilerde birlikte olmayı düşündüğü kişi.Matematik hocamız aynı anda üç kız arkadaşa sahip olmak istiyor.Bu durum Necip hocanın kafasının karışık olmasına sebep oluyor.
Zavallı Batu!Bir kız arkadaşı yok her sabah açılmak için soğukta platonik sevgilisini bekliyor ve sonuç her gün aynnı yeteri kadar cesur olamıyor,okuldan çıktıktan sonra eve gelip duş aldıktan sonra sanal takılmaya başlıyor facede kızların fotolarını beğeniyor,verilen selamlar çoğu zaman karşılıksız kalıyor.Bisikletle şehirde tur atıyor gidebildiği en uzak messafe çevre yolu.Batuyu düşünmek çok ilginç.Acaba şu anda ne yapıyor,serviste sık sık arkaya dönüp platonik aşkının gözlerine mi bakıyor?Fark etmez moruk.İkinci arada Türkçe öğretmenim benı seslamlıyor.Her ders kitap okutur ve nadiren konu anlatır bizden istediği tek şey kitap okuma alışkanlığı kazanmamızdır sık sık yunus emreden bahseder,hayatta her zaman cömert olun der ve benım gıbı krakerlerini arkadaşları ile paylaşmayan öğrencileri sevmez,kendisi Muş’ludur,çocukken babasının kan davasından dolayı cinayet işlemesi için kendisine silah verdiğini cinayet işlemesini istediğini anlatır,sonra öğretmenlerin köylerde toplumu aydınlatacak tek insan olduğu nu an latır.Kısa boyludur kravatının üzerinde A.ş yazar,nakış gibi işlenmiştir kızdığı zaman bize “Armut herifler”der.Hepimizin defterlerini tek tek kontrol eder sayfa düzenine dikkat etmemiz gerektiğini vurgular.Sayfa kenarlarında gerekli boşluklar bırakmamızın şart olduğunu belirtir.
Müdür aniden öğretmenler odasına giriyor her zaman ki gibi alkol kokuyor.
-Nasılsınız ,Necip hocam ?Renginiz pek solmuş diyor siz degrip salgınına mı yakalandınız?
-Hayır hocam ,çok şükür iyiyim.Birden sakalımın uzun olduğunu fark ediyorum.Umarım fark etmeden yanımdan gider.Ders zili çalıyor,ilk defa ders zili çaldığı için mutlu oluyorum.Derste öğrencileri serbest bıraksam da kafamı dinlesem diyorum.Bir sınıfın karşısına çıkmak bir tiyatro oyununda rol almak gibi,yanlış bir hareket yapıp topluluk içinde gülünç duruma düşmek istemiyorum.Kıvırcık Batunun gözlerine nasıl bakacağım?Acaba ona dikkat etmelimiyim,yani onu görmezden gelip uzaklaşmam mı doğru olur yoksa ona yakın durmak bir derste neler yaptığına dikkat etmem mi gerekir?
Sınıfa girip orta kısımda öbekleşen sıra grubunun önüne gelip gür sesle bağırıyom:”Günaydın!”
Sınıf içinde birkaç kişinin ayağa kalktığını ve gayet isteksiz bir şekilde cevap verdiklerini farkediyorum.Orkide ile Umut beni fark etmemiş gibi davranıyor.Pınar ile Deniz en ön sırada oldukları için ayağa kalkıyorlar.Batu da kalktı ve arkalardan birkaç kişi daha saygılı olduklarını ayağa kalkarak belirtiyorlar.öğretmen masasına geçiyorum o masa sığınmam gereken bir liman gibi kendimi çok yalnız hissediyorum.Kitabı açıyorum,biraz konu anlattıktan sonra sıra ile herkesi tahtaya çağırıyorum,Tuğba,Pınar ,Deniz,Batu ve diğerleri…
Betül bana gülümsüyor,Serkan başını önüne eğmiş arka taraftakiler sıra altından face yada instagram yapıyorlardır.
.
.
Günaydın Gençlik!diye bağırıyorum,dikkatlerini toplamak istiyorum,ilgilerini internete vermemelerini öne eğdikleri başlarını yukarı kaldırmalarını istiyorum.Sayı problemleri zevkli bir konudur içeriği çok geniş,havuz,işçi,karışım,yaş,yol ve faiz problemlerinin hepsini ihtiva ediyor.Batu hala bana bakmıyor.
İlk olarak yaş problemi ile başlayalım.Yaş probleminde verileri iyi kullanmalısınız gençler diyorum.
Betül tahtada bir örnek yapmak için gayet istekli gözüküyor.Tahtada yazıyor :”Bir anne ile üç çocuğunun yaşları toplamı seksendir.Beş yıl sonra annenin yaşının iki katı çocukların yaşları toplamıdır,buna göre anne kaç yaşındadır?”
Betül sorunun aynısını noktasına virgülüne kadar yazıyor bu arada tahta kaleminin mürekkebi eline akıyor kızcağızın.Beş yıl sonra her bir çocuğıun yaşı beş arttığına göre üç çocuk için toplamyaş artışı kaç olur diyorum?
Batuya her gözüm kaydığında içim ürperiyor,hemen yanında Pınar var güzelliğine uzun uzun bakmak istiyorum tıpkı öğrenciyken baktığım gibi ama beni engelleyen bir sey var ne olduğunu bilmiyorum.Betül düşünmeden onbeş diyor.Tahtanın yanından birkaç adım atıp Batuya yaklaşıyorum.
“İki denklem oluşturmalıyız ,çünkü elimizde iki bilinmeyen var ,annenin yaşı ve çocukların yaşları toplamı”diyorum.
Batuyu gözlemliyorum ,Almanca romanını okuyor,okula gelen Alman öğrencilerden biri de yanında oturuyor.Batu başını kaldırmıyor sanki çok önemli bir mesele varmış gibi bir hali var.Zamanının çok önemli olduğunu ve bu kıymetli zamanı basit bir matematik problemine ayıramayacakmış gibi bir hali var.Acaba aklından ne geçiyor,anneannesinin ölümünden etkilendiği ve sık sık ölümü düşündüğü bir gerçek, belki şu anda hayatı sorguluyordur bu dünyaya neden geldik ve neden gideceğiz,nereye gideceğiz gibi sorular.Betül soruyu çözmeyi başarıyor arkadan “İnek”diyenler oluyor.Tuğba hre zaman iki denklem mi oluşturmalıyız diye soruyor,bilinmeyen sayısı kadar denklem oluşturmalıyız diyorum.Sen de bana katılıyorsun değil mi , Batuhan?
Birden panikliyor elindeki kitabı hemen bırakıp başını nihayet kaldırıyor ve evet hocam diyor.
Bedirhan çok garip durumda bugün uyanık ama ders ile ilgilenmiyor dışarı çıkmak için izin istiyor ,gidip sigara içeceğini biliyorum ve izin veriyorum.Kapıyı gösteriyorum ayağa kalkıyor yürürken ona bir çelme takıp düşüresim geliyor sonuçta ben liseli bir gencim ve her genç böyle şakalar yapar.
Derslerim bittikten sonra kendime yorgunluk çayı yapıp öğretmenler odasında bir köşeye geçiyorum,kütüphaneden aldığım kitabı okumaya başlıyorum seksen yaşında bir adam ve yirmi yaşında genç bir kızın aşkı ;işte size bir yaş problemi.Kitaptan sıkılınc a ayağa kalkıp öğretmenler odasında volta atıyorum ve okul bahçesine bakıyorum.İngilizce öğretmeni dayakçı Bahri hoca yanıma oturuyor , nazsıl geçtiğini soruyor.
-Normal
-Normal mi?O sınıfta çok fazla apaçi var hocam,ben dahi zorlanıyorum.
-Ben çok şükür rahatsız olmadım
-Demek ki matematik ilgilerini çekiyor
Dedikten sonra gülümsüyor,adamın gülüşü bile korkunç.
Bahçede Batu ile Bedirhan yan yana ayakta dikilmişler koyu bir sohbete dalmışa benziyorlar.
Cep telefonum çalıyor ,bugun benım boş gunum pansıyonda yatıyorum sen neler yapıyorsun okul nasıl geçti diyor Coğrafya öğretmeni,iyi deyip geçiştiriyorum kahvaltıda ne oldu biliyormusun deyip anlatmaya başlıyor dinliyormuş ghibi yapıyorum bu arada gözlerim okul bahçesini tarıyor,Pınar ile Denizi arıyorum,o anlatmaya devam ediyor.
-Akşam kaçta geleceksin bizim pansiyona,TV odasında birlikte film izleriz diyor,STIGMATA adında bir film almış .Akşam yemeğinden hemen sonra geleceğimi belirtiyorum yıne yazarım ben sana diyorum.Pencereden bakmaya devam ediyorum , okulun uzak bir köşesinde bir bankta Pınar ile Deniz başbaşa oturuyor.
.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.