- 432 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Kime kafa tutuyoruz ?
İçinde bulunduğumuz mübarek ramazan ayı insanların maddi ve manevi olguların kıymetini anlamaları için büyük bir fırsat. Bir bardak su içememenin bizi ne hale sokacağını anlamak kabilinden tüm nimetlere şükür penceresinden bakabilinecek bir ay ramazan. En muhteşemi de aslında insanın yalnız kaldığı anlarda oruca riayet etmesi. Bir anlamda tekliği, vahdaniyeti ve teslimiyeti simgeler. O anda orucu bozabilir ve insanları kandırabilirsiniz. Ama sizi bir görenin olduğunu bilmek ve buna uygun davranmak aslında içimizde olan imanın bir tecellisidir. Ve kelime i tevhidin tecellisidir. Fakat bu tecelliyi her zaman ortaya çıkaramayız. Vesselam oruç açlık ve susuzluk aynasında imanın ışıldamasıdır. Ne mutlu Recep ve Şaban dan sonra Ramazan a ulaşıp onu oruçla geçirip,bakara suresindeki emre riayet edebilene.
İşimiz gereği Nevşehir in hemen hemen tüm köylerine , kasabalarına ve ilçelerine gidiyoruz. Bin bir türlü insanla muhatap olup istifade ve istişareler ediyoruz. Bazen üzülüp , bazen mutlu oluyoruz. Hayat işte , yaşamaya devam ediyoruz.
Ramazan da Nevşehir in merkezinde ya da köy ve kasabalarında önceki senelere göre dikkat çekici bir şekilde oruca riayetsizlik gözümüze çarpıyor. İnsanlar sanki bir meydan okuma edası içinde artık gizleme gereği duymadan açıktan oruç yiyorlar. Sanki bir isyan ve kafa tutma edasında. Sanki Nemrutları kahreden, Lut kavminin altını üstüne getiren ve sanki 17 ağustos depremini yaratana bir kafa tutuş. Firavun u suda boğup , cesedini ibret olsun diye asırlardır çürütmeyene mi kafa tutuyoruz ? Yoksa her bahar ölmüş toprağa ve ağaçlara can verene mi kafa tutuyoruz ? Hasımımız kim ? Rakibimiz kim ? Haşa yüce yaratıcıya mı kafa tutuyoruz ? Babadan anaya geçen bir damlacık sudan bu mucizevi bedeni ve hala sırları çözülemeyen beyni yaratana mı kafa tutuyoruz ? Öyle ise yalnış yapıyoruz dostlar. Çok yalnış yapıyoruz. Ve herşeyi bilen ve bize şah damarımızdan yakın olanın da bir bildiği vardır değil mi? Olmalı değil mi? Oruç tutanların kıymetini o bildiğine göre, ve onlara bunun mükafatını ahirette vereceğine göre oruç tutmayanlarında hak ettiği bir şeyler vardır değil mi? Olmalı değil mi? Yoksa adaletsizlik olmaz mı ? E Allah adaletsiz olamayacağına göre, ve oruç tutanların daha bu dünyada fiziki hediyelere kavuşacağına göre bırakın ona meydan okuyanlar da daha burada depresyon, tansiyon, şişmanlık, kalp katılığı, cimrilik, kan yağlanması gibi hediyelerle muhatap olsunlar.
İnsan çok nankör bir mahlukat. Geldiği yeri ve gideceği yeri unutmuş bir gafil. En acı olanıda insanların islamı kimseye bırakmadan günah işlemeleri. ’Biz de müslümanız bu çağda kafa mı örtülür ? Bu çağ da oruç neymiş? Ben namaz kılmam ama kalbim temiz ’ Gibisinden cahil laflar eden de gene insan. Bir de ılımlı islam dalavereleri çıktı ki sormayın. İslam islamdır arkadaş. İçinde bulundu çağ da islamın içine karışmış hurafeleri temizleyen Müceddit denen kişiler gelir evet ve dinde dezenfekte yaparlar. Bu her asırda olur ve geçen asrın mücedditi büyük ittifakla Bebiüzzamandır. Ama gelmiş ve gelecek diğer kişilerin yapacakları ve yaptıkları reform değildir. Dinde reform olmaz. Din zaten reform etmek için gelir. Dine format atılmaz dostlar. Din zaten formatlar bütünüdür. Kişiye göre din anlayışı olmaz. Kalbinin temiz olduğuna bırak ta sen değil yaratan karar versin. Bu zaman da oruç tutulup tutulmayacağına lütfet yaratıcı karar versin. Yani dini dışardan kabul edip içindeki emirleri sorgulamak akla ziyandır. Ve imana zarar verir. Herkesin işine ve içine karışıyoruz bari Allah ın işine karışmayalım. Hani bir adam varmış, karışmış başına malum bir böcek türünü çiğ çiğ yemek düşmüş . Bilenler bilir hikayeyi detaya girmeyelim. Ya adam gibi teslim olalım. Ya teslim olanlara saygılı olalım. Ya da bilmediğimiz işlerde fetva vermeyelim.
NOT: Değerli okuyucularımız, nasip olursa Ramazan ayından sonra KAPADOKYA TV de siyasi tarzda, Yine aynı kanalda görevli arkadaşımız Kerim KOLAT ile bir proğram yapacağız. Sizlerden ilgi , bilgi, destek ve dua istiyoruz. Bu vesileyle gelecek Ramazan bayramınızı kutlar, hepimize hayırlar getirmesini diliyoruz.
Tunar ÇALIŞKAN / Araştırmacı yazar
YORUMLAR
YAZILARI YORUMSUZ BIRAKMAMAKLA BAŞLAMALI İŞE;
belki heyecanla yazdınız, ama böyle bir yazıyı yazanın hem noktalamalara uymak istemesi, hem de noktalamayı tam olarak kullanmaması çelişki... örneğin;'17 Ağustos' olmalı.
SAYIN ÇALIŞKAN,
görevlerinizde içten, başarılar dilerim. Dediklerinizde o kadar haklısınız ki...