- 1200 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
SATILIK ÜÇGEN
Yorgun kanatlarıyla kaldırımların gölgesini çiğner gibi yürüyordu Hena. Elindeki elmayı önlüğünün tam önüne denk getirdiği yeriyle silerken pahalı bir davete bedava bilet almış gibi hafif jiletsi bir tonda yılıştı mahalle manavı şişko Andre:
" Bugün hangi tanrıya misafirdi üçgenimiz Azize Hena"!
"Bu kavram kargaşası içinde sakin kalmalıyım" dedi Hena. İçindeki çöpleri dökmekle, öldürmekle bitmeyecekti çünkü.
Yakındaki çöp bidonuna kusar gibi tükürdü. Yalnız kendi duyacağı bir ses tonuyla seslendi tanrıya. Hadi ikilemeden söyle; "hangi yanlış bidonun çöpüydük"bizlerde!
Elindeki poşetleri atar gibi masaya fırlatarak; kendini, kızıl renkli duvarda, kirlenmiş bir çerçevede çırılçıplak yatan "Madam Duantes"in tam altındaki koltuğa bıraktı.
Sanki dilsiz bir uşağın ucunda onu bekliyormuş gibi kafesinde asılı duran kuzgununa elindeki pastadan bir parça vermeliydi. Doğrulup cama yanaştı. Sanki ayakta çiftleşiyorlarmış gibi, birbirini boğazlar gibi yan yana duran kokuşmuş küf tutmuş binalara baktı. Bir gün Kendi cehennemini yarattığında Andre’nin hemen yanına, onları da gömecekti. Gözlerini sıkıca yumduğunda kolayca ulaşabiliyordu oraya artık. Ölü kargası oracıktaydı işte. Mavi bir bayrak benzeri yuvasında yatıyordu açık kalmış kurşuni gözleriyle.Aniden çalan çan sesiyle irkildi. Mırıldandı;
" Cehennemde bile rahat yok s...min dünyasında"
Kalktı. Duantes yine cüretkâr bedeniyle caka satıyordu ona. Mavi saçlarına saklanmış hınzır kırık gülüşüyle ruhunun M.R’ını çekiyordu her zamanki gibi. O da kendi gibi erkeklerle yatsa da aslında...Tek aşkıydı Porto Alegri’li Duena...
Cigarasını yarım yamalak söndürürken yine başladı o derisini yüzen çan sesi!. Beyninde her defasında daha da uzun katarlı trenler sürükleyerek "dan" " dan" " dan"... Birden pis nefesiyle ağzından salyalar akıtan Piskopos Franje girdi on beş yaşındaki aklının vizyonuna! fark etti Duantes’in bile dudakları kasılmış büzülmüştü. Bu kez uzun uzun bakamadı...
Ona, piskoposun organını kesip kuzgununa yedirdiğini bilse mutlu olurdu kesin. Odadan çıkarken ışığı söndürüp bir öpücük attı duvara. Çırılçıplak soyundu. Ellerini kaldırarak aynanın karşısına geçti. Vücudundaki morluklar saçlarının rengine yanaşmıştı neredeyse. "Herkese ayrı bir cehennem yaratmalı" diye mırıldanarak artık her notasına aşina olduğu plağı sürdü yayına.
İşte cennetindeydi, duşta. Usulca gözlerini kapatırken, aralık bıraktığı kapıdan son ses çağlıyordu başlayan ayin:
"es tú alegria que me brota"
Sessiz olun.
Sessiz olun.
...
..
.
ToprağınSesi
m.youtube.com/watch?v=ZaxcCrde2QY
.
YORUMLAR
Her zaman okunası ve ilginç bulurum yazılarınız
tebrikler, sayın yazarım
saygılar
Serhat AKDENİZ
Göveren kötülük tohumlarının hasadı gecikmişse, hangi ayin bastırabilir o hasadı kendi elleriyle yapmak zorunda kalan, yaralı körpe bir bedenin, yorgun çığlığını…
Sessizlik şart
Saygılar ...
Serhat AKDENİZ
Serhat AKDENİZ
nasıl bir isim bulmuşum kahramanıma diye. umarım bu isim rahatsız etmemiştir sizi. etti derseniz değiştiririm.
hürmetli teşekkürler
hena
Lütfen ismi değiştirmeyin hocam,
Ben aslında hena'nin kelime anlamı ile yazinizdaki gerilim arasındaki zıtliga işaret etmek istemiştim,cennet ve cehennem kavramlarinda da benzer uçurumlar var,
Sessizlik ve diisardaki gürültüde de...
Acının sesi ve rengi uçurumdur belki de, içe doğru ve herkes için farklı.
Teşekkürler..
lacivertiğnedenlik
çok sevdim. ufacık bir eleştirim olacak. s.... ve piskopos''un organı kısımlarında geçen ayıpçı organı ayan beyan yazsaydın keşke. piskopos kelimesinin 2,., 3., ve 4. harflerini alıp 3., harfle 2. harfin yerini değiştirseydin mavinin hatrına çok daha vurucu olurdu. eleştiri mi dedim ben. yok yok. gerçekten çok sevdim yazıyı.duantes metaforuna bayıldım. senle içilir. valla bak.
Serhat AKDENİZ
Serhat AKDENİZ
bende bir karalamada. Bizler sonuçları yargılarız genelde sebepleri asmak yerine!
hürmet ve teşekkürlerimle
Abi gotik bir havası var yazının. Senden okuduğum en güzel yazı. Yazı karakterinin sert oluşu küçükken yaşadığı cinsel istismar. Bu kişiliğini fazlasıyla etkilemiş. Bunu yazının içinde hissediyorum.
"hangi yanlış bidonun çöpüydük"bizlerde! .. demesi kendinin farkındalığıyla eşit bir cümledir.
Harikasın..