- 614 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KARALAR BAĞLAYIP AKLADIKÇA GÜNÜ...
Zamanın ayraçları var bir de ince ayarı; ötesizliğin de cumhuriyeti var sandık sandık defo dolu. Bir de mücbir sebepleri var yas denen mutluluk ihlalinin. Hani, olur da içinizden gelen kahkahaya eşlik eder çevrenizdekiler sonra da ayrık otları bakarlar mütecessis bir tebessümle ve kınarken esef yüklü bir yüklem eklentisi ile benliğinizin tozuttuğuna dair.
Zamanın büklümlerinde var da var yansıması belirsiz bir zarf niteliğinde; bir de nicelik belirteci ayrımcı isyanları var büklümlerin her izdüşümünde, yorgun tanıları var evrenin ve çok da yorgun bir Tanrısı var evsizliğin evcilliğine doldurduğunuz onca oyuncağı kırarken şeytan… gel de mutlu ol şimdi!
Soytarı bazen ve yanardöner bazı bazı: ha, bir de sakıncalarını gözünüze sokan yansımalarında düşüncelerin, düş ihlalleri var yine kınında kin; kininde nam; nam-ı diğer zamansız ve aylak oyalanmalarla geçerken ömür.
Dingin ruhların da kralı hani ölüm, hele ki huzurun tınısında hep yeknesak ve bayat bir tat var iken, yokluğun da varlıkla kıstası ve derken var olduğunuza inandığında yoklukla imtihanınız ya da yokluğa alışıp, ansızın varlığınıza delalet iken dostane bir dokunuş.
Zanlı zansız.
Yerli yersiz.
Durağan ama kıpraşan hücrelerini de yok sayamadığınız.
Açık tenli bir aşka rağbet edip, açık ara ile karanlığın tozunu dumanına katarken hele ki manevra bilip, aşkın tok sesine hürmeten, gerisin geri kaçtığınız…
Ürkek bir ceylan gibi ve asla da yaş almayan ruhunuzun yasına hürmeten onca iç çekişi de yok saydığınız hele ki tek bir kelimesine heba ettiğiniz günler belki de yıllar ve kaygıların dibe vurup, baloncuklarla dolu haznesinde mutluluğun, ifrata kaçıp ve ansızın fark edip gerisin geri kaçtığınız…
Aşk ki hoyrat bir duygu.
Zaman ki zamansızlığın mucidi.
Yar ki; yaren olmaya aday yine de içselleşen bir beste iken davudi sesi şiir yürekli kanılarda tokalaşan o İlahi Güç ile kanıksadığınızdan ziyade kanmaya dair hele ki kandırılmaya müsait bir yapınız varsa.
Andıkça unutulmak ya da unutmaktan yorgun hafızanın dipçiği ile derinlere nüfus eden en bayat espriyi bile mükemmeliyetçi bir yaklaşım ile zafere dönüştürdüğünüz, korkusuzca güvenmenin tadı iken adı olmayan adamların ve kadınların mükellef gönül sofrasında bir yudum su olmaya aday.
Karalar bağlayıp akladıkça günü sonra da akın tadını çıkarıp, korumak adına anlık mutluluğunuzu ve anbean depreşen bir melankolik özne olma yolunda sığındığınız şiirsel sunumu ile imgelerin, kenetlendiğiniz bir dizede diz dize yattığınız özlemin vuslat kaygılı kehanetlerine toz konduramazken, kâhin görünümlü şarkılarda ilahi bir tat olarak duyumsamanın verdiği şevkin de kulu kölesi olmuşken.
Bir mertebe belki de yalnızlık ya da basit bir kuram Freud’dan miras gölgeleri kutsarken Tanrı, demekle de eş değer doğrusu yanılmamışlığın hoş görüsüne sığınıp, kanıksadığınız minvalde dolduruşa gelen bir hezeyanı da ötelerken benlik.
Zamansız bir mısrada doğurgan bir kadın adına, yüklenmek aşkı üstelik sebepsiz bir fiiliyata sığınıp, özne babında kullanıma sunmak senli benli kayıtsızlığın zincirinde hangi önyargı ise hak ihlaline gitmemek adına.
Sonrasızlığın günlüğünde, dip acıların da en haşmetlisi belki de aşkı yordamadan sadece yaşama hibe ettiğiniz ve dizlerinizin bağının çözüldüğü üstelik yüksünmeden hele ki masumane tınısını da kaybetmediğinize dair gelişen inancın da bir yansıması adına varlığın mutlulukla dansı ve sonra da… öncesiz hükümlerde kerelerce ölmenin verdiği hezimeti unutmadan ve yeniden ölmekse maruzatınız sadece tahayyül edin sevgisiz ve aşksız kayıp dünyaların hengâmesinde yorgun bir melek tadında ama yoksunluğun da bilincinde üstelik devingen bir mahremiyet kadar kutsal hükümlerin korunduğu o çıtada asılı kalmak nasıl da mutlak bir rota çizip sizi mutlu kılıyorsa…
YORUMLAR
Açık tenli bir aşka rağbet edip, açık ara ile karanlığın tozunu dumanına katarken hele ki manevra bilip, aşkın tok sesine hürmeten, gerisin geri kaçtığınız…
Güzel bir tabirleme tebrikler.
Gülüm Çamlısoy
kaçamadığımız ise kendimiz ve tüm gerçek bellediklerimiz...
selam olsun dost kaleme.