- 2039 Okunma
- 4 Yorum
- 7 Beğeni
ANLAMLAR ATLASI
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Doğruya saygı duyun… Bunu söylüyorum her gün içimdeki özgür tepelerin keskin kayalıklarından. Özgürlük keskinlik içerir. Dev bir süpürge gelip alay edercesine süpürüyor sesimi. Uçurum; sahte arkadaş! Kaderin hızına yetişilmiyor. Hiç ara vermeyen dizginsiz çirkinlik caddelere, mekânlara, işyerlerine ve evlere sinsice girip alacağını alıyor… Doğruya saygı duyun... Nefretinizle kirlenen sokaklar ışıkla yıkanıyor ancak. Sonra her yer ışık ölüsü oluyor. Yüzünüz çamur tufanı. Kilitli ve yerleşik karanlık. Ev sahibi karanlık. Bu kalp kullanılmamaktadır tabelası asılı boynunuzda. Boynunuz çirkinliğin oyuncağı.
Anlatmaya çalışıyorum, her şey dilime dolanıyor.
Yetmiyor kaldırımlar kadar değeri olmayan sözcük kırıntıları.
Dilim çürüyor yankıların ilgisizliğinden.
Adını düşlere ödünç veren bir kıyı buluyorum kendime ve günbatımının izinsiz gösterisidir orası o an. Aramakla bulunamayan. Bakılmakla görülemeyen. Biletsiz ve sadece yeryüzünden kaçanların izleyebildiği ki yeryüzünden kaçmak taşların sorularını yanıtlayan belleklerin çığlığıdır. Göğsümde çalışan hüzün işçilerinin emekleri ve avucuma tamlayan ter. Onur havuzu. Güzel şeyler için toplantı üstüne toplantı yapan hislerin etrafında dolaşıyorum. İşte böyle uzaklaşıyorum o obur kelimelerden. İnsanları yiyip bitiren ve boş bir teneke haline getiren kelimelerden. O kelimelerle yaşayan bir insan; posadır!
Isssızlığın kapısında yakalıyor beni N. Gözümün içine bakıyor. Bu arada ısssızlık üç “s” ile yazılır görünmez düşüşler tarafında. N soruyor bana “neden bu kadar uzaksın kendinden.” Özgür değilim diyorum. Zaman donmuş ama hızla yaşlanmaya devam eden bir çocuk var içimde. Kayıtlı olduğum yer; eğriler kenti! Derimin altına bir çip yerleştirilmiş ve attığım her adımı izleyen beton yürekli bir hissizler ordusu var peşimde. Özgür değilim. Aşkı ve isyanı büyütüp çağın bütün pezevenklerinin alnına silah gibi dayamak istiyorum. O an onlara: Nasıl, iyi mi böyle, sizi gidi aşağılık, insanlık düşmanları, iyi mi böyle! Evet, tam da bunu yapmak istiyorum. Çünkü özgür değilim ve bu beni kendimden uzaklaştırıyor. Lorca ne diyordu:
“Özgür olmayan insan nedir?
Söyle bana, Mariana
Söyle seni nasıl sevebilirim
Özgür olmazsam?
Sana kalbimi nasıl açabilirim
Bu yürek benim değilse”
Mutluluk utanç verici bir şeydir diyorum N’ye. Bunca parlatılmış adaletsizlik, bunca kronik acı, bunca hiç yoluna ölüm, bunca öksürük krizi ve bunca sular kesikken çıkarılan yangın varken, ah, işte bu yüzden mutluluk utanç vericidir. Sırtım; ateşli okların gezinti alanı. Gökyüzü pazarlayıcıların tiksinç kahkahaları arasından sıyrılıp bir gölgeyle söyleşiyorum. Yıkılmışlık duygusunun çöktüğü bir ülkede kovulmalar ustası olmak, ah nasıl da minyatür bir gerçekliktir.
Kaçamak bir kuşku.
Çiğnenmiş zekâ.
Mantığın çok başlı yılanı ve öteki şeyler.
Bütün bu öz zavallılıklar zindanına rağmen müthiş bir gülümsemeyi getirip avucumun içine bırakıyor N. Ortalamanın üstünde bir gerçeklikle seviyorum seni diyor. N kıvılcım demetlerinin yetiştiği o özgür tepelerdeki keskinlik, bilinçaltım ve bilinçdışım ve unutuş süvarilerinin çoğaldığı zamanlardaki anımsayış pencerem. Yüz ifadesi işçilerinin lideri. Fikre dönüşen kederleri toplayıp onlardan dirilişler yaratan olasılıklar bütünüdür. N polen bulutlarıyla gelir; bir öpüşmeyi güçlü silahları olan sonsuzluğun karşısına çıkarır ve sonsuzluğu mağlup eder. Bir insanın N’si yoksa o insan düş kurulamayan bir çöle komşudur.
Duyguları kamaşmış ve görünmez haplarla uyuşturulmuş o durdurulamaz çoğunluğun hızla üzerime gelişi. Sahte şimşekler konvoyu. Karşılarına çıkıp doğrulara saygı duyun diyebilmeyi dilime yerleştirdiğim o gün müziğin sesini iyice açmıştı anlamlar atlası. Bak diyordu N: Göz göre göre zalim kılıçların adresine yürüyen birkaç iyi insan, masumiyet bahçelerine inanan birkaç iyi insan, ışıklı yarınlar için ıstırabı göze almış birkaç iyi insan, işte onlar nasıl da korkutuyorlar uzun namlulu kâbuslar satan büyük çoğunluğu. Çünkü o birkaç iyi insanın evrensel ağrıları ve refleksleri vardır. O birkaç iyi insan direniş barındıran gecenin kardeşleridirler.
Hadi, günbatımının izinsiz gösterisini izleyelim biraz diyor N.
Kısa bir ara duygudan sonra sayfayı çeviriyorum; gösteri zamanı!
ve özgür düşünce kürecikleri taşıyan gemiler yanaşmaya başlıyor
yakılmakla tehdit edilmiş bir fotoğrafın içindeki saklı limana.
YORUMLAR
Dramatik Buluntular
Saygılar...
Dramatik Buluntular
Sevgiler...
Pek çok minyatür gerçekliğin arasından özgürlüğü gemiye bindirip yolcu etmek niyeti ne acı. Olmayan değerlerimizin tek sağ duyusu iyilikken en sıradan kelimeye dönüşmesi ne feci.
Bir tablo var elimde kalan ... N ve diğerleri gülümsüyorken ..Taaaa eskiden...
Sevgilerimle...
Dramatik Buluntular
bağırıyorum, bağırıyorum tek yapabildiğim bu
çünkü bir kentten başka bir kente bile gidemiyorum şu an
bilemiyorum belki de biz bu kadar yalnızlığı
çoktan hak ettik.
Sevgilerimle...
İçinden N geçen butun nehirlere..ozgurluk kendi kafesimizdir artık..