- 2969 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
ÇÜRÜK İPE HÜLYA DİZMEK
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
“Tanısı konulmamış bir hal bu,
Sen deliliğime ver yine de.”
Hep bir hülya dizme derdinde insan. Öyle ki zorlamayla isyan eder olmuş çürük iplikler.
Kazan kaldırmış eşyalar, aykırı tabiatına her şey. Ya bırak Allah’ını seversen! Olmuyorsa olmuyordur, daha iyisinin olmayacağını sen mi bileceksin?
iyisi, daha iyisi derdinde insan.
Bu tempoya dayanmaz kalbi olan.
Peki, dayanan kalpsiz midir?
Bak, neler var. Senin şikayet ettiğin hayata sahip olmak isteyen binler var.
Sen ayakkabı istersin, O ise ayak. Sahi, sen ne ayaksın? Az dur, bırak ateş etmeyi.
Ama yok, koymuş kafaya, Gezi de kendi, Gözü de. Silme tepesi hep hedefte arpacığın.
Yaşayacaksın hem de inadına. Öyle diyor Sana Bana malolmuş Şairler. Sık dokuyacaksın ince elediğini.
Severek yaşayacaksın, nefret ederek değil. Edilerek hiç değil.
Hem öyle yabana atılmaz inat dediğin, ‘Öfke’dir diğer kardeşi.
Öfke ki, yüzü karartır, sonra sarartır yüzü.
Kim düşünür ki sonunu? Baksana her yer kahraman, bildiğin Hamaset.
Lafı açılmışken sorayım, mutlak son gelir değil mi? Gelmez diyenler önceden gidenler, bak göreceksin. Gidenler dönmedi, Uğultusu boşlukta ruhların. Hani, aslolan ‘Hoş Sada’ ya, bırak gitsin o halde. Tutma daha fazla, bırak gitsin. Öyle çok da uzağa gitme. Hayat dediğin ninniden ağıta bir süzgeç, Ezandan Salaya bir yol, ince uzun. Yola çık, yoldan çıkma! Yola kiminle çıktığına bak. Öyle yola herkesle de çıkma! Yola çıkıp varmayan yok. Yoldan çıkıp varanı da göremezsin. İtle dalaşma, çalıyı dolan da geç.
Sev kardeşim. Asırlar öncesinden gelip günümüzü, yolumuzu aydınlatan Hz. Mevlana’nın 7 altın öğüdünü kazı kafana. Ol kardeşim; Akarsu ol, Güneş ol, Gece ol, Ölü ol, Toprak ol, Deniz ol. Olduğun gibi ya da göründüğün gibi ol. Yoksa senden hala bir şey olmadı mı? Ya hu, boyundan adam düşse ölür. Az toparlan, silkelen. At üzerinden ölü toprağını. Bak, Kimler düştü kalktı ezildikçe sertleşen toprakta. Sahi, çok yaşamış olan mıydı uzun yaşayan?
Doldur içini, ne varsa içinde o sızar dışına. Dağlar kadar derdi olur derdi dağ olanın. Sabrı dağ olurmuş, derdi bal olanın. Ben demedim, eskiler diyor. Belki de diyen benim, eskiyorum neticede. Bit pazarına nur yağmazdı hani? Bak, rağbet eskilere artık. Eskise ya her şey. Kim icat etti tüfeği? ‘Hay bu Mertliği bozana’ deyip kallavi bir küfür sallasak mı?
Neyse, yeter bu kadar şimdilik.
Bal yemek isteyen gelsin beri.
Ne o çomak mı?
Aha, saldım arıları üstüne.
Tanısı konulmamış bir hal bu,
Dedim ya, deliliğime ver Sen yine de.
YORUMLAR
Bazense insan oğlu arayış içerisindedir. Ne aradığını bilmez, bilmeden arar durur. Bulduğunu zanneder, oysa aradığını bulamaz. Tuhaftır / gariptir ki ne yapacağını bilmeden dolanır durur. Uzun zaman sonra sorularıma cevap bulduğum bir yazı oldu. Keşke burada yazanların bir tanesini uygulaya bilse insan. Ama hep yaparım diyerek erteleyerek geçen bir ömürden mi bahsetmek doğru olur yahut insandan mı? Garip.
Kaleminize sağlık.
Yazdıklarınızın tümü hayatın içinde olan yaşadığımız gerçekler ve hepsi doğru. Ne var ki anlayan kim dinleyen kim hisse kapan kim!
Ne diyordu Oktay AKBAL Hocamız Önce ekmekler bozuldu sonrasında insanlar! Demek ki insanın mayısı bozulmaya çok müsait. Bir de yetiştiği coğrafyanın koşullarıyla da çok ilintili. sanırım. Taş eksen buğday biter dediğimiz bu topraklarda tarım ve hayvancılık çoktan bitti ve samanı dışarıdan ihraç ediyoruz. İnsanların çöken ahlakını ise yedi düvel gelse onaramaz.
Son derece hoş bir kara güldürü.
Selam ve sevgiler.