Baba!
Nasıl başlasam, nasıl anlatsam.. Keşke biraz olsun yazabilseydim.Kimseye anlatamasamda yazabilirdim derdimi belki. Şairler, yazarlar "yazabilenler" ne kadar şanslı olduklarını biliyorlar mıdır? Annem.. Annemi anlatacağım ben. Her ne kadar derdim bu olmasada..
Annem ne güçlü kadındı, niye katlanırdı o adama? Çekip gitseydi ya.. Belki beş kuruşsuz, çulsuz ama huzurlu birisi olabilirdi. Çoğu kez sizin için demişti. Sahi benim içinse doğurmasaydı. O adama katlanacak ikinci bir kadını neden verdin ki ona Tanrı’m!! Bu imtihan mı? Öyleyse ben bu yükü kaldıramıyorum. Biliyorum sen vermezsin kaldıramayacağı yükü kuluna. Eğer ordaysan ve şüphesiz varsan kevserde hazırdır yerim. Yoksa eğer henüz yirmilerinde bir çocuğa bu yükü yükleme! İsyan etmiyorum demeyeceğim! Ettim ama fayda etmedi. Canımı al dedim sana yakardım, her defasında ıslak yastıkta uyandım. Canıma kendim de kıyamadım. Evet, korktum. Ama cehennem’e gitmekten değildi bu biliyorum. Zaten yakacaksın beni ama babamıda yak! Eğer onu yakarsan beni yaksanda hissetmem. Ama annem.. Tanrı’m ona sahip çık, onu koru.Babam onu kaç kez kovdu ama yine onun yatağında yatmak zorunda kaldı. Ben evlenmeyeceğim! Günlerdir beynimi kemiren cümle. Evet ben evlenmeyeceğim. Bir adam için hayatımı zindan etmeyeceğim. Annem hep keşke seni tanımasaydım derdi babama, babam gülerdi cevap vermezdi.. Ben buna katlanacak kadın olmayacağım. Kocasına meyve soyan bir kadına dönüşmeyeceğim. Yusuf Atılgan’ın "Aylak Adamını" daha iyi anlıyorum şimdilerde. Hayat kimseye, hiç kimseye zindan edilecek gibi değil. Vaktiniz varken aylaklık edin..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.