YORUMLAR
Merhaba,
Eleştiri, bir şeyin zayıf ve güçlü yanlarının değerlendirilmesidir’ diyor TDK sözlüğü. Sözlükle hemfikirim. Öncelikle şunu belirtmek gerek: Eleştiri, hem olumlu hem de olumsuz olanı işaret eder. ‘Salt’ diye bir şey yok. Teoride durum bu. Pratikte ise işler biraz farklı. Gündelik kullanım (kimileri buna halk ağzı diyor) sözcüğün olumlu yanını hayli törpülemiş, geriye olumsuz durumları pekiştiren bir ifade kalmış. Edebiyattaki eleştiri de bu anlayışın uzağında değil.
Siz, sadece şiirlerden bahsetseniz de diğer edebi türleri de eleştiriye dahil edip çeperini genişletmekte fayda var. Kolaylık açısından şu iki başlığı açabiliriz mesela.
Türk Edebiyatında eleştiri
Sanal Edebiyat platformlarında eleştiri.
Eleştiri edebi yazında başlı başına bir disiplin iken, ne yazık ki gereken önemi göremedi Türk Edebiyatında. Bunun nedenleri hakkında farklı görüşler ileri sürülebilir elbette. Pek çok gerekçeyle ilişkilendirilebilir. Toplumca okumayı pek sevmiyoruz, bu sır değil. Kitaplar satılmıyor, satılsa bile okunmuyor. Hal böyleyken, yeni bir şey var etmeyen daha çok var olanı tenkit eden yazınların rağbet görmemesi anlaşılır bir durum oluyor. (Anlaşılır ama kabul edilebilir değil elbette) O yüzden olsa gerek eleştirel yazınlar, bir grup meraklı/gönüllü edebiyatseverin akademik/dergi çalışmalarıyla sınırlı kalmış durumda. Yazınızda bahsi geçen eleştirmenler içerisinde Fethi Naci’nin ayrı bir yeri var benim için. Eleştirileri yazıları dışında deneme ve öyküleriyle de çok başarılı olan, mutlaka okunması gereken bir yazar.
Övgü makamındaki iltifatlar yazara bir şey kazandırmaz. Tam tersi de doğrudur: haksız bir yergiyle kuşanılmış sözcükler yazar olandan bir şey eksiltmez. Bunu neden mi söylüyorum? Çünkü söz konusu ‘sanal edebiyat platformları’ olunca, eleştiri bu şartlara uygun yeni anlamlar kazanabiliyor da ondan.
Bilindiği gibi eleştirinin farklı türleri var: 1) Öznel eleştiri 2) Yazın tekniğine göre eleştiri 3) Toplumcu eleştiri 4) İzlenimci eleştiri 5) Çözümleyici eleştiri gibi... Her tür için farklı şeyler söylenebilir ama ben sadece öznel eleştiriye kısaca değinmek istiyorum.
Hiçbir yazar, topluluğun tamamının beğenisini kazanacak ürünler ortaya koyamaz. Geneli tatmin etmek gibi bir gayeyle de yazmaz zaten. Kendine bir hedef kitle belirler. En amiyane deyişle söz konusu kitlenin yazdıklarına karşı tepkisini ölçer ve gerekirse nabza göre şerbet verir. Bu kitabı yüz binlerce satan ‘ünlü’ bir yazar için de böyledir, amatör platformlara yazdıklarını asan ‘yeniyetme’ bir yazar için de. Buradaki denge önemli tabii. Zira kitlenin bilgi ve beğeni düzeyi ne kadar yüksekse, okuduklarını anlama, değerlendirme ve yargılama çabası ne kadar aktifse yazar da o kadar niteliklidir. Ve görece olduğu sürekli yinelenen güzellik kavramına da o kadar yaklaşmış demektir. Evet, bir yazıya eleştiri getirmek yabana atılır bir durum değil. Bir ‘yetkinlik’ ve ‘olgunluk’ gerektirir. Ve malum bu gereksinmeyi birilerin vereceği unvanlar karşılamaz. Eleştirideki öznellik ya da ‘öznel eleştiri’ aslında tam da burada ortaya çıkıyor. Çünkü her insan, kendi yazınını oluştururken, kendine has bir dili geliştirirken, sözcüklere yeni oyunlar öğretirken, edebiyatına kan veren hayatının ve kültürünün çeperinde oyalanır. O insanın edebiyattan anladığı odur. Edebiyata ve edebi sorunlara o pencereden bakar. Haliyle güzel olan ve egemen olması gereken o pencerenin gösterdikleridir. Takdir edersiniz ki bu anlamda her eleştiri mutlaka biraz özneldir.
Kısacası, eleştiri konusunda penceremden yansıyanları şöyle özetleyebilirim:
-Eleştiri de, önyargılardan tamamen arınmış bir anlayış söz konusu olamaz belki ama en aza indirmek makbuldür. Muhatabıyla görüşmeden eleştiri yapılmamalı mıdır? Sehven yapılmış, imla hataları, yazım yanlışları vb. için belki ama şiirin dili, teknik yapısı, örgüsü ve işaret ettikleri konusunda eleştiri icazete tabi değildir.
-Karşı tarafın vereceği cevabı düşünerek eleştiri yapmak, eleştiriyi güdükleştirir. Ayrıca ‘olumsuz’ eleştiri demek, o eleştirinin bütün hatlarıyla yıkıcı olduğu anlamına gelmez. Yazar için ‘olumsuz’ olan yazı için yapıcı ve olumlu olabilir. Kaldı ki kişilerin hangi yorumdan nasıl etkileneceğini bilmek müneccimlik vasfı gerektirir. Ayrıca böyle bir düşünce içinde her ne kadar iyi niyet barındırsa da bir süre sonra danışıklı dövüşe dönüşmeye meyillidir.
-Eleştiri anlayışının altyapısı zenginleştikçe edebiyatın çehresi de güzelleşecektir…
Selamlar.
DEVRİM DENİZERİ
ahker
Merhaba,
Bütün bunları, Devrim Denizeri'nin dediği gibi, bir eleştirel-deneme yazısı olarak toparlasanız keşke. Gerçekten, yabana atılmayacak derecede görüşler hepsi de.
Öte yandan: Dediklerinizin tümünden haberdarım. Ama tek bir şiir üzerine yazdığım yazıyı, kuramsal (teorik) ayrıntılara boğmak istemedim. Kimbilir, belki yeniden yorumlamak gerekebilir o şiiri. Yazıyı yazalı, dolu dolu dokuz yıl geçmiş. Dile kolay!
Bir de şu: Benim de çok sevdiğim Fethi Naci'nin eleştiri ve deneme dışında bir türde yazdığını hiçbir yerde okumadım. Siz, öykü de yazdığını diyorsunuz oysa.
Kıymetli katkılarınıza teşekkür ederim.
Vedat Keleş
"sana aşk dedim ey ölümsüz" bu tek başına koca bir şiir zaten, yitirilmiş bir şeyi değerli kılıp ölümsüzleştirenin o çocuk saflığında gülüşünü ve manevi olğunluğa ermişliğini de gördüm
paylaşımınızı okuyarak haberdar oldum bu şiirden ve şairden
*mütevazi olmayanları hiç bir şeyden saymıyorum ben kendi adıma
olgunluğa erişmemiş insanların üretitiği her neyse kıymete binecek şeyler değildir
ben şairim.entelim dantelim diyen sözde şaiir yazarların emek hırsızı olduğuna inanırım
gözlerini karartmıştır hırsları ve ben onlardan her şeyi beklerim
bu kısıır dönğünün içinde iyilere ulaşabilmenin bir yolunu bulmalı
ahbap çavuş ilişkisi kimseye bir şey katmıyacağı gibi
döndürülen bu çarktan geriye hiç bir şey kalmayacak
yazılacak çok şeyim var bu konuda daha belki sonra...
teşekkürler
ahker
Merhaba,
Haklı olarak siz de yakınıyorsunuz, edebiyat ortamlarının (şair-yazar gruplaşmalarının) kokuşmuşluğundan. Maalesef ki "sen beni översen, ben de seni överim" çarpık anlayışı geçer-akçe oralarda. Yaşadık, deneyimledik.
Bu konuda başka diyecekleriniz de var sanırım. Zevkle okuyacağım onları da.
Kıymetli katkılarınıza teşekkür ederim.