- 620 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Önce İyi Bir Şiir Öğrencisi Olun Sonra Şair de Olursunuz
Şiir dünyaya güzellikler katmak için yüce Allah’ın bize bahşettiği bir edebi sanat. Bu gün için yurdumuzda ve dünyada bu güzide sanatı layıkıyla yapmaya çalışan binlerce kadın, erkek şahsiyet var. Bunların içinde değerli Türkçe, edebiyat öğretmenlerimiz ve öğretmen olmayıp yine de bu iş ile ciddi diyebileceğimiz şekilde uğraşmış değerli kalemler mevcut. Belki bileniniz vardır, bilmeyeniniz de olabilir yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de ‘’Şuara’ yani Şairler diye bir sure vardır. ‘’Mekke döneminde indirildiğine inanılan sure 227 ayetten oluşur. Bu sure, adını 224. ayette geçen ve şairler anlamına gelen ’eş-Şu’ara’ kelimesinden almıştır.’
Yufka yüreklidir şairler, narindirler, yüreklerinde sevgi, akıllarında bir dolu güzellikler vardır, insanlar için, insanlık için. ’Şiir sanatı eksiklikleri güzelliklere çeviren bir simya bilimidir.’ der ünlü Fransız Şairi Aragon. Şair her ne kadar yufka yürekli de olsa vatan tehlikeye düştüğü zaman, zalimler mazlumların karşısına dikildiğinde sertleşmesini de bilir. ’Kalemin kılıçtan keskin olduğunun.’ en güzel ispatını yürekli şairler ve yazarlar yaparlar...
Genç şair arkadaşlara, yazmaktan önce okumaya, araştırmaya önem verin çokça derim. Şairlerin hayatlarını okuyun. Sadece yerli şairleri değil, yabancı şairleri de okuyun, öğrenin, araştırın, inceleyin. Göreceksiniz ki sizin kafanızda oluşturduğunuz şiire ve şairlere bakış açınız bile değişecektir. Bizim Anadolu’muzda ismi cismi bilinmeyen öyle şairlerin öyle dizeleri var ki dinlediniz mi ağzınız bir karış açık kalır. Hani merhum Bedri Rahmi Eyüboğlu demiştir ya ’Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası. Ayak seslerinden tanırım. Ne zaman bir köy türküsü duysam. Şairliğim den utanırım.’ Köy türküleri doğaldır, sadedir, baştan geçenler, yaşanılanlar yazılır. Kimi biraz abartılarak, kimi de abartılmadan en doğal haliyle...
Bu iş, yani edebiyat ve onun çök özel bir dalı olan şiir kesinlikle gönül işidir. Eğer ki bu işe başlarken, şöyle meşhur olurum, böyle ünlü olurum, çok da güzel yazıyorum bu genç yaşımda, hem hece hem de serbest her türlü döktürüyorum, diye düşünürseniz, baştan yanlış yaparsınız. Nasıl zanaat da usta çırak ilişkisi var ise edebiyatta, şiirde de öyle usta çırak ilişkisi vardır. Hiç bir zaman ben bu işte iyice piştim tam da oldum denmemeli ki araştırma, başka başka şairleri de okuma aklımızdan ve benliğimizden çıkmasın asla...
Zaman zaman şiirlerinize gelen olumsuz eleştirilerde moralinizi bozmasın. Pohpohlamaları da fazla gözünüzde büyütmeyip abartmayın sakın. Yüreğine sağlık, ellerine sağlık, aferin koçum gibi abartmalar hoşunuza gidebilir lakin gerçek bir kritik değildir bunlar. ’El elden üstündür arşa varıncaya kadar.’ da derler. ’Her ilim sahibinin üstünde bir bilen vardır mutlaka.’ cümlesini aklınızdan çıkartmayın. Yazılarınıza, şiirlerinize yapılan olumsuz eleştiriler sizi daha da fişeklemeli ve daha çok çalışmaya, okumaya itmeli, eğer ki bozulup da dikkate almıyorsanız tabi o da sizin bileceğiniz iş, o zaman ilerleme de sağlayamazsınız.
Çok yazmak da güzel ancak, aklınıza her gelen cümleyi ya da mısrayı da şiir zannetmeyin. Not etmeyin demiyorum, not edin ama yayınlarken üç kere, beş kere daha düşünün. Sitelere şiir diye eklenen o kadar saçma eserler var ki okudunuz mu şaşırıp kalıyorsunuz. Okunma oranlarından zaten o arkadaşların durumları ortaya çıkıyor. Ünlü Fransız Düşünürü Montaigne şiir için ’Şiirin orta hallisi veya kötüsü için kurallar, ustalıklar bir ölçü olabilir, ama iyisi, yükseği, harikuladesi aklın kurallarını aşar. Onun güzelliğini tam olarak görenler, bir şimşeğin ihtişamına benzer bir pırıltı görmekle kalırlar. Büyük şiir muhakememizi tatmin etmez allak bullak eder.’ demiştir.
İroni dolu şu cümle de ’Türkiye’de her üç kişiden dördü şairdir.’ merhum Aziz Nesine aittir. Duygulu milletiz vesselam. Tabiatımız güzel, insanlarımız güzel. Bu topraklardan onlarca medeniyet geldi geçti. Büyük fikir adamları Yunus Emre, Hacı Bektaşı Veli, Mevlana ve daha niceleri, hep bu topraklarda yaşadılar, gördüler geçirdiler hayatlarını... Yine Türk Edebiyatının güçlü kalemlerinden Behçet Necatigil’de ’Gizli şiir sayısı gizli işsiz sayısından aşağı değildir. Bir çok şiirler varlıklarını duyuramaz, kendilerine bir elin uzanmayışına sessizce katlanırlar.’ demiştir...
Genç arkadaşlar konularını çeşitlendirir iseler daha sağlam ve daha kaliteli şiirler ortaya koyabilirler. Sanırım en çok üzerine şiir yazılan konu aşk’dır. Sevgi, aşk tabi ki yazılacak lakin hep aynı konuda yazmak da hem şairi, hem de okuyucuyu sıkıntıya sokacaktır. Herhangi tarihi bir olayı şiirleştirir iken derinlemesine araştırmak ve öyle kaleme almak gerekir. Özellikle tarihi şiirlerde bu çok dikkat edilmesi gereken bir husustur... Sosyal ve siyasal olayları da toplumsal duyarlılığı olan şairler, gayet güzel kaleme alıp okuyucuya sunarlar. Bu da sanatın her zaman toplum için olduğunun bir göstergesidir.
Ah bu ilhamlar ah bu esinler her zaman da herkese aynı güzellikte ve aynı sıklıkta gelmiyorlar maalesef. Bazen kafanız dolu olsa da günlerce elinize kalem alamıyorsunuz. Bazen de bakmışsınız günde üç beş şiiri bir kağıda karalamışsınız. Yayınlamak için acele de etmemek lazım bazılarının yaptığı gibi. Bir iki gün dinlenmeye bırakmalı, demini almalı şiir. O zaman zarfında defalarca sesli sesli okunmalı, hatalar varsa çıkacaktır ortaya... ’Kolayca okunabilen bir şirin kolayca yazıldığını mı sanıyorsunuz.’ demiştir Orhan Veli Kanık... Bazen günler geceler bile yetmez de o bir iki kelimeyi mısrayı araya bir yere sıkıştıramazsınız...
İnsan bazı şairleri, bazı şiir kitaplarını okur, döner döner bir daha, bir daha okur. Coşku her zaman diridir o çok beğendim dediğiniz kitabı okurken. Yalnız her şiir de herkes de aynı etkiyi yapmıyor. Lirik şiirden hoşlanan da var, hoşlanmayan da, kahramanlık şiirini seven de var sevmeyen de, kişiye göre de değişebiliyor haliyle... ’Şiir büyük zekaların rüyalarıdır.’ demiş Lamartine... Duygulanıp yazdığımız şiirlerde olacağı gibi, araştırılıp bilgi edinilip yazılan şiirlerde var ’İlimsiz şiir harcı olmayan yapı gibidir.’ demiş Fuzuli’de... Yazacağımız şiirlere ilmimizi de katıp yazmaya çalışırsak, kayda değer bir çok esere de imza atmak içten bile değildir... Laflarımızı bağlarken zaman zaman parasız pulsuz da kalsanız, sevgisiz, aşksız ve şiirsiz kalmayın sakın derim. Hepinize en derin sevgi ve saygılar bu güzel bahar günü...