SPY... !
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Çenemi tutup yüzümü kendine çevirdi. Burnumun dibine kadar gelmişti. Nefesi ölü bir köpek gibi kokuyordu. Sapsarı dişlerini göstere göstere sırıtırken ağzından salyalar saçılıyordu. Hayatımda bundan daha iğrenç yaratıklar görmüştüm ama ilk kez bu kadar iğreniyordum.
- Artık konuşmaya başlasan iyi edersin güzelim. Yoksa bu ana dek yaşadıkların sana istirahat gibi gelecek .
Yüzüm gözüm kan içindeydi. Bir gözüm kapandığı için çok net göremiyordum. Başım yeniden önüme düştüğünde yerdeki kan gölünü görünce fazla vaktimin kalmadığının farkına vardım. Biraz daha dişimi sıkacak olursam konuşmadan ölebilecektim. Beni artık yaşatmaya çalışsalar da verimli olmayacağımı onlarda biliyorlar.
Tişörtümden kalan parçaları o çirkin kıllı elleriyle parçalayıp göğüslerimi tamamen ortada bıraktıktan sonra bir iki adım geriye gidip yeniden sırıtmaya başladı . Yeniden yaklaşım memelerimi ellerken son gücümle kolunu ısırdım. Ona göre hafif sayılabilecek bir yumrukla yüzümün kalanını da dağıtmış oldu. Dudağımın parçalandığını hissediyordum.
- Zaten öleceksin ve zaten yeterince işkence görüyorsun uslu dursan olmaz mıydı sürtük. Kolumu ısırmak da nereden çıktı. Şu çirkin memeler için bu yumruğu yemeye değmezdi.
- Benim için büyük zevkti pislik.
- Hahhahahaha . O dudaklarla hala konuşabiliyorsun demek . O zaman bana işe yarar bir şeyler söylemeye ne dersin ? Belki artık işkence çekmezsin. Belki artık huzurlu bir ölümü hak etmişsindir ha ne dersin ? Sen bana istediğimi ver bende seni acı çekmekten kurtarayım.
- Senin o aptal Generalin’in bana neler anlattığını mı merak ediyorsun ? Gidip ona sorsana .
Ağzımda yuvarlayarak kelimeleri zar zor çıkarıyordum. Ancak bu hayvanın hakkımda ne kadarını bildiğini öğrenmeden ölmeye niyetim yoktu. Beni sorguya çektiğini sanan bu insan azmanından öğrendiklerim hiçbir işime yaramasa da ölene dek görevimi yapmış olacağım .
- Salak karı benimle dalgamı geçiyorsun sen ? General sadece seni becermek için bir sürü palavra sıkmış . Sende kendini bir numaralı casus sanıp uydurma bilgileri aktaracağım diye yakalandın. Çok komik değil mi sence de ? hahahahahha
- Ahhh … Yaklaş …. Mad.. Mademm ıhhhh öyle neden bu kadar korkuyorsunuz ?
- Bu korku değil tedbir. Artık konuş yoksa sırada tırnak bakımı var. Senin gibi güzel bir kadının bakımsız görünmesini istemeyiz. Odun kafa birazdan gelip o narin ellerinden başlayarak tırnaklarını tek tek sökecek. Şimdi seni öldürmemek için biraz serum göndereceğiz. Yani artık ölümün eşiğindeyim diye düşünüyorsan çok yanılıyorsun bebek.
Ağzımda biriken kanı tükürüp başımı güçlükle ona doğru kaldırdım. Ellerim oturduğum sandalyeye bağlı olduğundan suratına sağlam bir yumruk atamadığım için çok öfkelendim. Ayaklarıma eğilip baktığımda bağlı oldukları sandalye bacağının yanında mosmor olduklarını görünce istemeden ağlamaya başladım. Onu böyle keyiflendirmek istemezdim ama artık çözülmeye başladığımı gösteren bu ağlama hiç de iyi değildi. Komutanın söylediklerine odaklanmaya çalıştım. Hatırlamalıydım. Hah evet yüzü gözlerimin önündeydi. Ve bana yapmam gerekenleri anlatıyordu.
- Senin bir kadın olman onlara göre en zayıf halka olduğun anlamına geliyor. İşte şaşırtmaca burada başlayacak. Sen on erkekten daha güçlüsün . Bunu ben görüyorum ve kendini de buna inandıracaksın. On erkeğin dayanamayacağı işkencelere sen tek başına sabredeceksin. Sen o işkence günü gelirse tek kelime sır vermeden ölmeyi başaracak ve tarihe geçeceksin. Senin silahın kadın olmak. Onlardan korkmadığını onlara gösterdikçe daha acımasız olacaklar. Sen konuşmadıkça işkencenin dozunu artıracaklar . Ama sen pes etmeyeceksin. Sen onların bütün bildiklerinin yanlış olduğunu onlara göstereceksin.
İşkenceye maruz kaldığın süre boyunca kendinden uzaklaş. En sevdiğin yemeği ,sevgilini ,aileni yada buna benzer şeyleri düşün. Bedeninden uzaklaş. Sen başka bir yerde iken bırak onlar bedenine istediklerini yapsınlar. Onlara kulaklarını tıka . Sana ne kadar korkunç şeyler söyleyip yapsalar da duyma ,hissetme. İşte şimdi çalışacağın konu bu .
Benimle bu konuşmayı yaptıktan hemen sonra odaya diğerleri girmişti. Günlerce süren işkence dersinden sonra komutanın odadan çıkmadan az önce kulağıma fısıldadığı sırrı asla ama asla söylemedim. O gün söylemediysem bu günde söylemeye niyetim yoktu. O gün komutanın kulağıma fısıldadığı şeyi tüm dünya biliyor bile olsa benim saklamam gerekmişti. Gülümseyerek tekrar ettim ‘’ veni, vidi, vici..’’
Tam o sırada kafamdan aşağıya bir kova buz gibi suyu döktüler. Damarıma gönderdikleri serumu söktüklerine göre sıra tırnaklarıma gelmişti. Ağzımda biriken kanı yeniden tükürüp derin bir nefes aldıktan sonra başımı zorda olsa dik tutmaya çalıştım. Ben tırnaklarımı sökeceklerini düşünürken onlar meme uçlarıma kablolar bağlıyorlardı. Sanırım elektrik seansı başlamak üzereydi.
Oğlumu düşündüm o an. Burada ölüp gidecektim ve oğlum benim onun annesi olduğumu asla öğrenemeden ölüp gidecektim. Onun güvenliği için güvenilir bir aileye emanet etmek çok akıllıca bir fikir gibi gelmişti. Ancak onun büyüdüğünü uzaktan izlemek burada yaşadıklarımdan çok daha ağırdı. Yakışıklı bir delikanlıya dönüştüğü ana kadar bana bahşedilmiş tüm anlarını yeniden canlandırmaya başladım .
Bedenimden uzaklaşmayı başarmıştım. Şu anda oğlumun anılarıyla gezintiye çıkmıştım. Vücuduma verilen yüksek voltaj sadece bedenimi sarsıyordu. Hiç acı hissetmiyordum. Öyle güçlü bir akımdı ki çenemin hareketleriyle dilimi ağzımı ısırıp bazı yerlerini kopartıyordum. Bilerek ağzıma koruyucu takmadılar. Ellerinden geleni yapıyorlardı . Ama ben hiç konuşmuyordum . Sağlam bir tokatla kendime geldiğimde o pisliğin iğrenç nefesi yine yüzümdeydi. Kendi kan kokum bile daha güzeldi.
- Evet sarışın ne diyorsun bakalım . Tamam mı devam mı ? Aşırdığın haritaları nerede saklıyorsun ? Generalle konuştuklarınızı kime anlattın ? Bizim hakkımızda edindiğin bilgileri kime ötüyordun. Sen kime çalışıyorsun ? Senin kalan parçalarına daha günlerce işkence edebilirim. Hadi güzelim konuş ve hepimiz rahatlayalım. Hahhhahaa en önce seni rahatlatacağım söz veriyorum.
O konuşurken altıma işemeye başladım. Kendimi tutamadığım için çok kızdım. Bacaklarımın arasındaki kesikler çiş yüzünden acımaya başladı. Canım fena halde yanıyordu. Demek ki kesikler tahminimden büyüktü. Peki bunca yarayla ben hala neden yaşıyordum ?
Birden kapı açıldı. Gözlerim artık çok iyi göremediği için net seçemiyordum. Ancak metruk odanın içinde yaşanan arbede , kesilen boğaz sesi, bıçak darbelerinin sesi çok tanıdıktı. Biri beni sırtına aldı ve hızla koşmaya başladı. Arkasından iki yada üç kişi daha geliyordu. Bu bir kurtarma operasyonuydu. Bir helikoptere bindirildiğimi sanıyorum. Beni sırtından alıp sedyeye indiren adamın kulağında ki kafatası şeklindeki küpeyi gördüm. Sonra bayılmışım….
Bir hastane odasında uyandığımda etrafımda yüzleri tanıdık gibi duran ama aynı zamanda yabancı insanlar vardı. Benim uyanmamdan çok mutlu oldular ve birbirlerine sarıldılar. Tanrı’ya dualar ettiler. Gelip benim ellerimi sevdiler. Defalarca şükrettiler. Odaya giren uzun boylu yakışıklı doktor sakin adımlarla yanıma yaklaştı.
- Geçmiş olsun. Ciddi bir trafik kazasını atlatmışsınız. Birkaç operasyon geçirdiniz ve işte sonunda karşımızdasın. 20 gündür komadaydınız. Çok zor bir süreç atlattınız. Bazı hafıza kayıpları yaşayabilirsiniz. Zamanla düzeleceksiniz. Hiçbir şey için endişe etmeyin ve sakin kalmaya çalışın.
- Teşekkür ederim ..
Aklım karmakarışıktı. Sadece teşekkür edebilmiştim. Ama kendi sesime yabancıydım. Ne yani ben şimdi bir casus falan değilmiydim? Hepsi sadece kötü bir rüyamıydı. Doktorun yanında duran dazlak adam bana gülümsüyordu. Gözlerimi kısıp onu daha net görmeye çalışınca …..
- Sen kimsin? O kulağındaki küpe….
O anda odadaki herkes bana bakmaya başladı. Hepsinin yüzü bir anda gerildi. Neler oluyordu ……. ?
DENİZ...
YORUMLAR
İşkence seansları hafif kalmış,toplu tecavüzle tehdit,ve insanlığını ve onuru en alt seviyeye çekme ve değersiz kılma metotları yinede güzeldi,selamla.
Tebrikler. Günün yazısı seçilmiş..
Ha bunu öteki yorumuma verdiğin cevabı okumak için yazdım )))))))))))))))))))) Aksi takdirde diğer sayfayı göremiyorum
He he heeeeeee))))))))))))))))))))
Aynur Engindeniz
Kurgu; gerçekliğin başkentidir.
Bana göre oldukça akıcı. İşkence, kadın, meme.. Düşündüm bunlar gerçek olsa, kimin başına gelmiş olabilirdi. Belki Mata Hari... Sonunda bilinç altına yerleşmiş bir final bekledim. Rüya ve gerçek ve yanılsama; rüyalizm...
Tebrikler...
Sevgiler...
Den(iz)
Sevgilerimle..
Den(iz)
Sevgili Deniz ben de Aynur gibi aynı sorunla karşı karşıyayım şu an...yorumum gözükmüyor ve bu yüzden verdiğin cevabı da okuyamıyorum...
ne zamandır bu sorunlar var...mesela iki gün önce Aynur bana Çatkı yazısından bi yorum yaptı ve ben bu sayede senin benim yoruma bir şeyler yazdığını gördüm...çünkü herhangi bir bildiri gelmemişti bana ve ben çok mahcup oldum cevaplayamamış olmaktan ötürü...bunu da burda ayrıca belirtim ki yanlış şeyler düşünmeyesin gülüm...
sevgiler...
Den(iz)
Çok çok öpüyorum.. :)))
bunun da devamı yok değil mi? Gerçi doktorun "hafıza kayıpları" ifadesinden yola çıkarsak kadının uzakran kontrolle sahil kasabasında devam edeceği hayatına merhaba demeyi yeğlerim. Kabul etmeliyim ki soluksuz okudum.Tebrik ederim.
Den(iz)
Sevgilerimle..
Den(iz)
Senin gibi yazarlar beni okuyunca kendime çeki düzen verme isteği oluşuyor. Daha iyi yazmaya gayret ediyorum. Çok teşekkür ederim .
Sevgilerimle..
Aynur Engindeniz
levent taner
Yazılar başlığı altında dördüncü sayfadan Ezgi hanımın yazısını tıklayın lütfen
Yorumunuz orada
Sitenin yaptığı yeni düzenlemede son yorumlanan yazılardan girince yazı içerisinde ikinci üçüncü sayfaya düşen yorumlar gözükmüyor
Saygılarımla...
böyle yazıları nasıl güne getiriyorlar anlamıyorum ki. 1 nisan şakası mı bu? öylesine berbat, estetikten uzak bir yazı ki, karakterleri bile isyan etmişler; öykünün kahramanı olacak kadına estetik ameliyat yapmaya girişmişler, ne kurtarsak kardır kafasıyla. kadın da saf biraz anlamıyor, öyle saf saf, noldu şimdi nem var benim diye soruyor. tutturmuş bir de meme meme diye... neresinden tutsan patlayacak gibi. yazı baştan sona mı kötü? hayır, beğendiğim yerler de oldu; bir cümle sonunda koyduğun noktayı ve yine aynı cümle içinde kullandığın virgül çok güzeldi. çok şık durmuşlar.
şaka bir yana, beğendim yazıyı.
Den(iz)
Sevgilerimle...
Öykü ve şiirde bir yetenek karşımda
Çok iş yapacaksın sayfada çookk
Bilgi birikimini sözcüklere bu kadar mı yedirir bir kalem
Denizin türlü halleri vardır ya
Bazen masmavidir
Bazen tirşe
Sait Faik tarafından kaleme alınan "Son Kuşlar" öyküsünden yadigar bir renktir o
Kimi zaman yağmurlu günlerin veya gecenin rengiyle gri veya kurşuni
Ay ışığında ışık huzmeleri ipekten bir yol olur, denize doğru yürüyesi gelir insanın
Mehtapta, göğü kaplayan samanyolu altında, kulaklarda Berkant veya İlhan İrem parçası
Bazen yeşil bazen de haki
Yine bir vakit çarşaf gibi olan deniz kimi vakit çalkantılı, bazen de dalgalar kıyıyı döver
Sizin kaleminizde de bu haller hep var maşallah
Nihayet hanımefendi
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket
Saygı ve selamlarımla...
Den(iz)
Sevgilerimle...
Den(iz)
Sevgilerimle..
Bir heyecanla okudum sevgili Deniz, rüya olduğunu anladığımda yüzüm düştü.. Sonra kadının küpeli adamı sorgulaması tekrar meraklanmama neden oldu.
Devamını bekliyorum canım. Müthiş bir anlatım ve sürükleyici bir hikaye..
Emeğine ,yüreğine sağlık..
Seçki bu işi biliyor ve gerçekten güne yakışan yazıları bizim okumamızı sağlıyor.
Kutlarım fazlasıyla yakışmış yerine.
Sevgilerimle
Den(iz)
Sevgilerimle..
bu işkence metodları bi kurgunun içinde bile kulağıma çok sahici geliyor. ve bana bi kitabı hatırlatıyor. her üçüncü cümlesinde küfürü bastığımı ve kitabı bitirene kadar (yaklaşık bir ay) işkenceden işkenceye düştüğümü. insan insana bunu yapar mı? yapıyor işte. gözünün yaşına bakmadan yukardan gelen bir komutu gözü dönmüş şekilde ve yine gözünü kırpmadan yapıyor üstelik. hatta bi süre sonra bundan zevk bile duyuyorlar...
sen nasıl yazdın bunları bilmiyorum Deniz..ama bana kötülüğü hatırlatıyor sadece..gerçek hayatların kãbuslu günlerini..
bir kãbusun üstünü bi rüyaylan örtsen bile, gerçeklerin gözü uykuda bile açıktır hep...
sevgiyle...
Den(iz)
Sevgilerimle..
Gule
canım senden kaynaklı bi durum değil...benim demek istediğim gerçekte de bu kötülüklerin devam ettiği...bunu vurgulamaya çalışmıştım...
yürektesin her zaman gülüm...
Severim kulağı delikleri
delileri de
delilik hüner ister
her deli deli değildir derim hep
bu işin hakkını verenler de var
:)))
Müthiş üretiyorsun Deniz
okurken neler neler geldi aklıma
ve çoğu zaman düşünürüm. Ya bu yaşadıklarımız rüyaysa:))
hayat denen bir oyundan ibaret diyenlerin bir bildiği olmalı mutlaka
geldim
gördüm
bildim
evet ama ya bildiklerim gerçeğin kendisi değilse
Değil mi ama?
deli olmak an meselesi günümüzde
önemli olan hakkını verebilmekte
yani "yürekte"
güzel yüreğine bin selam ile
evet çok beğendim yazını
okuması keyifti
hele sigaram ile
Var ol sen
sevgiyle
Den(iz)
Sevgilerimle...
Devamı gelecek filmin finali gibi olmuş son. İşkence anında bilincin bedenden sıyrılması güzeldi. Aslında her acıda bunu basarmak mümkün.
Sevgilerimle.
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz
Deniz hanim,
ben okurken gerildim, ya siz nasil dusundunuz, yazdiniz :-) Tek kelimeyle, super bir oyku okudum. Tebrikler...
abdullah
Den(iz)
Sevgilerimle...
Den(iz)
glenay
Yorumu ilk sayfada görememiş üzülmüştüm.
Kolay gelsin,
sevgiyle..
"Akıl oyunları..." Aksi halde seni var eden benim aklım, beni var eden kadar sizin aklınız. Elimizin altında bulunun kocaman bir kitap, hayatımız boyunca hayal kurarak, kurulan hayalleri oynayarak, rolleri dağıta dağıta aklımızı yitiriyoruz.
Yaşım 100 ... Şimdi bana sorsalar neydi geçmiş zaman? Elimin altında bulunan kalın kitabın bilmem kaçıncı sayfasını rasgele açarak okumaya başladım..."Spy... !
Çenemi tutup yüzümü kendine çevirdi. Burnumun dibine kadar gelmişti. Nefesi ölü bir köpek gibi kokuyordu. Sapsarı dişlerini göstere göstere sırıtırken ağzından salyalar saçılıyordu. Hayatımda bundan daha iğrenç yaratıklar görmüştüm ama ilk kez bu kadar iğreniyordum."
Aklımızın diğer bir ismi Hayallerimiz değil mi?
CaNMaYBuLL. tarafından 3/31/2017 4:31:03 PM zamanında düzenlenmiştir.
Den(iz)
Sevgilerimle..
Goethe demişti sanırım;
"Bazen gezegenimiz acaba evrenin tımarhanesi mi diye düşünmeden edemiyorum."
bence o küpeli öykü kahramanı deli:))
yazı evet yine çok güzeldi roman havasında belki bir roman girişi
ya da
roman havası evet:)olabildiğince hareketli ve ilginç eğlenceli :)
güne gelsin de okuyup yine havamızı bulalım
saygımla değerli Yazar...
sami biberoğulları
Zaten '' Kesin deli'' Diyerek kendini ele vermişsin )))))))))
Aşkar
Hoş geldiniz, sayfaya ev sahipliği yapayım biraz:)
Deniz kızmaz umarım
yalnız ben de küpe iki tane yani delilik duble:)
Hocam ben deli değilim kalenderiyim küpeler ondan
aramızda kalsın deli olan Deniz:)
-Ezrak Rahel-
Ben gördüm Aşkar hocam da iki küpe var
Ama laf aramızda
gözü fena kara
Deli denildiği de var bazı bazı
Mesela öfkelendiği zamanlar var ya
...
Noktalı yerler akıla gelecek her şey
cidden fena
çok fena
:)))
Aşkar
Hocam Ezrak Rahele de dikkat o da deli:)))
bu sitenin en akıllısı bu sayfanın sahibi
varın gerisini siz hesap edin:)))
-Ezrak Rahel-
:))
sesli güldüm hocam
Önceki gün milli eğitim müdürümüzle sohbetimizde bir müdürler toplantısında adımın geçtiğini
gıyabımda
Hocahanım demişse yapar
delidir kimseyi sallamaz dediklerini öğrendim.
Yok delilik konusunda Aşkar hocamın eline su dökemem ben:))))
Den(iz)
O küpeli olan kim acaba ? Yani ben deliyim o kesin de ama o küpeli belki bir sürprizin müjdecisidir. :)))
Yalnız Aşkar hocam Ezrak haklı bence de siz de az deli değilsiniz... :)))
Sami hocam Çok güldürdünüz beni ... :)))
SEvgilerimle...
sami biberoğulları
Ben kalendermeşrebim
Güzel çirkin aramam
Gönlüme bir eğlence isterim olsun))))))))))))))
kayıp hafızalar üzerine yürümeye devam önce sonu sonra başı üzerine yürünmüşte olabilir tabi. ama birde ortası lazım buna kişileri olaylaro ve yerleri birbirine bağlamak içinde olmayada bilir tabiki karar yazara ait.
Den(iz)
Sevgilerimle...
Eeee? Bunun devamı olacak mı yoksa burada bitti mi?
Ha burada bitti dersen de kabul. Bu haliyle de şahane olmuş ama istersen devam da edebilir.
En azından dünyada o kadar meslek varken kadın neden kendini casus sandı ki? O kulağı küpeli vatandaş kimdi.?
Ha ben kendi hayalimde bunların hepsine bir isim ve kimlik uydurur kendimce kurgular yaparım da çok komik olur. Mesela o küpeliyi tutar Cübbeli Ahmet Hoca yaparım)))))
Neyse...Yine ters köşeye yatırdın beni ama alışığım artık senin bu tür yazılarına ve gerçekten bu türü oldukça iyi başarıyorsun.
Tebrikler.
Selam ve sevgilerimle.
Den(iz)
Sevgilerimle...