- 1647 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TÜRKİYE'DE 1993 YILINDA İŞLENEN FAİL-İ MECHUL CİNAYETLER..
1993 yılında pek çok faili meçhul cinayetler oldu.Bunlardan başlıcaları Uğur Mumcu,Turgut Özal,Eşref Bitlis,Adnan Kahveci,Binbaşı Cem Ersever,Bingölde 33 erin şehit edilmesi,Sivas da Madımak ve Erzincan da Başbağlar katliamlarıdır.
Hala bunları kimin gerçekleştirdiği tesbit edilememiştir.Bugün gelinen noktada bunları karanlık mahfillerin Fetö benzeri derin yapıların işlediklerini düşünmemek mümkün değildir.
Uğur Mumcu’nun Hukuk yazıhanesi Kızılaydaydı.1981 de Ankarada öğrenci iken bir kez bende arkadaşlarla bir vesile ile ona ve Muammer Aksoyun Bahçelideki bürosuna gitmiştim.Muammer Aksoyu kıvırcık saçları,gülen yüzü,dolaptaki içkileri ve Devrimci Öğretmenin günlüğü adlı bürodaki kolilenmiş kitaplarıyla hatırlıyorum.
Uğur Mumcunun bir çok kitabını o yıllarda kütüphaneden alıp okuma fırsatım oldu.Cumhuriyet Gazetesinde köşesinde çıkan yazılarını okuma fırsatım oldu.Sol meşrep bu yazar bir aralar Almanyadaki Diyanet görevlilerinin S.Arabistandaki Rabıta adlı kurumdan maaş aldıklarını yazdığında yer yerinden oynamıştı.
Uğur Mumcu hemşerimiz Tarikat Siyaset Mafya ilişkilerini deşifre eden yazılar yazmıştı.Bunları okurken derin konulara giren bu hemşerimizin birgün karanlık yapılar tarafından hedef alınacağını düşünüp kaygılar taşıyordum..Kim bu tür konuları irdelemişse mutlaka susturulmuş değil miydi?
Uğur Mumcu bir konuda çok ciddi araştırmalar yapmaktaydı.PKK yı kimlerin kurduğu kimlerin desteklediği kimlerin bu alçak örgütün ardında olduğunu araştırmıştı.Bulduğu sonuçları kendisine yakın birkaç kişiyle de paylaşmıştı.Bu konuda bir kitap hazırlığı vardı.
Henüz kitabını piyasaya çıkarmadan karanlık Devlet içindeki hain mahfiller onu götürdüler.Bir şubat gününde karlı bir Ankara sabahında hem de polis noktasına elli metreden az bir noktada eski renault marka aracına binerken bir bombalı eylemle susturdular.
Uğur Mumcu Askeri savcılarla Askeri yetkililerle görüşüyor,PKK nın Türkiye içinde Doğudaki bağlantılarını bulmaya çalışıyordu.Bu onun susturulmasına en büyük amillerden biriydi.Hala bu cinayet aydınlatılamadı.O günlerde İrandaki Humeyni yönetimi Türkiyede irticayı destekleyen bir Devlet algısı verilmekte olduğu için cinayet İran üzerine atıldı.
İranla Irakı birbirine düşüren Batılı adam bu sefer de İranla Türkiyeyi birbirine düşürmek istiyordu.Bu oyun her zaman netice vermekte Atatürkü maske olarak takan sahte Kemalist ve Ulusalcılar başarılara imza atmaktaydılar.Bunu 28 Şubatta bir kez daha görmüştük.Sincandaki Kudus Gecesinde bulunan İran Büyükelçisi bu nedenle istenmeyen adam ilan edilmemiş miydi?
1980 den önce Irak ile İranı karşı karşıya getirmek istediler.Abd li yetkililer İrana gidiyorlar.Irak neden bu kadar çok silahlanıyor biliyor musunuz diyorlar.Hedefinde İsrail var diyorlar.Sen Iraka saldır,Hürmüz Boğazındaki tartışmalı sorunlu bölgeleri sen al diyorlar kışkırtıyorlar.İran kabul etmiyor.Abd liler Tahranda ayrılır ayrılmaz öğrenci olayları başlıyor.Rejim karşıtı örgütle sokağa çıkartılıyor.
Humeyni 1980 de Devrim yapmadan önce Abdliler aynı teklifle yine geliyorlar.İran karışıyor Şah durmayıp Avrupaya sürgüne gidiyor.Abd Şah Rıza Pehleviyi kabul etmiyor.Sürgünde kanserden ölüyor.On yıl süren Irak-İran savaşı geride onbinlerce ölü ve yaralı bırakıyor.Türkiye ile İranı savaştırmak isteyen çevreler muvaffak olamıyorlar.İranla olan sınırımız 1639 daki Kasr-ı Şirin antlaşmasından beri değişmeden yerinde duruyor.
İranın Türkiye lehine işler çevirmediği kesinse de Batılı adama göre daha az zararlıdır bize İran.Din kardeşliği,İslam kardeşliği noktasında şia meşrep İran her zaman Batı ve Abd den bize daha yakındır diyebiliriz.
Uğur Mumcu’yu İran gizli servisinin ortadan kaldırdığını söylemek safdillik olacaktır.İran tek başına buna cesaret edemez.Bu cinayetin ardında İsrail Mossadının ve Cianın olduğu kesindir.Bir taşla iki üç kuş vurmak buna denir.
Peki Uğur Mumcu neden hedef alınmıştı?Bunu sorduğum bir çok çevreler ve istihbarat kaynakları Uğur Mumcunun eline bir yerden bir dosya geldiğini bu dosyada PKK ya giden silah ve mühimmatlarla ilgili bilgilerin olduğunu,Uğur Mumcunun bu kayıp silahlarla ilgili dosyayı Turgut Özal, Adnan Kahveci ve Eşref Bitlis ile telefonda konuştuğunu ve sırasıyla bu konuyu bilenlerin ortadan kaldırıldığını söylediler.
Bu silahlar neyin nesiydi?Kırıkkale’deki MKEK Silah Fabrikasından rivayete göre iki tır dolusu numaraları kazınmış tabanca tüfek mühimmat PKK ya Kuzey Iraka gönderilmiş.1997 deki Kırıkkale’deki patlamayı da bu karanlık askeriyedeki mahfillerin bu silahları envanterden düşmek için yaptıkları iddiası da bu varsayımı güçlendirmektedir.Bu bir rivayet olsa da gerçeklik payı olması da gözden kaçırılmamalıdır.
***
Adnan Kahveci,193 yılının 5 Şubatında Hakka yürüdü.Yeni açılan Ankara İstanbul otobanının Çamlıdere sapağı yakınlarında ters yöne giren Kahveci ve ailesindan bazıları sisli bir Ankara sabahında araçlarında ezilmiş halde bulundular.Ölümünde şaibeler vardı.Devlet Denetleme Kurulu rapor hazırladı.
Sisten dolayı iki araç kafa kafaya çarpıştı dediler.Adnan Kahveci’nin araç kullanırken sürati sevmediği bilinirdi.Turgut Özal da onun sürat yapmayacağı görüşündeydi o günlerde basına verdiği beyanatlarda.Sis vardı elbet ama var olan bir gerçek daha vardı o da Adnan Kahveci’nin ters yola yönlendirildiğiydi.Yeni açılan henüz yol çizgilerinin boyası kurumamış bu otobanda yol levhalarını kimler bilerek ters çevirmişlerdi.
Yoldan 50-60 metre içeride bulunan araç ancak hızlı gitmekle oraya sürüklenmiş olabilirdi.Arabada Adnan Kahveci’ye ait bir çanta içerisinde yeni hazırlanan Kürt Raporu PKK raporu da muhtemelen yer almaktaydı.Bu çanta da sır dolu bu kazada kayboldu hala da bulunamadı.
Adnan Kahveci Kürt Raporunun hazırlayıcısı,Eşref Bitlis bu olayları Develet-PKK ilişkilerini araştıran Jandarma Orgenerali.17 Şubat 1993 de Ankara Yenimahalle yakınlarında yeni kalkışa geçen askeri helikopteri düşürülmek suretiyle şehit ediliyordu.Helikopteri en son kim bakımdan geçirdi tesbit edilebilmiş değil.
Asker Fetöcü,bakımcı hakim savcı Fetö’cü olunca faili meçhuller ortaya çıkarılamıyordu.Eşref Bitlis Paşa İncirlik Üssünden kalkan ABD kargo uçaklarının PKK ya silah taşıdığını tesbit ettik sözlerinden birkaç gün sonra kazaya kurban gidiyordu.
Adnan Kahveci ile benimde askerlik yaptığım yıllara ait bir anım var.1991 yılının eylülünde Maliye Bakanı Adnan Kahveci askerlerde vergi iadesine belge fatura koysun dediğinde subaylar bizden yolculuk bileti topluyordu.10 gün sürmedi geri adım attı Hükümet.1992 yılı mayısında yine subaylarda belge koyacak dendi yine on gün sonra geri adım atıldı.
Askerler vergi iadesi zarfının içine fatura koymadan boş zarfı teslim ederek Vergi iadesini tam olarak alırdı.Benim subayım assubayım barışta da savaşta da görevi yapar faturasını Devlete keser görüşü hakimdi.Adnan Kahveci’nin şüpheli ölümünde askerlerle böyle uğraşmasının etkisi var mıydı bilinmez.
Ama 1993 başında Uğur Mumcu,Turgut Özal,Eşref Bitlis,Binbası Cem Ersever,Başbağlar Katliamı ve 33 erin şehit edilmesi hadiselerinde Ordu ve Emniyet içine yerleşmiş derin devlet Gladio nun parmağı olduğu daha sonradan Ergenekon adı verilen yapının parmağı olduğu gün gibi aşikar.
Rivayete göre Uğur Mumcuya Pkk ya giden 2 tır dolusu numaraları kazınmış kaleş tabanca ve mühimmat ile ilgili bir dosya gelir.O da bunu merhum Turgut Özala,Eşref Bitlise,Adnan Kahveciye duyurur.
Derin güçler hesabını görürler.Acaba bu işlerde şimdilerde Fetö denilen paralel yapınında parmağı var mıdır.Kimbilir girmedikleri vakıa yok olduğuna göre belki..Günahına girmeyelim.Allah doğruya yardım etsin.
1997 yılı 3 temmuzda Kırıkkale MKEK’ deki büyük patlamada da 28 şubatcı paşaların parmağı olduğu pkk ya giden silahların envanterden kaybedilmesi için tezgahlandığı da yazıldı çizildi basında..Bunlar basında çıkan rivayetler doğru mudur yanlış mıdır Devletin yetkili makamları araştırsın zaten yapılıyor.
Bu dosyaların yeniden açılıp araştırılması lazım.Bugün ortaya çıkan yeni bilgiler Fetönün askeriye içerisindeki yapılanması,Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopter kazasındaki yeni bulgular bu gerçeği gün yüzüne çıkartmanın en mühim iş olacağını göstermektedir.
***
Turgut Özal’ı 1983 yılından bil itibar tanırım.Ankara’da Keçiören’de bir öğrenci evinde kalıyordum.Gazino durağındaki Keçiören Belediyesinin iki katlı hizmet binasına ara sıra yolum düşerdi.Birgün bir arkadaşım Turgut Özal konuşma yapacak demiş bunun üzerine oraya gitmiştik.
Turgut Özalın yanında Keçiören Belediye Başkanı bugünün efsanevi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de vardı.İki elini birleştiren Özal’ı hararetli konuşmasının ardından avuçlarımız patlarcasına alkışlamıştık.Bu boyu kısa ama aklı fikri uzun adamda çok iş vardı.
İlerleyen yıllarda hep Özalcı oldum milletin ekserisi gibi.Bu adamda bizden bir şeyler vardı.Kenan Evren’in işaretinin aksine millet Turgut Özalı destekledi,dört eğilimi bir araya getiren Özal tek başına iktidarı aldı.Sonrasında Türkiye Özal’lı yılları yaşadı.Toplu konutlar,yeni otoban,telekominikasyon,yeni silah sanayilerinde devrim yaşandı.Türkiye Turgut Özallı yıllarda çağ atladı.
70 cente muhtaç olan Türkiye’nin kasası altınla dolarlarla doldu.Türkiye yeniden dünyada oyun kuran Devlet haline geldi.1988 de Trabzon’da öğretmenken bir kahvahanede Anap Kongresini izliyordum televizyonlarda Kartal Demirağ denilen ipleri yabancı servislerin elindeki bir terörist tabancayla suikast yapmak istemişti.Yaralı kurtulan Turgut Özal Allaha teslimiyetin en güzelini vererek-Allahın verdiği canı yalnız Allah cc. alır demişti.
Turgut Özalı ailesi ve çevresi yalnız bıraktı yıprattı.Çankaya Köşküne hapsedilmeye çalışılan Turgut Özal 1992 de tekrar Cumhurbaşkanlığını bırakıp aktif siyasete atılmaya karar vermişti.
Özalın çok önemli vasıfları vardı.DPT de uzun yıllar çalışan Özal,Türkiyenin her bölgesindeki sorunları biliyor çözüm yollarını kolayca buluyordu.Karşıt politikacılar onun bu çözüm yollarını kabul etmek istemiyorlardı.DPT tecrübesi üstüne Dünya Bankası tecrübesi Turgut Özal’ın güçlü icraatlere imza atmasını sağlıyordu.
Turgut Özal 2.5 yıl Dünya Bankasında çalışmış döndükten sonra özel sektörde idarecilik yapmıştı.Koalisyonlu yıllarda DPT müsteşarlığı ve Başbakanlık müşavirliği yapan Turgut Özal 1980 öncesinde Enerji Bakanlığında CHP li Deniz Baykal’ın olduğu günlerde DPT de kışın yanmayan kaloriferli binada palto ile oturmak zoruunda kalıyordu.O yıllarda yağ,benzin,tüp karaborsadaydı.24 Ocak Kararları adıyla tarihe geçen kararlra imza atan Özalla yağ benzin tüp piyasada bollaşıyordu.
Bu rahatlığın sonunda 12 Eylül İhtilali sonrasında Turgut Özal’ı Kenan Evrene götürüyorlar.24 Ocak kararlarını devam ettir uygula diyorlar.Turhan Feyzioğlu bugünkü Barolar Başkanı Metin Feyzioğlunun babası Başbakan olsun diyorlar.O da Bülent Ulusu Başbakan olsun onunla çalışırım diyor.
Kaya Erdem Maliye Bakanı,Başbakan asker kökenli Ulusu oluyor Turgut Özal’da yönetime bu şekilde adım atıyor.Süleyman Demirel bu durumdan memnun olmuyor.Kıskançlık başlıyor o sıralar.Banker Kastelli olayı bankert faciaları yaşanıyor o dönemde..Özal Kaya Erdemle beraber istifa ediyor.
Turgut Özalın sağlığı bozuk o günlerde.ABD ye giderek chek-up yaptıran Özal siyasete atılıyor.1983 de siyaset yeniden ısınıyor.Turgut Sunalp Paşa,Özal,Halkçı Partiden Nejdet Calp aday oluyorlar.Kenan Evren Büyük Türkiye Partisinden aday olan Turgut Sunalpı öven konuşmalar yapıyor millet onun tersini yaparak 1983 de Anap’ı ve Özal’ı iktidara getiriyor.Turgut Sunalp o günlerde %90 Başbakan olacağına inanıyordu.
Turgut Özal 1993 de Türki Cumhuriyetleri ziyaret ettikten sonra döndüğü Ankara’da bir cumartesi sabahında Köşkte sabah sporu yaparken koşu bandında rahatsızlanarak acilen hastaneye kaldırılıyor.17 Nisan 1993 günü oluyor bu hadise. Yozgat’ta öğretmendim o yıllarda aynı sabah bir yakınımın vefatı dolayısıyla ben de acilen Kırıkkale’ye dönmüştüm orada öğrendim hadiseyi canlı canlı televizyonlardan izledim.
Peki Özal öldürülmüş,zehirlenmiş olabilir miydi?Bu yönde bilgiler basında yazıldı çizildi.Turgut Özal neler yapmak istiyordu da zehirlenerek öldürlmek istendi.Özal PKK yı bitirmek istiyordu.Türkiyeyi muasır milletler seviyesine çıkartmak istiyordu.Özal Türki Cumhuriyetlerle birleşmek Turan Ordusu kurmak,Adriyatikten Çine Türk Dünyası hülyasıyla yanıp tutuşuyordu.
Malum Türk düşmanı Devletler hepimizin gözüne bakarak onu aramızdan çekip aldılar.Bunları kim isterdi?Rusyada Çinde ABD de Tüm Batılı devletlerde bunun önüne geçmek istemezler miydi?Yeni yeni Rusya’nın boyunduğundan kurtulmuş ama hala Rus yanlısı kukla idareciler tarafından yönetilen Türki Cumhuriyetlerin kontrolunü kaybetmek istemeyen Rusya da ,Türki Cumhuriyetlere girmek için ajanlarını Fetöyü buralara sokmak isteyen ABD de,Sincan Uygur Özerk Bölgesini tarassutu altında inim inim inleten Kızıl Çin İdaresi de buna mani olamak istemez miydi?
***
Gelelim olay günü yaşananlara..Hastanede doktor yok.Cengiz Bey Özalın özel doktoru,olay günü ona ulaşamıyorlar.Deniz yaveri müdahalede bulunuyor ilk olarak.Köşkte iki ambulans var olay günü onlarda yok ne hikmetse.GATA’ya yöneltiliyor Özalın içinde olduğu araç.
Yolda karar değiştirilip yakında olan Hacettepe’ye gidiyorlar.Çalışanlar Özalın burada bir hasta yakınımı var da geliyor sanıyorlar.Hacettepe’nin etrafında bir iki tur yapan araç zor da olsa acilin yolunu buluyor!!Şaşkınlık içerisindeki personel Özala şok masajı kalp masajıo yapıyorlar ama çoktan ruhunu teslim eden Özal cevap vermiyor bu müdahaleye..
Özal ölümünden sonra o güne kadar görülmeyen bir cemaatle tekbirler eşliğinde İstanbuldaki Devlet Mezarlığında sonsuzluğa yürüyor.Yerine hemen hayattaki tek rakibi sınıf arkadaşı Süleyman Demirel geçiriliyor alel acale.Sonra neler olmuyor neler.Sultan Abdulhamit tahtından 1908 de indirilmemiş olsaydı nasıl 1.Dünya Savaşı çıkmayacaktı ise,Özal zehirlenmeseydi o alçak 28 Şubat Postmodern Darbesi de olmayacaktı.
Yıllarca İRTİCA bağıran Sebataist,Dönme,Yahudi,Rum kalıntılarına, solcu meşrep DHKP.C li,alçak gruhlara iki elini açarak bu ülkede İRTİCA yok diyen Özal elbette hayatta iken o mendeburlar bu ülkede dindara baskı kumpas kuramayacaklardı.
Özalın saç teli kan örneği alınıyor yakınları tarafından kan örneği düşürülüp kırılıyor araştıranların önüne karanlık güçler maniler çıkartıyor.Ucu Kartal Demirağ suikastindeki gibi karanlık Gladio benzeri yapılara çıkıyor.
Mecliste kurulan Komisyona gazeteci Aytunç Altındağ çağırılıyor.Ama süpriz bir kararla konuşmaktan vazgeçiriliyor.Belli ki baskı ve tehditlere maruz bırakılmıştı.Yıllar sonra birkaç yıl önce acilen kansere yakalandı.Beni zehirlediler dedi yakın arkadaşlarına bildiği çok şeyler vardı.Konuşmasından malüm çevreler rahatsız olacaktı.Sonunda o da her fani, gibi aramızdan sırlarıyla ebedi aleme çekip gitti..Onun ölümünde de FETÖ şüphesi vardır araştırılmalıdır.
***
Mutlaka ve elbette kaza,kader denilen Allahın ezeli proğramı vardır.Keşke denilmez.Erken davranılsaydı bugün Özal yaşıyor olabilirdi.Düşmanlar çok örgütlü işi şansa bırakmamışlar.İçinde küçük ameliyatların yapılabileceği iki ambulans o gün Köşkte yok her nasılsa.Yakında Özel Hastane var oraya götürmüyorlar maksatlı olarak vakit geçirilmesi sağlanıyor tıpkı Muhsin Yazıcıoğlu’nun kazasındaki gibi..
Komplo teorileri çok ABD de yakın zamanda chek-up yaptıran Özalın ölümünü ABD li doktorlar bile şüpheli buldular.Bizim için süpriz oldu kalp sorunu yoktu demişlerdi.
Özal’ın kabrini ilk zamanlar açalım dediler açılamadı.ADLİ TIP çalışanları FETÖ ye mensup oldukları tesbit edildi.Halbuki bağımsız Uluıslararası bir heyet tarafından otopsi ve inceleme yapılsa iyi olacaktı.Yanlışta ısrar edildi.Son zamanlarda bu iktidar kabrini açtırdı cesedinin üst kısmının bozulmadığı alt tarafının kare dolan su nedeniyle bozulduğu ortaya çıktı.Turgut Özal’ın ölümünün yeniden araştırılıp geröçeklerin millete açıklanması lazım.Neyi bekliyor yetkililerimiz...
***
Tarih ibret alınmaz ise tekerrür eder milletler için.Bugünlerin on mislini 1908 de yaşadı bu asil millet.1961 de bu memlekette Başbakan astırıldı.Neydi suçu Adnan Menderes’in?Ezanı Arapça olarak aslına uygun okutmak mı,yoksa dini tedrisatı yaygınlaştırmak mı,yoksa ülkede dini, özgürlüklerin önünü açmak milletin gözünü açmak mıydı?Yoksa ABD nin tekerine çomak sokmak Rusya ile yakınlaşmak mıydı?
Menderes 1960 nisanında Rusya’ya iki bakanını gönderiyor onlarla yakınlaşıyor yardım talebinde bulunuyor.ABD nin bizim çocukları arkasından cunta kurup 1960 yılı 27 Mayısında Askeri Darbe yapıyorlar.Asalım diye var asmayalım diyen var.
MGK ada asılsın diyenler çok olunca asıyorlar iki bakanıyla beraber.Asan Saddamı da asan alçak ABD diğerleri kukla sahte Kemalistler hain adamlar..Tarihler onları lanetle bu millet nefretle anmıyor mu?Kızıl Sultan diyen Hain Ermeniler,padişahlarıma hain diyen alçaklar bugün halkımızın gözünde layık olduğu sıfatlarla yer bulmuyorlar mı?
Ayasofya’mı hangi karanlık mihraklar kapattı,kim bu milletin asil evlatlarını bu ülkede parya yaptı,kimler ulu sultanlarımı sürgüne gönderip Hilafeti kaldırıp, topraklarımı on yıla kalmadan onda bire müncer etti gerçekler kapatılmakla Çanakkale elli yıl gizlenmekle milletin çocuklarından saklanabildi mi?
15-20 seneye varmadan göreceksiniz Ayasofyada açılacak Türkiye eski günlerine de dönecek.Kafirler yahudiler çatlasalar da patlasalar da Allah cc.nurunu tamamlayacak.En gür sada İslamın olacak dedik olmadı mı.Niye korkuyorsun be kardeşim.Çık sokağa bağır ben müslümanım dini özgürlüklerin bu ülkede hakim olmasını istiyorum diye.Bir tek Allahın kulu karşı çıkarsa bana gönderin icabına baktırayım..
Saint-Pikosun 100 yılı yaklaşırken ABD ve Emperyalist işbirlikçisi Batılı alçak Devletlet o gün olduğu gibi dünyayı yeniden dizayn etmek istiyorlar.Kuzey Irakta olduğu gibi Suriyenin kuzeyinde de yeni bir Kürt Federe Devleti kurmak istiyor yedi düvel.Sonra onu Kuzey Iraktaki ile birleştirp askeri bakımdan güçlendirip Türkiyenin karşısına dikmak istiyorlar.Türkiyenin Suriyeye müdahalesi bu oyunu bozmaktır, geç kalınmış değildir.Nihai hedef Büyük Kürdistan adı altında Nilden Fırata uzanan İsrailin alçak paçavrasındaki Büyük İsrail Devletinin kurulması değil midir?
Osmanlı yüzyıllarca bu coğrafyada Kürtleri Arnavutları,Lazları Çerkesleri,Arapları hangi ruhla hercü merc edip bir arada tuttu ise biz de aynı ruhla neden tutmak istemiyoruz?Bu ruh İslamdır bu maya Dinimizin emrü fermanlarıdır Hazret-i Kuran değil midir?Kim bu ruhtan bu mayadan bizi 150 yıldır uzaklaştırmaya çalıştı?Biz bu oyuna neden geldik neden aptalca aynı noktada durmakta ısrarcıyız?Kim bu gidişe bir dur diyecek?
Su uyur düşman uyumaz.Su uyur düşmanın subayı uyumazdır aslında.25 Mayıs 1993 de Bingöl’de 33 eri şehit ettiler,Sivasta Madımakta alevi ile sünnileri oyuna getirip birbirine kırdırdılar.1980 öncesi Maraşta Çorumda alevi sünni, gerginliği anarşi çıkartıp 5000 genci öldürttüler.1980 12 Eylülde bir gece de olaylar nasıl kesildi.İhtilal meşru olsun diye mayıstan eylüle erteledik demedi mi Kenan Evren askeri cuntası..
Bugünde Atatürk heykellerine saldırıyorlar maksatlı olarak,bugünde başörtülüler askere giriyor diye baskılar yapılıyor feryad-ü figanlar ediliyor.Hala Ayasofyam açılmadı.Ey kendini iktidarda sananlar.Ayasofya’yı açmadan size de Türkiyeme de huzur yok bunu neden anlamıyorsunuz?Menderes Ayasofyayı açmadığı için asıldı!!Ayasofya açılsa ezan gibi Osmanlıca da okunsa Türkiye de İslami hayat yaşansaydı bunlar olmayacaktı.161.maddeyi çıkartırsan,5816 yı çıkartırsan karşıdaki egemen güçler daha fazlasını istemezler mi senden!!
Necmettin Erbakanı boncuk boncuk terletmediler mi?Terletenler nol’du.Yerle yeksan oldu.Mezarları belirsiz kim oldukları çoktan unutuldu.Abdulhamid Ulu Hakan ,onu indirenler,Sultan Vahidettine hain diyenler halkımızın gözünde,milletin evlatlerının kalbinde hain olmadı mı?
Milletlerin hayatında elli yıl yüz yıl bile önemsizdir.Osmanlı bitti diyenler göreceksiniz Osmanlı ölmedi aynen duruyor son noktayı koymadı virgül attı.Kaldığı yerden bugün onun evlatları ayaklarını daha sağlam yere basarak yürüyorlar.
15 Temmuzda çok büyük bir badireyi Cenab-ı Hakkın izniyle atlattık.Yoksa yeni bir SEVR yaşanacaktı.Ordudaki kahraman askerlerimiz içerden milletin evlatları dışardan bu hain kalkışmaya direndi.
Başarılı olsalardı bunun vebali çok ağır olacak Türkiyemiz işgal edilip Doğumuzda yeni Kürdistan Devleti PKK-YPG eliyle gerçekleştirilecekti.
Kobaniye Mümbiçe,El Baba kargo uçaklarıyla Batılı Haçlı askerleri 13 Temmuzda indirilmiş Darbe başarısız olunca 16 Temmuzda geldikleri gibi aynı kargo uçaklarıyla gitmişlerdi.
İngilizler 15 bin askerini Kıbrısın güneyine indirmemişler miydi?Onlardan Nato ülkesi işgale uğradı diyerek Ülkemizi işgal etmiyecek miydi?
Ey ihanet örgütleri PKK DHKP-C bu ülkeye hala ihanet etmekten utanmıyor musunuz?Milletin yüzüne bakacak hangi yüzünüz kaldı?
Allah sizi bildiği gibi yapsın.Sizi Rabbime havale ediyorum...
25.03.2017//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.