- 289 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YABANCI KELİMELERİN AZİZLİĞİ
Tüm konuştuklarımızın Türkçe olması gerçekten çok önemli. Diğer dillerden dilimize geçmiş, uzun da bir zaman kullanılmazsa dil onu kendi bünyesine uydurur ve biraz sonra bahsedeceğim sakınca ortadan kaybolabilir.
Geçtiğimiz günlerde sözünü ettiğim “fanatik” de bunlardan biri aslında. Yani anlamı hiç de iyi değil, ama ne anlama geldiğinden çok nasıl kullandığımız önem kazanıyor.
Beş ile sekiz yaşları arası çocukların sohbetlerine kulak misafiri oldum geçen gün. Gerçekten çok hoş konuşuyorlardı, onların düz mantıklarını ve saflıklarını büyük bir zevkle dinledim yüzümde gülücüklerle. Ama konu futbola gelince keyfim kaçtı. Konu sadece futbol olsa bu kadar canım sıkılmazdı sanıyorum. Çocuklardan biri Beşiktaşlı olduğunu söyleyince diğerleri de takım ismi söylediler hem de bağıra bağıra. Tezahüratlar son bulunca Beşiktaşlı olan çocuk taraftar olmasının yeterli olmadığını düşünmüş olsa gerek ekledi:”Hem de fanatiğim.”
İşte burada kanım dondu sanki. Çocuk kimden öğrendiyse öğrenmiş fanatikliği taraftarlıktan üstün görerek hava atıyordu.
Şimdiye kadar bu konudaki muhabbetler geldi gözümün önüne. Daha adını söylemeyi dahi beceremeyen küçücük çocuklara hangi takımı tuttuğunu soran ve ardından bir takım telkin eden büyükler canlandı gözümün önüne. İşte o zaman anladım ki, aslında bu çocukların hiç suçu yok. O küçücük çocuk nereden bilir ki fanatizmin, bir başka ismiyle yobazlığın ne kadar kötü olduğunu. Öyle ya fanatik bir babadan ancak böyle bir çocuk türer.
Allah’tan korkması gerektiğini anlatmak dururken, kul hakkı anlatılması gerekirken bir takıma fanatizm derecesinde bağlanmasına ön ayak olmak ne kadar kötü. Sanki bir marifetmiş gibi kendi takımına taraftar bulma çabasıyla kendi çocuğunu kullanan büyüklerin Allah gözlerini, gönüllerini açsın. Ne bu dünyada, ne de öte dünyada hiçbir yararı olmayan, hatta daima zarar görmesine neden olan bir şeyi çocuğuna layık görenleri Allah’a havale ediyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.