- 770 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
0055 - PORSELEN KADINLAR - PARACI KADINLAR
PORSELEN KADINLAR
"Terör yakışır gözlerine sürme değil sürgün
göğüslerine döğme ellerine samur yaraşır
tanbur değil
yağmur değil suikast yanaşır tereddüt saçlarına
hain bir harf
usulca
parmak uçlarıyla gülen kadınların..."
Rıdvan ŞENTÜRK
SORU YÖNTEMİ
Şiir başarılı... Biraz dolambaçlı bir anlatım tarzı seçilmiş, o kadar! Şiirin şifresinin çözünmesi için birkaç soru sormak gerekiyor.
Parmak uçlarıyla gülmek, terör yakışır gözlerine ve porselen kadın ne demektir? ne demektir?
O hain harf hangi harftir?
Sahte tebessüm, yapmacık gülüş değil, aksine sevinçle, çok mutlu bir şekilde gülüş ama parmak uçlarıyla... Neler yapılır parmak uçlarıyla?
Bu şiir bir küçümseyiş şiiri… Fakat kimleri?
ŞİİRİN İÇİNDEN İPUÇLARI:
’Her şeyin yarısı onlarındır ve zamanın çoğu... Zamanlarının çoğu nesneleri çoğaltmakla geçer’
Nesneler nasıl çoğaltılır? Zamanlarının çoğunu nasıl harcarlar?
Çoğu zaman sahte gülerler ama iş parmak uçlarına geldi mi keyifle güler ve çok mutlu olurlar.
Tarihte çok ünlü bir isim var, adını desem, hemen bilinecek! Kim olabilir o ünlü? Ne demiş olabilir?
Porselen nasıldır? İçi, dışı... Düşünelim. Özellikleri?
Porselenden yapılan nesneleri düşünelim! Nasıldır onlar? Ana maddeleri, yapıları, içleri, dışları... Beyaz, pürüzsüz, parlak, boyalı cilalı, cicili bicili... Başka?
Topraktan yapılmış, güya pişmiş, aslında hiç de değil... Bilgisiz, taşkafa, boşkafa... Taş kalpli, hoş, güzel, albenili... Teni pürüzsüz, duru, parlak, dışı boyalı... Boyalı bardak... Süslü püslü, kırılgan... Porselen de olsa aslı taş...Taştan yontulmuş bir heykel... Ruhsuz bir manken... Duygusuz... Kim? O!
Porselen kadınlar... Kimdir onlar? O kadınlar... O hain harfle adlandırılanlar... Nedir o harf? Alfabede tek başına ses veren ve anlam ifade eden çok harf yok. Düşünelim!
O harf, melodik bir harf... Harflerin en güzellerinden... Söylenişi ahenkli... Şu anda onu görüyoruz. O da bizi görüyor. Bakışıyoruz ama aşk yok aramızda... Haberleşmede, üç harfli sözcükte çok ve sık kullanıyoruz onu. O tek başına ses veriyor. Şahıs zamiri ve işaret zamiri olarak da kullanılıyor.
O hain harf, O harfidir!
Parmak uçlarıyla gülen kadınlar... Onlar, nesneleri çoğaltırlar... Zamanlarının çoğunu buna harcarlar. Yaşam gayeleri budur.
Nesneleri çoğaltmak, alışveriştir. Zamanlarının çoğu ne alacaklarını düşünmek, dükkan dükkan dolaşmak, vitrin seyretmek ve alışveriş etmekle geçer.
Napolyon: "Para para para..." "Hepsi de para para... Varlığı bir dert... Yokluğu yara..."
Para nasıl sayılır? İşaret diliyle nasıl anlatılır? Nasıl alınır verilir? Nasıl harcanır? Erkekler veya kadınlar nerde oynatılır?
Parmak uçlarında...
Parmak uçlarına para değdi mi gülerler. O kadınlar parmak uçlarıyla gülerler.
Kimlermiş (O) kadınlar? Bir arkadaşın dediği gibi bütün kadınlar değilmiş. O tür kadınlarmış, kısaca O denilen... Aksi halde şair sağ kalmazdı! Terörizm patlardı! Feministler ayaklanırdı! Yine de tehlike geçmiş değil.
***
PARACI KADINLAR
Can almak yakışır gözlerine, sürme değil, bir de sürgün etmek… Can alıcı bakışlarıyla çok canlar yakarlar! Sürme yerine kimyasal boyalar kullanırlar. Porselen makyaj denilen kalıcı makyajı tercih ederler. Göğüslerine dövme yaptırırlar, samur kürklere bayılırlar. Saçlarına yağmur, ellerine tambur değil, can yakma ve kararsızlık yakışır. Bilim ve sanatla falan alakaları yoktur. Erkekleri nasıl elde edeceklerini ve işleri bittikten sonra nasıl başlarından savacaklarını düşünürler ki bu konuda uzmanlaşmışlardır.
Bir kararda durmaz saçları da kendileri gibi... Şekil ve renk beğenmez. Şekilden şekle sokulur, renkleri sürekli değişir. Salınır, toplanır, kabartılır, savrulur...
O hain harf, yani O harfi usulca kondurulur, paradan başka bir şeyle mutlu olamayan, mutlu edemeyen kadınlara.
Konuşulanları doğru dürüst anlayamayan, sohbetten zevk almayan, saçları dağıtılarak, bedenleri kullanılan, savaşır gibi sevişen, akabinde pişman olan, savaş sonrasında atılan silahlardan kalan boş kovanları toplar gibi üstlerinden çıkarıp etrafa yaydıkları giysileriyle birlikte pişmanlık içinde hüzün ve mutluluk yanılsamalarını toplayan ve daha kurulmuş ne çok planları, kafalarına takılan birçok soruları olan bu kadınlar, akşamları kristal gibi ışıldayan simli makyajlı gözleri, çok yüksek topuklu ayakkabıları, minimini etekleri, güvercin kanatlarına benzeyen elleriyle çarmıha gerilircesine yerlere serilmek için piyasaya çıkar, gözlerine kestirdikleri erkeklere yanaşırlar.
Yanınızda olsalar da yanınızda değillerdir, hiçbir zaman. Kalkıp gitmek istediğinizde, kahkahalarıyla putlaşmaya başlar, kendilerine tapındırmaya çalışırlar. Her şeyinizin yarısını, zamanınızın çoğunu alırlar. Zamanlarının çoğu ne alacaklarını düşünmek, dükkan dükkan dolaşmak, vitrin seyretmek ve alışveriş etmekle geçer. Bir kısmı da kuvaförde... Kurbanlarını, cinselliklerini kullanarak seçerler.
Romantizmden anlamazlar, annelerinin kızlarıdır onlar! Kız gibi kız da değildirler! Sizinle konuşsalar da onlardan uzak durun! Beraberlik süreleri sınırlıdır, belli bir süre için sizinledirler.
Aşktan anlamazlar. Duygusuz, şaşkın ve taşkındırlar. Takı meraklısıdırlar, nişan yüzüğü değil... Paranız bitince elinizi bırakır, giderler. Kavuşmak istemezler. Evliliğe yanaşmazlar. Zaten evlenilecek niteliklere sahip de değillerdir.
Farkında olmadan uçuruma doğru sürüklenmektedirler... Bazıları günün birinde bir yerlerde bir şekilde intihar etmiş ya da öldürülmüş olarak bulunurlar, bazıları da gençliklerini ve güzelliklerini kaybedince, yüzlerine bakılmaz hale geldiklerinden sefalet içinde ölürler.
O güzelim saçlarına tarak yerine orak, yani ölüm tırpanı, şanslarına para yerine tura, yani Azrail yanaşır. Belki de şüpheli bir ölüm, usulca… Uçuk pembe porselenleri andıran yanaklarına uçurumlar yanaşır. Amaçları yalnız para olan, tehlikeli yerlerde dolaşan bu kadınların akıbetleri hayırlı olmaz. Elden düşen porselenlerin kırıldığı gibi gözden düşen o kadınlar da uçurumdan düşmüşe dönerler! Dünyada uçurumun, ukbada cehennemin dibini boylarlar!
Onları doyumsuzlukları mahveder.
***
Onur BİLGE
ŞİİR FISILTILARI - 0055
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.