- 1370 Okunma
- 7 Yorum
- 4 Beğeni
Dayan Diyor Gecesefası/ Umutlu Olmak Yetmez/Güzellikten Yana Düşlerin Ardına Düşelim
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
-Öylesine bir zaman olur ki, kimseye duyurmadan Su’yun teninde yüzleşirsin kendinle
bir yerlere dökülür yaprakların, susarsın..
Zaman ilkbaharını arar kendi geçmişinde..Hayallerin gece matinelerinde kapalı gişedir..
Uzaktan insanları izlersin..Herkesin içinde dört duvar yalnızlıklar..
Dışarıda herkes dönem filmlerinde perişan figüranlar gibi..
Bir an olsun tereddüt etmeden güzel insanların ardına düşersin..
Güzelden yana ne varsa sevgi pıtırcığı gibi büyüsün, büyüsün ve sarsın yer yüzünü diye-
.....
Trabzandan kayarak inerken, kadraja eksiksiz bir yaşam sığdırmak
gün gelir uzun ince sözler yazdırır insana..
’’Beni bir filmin arkasında doğum sancılarıyla doğurmuştur
bir kadın’..Çetin Tekindor..
Aysız bir geceydi,Tekindor’un uzaklardan muğlak bir sevgisine dolanmıştık..
Fütursuz bir oyunun önünde, arkasında, üstünde olsak ne yazar..
Tekindor,muhtemelen uzun çalışma saatlerinin getirdiği
gerginlikten olsa gerek bir saatte bir paket sigarayı bitirmişti..
Geçmiş, bir gölge gibi önümüzde ilerliyorken, vefa’ya sığdıracaklarıma
matematiksel olarak yetişmekte hayli zorlanıyordum..
Hafızam da değil de,düşgücüm de birikenler bu durumu
tetikliyor olabilir miydi acaba?..
Düşgücü demişken, bir filmin oluşmasını sağlayan kimi güzel insanların
kurdukları hayalgücünü,Jules Verne’nin çok sonra tahayyül ettiği
inanılmaz düşgücüne benzetiyorum..
H Ergülen fazlaca değindiği için burda detaylara değinmeyeceğim fakat
şunu söylemeliyim ki,’Hayatta en büyük intikam yaşamak’
(R.H) çokça bencil bir duygu olabilir miydi böylesi bir kesitte?..
Kavram karmaşasının dorukta olduğu bir kesit de
kimi hassas, özel kavramların içi öylesine rahatça boşaltılıyor ki..
Bazı zamanlar ’Fırçasını konuşturan şair’ Jean ve
doğal atmosfere titizlikle yaklaşan ve kadrajını baştanaşağı
estetize eden Tarkovsky gibi öylece susmak geçer içimden..
Güzel bir şey yapmak gittikçe zorlaşıyor, zorlaştırıyorlar..
Şöyle oturup güzel bir şey yapma düşü kuruyorsun fakat,
düşlediğinle hayatı bir noktada buluşturmanın pratiğini tam
kuracakken her yanından kokular saçan bir yaşama kayıtsız
kalamadığından bir işin ucundan inceden tutunabiliyorsun yalnızca..
Üstelik bunu zorunluluklarından yapıyorsun..
’Güzel düşler büyüten’ Şehla Balıklar Denizi’ şairinin naif hayallerine
dönelim biz yine de..
İ Alıcı aradı bu akşam ’Deniz’i de al gel, bu gece güzel bir şey yapalım’ dedi..
Günün her saati, her dakikasına şiiddet-kaos ve yıkımlar taşıyan
bir sistemde hala güzel şeyler yapmaya meyilli olmak umut verici..
Ömrünce sevmeyi örgütleyen güzel insan S Sezer’in
’Esmer Şairi’nin herşeyi koşulsuz sevmenin insanüstü
duyumsamasına dair bir umut bu..
Anımsıyorum da, Varlık için bir söyleşisinde
’Umutsuzluğu örgütlemek’ başlıklı bir soru sorarak ters köşe yapmaya çalışan editöre
’Oldum olası edebiyatsız hayatlar için kederlenirim’
diye cevaplamıştı..Çimento kağıtlarına yazılan şiirlerden
İnsancıl’a uzanan kocaman bir adanmışlıktır Alıcı..
Geliriz sen çayın altını yak dedim..Gülüştük..
Güzel şeyler yapmanın ironik bir kesitinden şizofreniye doğru hızla yol aldığı
bir süreçte güzel şeyler yapmış olabilmenin tebessümü ve naif hüznüyle dolmuştuk..
Burcu, bir ara beni bu hayatta en çok sarsan şeyin ne olduğunu sordu..
Kimi durumlar için ezberimde sakladığım bir şiirimi okumuştum..
Bizim sokağın girişinde duran şu inicir ağacı var ya/ ne zaman baksam güzelim dallarına/
günbatımlı bir dünya gibi/ oysa kimse farkına varmıyor/ yaprakların hışırtısı/
bir keman sesi/ her daim deniz kokulu/ görüyorum/ duyuyorum/ yaşıyorum
kimse farkına varmıyor/ uzağında bir ağacın şakaklarına kır düşer/
kanepede duran boşluğuna ne hüzünler birikir..
Öylece bana bakıyordu, ayağa kalktı ve bütün nezaketiyle yanaklarımdan öpüp
’Anladım’ dedi..
Güzel insanların güzel şeyler yapma hayallerini düşündüm o gece..
Ve o hayallerle birlikte güzel insanların nasıl yara aldıklarını..
Bu dünyayı değiştirmek için bugün durmaksızın eskizler biriktiren,
emek harcayan mücadele eden güzel insanlar olmasa hayallerimize neler olurdı kim bilir..
Hayalleri yara alan ama umudu her şeye inat olağanüstü canlı tutabilen Berna’yı
düşündüm bugün..Ve onunla derin bakışlı insanlar üzerine sıkça yaptığımız tartışmalarımızı..
Geçenlerde aynı tartışmayı bir mektupla sürdürmüştük..
’Derin bakışlı’ insanların ayrıntılarına dair bir uyumsuzluk tartışmasıydı bizimkisi..
Derin bakışlarda gözlerin hiç bir önemi yoktur oysa, gözlere düşen anlam
mimiklerin yansımasıdır..
Derin bakışlı insanların iki yönlü bakışı, iki yönlü mimik hareketleri vardır ve o iki ayrı bakış
iki ayrı mimik birbirinin içinden geçen tek bir noktada bütünleşir..
Bir yanı kanat takıp uçmak ister bir yanı o coşkuyu dizginler fakat
bastırmaz, tüm hücrelerine yayar öyle ki, yaşamın her anında
muazzam bir direnç oluşturur..Tıpkı güzel insanların hayalleri gibi..
İnsanın birini sesinin içiyle sevmesi ne güzel..
Dışarda hiç bir kaosa kaptırmazsın benliğini, hatta yüzünde ve kalbinde
bir kavgadan zaferle çıkmış vakur bir tebessüm belirir yanı başında sesinin içiyle sevdiğin biri oldumu..
Aklımın en rasyonel haliyle söylüyorum ki sesimin içiyle seviyorum
güzellikten yana düşleri ve o düşlerini dövüştürenleri..
Güzel bir Cumartesi vapurda başlayan yol hikayesi İnsanbul’dan İstanbul’a
denizin üzerinde yol alan bir yelkenli şimdi..
Elimizde rüzgarın dağıttığı küller ve kuru üzümler..
Avuç avuç serpiyoruz terastan beton zemine..
Islığımızda Bregoviç ezgileri..Her imge yalnızca hınzır bir telepatiye dönüşüyor..
Ve tam bu anda gömül içindeki ışığa ve güzel hayallere..Aşkla ve çocukça..
24.04.Cumartesi..
YORUMLAR
Doğan Güneş
Başka türlüsü, zamanın ve mekanın insanda pul pul dökülmesi..
Başka türlüsü bizzat insanın kendisine yabancı..
'Şehla Balıklar Denizi'nde 'Turuncu Balık' olmak düşüyorken insanın payına
nesnelere dönüşmek niye?..
Çok teşekkür ederim Oya hanım..Sevgilerimle..
adonis'in bahçelerindeki gülleri seviyorum ben,
lidia, o kanatlanıp uçan gülleri seviyorum
hani açarlar da bir gün
aynı gün solup ölürler
ışık her şeydir onlar için, çünkü
doğan günle doğarlar onlar
ve apollon yolculuğunu
tamamlayınca gökte, ölürler
öyleyse biz de bir güne sığdıralım ömrümüzü
ve aldırmayalım hiç gelen geceye
gece gelip geçmiştir bile
biz kısacık günümüzü yaşarken... F.P
....
ne güzel geldin doğan..
Doğan Güneş
her zamanki portre..
İçinde bulunduğumuz zaman diliminde bir şenliğin az ötesinde
durmadan acılar-yıkımlar büyütüyoruz belki fakat hayallerimiz
Adonis'in bahçesindeki rengarenk çiçek cümbüşünde..
Renklerin ustası Salvador Dali diyor ya 'Gözlerimin rengi
bir çocuğa bakarken değişmiyorsa renk niye?' diye
ütopyamızda öyle değil mi biraz..Düşdünyasını gerçekçi
kılmayacaksak hayal etmek niye..
Sevgiler..
birini sesinin içiyle sevmek,yada var olanı sesinde taşımak,onunla bir martının kanat çırpınışında ki yaşama sevinciyle
mavimsi düşlere uçmak...
Özlem'ini duyduğumuz güzel insanların güzel dünyasına.
ne olur bana böyle bir dünya yok deme.olmak zorunda.fiziksel bir varlığı hâlâ yakalayamamış olunsada biliyoruzki
sesinin içinde bu güzelliği taşıyan,güzel insanlar var.tıpkı sizin sesinin içiyle sevme önermenizdeki gibi
ses yaşanırlığın en belirgin eylemselik özeliği yada pratiği gibi
zaten yaşamsalığı ölümden ayırtan en belirgin özeliktir ses
sesi soluğu kesilmiş insanların dünyasında sevgi yok hükmündedir değerli şair
ne Mutlu sesinin içiyle seve bilene
ne Mutlu sesini ruhu gibi koruyup teslim etmeyen tüm güzel insanlara
selam olsun sesiyle sevgi pıtırcığı oluştura bilen
( her sevgi pıtırcığı Okyanusu oluşturmak için akar )ve bizlerede ulaştıran güzel insana/insanlara
ne güzel yazıyorsun bence sen yazmak için varsın:)) Sevgi'yle Doğan şair
Can Fırat tarafından 3/26/2017 12:50:38 AM zamanında düzenlenmiştir.
Doğan Güneş
Fratın asi suyunca berrak..
Aramızda kalsın, bazen o dünya ile göz göze geliyorum..
Önemseyerek ve büyük bir hayranlıkla bakıyorum..
Görebilmiş olmanın büyük hazzın farkında değilsem eğer,
dokunamıyor olsan ne yazar..
Şairin dediği gibi, 'istersen çiçeklerin hepsini birden görebilirsin,
duyumsayıp eyleme geç yeterki'..
Bir hikaye okudum geçenlerde..
Mezopotamya'da bir Dengbej'in hiklayesi..
Dengbej tıpkı bir derviş gibi karış karış gezmiş yüreğinin götürdüğü
şehirleri,köyleri,kasabaları..
Nice olaylara şahit olmuş..Gittiği her yerde güzelden yana düşlerini
anlatıp türküler söylemiş..Ama hep aynı inatla anlatmış, söylemiş..
Bir süre sonra etrafı oldukça fazla kalabalıklaşmış..
Onun bu rolü insanlarda dargınlıkları sonlandırmış,zamanla
insanların ortak paydası olmuş umutları paylaşmak duygusu..
Her sabah kıyıya vuran binlerce deniz yıldızlarının hepsini kurtaramayacağını bilmesine rağmen sabaha kadar kurtarabildiğini
teker teker suya bırakan 'Yalnız adam' dan, Mezopotamya'da damar damar,sokak sokak dolaşarak
düşinsanını yaratan Dengbej'e bize böyle insanlar gerek Canşair..
Senin yorumda heyecanla ve umutla 'Ne olur böyle bir dünya
yok deme' ne son olarak şunu söylemeliyim ki, hemde bir el atımlık mesefade..Çok teşekkürler Canşair..Sevgilerimle..
Bu yazıyı Emirgan'da bir gün mutlaka yeniden okumalıyım,
sesimin içiyle sevdiğim düşler, düş yolcuları
Ve Cumartesi hatrına...
''güzelliği avuçlarımın arasına aldım,acıydı.''dese de furuğ
Tüm olumsuzluklara rağmen
''İnsanın birini sesinin içiyle sevmesi ne güzel.''
Güzel bir şey yapmalıyım ben de:Bir mektup yazmalıyım belki de...
Sözcüklerle benzer düşlere yol alırken...
Çok güzel bir yazıydı Doğan..
sevgiyle,dostlukla...
Doğan Güneş
sonra o gizemli geçite çekilip sırtını yaslayacaksın taş duvara..
Bilirsin, sesinin içiyle karşılar seni martılar,karşıda Beykoz, az ötede
şileplerin geçerken bıraktığı dalgalara direnen küçük sandallar..
Kısa aralıklarla geçen yolcu gemilerini selamlarken düşlerini usulca bırakırsın
vapurun güvertesine..
İçin içine sığmaz bu anda..Yüreğinde sardunyalar boylanır..
Hayallerin suyun üstünde,dili çözülen bir zaman dönüşür kelimelerin..
Hadi,güzel bir şey yap ve mektup yaz sonra Emirgan'a geleceğin
tarihi not düş yüreğine..
Sevgiler Hena..
Hayat nasıl da geçiyor zaman hiç geçmezken demiştir Zarifoğlu şair.
Teşekkürler değerli kaleminize.
Doğan Güneş
'Ayrılamama Hikayesi'ni anımsattı şair..
''Sözün cesaretinden korkar ellerim/ Yine de anlatamadığım bu işte/
Bir ayrılamama hikayesi''..
Herkes herkesin yalnızca hayallerine dokunsa geçecek sancılı zamanlar..
Tıpkı Evrim'in ,'Gözlerimde sınırsız bir sevgiyi görmüş olmanın çok bilmişliği'
sözlerindeki gibi naif hüzünlerden kocaman coşkulara çoğalırız öyle değil mi..
Ve o hakedilmiş sınırsız tebessüm, nasıl da bütün ihtişamıyla dökülür ellerimize, bizzat insanın kendisi şaşırır..Teşekkürler sevgiler..
*Zihni güçlü olup, yükleneni taşıyabilenin hayallerine kimse dokunamaz.
*Baş üstünde taşınan değer her zaman başı dimdik tutmayı sağlayandır.
* Dünya, kendiliğinden değil bu cesarete sahip insanlar sayesinde, hayalleri sayesinde yaşamaya değer bir yer olabilir ancak.
* Aşk'la var ol
gibi dolu dolu sonuçlar çıkardığım yazınızı okumak bundan sonra hayata farklı bakmamı sağlayacak olan.
Çok teşekkürler paylaşımınız için
Saygı ve sevgilerimle
Doğan Güneş
Çiçeğin Ruh Hali'ndeki aşkla, memeleket özleminde Cansever
ve T Uyar'ın sevdiğinin göğe bakma durağındaki bekleyişindeki aşkla
dokunacağız düşlerimize sevgili yıldızşair..
'Yüzyılımın İpucusu' şiirinde 'Yürekli kahraman'ına seslenişindeki gibi..
Teşekkürler..Sevgilerimle..