- 276 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
KAPALI İSTİARE
İstiare kelimesi edebiyat dışında pek kullanılmaz. Genel anlamıyla bir tür benzetmedir. Bir benzetme yaparsınız ama açıkça neye benzettiğinizi söylemez, onun bir özelliğini söylersiniz. Bu durumda siz istiare yaptığınızda anlaşılması karşınızdakinin ferasetine bağlıdır.
Aslında sık sık olmasa bile zaman zaman baş vururuz günlük hayatımızda istiareye. Mesela: “Bir kükredim, kimse sesini çıkaramadı.” diyen kişi kendisini aslana benzetmiştir ama açıkça söylemez. Ya da boş boş bakan birine “Ne o trene mi bakıyorsun?’’ dediğimizde bir deyimi çağrıştırarak benzetme yaparız:”öküzün trene baktığı gibi.”
Burada niyetim edebiyat dersi vermek değil. Özellikle birçoğumuzun farkına varmadan belki de bilmeden yaptığımız gaflardan söz etmek istiyorum. Bir farkında olmasak da eğer karşımızdaki fark ederse onu kırmış olmamak için yazıyorum.
Doğadan uzak olduğumuzdan sanıyorum, hayvanlarla ilgili oldukça çok kapalı istiare yapıyor ve fark etmiyoruz.
Son zamanlarda gençler arasında “oha” ünlemi karşımızdakine öküz demekle eş anlamlıdır. Çünkü sadece öküzlere oha, denir.
“çüş” dediğimiz zaman eşek, Çorum ağzında” kirime” (inat etme) dediğimizde eşek, “hoşt” veya “kiş kiş” dediğimizde köpek, “yüzümü tırmaladı” dediğimizde kedi, “didikleyip durma” dediğimizde tavuk, “başımda ötüp durma” dediğimizde horoz, “armudun iyisin sana ayırdım” dediğimizde ayı, “ömrü lak lakla geçti” derken leylek … benzetmesi yapmışızdır.
Hepsi olumsuz değildir elbette kapalı istiarelerin. Bir insanı güneşe benzetiriz:” Sen gelince dünyam aydınlandı.” derken. Bizi sevdiğimize yaklaştırmayan kimseye :” Ne yapalım gülü seven dikenine katlanır .” diyerek dikene benzetiriz. “Çevrende pervane oldum.” dersek onu ışık kaynağına benzetiriz. “Bakışların kalbimi deldi.”derken bakışları oka benzetiriz.
Şimdi bu kadar sözden sonra muhatabınıza “oha” demezsiniz herhalde. Böyle bir hitabın her şeyden önce ayıp olduğunu bilmemiz gerekir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.