- 376 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
NAMLUNUN UCUNDAKİ BEN- KISIM -1 Bölüm-6
NAMLUNUN UCUNDAKİ BEN- KISIM -1
Bölüm-6
Çay ocağının yanındaki sokağa sapıp, demir kapının önüne geldik. Ulvi Dedeyle anlaştığımız gibi kapıyı çaldım. Beklemeye başladık. Biraz sonra demir kapının kanadı sessizce açıldı. Ulvi Dede başını uzattı bizi görünce yüzüne bir tebessüm yayıldı. Orada durmayın içeri girin kızlar.
Yaşlı arkadaşımın peşine takılarak, depoyu baştanbaşa geçerek bir kaç basamak merdiveni çıkıp odasına girdik.
Ulvi Dede_ Bir kere daha hoş geldiniz kızlar. Artık arkadaşınla beni tanıştıracak mısın Heval?
Heval Baş komiser_ Arkadaşım, Büşra Büşra Baş komiserim. Kendisi şu anda aktif görevde değil.
Ulvi Dede_ Anlatın bakalım beni çok sık ziyaret etmenizin sebebi nedir?
Heval Baş komiser_ Ne tesadüf ben de seni dinlemeye gelmiştim. Bana anlattıklarından daha fazlasını anlatmadın. Neden?
Ulvi Dede_ Ben bildiklerimin hepsini sana anlattım.
Heval_ Seni çok iyi tanıyorum Ulvi Dede ve bildiklerinin çok daha fazla olduğunu sanıyorum.
Ulvi dede_ Önce benim can güvenliğimi sağlayın, sonra gizlice merkeze aldırın ondan sonrasını düşünürüz.
Büşra_ Kaç kişiydiler
Ulvi dede_ Bu akşam beni götürün. Söyleyecek başka bir şeyim yok şimdi. İş konuşması bittiyse bardakları dolduruyorum.
Heval_ Doldur bakalım, bu günün geçeside var.
Büşra ile beraber Ulvi Dedenin yanından ayrıldıktan sonra, doğru Sedat Amirimin yanına geçtik. Hiç bir noktasını dahi atlamadan konuştuklarımızı anlattık. Hiç sözümü kesmeden dinledi.
Sedat Baş komiser_ Ulvi Dedeyi neden buraya getirmediniz? Sorgu odasına almak daha doğru olmaz mıydı?
Heval Baş komiser_ Haklısınız Amirim. Ama sanki Ulvi Dede bir şeylerden korkuyordu. Gündüz gözü gelmek istemedi.
Sedat Amir o zaman ne bekliyoruz, gecenin gelmesini. Besbelli ki adam bir şeylerden korkuyor. Hadi kalkın gidiyoruz.
Benimde içime bir korku düştü. Hakikaten Ulvi Dedenin hayatı tehlikede miydi? Biz galiba önemli bir hata yaptık.
Sedat Amir_ Büşra sen gelmiyorsun, seni tehlikeye atamam.
Büşra_ Ben de geleceğim Amirim, böyle bir fırsatı kolumun tersiyle atamam.
Sedat Amir_ Peki gel bakalım. Cenk, Erman, Leyla komiser sizde gelin.
Hep beraber Emniyetin minibüsüne doluştuk. Cenk sireni açtı. Göz açıp kapayıncaya kadar gece kulübünün bodrumunun kapısındaydık. Önce ben inip kapıyı çalmaya başladım. Ulvi Dede içerde olsaydı çoktan kapıyı açmıştı. Endişeli gözlerle Sedat Amire baktım. ‘’ Amirim Ulvi Dede yok galiba. İçerde olsaydı çoktan kapıyı açmıştı.’’
Sedat Amir Minibüsün bagajından koçbaşını getirtti. İki darbede demir kapı sonuna kadar açıldı. İlk önce ben içeri girdim. Bir koşuda merdivenleri tırmanıp içeri girmek istedim ama giremedim. Kapıda öylece çakılıp kaldım, zira Ulvi Dede yerde boylu boyunca uzanmış yatıyordu ve başı kanlar içindeydi.
Sedat Amir_ Cenk çabuk 112 yi ara, çabuk ol.
Cenk 122yi ararken bende Ulvi dedenin başının altına yumuşak bir şey koyup üzerini bir battaniye ile örttüm. Sedat Amir kendi kendine konuşup duruyordu. ‘’Ah kızlar ah’’ Ulvi Dedenin kalbi çok hafif atıyordu. Bunu kimler yaptıysa bizim Ulvi dede ile konuşmamızı önlemek istemişlerdi. Bu arada Büşra da boş durmamış Olay yeri ekibine haber vermişti. Bu sırada Büşra’nın yerden bir şey alıp çantasına attığını gördüm. Ambulans tahminimizden daha çabuk geldi. Hemen ilk müdahaleyi yapıp yola koyuldu. Bizde peşine takıldık. Yol boyunca bütün benliğimce Ulvi Dedeye dua ettim. Hastanede acile alıp ilk müdahaleyi yaptılar. Hemen doktoru soru yağmuruna tutmaya başladık.
Sedat Amir_ Doktor bey şu anda durumu nasıl?
Doktor_ Hemen cevap vermek zor. Beyin sarsıntısı geçirmiş, üç dört yerde kırık tespit ettik. Ama en önemlisi yirmi dört saati atlatması lazım. Ondan sonra daha net bilgi verebilirim.
Sedat Amir_ Erman sen burada kalacaksın. Kuş uçurtmak yok. Kimse içeri girmeyecek. Geri kalanımız merkeze dönüyor.
Heval Baş komiser_ Bende burada kalıyorum Amirim.
Büşra_ Bende eve gidiyorum, daha sonra buraya geri döneceğim.
Heval Baş komiser_ Sen bu işlere daha fazla bulaşma Büşra.
Büşra_ Sen ne diyorsun Heval ben bu işe çoktan bulaştım. Geri döneceğim.
Hepsini gönderdikten sonra, Ulvi Dedenin kapısının önünde dikilmeye başladım. Bizim yüzümüzden adamın başı derde girmişti. Neredeyse ölecekti. Ulvi Dedenin kendisine gelmesi, daha doğrusu yaşaması lazım. Yoksa intikamını nasıl alacağız.
2
Kıymetimle bugün hiç ilgilenmedim. Haspam bu duruma alışık değil.
Kızımla biraz oynaştıktan sonra anneme bırakıp oyalanmadan Ulvi Dedenin mekânına döndüm. Sandalyesini çekip oturdum. Çantamdan kamayı çıkarıp masanın üzerine koydum. Ben bu kamayı bir yerde görmüştüm ama bir türlü hatırlayamıyordum. Burada daha fazla durmanın bir anlamı yoktu. Önce hastaneye uğrayıp yarın gene buraya gelirim. Ulvi Dedenin yattığı odanın kapısına geldiğimde Heval’i nasıl bıraktıysam öyle buldum. Hemen kolundan tutup boş banklardan birisine oturttum.
Büşra_ Nasıl bir gelişme var mı?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.