- 1623 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KADIN TELAKKİSİ
Kimi der ki kadın
Uzun kış gecelerinde yatmak içindir.
Kimi der ki kadın
Yeşil bir harman yerinde
Dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir.
Kimi der ki ayalimdir,
Boynumda taşıdığım vebalimdir.
Kimi der ki hamur yoğuran.
Kimi der ki çocuk doğuran.
Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal.
O benim kollarım, bacaklarım, başımdır.
Yavrum, annem, karım, kız kardeşim,
Hayat arkadaşımdır.
Bütün şiir sitelerinde ve paylaşımlarda bu şiirin altında Nazım Hikmet imzası vardır.Fakat bu büyük bir yanlıştır. Çünkü bu şiir Nazım Hikmet’in değil, Nail Çakırhan’ındır. Şiirleri Nail V. imzasıyla da çıkan Nail Çakırhan kimdir önce ona bakalım.
1910 yılında Muğla’nın Ula ilçesinde doğan Nail Çakırhan gazeteci şair olarak tanınmaktadır.
Liseyi Konya’da okuyan şair 10.sınıfta arkadaşlarıyla ’Kervan Dergisi’ni, ve daha sonra ’Halka Doğru’ dergisini çıkartır.
’Çıkardığı ’Halka Doğru’ dergisinde yaymlanan ’Alev Yağmuru’adlı şiiri yüzünden dede girer başı ve Konya emniyeti tarafından gözaltına alınır. O sırada olkgunluk sınavlarına hazırlanmaktadır. Sorgulamalardan sonra yetkililerle Ankara arasında bir telefon konuşması olur. Telefonun öteki ucundan verilen talimat şöyledir.’Bırakın çocucuğu ! Ayıptır...’Atatürk’tür bu talimatı veren.
Şair bu konuyu daha sonra şöyle anlatacaktır:
’Ben bu şiirle Atatürk’ü değil, Muğla’daki ağaları benzettmiştim derebeylerine. Atatürk biz gençler için müthiş bir deha, taptığımız bir insandı. Ona hakaret etmeyi düşünmem bile mümkün değildi. İşgüzarın biri şiiri ters yorumlamış ve nezarete attırmıştı beni. Sınavlara polis refakatinde gidip geldim.’
Nail Çakırhan’ın Nazım Hikmetle tanışması işte bu şiir vasıtasıyla olur.
Alev Yağmuru adlı şiiri çok beğenen Nazım Hikmet, Hukuk Fakültesi öğrencilerinin çıkarmakta olduğu ’Hareket’ dergisinde yayımlatır. Şiir için Konya’da takipsizlik kararı verilmesine rağmen bu kez de İstanbul’da dava açılır. Ve bu davada Çakırhan altı ay ceza alır. Ancak, temyiz bu kararı bresen bozar ve beraatına karar verir.
Liseyi yüksek bir not ortalamasıyla bitiren şair, yüksek öğrenimini parasız yatılı olarak yapma hakkını kazanır. İstanbul Tıp Fakültesi’ne yaptırır kaydını. Bir süre sonra Tıbbiye’yi bırakıp Hukuk Fakültesine geçer. İki okula da bir türlü ısınamaz. Nazım Hikmet’in önerisiyle basında çalışmaya başlar. Bir yandan Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ne devam eder ve bir çok şiir yazar. Yazdıkları Resimli Ay’da yayımlanır. Kadın Telakkisi adlı şiir de bunlardan biridir
Yukarıya bozulmuş ve uydurulmuş halini yazdığım şiirin aslı şöyledir:
Kimi der ki kadın ;
Uzun kış gecelerinde,
Serip bir döşek gibi
Yatmak içindir.
Kimi der ki kadın ;
Yeşil bir harman yerinde,
Dokuz zilli bir köçek gibi
Oynatmak içindir.
Kimi der ki, hamur yoğurur.
Kimi der ki, çocuk doğurur.
Her ağızdan bir söz:
Kimi der ki, ilk göz ağrım.
Kimi der ki, onunla dolu bağrım.
Kimi der ki, bunca yıldır yaşıyorum ayalimdir.
Kimi der ki, boynumda taşıyorum vebalimdir.
Ne bu,
ne şu.
Ne öyle,
ne böyle.
Ne döşek,
ne köçek.
Ne ayal,
ne vebal…
O benim;
Kollarım, bacaklarım, dudaklarım,
Ve başımdır..
Yavrum, anam, öz kardeşim, karım,
Hayat arkadaşımdır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.