- 640 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
HER ŞEYİ KABUL EDER DE BU YÜREK, İHANETİ KABUL EDEMEZ »
HER ŞEYİ KABUL EDER DE BU YÜREK, İHANETİ KABUL EDEMEZ »
-Anı-
Bir şey söyle bana. İçimdeki kayayı kaldırıp atacak bir şey söyle. Nefes alabileceğim bir şey de bana. »
İncir Reçeli (2011)
Annem, abim ve yengem sabah kahvaltısı yapıyorlar. Abimin oğlu yeğenim Emrah da abimlerin odasında henüz iki yaşında uyuyor. Abim soğuk kış günü odalarının ısınması için sobaya yarım bidon benzin döküyor ve tekrar kahvaltıya dönüyor. Güzel kahvaltı yapıyorlar tabi. O sırada kapı şiddetli bir şekilde çalıyor.
-Pembe teyze sizin çatıdan dumanlar yükseliyor bir şey mi attınız sobaya lastik falan.
Annem şaşırıyor! Şöyle etrafa bakıyor anormal bir durum yok. Bir de abimlerin odasına bakmaya gidiyor. Kapıyı açıyor, Aman Allah’ım! Kapıyı açar açmaz ateş abim, yengem ve abimin yüzüne vuruyor. Hepsinin kaş, kirpik ve ön saçları yanıyor. Birden annem çığlık atıyor; Allah’ım kurtar! Yardım et, diyor. Ateşe atlayarak odaya giriyor ve Emrah’ı kucaklayarak kendini dışarıya atıyor. Hamdolsun ki böyle kurtarılıyor yeğenim Emrah. Babaannesi onun kahramanıdır, artık.
* * * *
İmam hatip ortaokulundayım. Öğle paydosu için yorgun argın eve geliyorum. Gördüğüm manzara tam bir felaket. Abimlerin odası komple yanmış ve yengemin çeyizi, tüm değerli eşyaları da gitmiş. Şaşkınım tabi. Komşular anlatıyor, anlatıyor. Baktım annemle babam yok. Neredeler diye soruyorum abimlere… Çiftliğe yaptığımız iki katlı eve apar topar gitmişler. Meğer belediye kepçeleri ile birlikte yeni yapmış olduğumuz evin ikinci katını yıkmaya gelmişler. Hemen koşa koşa çiftliğe koştum oradan. Çiftlik ana baba günü. Belediye abartılı bir şekilde 10-15 araçla evin ikinci katını yıkmaya gelmişler. Tam evin ikinci katına vuracaklar annem kepçelerin önüne atmış kendini. Ağlaya ağlaya belediye başkanına şöyle demiş.
- Biz bu evi engelli çocuklarımıza yaptık… Yapmayın Allah aşkına, yalvarıyorum! Demiş.
Yürek dayanır mı bu acıya… Önce evin yansın, sonra torununu yangının içinden çıkar… Sonra da evini yıkacak kepçelerin önüne kendini at. Allah’ım, ne acı! Babam bu durum karşısında cinayet işlerim diye yıkım yerine gelmiyor. Sadece annem ve ben.
* * * *
Allah razı olsun akrabalarımız kucak açıyorlar ve bizi evlerinde ağırlıyorlar. Ama gün bitmiyor tabi… Bir telefon geliyor ve babam yıkılıyor. Hastane de yatmakta olan amcam hakka yürümüş, Allah rahmet eylesin. Hani baba yarışır derler ya amcalara… O kadar çok severdim amcamı. Günün acı finalinde amcamı kaybetmiştik.
* * * *
Rabbim hiç kimseye bir günde üç acı vermesin. Hayat kalp ritmi gibidir derlerdi de inanmazdım. İnişli, çıkışlı. Neticeye gelirsek yangında abimin tüm eşyaları yanmıştı. Allah razı olsun tüm mahalleli seferber oldu ve abimin sıfır ev eşyaları oldu. Çiftlikteki evimiz ile ilgili de şöyle bir durum vardı madalyonun arkasında. Babam ve annem köyden şehire geliyorlar ve cahiller. Akraba müteahitten arsa alıyorlar ve müteahhit onlara bu arsaya ev yapabileceklerini söylüyor. Tabi cahillik bu ya imarı olamayan ve tapuyu almayan babam ve annem oraya ev yapmaya başlıyor. İki kat yapıyor babam. Bu sırada memlekette ise bizim müteahhit akraba ile belediye başkanı kavga ediyor. Bu çatışmanın acısı intikam hissiyle bizim eve çıkıyor ve annem, babam şaşkın tabi. Çünkü bu sıralarda müteahhit de ortalarda yok. Böyle bir akraba tokadı yiyoruz. Kader bu ya yıllar sonra o belediye başkanı milletvekili oluyor ve bende sekreteri oluyorum. Soruyorum milletvekiline? Şöyle diyor bana: ‘ O dönemde sizin müteahhit Ankara’ya kaçakçı belediye diye sürekli şikayet ediyor sizin ev yüzünden bizi. .ok sabrettik ama adımız kaçakçı belediyeye çıktı neredeyse. Görüyorsunuz ya; sen tapusunu alma, arsa paranı ver ve güvene dayalı ev yap, sonra da arkandan hançerlen. Böyleydi bu durumda.
Gelelim amcama… Mekânı cennet olsun çok severdim. Çünkü benimle çocukluğumdan beri oyun oynardı. Çok beklerdim evimize gelsin diye. Dünyalar benim olurdu geldiğinde. Takdiri ilahi bu ya amcam evli değildi ve Amcamın evi bize miras olarak değmişti. Final de hayatımızda ilk defa kendi evimiz olacaktı, olmuştu. Rabbim kimseye taşıyamayacağı acılar yaşatmasın. Âmin.
Toprak gibi olmalısın. Ezildikçe sertleşmelisin! Seni ezenler sana muhtaç kalmalı! Hayatı sende bulmalı. »
Can Yücel