- 530 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BİR ÇOCUĞUN GÜNLÜĞÜNDEN
Merhaba Çok Kıymetli Amcacığım;
Nasılsınız? İnşallah çok iyisinizdir. Siz benim halimi sorarsanız eğer, hem göklerde uçuyorum, hem çok acınacak durumdayım Amcacığım.
Şimdi bunun sebebini soracaksınız bana. Sormakta haklısınız tabii. Biz sizinle arkadaş, dost, sırdaş ve birbirini çok seven iki insan değilmiyiz?
Böyle olunca da hem sevinçlerimizi hem üzüntülerimizi paylaşacağız birbirimizle tabi ki..
Biliyor musunuz? Geçen gün Teyzeme şöyle bir şey dedim: “Keşke ben ikinizin çocuğu olsaydım!” Öyle çok, öyle güzel güldü ki.. Binlerce gül açıldı yüzünde sanki..
“Zaten öylesin çocuğum. Bir çocuğa anne olmak, onu karnında taşımak, doğurmak, sütüyle beslemek değildir ki sadece. Nasıl ki baba olmanın da, onun karnını doyurmak, elinden geldiğince ihtiyaçlarını karşılamak olmadığı gibi” dedi.
“Ama teyzeciğim senin beni ne kadar çok sevdiğini biliyorum. Oysa amcamın bu konuda neler düşündüğünü bilmiyorum ki..” dedim.
Sıkıca sarıldı bana. “Bu konuda onun da seni benim kadar sevdiğine emin olabilirsin” dedi. “Nasıl yani?” dedim.
“Senin ona yazdığın ilk mektubunun hemen ardından o da senin için çok güzel bir şiir yazmıştı. Ben bunu görünce çok düşüncesizce davranmış ve haksız yere onu suçlamıştım. Bu Baver’in özeliydi. Niye böyle bir şey yaptın? demiştim. Sonra da tartışmıştık ve o üzüntüyle sana bunu söylemeyi unutmuştum” dedi.
Beni gerçekten çook sevdiğinize iyice emin oldum. Ben de sizi Teyzemi sevdiğim kadar çok seviyorum Amcacığım.
Şimdi de size neden çok sevinçli olduğumu söyleyeyim. Ben aşık oldum Amcacığım!
Artık Teyzem bana masal anlatmıyor. Ben ona anlatıyorum kendi masalımı birlikte uyurken her gece.
Bizim dairenin bitişiğinde oturan karı kocanın torunlarına aşık oldum. Arada bir onları ziyarete geliyorlar. Daha asansörden çıkarken gürültüleri ve sevdiğim kızın çığlıkları apartmanı çınlatıyor. Teyzem pek sevmiyor onları. “Görgüsüz insanlar.” diyor. Çok yoksulken, çok zengin olmuşlar birden bire. Sonra da insanları küçümsemeye başlamışlar.
Ama ben görür görmez aşık oldum. Benden iki yaş küçük olan torunlarına.Görseniz sizde çok seversiniz. Öyle güzel öyle tatlı ki..
Hayalimde hep o var. Gündüz gece hep onu düşünüyorum. Eski neşem kalmadı. Canım hiç konuşmak istemiyor. Sevdiğim yemekleri bile yiyemiyorum.
Hep kapının arkasındayım. Belki gelirler de duymam diye. “Sana burada bir yatak hazırlayalım” diye gülüyor teyzem.
Onlar bizi çok seviyorlar. Bana bayılıyorlar. Sevdiğim kızla ilk karşılaşmamızda gözlerime baktı, açık yeşil gözleriyle. Ben de onun ağzındaki emziğe. Baktığımı fark edince hemen emziği yere attı. Ben de onu yerden aldım ve içeriye koşup yıkayıp getirdim. Ona uzattım. “Buyurun, yıkadım.” dedim. Ama o emziği almadı.
O günden sonra da onu hiç emzikli görmedim. Herkes çok şaşırdı bu duruma. Çünkü kimse emzikten vazgeçirememiş onu o güne kadar. Doktora bile götürmüşler bunun için hatta.
Sizce bu aşk mı Amca’cığım?
Teyzem sizin bir aşk profesörü olduğunuzu söyledi. Şimdi lütfen söyleyin bana? Bu acı zamanla iyileşir mi amcacığım?
Teyzeme sordum mecburen.
“ Bak Baverim, sen dünyanın en tatlı, en akıllı, en olgun ve kişilikli çocuğusun.
Seninle her şeyi konuşmak mümkün. Ama yine de bazı şeyleri yeri sırası geldiğinde irdelemek konuşmak daha doğru olur. Şimdilik şu kadarını söyleyebilirim sana . Sen sen ol, bu duygularını alışkanlık haline getirme. Sonra insan çok mutsuz olur hayatta. Hatta bu durum insanın ruhunu ele geçirip, hastalıklı bir hale gelmesine bile sebebiyet verebilir. Sonrasında insan gerçek sevgiyi unutur. Kimi, neyi, nasıl, niçin sevdiğini bilmez hale gelir. Sevildiğinin farkında bile olmaz.
Hayatta çok az insanın başına gelir ve bir kez yaşanır bu muhteşem duygu. Zamanını bekle çocuğum” dedi bana gece yan yana uyurken.
Ellerinizden hürmetle öpüyorum amcacığım.
Sizi çok seven
BAVER.
YORUMLAR
Mektup kokusu ve Baver'in ilk aşk heyecanın,yine heyecanla satırlarda buluşması...
Hatırlıyorum da,ilkokuldaydım .. Mahalle komşumuza Ankara dan akrabaları gelmişti.. Üstelik çok güzel yeşil bir arabaları vardı. O dönemde herkesin arabası yoktu ve üstelik hiç görmediğim, bilmediğim bir kentten gelmişlerdi. Bu bende müthiş bir merak uyandırmıştı...Birde oğulları vardı ki sormayın gitsin kapkara kocaman gözleri vardı.. Ve ben aşık olmuştum. Erkenden kalkıyor saatlerce bahçe kapısının önünde Murat'ın dışarı çıkmasını bekliyordum.. Aynı yaştaydık ve sanırım o'da bana aşık olmuştu... Biz günlerce mahallemizde oyunlar oynadık. hatta ona beş taş oynamayı öğretmiştim o'da bana dama oynamayı...Ve bir sabah yine kalktım Murat'ı bekledim. ama o gelmedi.. Bunu fark eden komşumuz beni yanına çağırdı ve dedi ki Dilek Muratlar Ankara'ya gittiler ama giderken benim kulağıma "Dileğe söyle beni beklesin,büyüyünce onunla evlenicem" dedi.. deyivermişti. Aradan çok yıllar geçti ne Murat memleketime geldi , nede benim bir daha aklıma.....
Sevgili Devrim bana bu güzel duyguları anımsatan mektup kokulu yazınızı beğeniyle okudum. Yüreğinize sağlık..
Sevgilerimle. Huzurlu geceler canım..
DEVRİM DENİZERİ
Sevgi ve Selamlar benden de...
Dilek USTA
DEVRİM DENİZERİ
12-13 yaşlarındaydım sanırım. Ses mecmuasında Fatma Girik'le yapılan bir röportajda okumuştum şu sözleri "ilk aşk hiç unutulmaz. O bir darbı meseldir. İlk sevgili nedense her güzelden güzeldir."
Ancak ilk Aşkın hangisi olduğunu anlamak zor..Emzikli küçük kızın aşkı mı ilk ergenlik çağı aşkı mı lise çağları aşkı mı yoksa sonbahar çağlarının esaslı aşkları mı? Bu arada İlk Aşk diye yabancı bir film izledim internet üzerinden. Ünlü oyuncular ve...Neyse izlemediyseniz hararetle öneririm..
İyi pazarlar mutlu yarınlar harika insan..