- 529 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
gel bak gör ne haldeyim?
ADINI SEN KOY
Bu gün yine an gara garındaydım her zamanki gibi inenler inmiş gidenler gitmişti bankta oturan bireye gözüm takıldı yaralı kustu sanki yürekti buruk gözleri nemli dokunsam ağlayacaktı boşluğa uzun uzun bakıyordu… Hayatı kendine, kendini de hayata hapsetmişti kilometrelerce öteden saklamaya çalışmada yılların yorgunluğu gözaltı çizgilerine yansımıştı…
Tıpkı bana benziyordu ben tabip istem bana daldan düşeni getir diye içten sessizce bağırıyordu, gözlerine baktığımda anladım… Daldan düşüp aynı yolda yürüyen hüzünlü gözler, hüzünlü gözleri mi tanırdı? Yaralı ruhlar, yaralı ruhları mıknatıs gibi çekerdi? Hayatı kendine kapatanlar ile kendini hayata kapatanlar birbirlerini mi tanırdı? Bunu anlayamadım, fakat o gözleri tanıdım içimde fırtınalar koptu usulca ürkütmeden yanına yanaşıp bir merhaba demek istedim korku ve cesaret, yârdim yada acımı dindirmek adına adını sen koy…
Gözleri bana “Yorgunum, bıkkınım, üzgünüm ama hala her şeye rağmen bir umudum var.” diyordu...
Sözler köşelidir, harfler, kelimelere, kelimeler, cümlelere, cümleler paragraflara mahkûmdur, her şeyi özgürce anlatamazsın. Lakin gözler konuştuğunda anlayana, kelime, cümle ve paragraf kalıplarına mahkûm kalmadan, sınırsız bir derya anlatır.
Ben, o büyük gözlerin anlattığını anlamıştım, o büyük gözler de benim anlattığımı anlamıştı. Dilimizle tek kelime konuşmadık. Çünkü gözlerimizle her şeyi konuşmuştuk. Zira konuşacak bir şey kalmamıştı…
Suskunca hayatıma girdi, suskunca hayatına girdim…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.