jeanne'ye mektup
Ölümün bir adım ötesinde
Yarını beklerken…
Hızla yürüyordum, gittikçe daralıyor nefesim bu soğuk caddelerde .
Bir yokluğun senfonisinde gezinir gibi,mutlak bir hiçliği andırıyor geçtiğim tüm yollar,
terk edilmişliğin utangaç tebessümünde .
Oysa ben,
bu pencerelere , bu duvarlara, yere ve göğe sinmiş korkulardan bambaşka arayışlardaydım sokaklar boyunca.
Bir kaçışın korkusu muydu bu Jeanne?
Bir düşün çıkmazı mı yoksa tüm yaşam, tüm yaşananlar…Yaşadıklarımız..
Ve yitirdiğimiz ne varsa, yalnızca yarım kalan veya unutulmuş bir rüya mıydı?
Hâlâ gözlerimin önünde yüzün Jeanne.
Yüzün gölgeler içinde, yüzün bir nehir ,yüzün hüzünlü şehirlerin veda şarkısı, yüzün bir unutuluşun renginde. Gözlerimin önünde yüzün…Hep bir erguvan özleminde…
Yürüdüğüm tüm yollar niçin hep ayrılıklara çıkıyor Jeanne, niçin aramızdaki tüm yollar uçurumlara…
Sonsuz bir aşkın avuçlarında hangi bakışın gölgeleri yüzümün çizgilerini saklar Jeanne?
Bir şarkı söylemeliyim şimdi , bir şiir okumalıyım veya bir köşe başında beklemeliyim yokluğunu, bir mezar taşı sessizliğinde…
Ah Jeanne:
‘‘ Her şey kendine çekiliyor yeniden
Zaman mermere çekiliyor
Mermer gölgeye
Yağmur kurtulmak için yağıyor
Her şey kendine yağıyor yeniden….’’
Sessizce kalkıp hızla yürüyorum yeniden sokaklar boyunca…
Attığım her adım beni sana yaklaştırıyor Jeanne, her adımda çoğalan uzaklığı aşkımızın…
Sana geliyordum Jeanne!
Hüznü, yorgunluğu, umudu ve özlemleri hissetmekten belki de bitkin düşmüş bedenlerin uykuya teslim oldukları zaman diliminde… Karanlıkla aydınlık arası…
Ruhumuz gibi değil mi Jeanne?
Ağır ağır ilerliyordum, dar ve uzun bir koridorda. Seni düşünüyordum Jeannne.
Ve sen biraz ötede, yanımda belki de hâlâ çok uzakta..
Uzun bir koridorun sonunda, bir bankta oturmuş, ellerini de birbirine kavuşturmuş, bir şeyler aranır gibiydin… Dalgın, düşünceli…
Neyi arıyordun o bakışlarınla Jeanne? Kendini mi yoksa hiç olamadığımız ‘’biz’’i mi?
Ayırt edememiştim o an ruhunun yansıması gözlerini…
Sana bakmaktan korkuyorum Jeanne…
Gözlerinin ezici sarsıcılığından…
Yan yana oturduk hiç konuşmadan. Birkaç saniye belki de saatlerce…
Güneşin ışığı ince bir çizgi halinde yansırken yüzüne işte o zaman baktın bana; ne bir sevinç ne hüzün belirtisi vardı gözlerinde:
‘’Değişmemişsin.’’ demiştin bana ,yerinden kalkıp uzaklaşarak...
Gittin.
Bilemeyeceksin hiçbir zaman:
‘’Her şey bir başka dile döner
Kırılan ağaçlar, soğuyan kumsal
Sarhoş zamanın geçişi gibi testereye sürülür zaman,
Ay altında kalmıştır çığlığın
Görünür zakkum dalları arasından’’
Değişen neydi Jeanne?
YORUMLAR
Jeanne' ye Şark'ının bir gün mektuplaşacağını biliyordum)..
Fakat yinede bu durum büyük bir süpriz oldu benim için..
Erguvan sesli seni,ya ne iyi ettin yazdın böyle..
Hayatı aynı parelelde yaşamayıp fakat aynı nehirde ıslanan,
birbirinin çocukluklarına yutkunan insancıkların hikayesi gibi..
İnsan,dünyanın devindiğini,yaşamın aktığını duyumsadığı an
bambaşka bir koku,bambaşka bir ses ve bambaşka bir foğtoğraf
duyumsar ya hani,işte bende Jeanne'ye yazılan her şeyde aynı duyguyla doluyorum Hena..
''Sana bakmaktan korkuyorum Jeanne…
Gözlerinin ezici sarsıcılığından''…
Kırılgan bir kuş konacak yüreğine,ürkek..
Muhtemelen ellerin üşüyecek ve bir düş ile uyanacaksın..
Bütün harflerinden geriye kalan yangın,fırtına olsa da,
taze bahar kokusu taşıyacak kelimelerin..
Mektubuna son olarak bir Cumartesi şarkısı göndereyim dedim
fakat hangisini seçersem seçeyim diğerlerinin incinmesinden çekindim..
Say ki bütün Cumartesi şarkıları Jeanne'ye söylenmiş olsun..Sevgiyle Hena..
Çok beğenmiştim yazınızı dün okuduğumda ve güne gelmesini dilemiştim.
Ve yine yazınız vesile oldu son yazdığım yazıma bu bağlamda teşekkürlerimi iletiyorum.
Kaleminizi seviyorum ve ayrı bir yeri var benim için.
Tüm içtenliğimle sevgi ve selamlarımı gönderiyorum.
hena
Çok sağ olun Gülüm Hanım,
Estağfirullah,
Sizin gibi usta ve değerli yazarın yazılarımı okuduğunu bilmek ve bu güzel yorumları görmek onur verdi bana...Var olun,daima.sevgi ve saygılarımla..
hena
Çok teşekkürler Gule, okuman nasıl da mutlu ediyor beni bilemezsin..