Eskiden insanlarımız kanaatkârmış. Elindekine şükreder azla yetinir mutlu olurmuş .Şimdi ise herkeste duygusal bir açlık var .Gözünün gördüğüne,hayaline düşene muhtaç hissediyor kendini .Elinde olana dönüp bakmıyor. Yaradana teşekkürü unutup; özünü gözünün gördüğünün fakiri hissediyor ...Asrın hastalığı bu bana göre .Gönlü fakir olan nereye baksa yokluk görür. Kendini yoksun hisseder Azı görüp şükredemeyen bolluk içinde yüzde dahi mutlu olamaz .şükredebilmeyi öğretmek lazım önce kendimize, sonra tüm insanlara ...
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Konunun özü itibarıyla katılıyorum bu tespitlerinize. Lakin, şahsi fikrim şudur ki; bu konu bir münazara konusudur. Yani bir münazarada bulunsak, delilleriyle koysak ortaya, neye ve kime göre bu haklılık sonucu çıkar. Mesela demişsiniz ki, '' elinde olana dönüp bakmıyor.'' Ki bu duygusal anlamda bir tespit. Elinde olan, muhatabının değerini bilmiş midir? İlgi gösterip, her türlü riyakarlıktan ve ince hesaplardan kendisini arındırıp, gereken özeni, sevgiyi göstermiş midir? Bu konuları da iyi tetkik etmek gerekir. Savunduğum bir düşünce var, o da şu : Kalpte sevilene yer olur, kalpte tek kişiye yer verilir.Sevmesini bilene, değer verene açılır kollar. Bu konu öyle bir kaç cümleyle anlatılacak bir husus değil. Duygusal açlık içindeki insanların, en tabii olarak bu açlıklarını evli iseler eşlerinden almaları mantığın da dinimizin de kabul ettiği durumlardır. Bence , bu olumsuz durumların özüne inilip, teşhisi doğru bir şekilde koymamız gerekir. Yazınızdaki iki ayrı hususu da iyi analiz etmek gerekir ki, en birincisi tüketici toplumu olduk ve elimizdekilerle yetinmesini bilmiyoruz. Örneğin geçen yıl almışız bir cep telefonu, bu yıl da eskisini atıp yenisini almak niye? Ayakkabımız eskimeden, modası geçti diye, atmak niye? -ki bu moda tabiri batının bizlere bir tuzağıdır-
Dizi filmler, çarpık ilişkiler yumağı.. örneğin RTÜK var ama neden gerekli müdahaleyi yapıp, sakıncalı filmleri veya programları yayından kaldırmaz?
Kötü örnek hiçbir zaman iyi örnek olmamıştır.
Türk aile yapısının hassas genleriyle oynamak ahlak yozlaşmasıdır.
Yazınızdan anladığım da budur. İki konu var birbirinden farklı, fakat özünde bir.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.