Çay Filarmoni Orkestrası
Yazının başlığına bakıp da Afyon ili Çay ilçesine ait dinleti orkestrasından bahsedeceğimizi sananlar olabilir. Yahut aynı ilçenin müzik dinletileri ile iştigal eden bir derneğinin bahis mevzu olacağı zannedilebilir. Lakin böyle bir kastımız yoktur.
Zaten, dilimizdeki çay sözcüğü bir yer adı olmadan evvel, sesteş (eş sesli) sözcükler sınıfına dahil olduğundan cinas yapmaya de pek elverişlidir. Ama bizim konumuz cinasla alakalı değildir. Çay filarmoni orkestrası çaya dair besteleri çalan bir orkestra da değildir. Ya da müziğe karşı hissedilen, gösterilen güçlü müzik sevgisini anlatmak için de kullanmadık yazımızın başlığındaki ifadeyi.
Çay, meşrubat dünyasının güzide içeceği ve bizim filarmoni orkestramız da bu güzide içeceğin ikliminde nefes alıp verenlerin teşkil ettiği gönül ehli insanların çay seremonisine simge teşkil etmek üzere naçizane tarafımızdan yakıştırılmış bir isimdir.
Bu durumda Afyon ili Çay ilçesinin masumiyetini ilan etmekte bir beis yoktur. Çay Uzak Doğu’nun dünyanın dinginlik ve keyif platformuna armağan ettiği nazlı bir içecektir. "Çin İmparatoru Shen Nung Bir gün bahçede ağzı açık bir kapta su kaynatırken çalılıklardan birkaç yaprak kaynayan suyun içine düşer.İmparator Nung yaprakları suyun içinden alamadan suda kaynayan yapraklar etrafa hoş bir koku yayar. İmparator merakla tadına bakar böylece çay keşfedilir."
Tesadüfen suya düşen yapraklarının yaydığı hoş kokunun ve suyun nefasetinin fark edilmesiyle keşfedilen çay, artık sevenlerinin baş tacıdır. Ta Uzak Doğu’dan gelip de baş köşeye yerleşmesi hususunu izah edecek kadar kendimi ve kalemimi yetkin görmesem de çaydan bahis açmadan da edemiyorum. Bir de Türkiye’de çayın başkentinin Rize olarak bilinmesi de konumuza dahil değil. Çaykur namıyla maruf kuruluş ile de ünsiyetimiz söz konusu değil. Zaten bu kurum çaya dair yazdıklarımıza ta başından beri bigane. Çay adı dünya dillerinde de birbirine yakınlık gösterir. Çay isminin Çincedeki "Ça" dan geldiği rivayet edilir. Rusların, chay,Arapların Shaye Japonların cha dedikleri hoş ıtırlı nefis suya biz de çay diyoruz. Çay adlı efsane meşrubat bugün dünyada sudan sonra en çok içilen içecektir.
Ayrıca bu bizim çay filarmoni orkestrasının Sivas’a gidip konser veren Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasıyla da uzaktan yakından hiçbir ilgisi yoktur. Şöyle izah edeyim efendim: Vakti zamanında Türk Müziğinin yasaklandığı yıllarda Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası namıyla maruf Orkestra Anadolu şehirlerini dolaşarak halka modernizmi şırınga etme konserleri veriyormuş. Bu meşhur orkestranın yolu bir gün de Sivas’a düşmüş. Halk konsere pek itibar etmeyince metezori polis tuttuğunu salona doldurmuş. Millet çalınan müzikten bir şey anlamıyor ; ama mecburen dinliyormuş. O sırada yaşlı bir amca heyt bu ne yahu! Sarı kurdelem sarı dağlara saldım yâri şarkısını çalın diye bağırınca polis yaka paça nezarete atıp içeride biraz da hırpalamış. Sonra amcayı salıvermişler. Üstü başı yırtık eve dönünce. Hanımı herif bu ne hâl ne oldu sana deyince: Şu Meşhur sözü patlatmış yaşlı amca “Hanım Sivas Sivas olalı böyle zulüm görmedi.”
Bizim çay filarmoni orkestramız Uzak Doğudaki Çay seremonilerinden de esinlenen bir orkestra değil. Kendi çapında çayın suya verdiği özü ve ona dair güzellikleri hiciv tadında anlatabilmek için uydurulmuş bir orkestra adı. Elemanları :İsli çaydanlık, porselen demlik, ince belli bardak , ateş ,su, çay şekeri, çay kaşığı ve benzeri şeyler.
Çayı musikiyle harmanlayan çay üstatlarının affına sığınarak bu düşüncemizi paylaşıyoruz. Ney üfleyen ut ve tambur çalan musikişinaslarla birlikte İstanbul Üsküdar’da mukim olan ve Türk Sanat Müziği makamında( Bestenigâr, Mahur, Hicaz Buselik , Suzinak, Ferahnak …..) , çaylar formüle eden Sahibü’l Çay Âsaf Osman Efendi’den de af diliyoruz.
Çay Filarmoni orkestramız çay severlere hayırlı olsun. Çaya dair güzelliklerin paylaşıldığı iklimler çoğalsın efendim. Hiçbir yerde hiç kimseye Çay Filarmoni Orkestrası için zulüm edilmesin….
Ankara, 23.02.2017 İbrahim KİLİK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.