BİR RÜYA MIYDI ÇOCUKLUĞUM? 2. BÖLÜM -2
HOŞ GELDİN KARŞILAMASI HİÇ HOŞ OLMAMIŞTI.
Yeni evimizdeki ilk gecede deliksiz bir uyku çekmiş, kahvaltıdan sonra hemen çevrede ne var ne yok görmek için dışarı fırlamıştım. Evimize yüz metre uzakta bahçe ve bahçe duvarı olmayan ilkokul binası bulunmaktaydı. Okulun civarında oynayan birkaç çocuğu görünce oraya yöneldim. Benim yabancı olduğumu fark edince yanıma yaklaşıp, nereden geldiğimi sordular. Ben, Andırından geldik dediğimde orası neresi dercesine birbirlerine bakıştılar. Ben ayrıntılı açıklama yapınca Andırın’ın Maraş’ın bir ilçesi olduğunu öğrenmiş oldular. Haksız sayılmazlardı, zira Göksun Andırın arasında karayolu olmadığından vasıtalı ulaşım da söz konusu değildi. Yani kimsenin Andırın’ı bilmesi gerekmiyordu.
Yirmili yaşlarda öküzlerini yayılıma götüren bir adam yanımıza yaklaşınca o da benim kim olduğumu Avar lisanıyla çocuklara sorduğunda bu defa ben yaya kalmıştım. Çocuklar durumu anlatınca o da Türkçe konuşmaya başladı. Adımı, kimlerden olduğumu öğrenince haydi bakalım Andırınlılar mı, yoksa Ortatepeliler mi İyi güreşiyor? bir anlayalım demez mi? Ben daha önce hiç kimseyle güreş yapmamıştım. Kural ve kaidelerini de bilmiyordum. Karşıma yaş ve kilo bakımından uygun olan bir çocuğu çıkardılar ve ister istemez tutuştuk. Ben kaba kuvvetle rakibimi altıma alır almaz, güreşi durdurdular ve yeniden ayakta başlattılar. İkinci hamlede aynı şey olunca ben karşı çıktım. “Karakucakta rakibin sırtını ilk hamlede yerine getiremez isen tekrar ayakta başlatılması gerektiği” kuralını öğrenmiş oldum. Üçüncü tutuşmada rakibimi yenince, hemen karşıma benden yaş ve kiloca oldukça büyük birini çıkardılar. Ben duruma bir anlam verememiştim “Ben güreşmem, o benim dengim değil” deyince, “Güreşi kazandım diyebilmek için karşısına çıkacak üç rakibi yenmek zorundasın bu da kural” dediklerinde çaresiz onunla da tutuştum ve sonuç belliydi, hemen sırtım yeri görmüştü. Oradan hızla uzaklaştım, yenildiğimi değil yapılan haksızlığı hazmedememiştim. Evin duvarına yaslanıp bir süre ağladım. Bu hoş geldin karşılaması hiç hoşuma gitmemişti ve bunun intikamını alacağıma dair kendime söz verdim.
O yıllarda Gerek Göksun’da gerekse bağlı köylerde güreşe çok önem verilmekteymiş. Bu da Andırın ile Göksun’un farklı yönlerinden biriymiş. Her düğün, bayram ve yöresel törenlerin içerisinde güreş müsabakaları yapılır, kazananlara günün şartlarına göre ödüller verilirmiş. Pehlivanların yöredeki saygınlıkları zirvede olunca haliyle güreşe çocukluktan ilgi duyulması ve teşvik görmesi normal bir durumdu. Ayrıca, Dağıstan yöresinin güreşe çok önem veren bir geleneğinin olması, köylünün güreş merakını da izah ediyordu. Bakalım bunlarla nasıl baş edecektim, zamanda neler gizliydi?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.