Hayat Kırıklığı
Son kullanımlık bir merhaba.. Bilemezdik adına kimse demeyecek son veda.. Geldiğin günü hatırlıyorum, ikimizde bilemedik rüzgardan fırtına çıkacağını bu defa.. Mutluluk yelkeni kopmuş bir gemide tutunabilmekti mesafelerin yakınlığına. İçinde korku olan herşey seni hatırlatırdı, bu yüzden ölümden çalmıştım gözlerinin en derinini..
Sana ve seni yazmak arasında yaşanmışlıklar birikti. Günler ağırlaştı. Ben öncelerden bilmediğim adını kendi adımdan önce anar oldum. Kalbim aldığım her nefes içinde boğulduğum bu dünyanın seni seven tarafına tutuldu. Şimdi mi ? Sonrası yoktu artık.
Bataklıktan çıkıp dünyayı severken yalın ayak ayağımıza bulaşan o kirli geleceğin geçmişleriyiz artık seninle biz. Tabut soğukluğu kalbim. Kefen sarıyor bu hayatı çözemeyen gözlerim. Ağır yaralı bir savaştan çıkıp sessiz ölüm armağan ettin gülüşlerime. Bu kaçıncı mektup gidişine ? Söyle sen hangisinde bıraktın kendini...
Ellerim bileklerimden bükülü. Zamanın tutsağı olmuş devrilmeyen her acının tarifsiz yanlarıydık biz. Yaralarımız vardı. Ve bilirdik yalnız olmadığımızı en çok yalnız yanımıza söylerdik birazda kaybederken hayatımızı. Ellerimden kayan sadece ellerin mi dersin ? Bak içinden sen çıkan binlerce harf arasında gizli bir gidişin öyküsü. Ayrılmak için miydi biriktirdiğimiz onca dün...
Kimse bilmemeli herkesin yaşadığını.. Sessiz çığlıklar atmalıyız artık. İdamı beklemeliyiz ve asılmalı teker teker tüm umutlarımız. Bu hayat yaşamak için adil değildi. Değişen rakamlar bile yüzüne acı acı sırıtırken ruhunu emanet ettiğin bir gardiyandı sanki...
Hayat kırıklığı adı.. Herkesin yaşadığı hiç kimsesizlikti.. Ardımda bir ceset bıraktım benden geriye toz bulut arasında. Bilirsin gökyüzünde aradığın her pembe mezar altı tozunda kaldı hayali.. Beklemek ve özlemek arasında sevilmeyi unuttuk. Bir çocuk peydahla zamandan bize, işte o artık hiç yaşamayacak..
Nefesine alışmış nefesim. Gözlerim anlamını yitirmiş. Kokumu terk etmiş kokun. Çok sevmekte yetmiyor şimdi. Sen hangi zamanda kaybettin bizi ? Bilseydim parçalamaz mıydım sanıyorsun bütün saatleri. Sana baktıkça içinde kaybolduğum herşey terk etti. Ben şimdi sensizim. Sen benden uzak sessiz.
Şimdilerde ölü çocuklarımdı yarın.
Bak bugüne ne kadarda dünden ölüm kokuyor değil mi aldığım her nefes ?
Sen.. Gittin..
Ben sana gelirken..
Hoşçakal..
YORUMLAR
Gitmeler olmasa,beklemeler bu kadar sancılı olmazdı diye düşünüyorum.
Çünkü, sevginin ve aşkın diğer bir adı da ayrılık galiba.
Bu yüzden büyük aşkların acısı da ölüm tadında oluyor maalesef...
Kutlarım dost kalem..
Selam ve sevgilerimle
Kötü Adam
Selam ve sevgilerimle..