- 731 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
NİÇİN TÜRKİYE
Orta doğunun tam kalbi, İslam devletlerinin tamda istedikleri gibi lider. Mazlum milletlerin sesi, gücü, kuvveti, uluslararasındaki nefesi Türkiye. ABD ve AB’nin karşısına dikilebilen ve plan proje ve isteklerini hemen olmasa da zamanla kabul ettiren bir Türkiye. ABD’nin ve AB’nin İslam diyarına hançer gibi sapladığı İsrail’e Wan münit diyen bir Türkiye. Genç nüfusu ve yetişmiş kalifiye nüfusu ile göz kamaştıran bir Türkiye. Batılılar karşısında el ovuşturmayan bel bükmeyen İF ye borcu olmayan ve kapısında yalvarmayan Türkiye.
Başımızı avucumuzun içine alıp bir düşünelim. Bütün bu güç ve enerjiyi üzerinde toplayan bir milleti, bir ülkeyi sömüremeyeceklerini fark eden batılılar elbette Türkiye’yi hedef alırlar. Türkiye’yi sustururlar. Diğerleri zaten çantada keklik. Önce enerjilerini güçlüyü devirmek için topluyorlar ki; diğerleri kendiliğinden yıkılır. Gezi olaylarını tezgâhladılar. Yandaşlarını toplayıp taksimi işgal ettirdiler. Başaramayınca da hırçınlaştılar. 17-25 Aralık olaylarını hortlattılar. Neymiş efendim ayakkabı kutularında paralar varmış. Neymiş efendim bakanların çocukları suçluymuş. Bir de bakıyorsun ki dershaneleri kapatılan fetöcüleri tezgâhlayan batı ve onun emrindeki savcılar kin beslemişler onları kusuyorlar. Lider güçlü olunca olayları aydınlatmak ve ülkeyi kargaşaya sürüklemek isteyen çeteleri ifşa etmek ve tedbir almak kolay oluyor. Bu da tutmadı.
Gel gelelim boş da durmadılar. Ordu içindeki ve emniyet içindeki pörtlek abdinin yalakalarını harekete geçirdiler 15 Temmuz kalkışmasını yaptılar. Yediden yetmişe Kurtuluş savaşı ruhuyla karşı çıkan milleti görünce sığınacak ve saklanacak delik gezen hainlerin her biri bir ülkeye kaçtılar. Onun için Türkiye.
Almanya’nın hava alanlarının önünü kesen ve gelirlerini çökertecek olan üçüncü havaalanının yapılmasını engellemek için Türkiye. Üçüncü köprü, iki katlı tünel, sırada şimdi denizin altından yaya geçidi tüneli işte bunlar için Türkiye. Dozkozil ne diyor Tayyip Erdoğan Avrupa için güvenilir bir ortak değil diyor. işte bunun için Türkiye.
Bu iktidar bunlarla baş eder ama içerideki Man kurtları var her biri bir köşeye saklanmış fırsat kollayan Man kurtlar. Hıyanet içindeki kalem şörleri. Referanduma hayır diyeceklerinin cephesine bir bakalım CHP; HDP PKK; PYD ve bir sürü ayrılıkçı batının Man kurtları var. Ey milletim diğerlerini bilmiyorsunuz bari şu PKK referanduma hayır diyorsa burada bizim için evet demenin bir iyiliği var demektir. Eğer başkanlık AB’ye rağmen başarılırsa dünyada bir güç olmaya aday bir Türkiye çıkacak karşılarına. İşte bunun için Türkiye.
Bu süreç içinde gördüğüm kadarıyla hizipleştirmek, kamplara ayırmak, kin beslemek gibi konularla bir birine tahammül edemeyen guruplar oluşturulmaya çalışılıyor. Yoksa bin yıldır barış içinde yaşayan bu millet bir birleriyle savaş halinde olsun diye mi körükleniyor bu duygular. Tabii ki öyle. Onlarda bulanık suda balık avlasınlar. Yok, öyle yağma. Bu millet uyandı artık. İşte uyanışımız şahlanışımız için Türkiye.
Bu millet bunu da, kutuplaşmayı, ayrışmayı da çözecektir. Eylemi önümüzde ve gözümüzün önünde yaşanan bir Suriye var. Bak ibret al. Param parça, pençik pençik. Aşiret, aşiret birbirleriyle savaşıyorlar. Olan çocuklarına geleceklerine oluyor. Ülkede taş üstüne taş kalmadı. Leş görmüş çakallar gibi üşüştüler ülkenin üstüne. Bir tek Türkiye var. O mazlumların hakkını savunan. Hiçbir şey yapamıyorsak bari empati yapalım. Suriye’deki mazlumları barındırdığımız ve onların haklarını Uluslarası arenada savunduğumuz için Türkiye. İmama kızıp cami yakılmaz. Sonra ibadet edecek yer bulamazsınız.
Empati yaparken şunu unutmayalım bütün Avrupa ülkeleri bize ateş püskürüyor neden iyiliğimiz için mi? Zinhar hayır. Diyelim ki şuandaki iktidar gitse duracaklar mı hayır. Öyleyse birlikte beraberlikte empati yapmakta ve vicdanımıza danışmakta fayda var. Sanırım beşeri ilişkilerdeki en önemli kıstas olan “ vicdan ” mefhumunu kaybetmenin sıkıntılarını yaşıyoruz.
Zira vicdan, yalın bir acıma duygusu değil, toplumsal mutabakatın zeminini oluşturan, “empati” dediğimiz; “meseleye karşı taraftan bakabilme” yeteneğinin de kaynağıdır. Vicdan o kadar ehemmiyetli bir haslettir ki, “Vicdanlı düşman, vicdansız dosta tercih edilir.”
Lütf-ü vicdan = çare-i figân…
O halde ne mutlu bize ki, çare yanı başımızda… O, hayatı boyunca “vicdanın sesi” oldu.
Biz kendi içimizdeki kısır çekişmelere yoğunlaşırken Türkiye’nin yakın çevresindeki hareketlilikleri izlerken, buradan bir gelecek perspektifi geliştirmeye çalışırken bu merkez ülkelerin kendilerini yeniden biçimlendirmeye çalışmalarını, yeni güç haritasında etkinlik alanlarını başkalarına kaptırmamak için harcadıkları çabaları ıskalıyoruz. Esas yoğunlaşmamız gereken yer burası. Yenidünya düzeninde kendi gerçeklerine ne kadar geniş ve sağlam zemin oluşturabilirsen güçler oyununu ne kadar akılcı oynayabiliyorsan o kadar güçlüsün demektir.
Eğer AB, ABD bu kadar üzerimize geliyorsa bir bildikleri var ki geliyorlar. Düşmandan kaçmak yerine, dikilmek ve karşı koymak akıllı işidir. Tekrar edecek olursak yollar, köprüler, hava limanları yetişmiş eleman gücü artık batıya boyun eğmeyen bir siyasi irade işte bunlar için Türkiye