- 457 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YARATAN İLE ŞARLATAN
Yaratanın şarlatan ile ilgisi yoktur. Yaratan şarlatanı tanımaz bile. Yaratıcılık gücünden yoksun olan şarlatan ise ’çirkin’i güzel göstermek için yaratanın olumlu olanaklarından yararlanmanın yollarını Yaratan’dan daha iyi bilir.
Yaratan sanat alanına yapıtını sürer. Yapıtı ile konuşur, yapıtı ile duyurur, gösterir. Şarlatanın ilk ve son sözü kendi ’Yüce Kişiliği’dir. Hiç bir fırsatı kaçırmayan şarlatan daima O’nu kor ortaya. Koyacak başka şeyi yoktur ki zavallının. Yapacağı iş bellidir: Kendisini ulu, büyük, yüce, üstün göstermek. Bu amaç uğruna ne yapmak gerekirse sakınmadan, arlanmadan utanmadan yapar.
Yaratan iğne ile kuyu kazmanın anlamını kavramıştır. Bu sorumluluk duygusunu yitirmeden sabırla çalışır, beklemesini bilir, bütün kaygusu yarattığı yapıtın ölümsüzlüğünü sağlamaktır. Çoğu zaman bu mutluluğa eremeden yumar gözlerini. Yıllarca sonra gelen kuşaklar çözer gizlerini ölümsüzlüğün. Şarlatan ölmesiyle birlikte varlığının yok olacağını kavrayacak kadar aklı bulunduğundan sanat ününe sağlığında kavuşmak zorundadır. Bunun içindir ki yapıtının üstün olduğunu kabul ettirmeye zorlar herkesleri.
Yaratan yapıtını tanıtmak için olumlu olanaklardan yararlanır. Ama şarlatan bununla yetinemez, olumsuz çarelere baş vurmayı yeğler. O,olumsuz yolların çekiciliğini sezmiştir bir kez. O, palavranın , en bayağı reklamların sanat sever görünenleri büyüleyeceğini anlamıştır.
Ekonomide bir Greşam kanunu vardır bilirsiniz; kötü para iyi parayı kovar diye özetlenir, sanat alanında da yargısını yürütür bu kanun: Bakarsınız gerçek değerler bir köşeciğe çekilmişlerdir ya da sürülmüşlerdir. Ortalıkta diledikleri gibi at oynattığını görürsünüz şarlatanların.
Ama biz, yalancının mumu ne vakte dek yanar biliriz. Vaktinde sönmeyen yüzsüzlerin suratına hak ettikleri şamarı indirecek gerçek sanatseverlerin de bulunduğuna her zaman inanmışızdır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.