- 479 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Gençler yuva kurarken, dikkatli olmalı
Gençler yuva kurarken, dikkatli olmalı
Bazen aileler hiç yoktan ayrılma noktasına gelirler.
Özellikle yeni evlilerde, bu durum daha çok kendini göstermektedir.
Bu ayrılıklara ve dağılmalara sebep olan taraflar bazen kadındır, bazen erkektir, bazen de aile büyükleri olmaktadır.(Anne-baba, kardeşler, kaynana, kayınbaba, kardeşler... gibi)
Sonuçta, bütün bunların cezasını çeken, günahsız çocuklar olmaktadır.
Mevcut durumların temelinde, kayıplara ve huzursuzluklara onlarca sebep sayılabilir.
“Her şeyin en iyisini ben biliyorum” gibisinden tavırlar sergilemek,
Nefsine yenik düşerek, kin, nefret ve öfke nöbetlerinden kendini soyutlayamamak,
Bir türlü terk edilmeyen argo, küfür, kötü, çirkin ağız bozuklukluları,
İçki, kumar, çalışmamazlık, dedikodular, asparagas söylemler, çapkın görüntülü davranışlar…
Anlamsız vaziyette, aile kurumunu tehdit eden kıskançlık krizleri,
Ya kendini ezik görmek veya kendini üstün görmek gibi anlamsız restleşmeler…
Kişisel değerlere kayıtsız kalmalar ve saygısız söz/söylemler ve davranışlar,
Sonradan ortaya çıkan, beklenmedik şekilde yerine getirilmeyen, verilmiş sözler,
Henüz tam oturmamış kişilikler sonucunda, çevreden etkilenmeler,
Tarafların birbirlerinin büyüklerinin kıskacından bir türlü kendini kurtaramadıkları, en iyisi onlar bilir gibisinden teslimiyet manzaralarının sergilenmesi, (Özellikle anne-baba)
Henüz çocukluk psikolojisinden sıyrılamayarak, her şeyi tozpembe gören hayaller ve güllük gülistanlık olduğu sanılan yaşamların devam ettirme çaba ve gayretleri,
İncir çekirdeğini doldurmayacak, eften püften bahanelerle, hoyratça harcanılan sevgisizlik kırıntılarının her şeyin önüne geçtiği, kontrol mekanizmasına yeterince sahiplenmeyişleri.
Harun niyetiyle yola çıkmalar, ancak Firavun’laşarak, Karun’laşmalar,
Bazen çeşitli zorunlulukların bir arada tutma girişimleri ve bazı ilişkide hassasiyetlerin göz ardı edildiği, aile müessesesi zaman içerisinde yine çatlaklar meydana gelmekte, sevgi, saygı gibi erdemler rafa kalkmaktadır.
Öyle ki kimi zaman büyüklerin nasihat babında sarf ettikleri sözler bile pek dikkate alınmaz.
Psikologların yuvayı kurtarma adına yapacağı teklinler bile işe yaramaz.
Avukatların boşanmadan önceki yaptığı uyarıcı ve evliliği kurtarmak adına söylemleri bile kar etmez.
Uzlaşma komisyonlarının araya girmesi bile, bazen sadece girişimden öteye gitmez.
Hani kendileri çokbilmişler ya!
En iyisini onlar biliyor ya!
Hani ekonomik özgürlükleri var ya!
Kimseye muhtaç olmazlar ya!
Ama hayatın yalnız çekilmeyeceği, ölüm, hastalık, yalnızlık, yardım, destek, katkı gibi mefhumları unutuyorlar, sanki her gün ve her zaman genç kalacaklar!
Burunların dikine, dik başlı olarak hareket ederler.
Ta ki burunları sürtülene kadar,
İşte o zamanda iş işten geçmiş oluyor.
Herkes birbirleriyle ettiğiyle kalıyor ulu orta hayatta.
Sonuç?
Belki, ayrılmalar, belki depresyon, belki psikolojik travmalar, ruhi çöküntüler, belki intihar, ölümler-cinayetler, kim bilir!
Belki, bir anlık sabırsızlık ve sinir anı, ileride telafisi güç olan sıkıntılar ortaya çıkarır.
Belki, son pişmanlıklar ve nedametler yaşanır tekrar yuvayı kurtarabilmek adına…
Belki, beraberliklerin meyvesi olan çocukların ruhiyat-ı hallerinin ve geleceklerinin bozulması,
Belki, ileride işler rayına oturduktan sonra, her akıllarına geldiğinde kendi kendilerine hayıflanmalar,
Belki, düzelmeler, sevgi, saygıya dayalı aile kurumunun en güzel şekilde tesis edilmesi,
Belki, yaş kemale erdiğinde, yaptıklarını hatırlayıp kendi kendine gülme konusu yapmalar,
Belki edindikleri bilgi, birikim ve tecrübelerini, başkaları da aynı şeyleri yaşamasınlar diye çocuklarına ve genç nesillere anlatarak, bir nebze olsun kendilerini rahatlatmaya çalışırlar.
Yani iki ucu açık ve farklı şekillerde tezahür eden evlilik müessesesi.
Gençler yuva kurarken, çok ama çok dikkatli olmalılar.
Kerim BAYDAK
[email protected]
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.