- 1024 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
-NEREDE O ESKİ KIŞLAR?-
Nostalji ki hayatın tadıdır, acılar yıllar yılı tatlanır. Eskide kalan olumsuzluk bile kendini özlettirirken, geçmiş zamana ait güzellikler apayrı tatlanır. İlkbahar, yaz, sonbahar ve kış; hayatın ilk, orta ve son demlerini işaret eder gibidir. Kış sözgelimi, her devir bir ömrün sonunu göstermez mi? Kum saati usulca boşalır.
Ne ki, eski kışlar da başkadır, neme lazım. Şimdi kendi yok Allahı var misalidir. Penceremden izlenen bir dünyadır. Bir romantizmi acep yok mudur? Büyülü bir dünyadır hiç kuşkusuz. Benliğinizde muhakkak surette iz bırakır.
Kar taneleri lapa lapadır. Her yerde kar vardır da; Adamo’dan kırık aksanlı nağmeler de kulakları doldurur. Evet, adamın özü de o devirlerde aranır. Nilüfer sultan “Yollar benim umudumdur yolları kapatmayın, Yağmayın yollarıma durun kar taneleri” sözleriyle mırıldansın ezgisini ne gam, kapanmış yollarda yürümek ve botlarımızın altında kar nağmeleri bir başka aşka davet eder insanı. O zamanlar öyledir. Kar taneleri kar nağmelerini dansa kaldırır.
Dedik ya! Yolda yürümek zevkü sefadır da. Kardan adam bambaşka resmeder kendini. Burnundaki turuncu havucu ne kadar uzarsa o kadar yalan bir dünyaya, bir masal âlemine götürür insanı.
Okullar tatil edilmez miydi? Bir nevi Allah’ın emridir. En az on beş gün. Öğrenci psikolojim tıkır tıkır işler. Gel zaman git zaman kar erir, sabaha kadar dona çeker, Allah’ı kitabı yok gibidir, öyle anlar ki işler iyice sarpa sarar. Bayır başları buz revüsüdür de; buzdan adam olmak işten değildir. Rezalet paçalardan akar vesselam. Bak sen şu işe ki, minibus dolmuş yokuş çıkmaz namussuzum yahu!
Damlardan kristaller sarkarken bilmemneyimiz de donar mıydı acep? İşin tüm lirizmi kaybolur bir anda. O vakitlerde öyledir. Ne var ki, bildik manzaralardır. Kar mutlak surette istenirdi. Şehrimiz gelinliğini giymekte, dile kolay. Çıplak dallar ki, desen desendir. Gelin çiçekleri hazırdır. Çarpık kentleşme gerçeğini kamufle eden, örten kar değil midir? Yüksek bir yerden izlenen, izlenebilen tüm bir başıbozukluğu yok eden manzarai şahanemdir. Gerçektende günümüze doğru geldikçe, kar kışın musikisi farklı olur. Efendim! Kediler köpekler şipşirindir, silkinmeleri de pek hoş olur, tek tük kuşlar uçmaz uçuşmaktadır.
Camdan izlenen manzarayı düşünüyorum şu vakit. Yer gök nakış nakış işlenmez mi? Kışın minimal olumsuzlukları kışkışlanır bir anda. İpek yolum uzayıp gider. Musikisi bir sessiz senfonidir Yahya Kemal’den beri. Ahmet Muhip Dranas’ı da unuttum sanmayın a dostlar! Ya Cenap Şahabettin? Elhân-ı Şitâ unutulur mu?
Gençlik yıllarım derim de, müziğin yeri bir başkadır. Ritmik ve coşkulu olanı ayrı aranır neme lazım. Biz dünyaydık bizler çocuklardık, yoksa çıldırmak işten değildir. Hakikaten kimi düşünürüm de; yirminci asrın manasını en iyi veren yabancı parçalardan biridir “We are the World”. Müzikal bağlamda öne geçecek çok parça olabilir de; felsefesi, anlatımı bir başka aşka davet eder insanı. Yine her havuzun dibi aynı mıdır bilinmez de; Nena bir başka tutkudur. Toprağı bol olsun, Laura Branigan zamanın durduğu andır. Aurası farklı kılmaz mıydı? O dem aslan yelesi pek makbuldür. Kızlarda George Michael’dir de, erkekleri Kim Wilde ancak keser.
O vakitler yine bir Aranjmandır gider. Fecri Ebcioğlu öncüsüdür de bazen Ajda, kiminde de çiçektir. Atlıkarınca etrafında karınca kararınca dönen belki küçücük ama sevimli bir dünyamız vardır. O zamanlar öyle yürektendir. Başta dillendirdiğim “Her Yerde Kar Var”ın Fransızca versiyonu akıllara gelebilir de, “Tombe La Neige”. Adamo, evet adamın o özüdür. Rahmetli Ferdi Özbeğen güzel İzmir’dir, “Kandil”de vecde gelinmez mi? Çılgın bir sevgili olunurdu o yıllar. “Siyah tuşlarda keder beyazda mutluluklar” derhal uyanan tümleşik duygulardır. Eee! Zirveler uçurumların öz kardeşidir yeğen. Bir Ferdi bir Julio dinlenir. “Amor” ki İspanyol rüzgârıdır. Acılar sürekli olmazdı ya, damar parçalara kaykılırdım, “Nikâh Masası” hayal meşreptir. Orhan Baba tam hislendirir. Bazende sufi takılırım da, ne halt ettiğim pek belirsizdir vesselam.
Düşünürümde kış has mevsimdir. İnsanı dipdiri o kılmaktadır. Psikoloji çok zor bozulur. Melankoliye mahal vermez hani. Geceler mısır patlatılır. Kestanenin sobada kavrulanı makbuldür de, ne gezer efendim! Sinemalar sıcacık olurdu. Kışın ideal zamandır ya, filmler tam üçkâğıt cinsindendir. Ucuz seks karate furyası salonları bağlamaktadır. Arada baba filmler de yok mudur? Vardır şüphesiz, “Baba” mesela. Marlon Baba! Sen ne babaydın be! Sanal âleme kapılırdık.
Stefan King dehşet kulesidir. Sinir uçlarımıza değmekte, bam telimize dokunmaktadır şerefsizim! Mezarlıklara insanı davet eder, pek muhterem bir amcamız sayılmazdı anlaşılan. “İyi, kötü, çirkin” muteberdir yine. Hatırlarsanız bunlar üç kişiden mürekkeptir. Sapır sapır ceset dökülürdü. Melek göz ise tam bir şeytandır. Kurşun sektirmediği rivayet olunurdu. İlk görenin gözü tutmazdı pek, hani yatacak yeri olmazdı. Zamanla kanı kaynardı insanın. İşitte inanma makamı hani. Beri yandan; “Omen” aman Tanrım dedirtirdi, kâbusum Damien ne menemdir bilen yok. Karganın, aptal kargadan ziyade gaddar karga figürüyle yer etmesi “Omen 2”den kalmadır.
Velhasıl-ı kelam bir ömür geçip gitti, köprünün altından çok sular aktı çook! Kış ki hep bir noktürn misali bu gönülde, ne ki son dördün timsalidir serde.
L.T.
YORUMLAR
Kış soğuğunda içimizi ısıtan her kelime ozenle seçilmiş güzel bir yazı idi.
Kaleminize sağlık efendim.
levent taner
Katılımınız dolayısıyla şükran duydum
Saygı ve selamlarımla...
Saygılar...
İpekyildiz tarafından 5/15/2017 1:28:05 AM zamanında düzenlenmiştir.
levent taner
Katılım ve katkınız dolayısıyla şükran duydum
Gönül sesinizi dinlerken hak da verdim açıkçası
Sanalın aldatıcı yüzü evet
Saygı ve selamlarımla...
*Uludağda, zirvede kar*
*ve Kirezli-yaylada şahane ve şipşirin yatmış uykudadır*
* kırmızı kestane yapraklarının üstünde ayılar.*
*Ovada kavaklar soyunuyor.*
afitab misal isitti icimizi yaziniz tebrik tesekkur
levent taner
Katılım ve katkınız dolayısıyla şükran duydum
Saygı ve selamlarımla...
samiyesokan
kisi
kisa ait guzelligi ile anlatan
enfes yazi idi
muhtesem yuzyil koseme bakiyor olmasam
fatih kortopalin hemen ardindan fokus tiiviide
daha uzun yazmak isterdim
simdi on dakka reklam arasi verdiler
harbidende
bizim yagci yalak yandas medya
eski fetoscular
zamanyolu tiiviigde
erzuruma kar yagdi erzurum bi baska guzel oldu
diyerek
karin guzelligi tam yansitamaz uc bes klise sozle
cocuklar bayram etti
memurlar kartop oynado
ogrenciler kar adami yapti
havuc soktular burnuna
tur habercilik yapip
sosyal sorun
issizlik
kadina siddet
egitimsizlik
egitim sisteminde kalitesizlik
diplomali cahil
vahsi kapital
kulturel yozlasma
tur meselelerden uzak dururlardi
kari guzel anlatamazlardi
siz guzel anlatmissiniz tebrik
kosem basliyo saygilar
ne guzel gunlermis o patisahlik
abdurhamit felan saygilar
Soğuktan sokağa çıkamazken, ne güzel sevdirdi kışı yazınız..
Aynı dönem olmasa da bir önceki kuşaktı sanırım nostaljik vurgularınız;
sanatçılar, filmler, şarkılarla...
Geçmiş zamanları anmak yine de buruk bir gülümseme bırakır insanda.
selam ve saygılarımla
levent taner
Katılım ve katkınız önemli
Saygı ve selamlarımla...