- 543 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Hayat değişir,biz değişiriz,düşüncelerimiz değişir!
Çocuktuk.
Genelde küçük yerlerde yaşlılarla da oturulurdu.
Bunlardan biri de Çelebi Ali’ydi.
Hayata çok espriyle bakar,fıkralar anlatır,bizi de güldürürdü.
Mesela "su" istemezdi kahveciden.
"Akola" derdi.
Biz de sanırdık ki "kola" içecek meğerse herkes "zengin" olduğunu duysun diye böyle yaparmış!
Ama şu anlattığı çok hoştu.Sanki oradaymış gibi...
Ali aganın babası 2.Dünya Savaşında ihtiyat askeri olarak "Çerkezköy’deki" askeri birliğine çağrılır.
Akşamdan Kırklareli’den trene biner ve sabaha kadar süren "uzun" bir yolculuktan sonra Çerkezköy’e varır ve güneşin doğduğu tarafa dönüp,
-Abe Allah’ım,buradan öte dünya var mı diye sormuş(muş)!
Oysa şimdi düşünürsek ne kadar "komik" bir durum değil mi?
Çünkü hayat değişti,teknoloji de...
.........................
Bilenler bilir belki oturanlar da vardır.
Karşıyaka’daki "Çarşı Camii"nin etrafı çay ocaklarıyla doludur.Orada oturup hem taze çay içmek,hem de hayata,aşka ,insana dair sohbet etmek benim sevdiğin işlerdendir.
Ve şu da kuralımızdır:
-Sohbet etmek anlaşmak değildir,haberdar olmaktır!
İşte burada epey zamandır sohbet ettiğim bir emekli arkadaşım var.
Namazında niyazında.
Ve okumayı da sevip,biraz da yazıyla /yazmakla da uğraşır.
Ben insanlara "pat diye" necisin demem,kaldı ki buna gerek de yoktur.Zamanla ortaya çıkar zaten.
Ancak burada "propaganda "ile "görüşün" aynı şeyler olmadığını demeliyim.Birinde "etkilemek" hedeflenir,diğerinde ise insanı bir "haslettir" konu olan.
Uzun zamandan sonra,ona şu soruyu sordum:
-Sen kendini nasıl ifade edersin veya tanımlarsın ?
-Ben muhafazakar sosyal demokratım!
-Anlamadım,açar mısın bunu...
-Tabi diye söze başladı.Gördüğünüz gibi ben inancımı yaşamaya çalışan biriyim.Yani dindarım ama dinci değilim!
Sohbette derinlik ortaya çıkıyordu.
İki yeni kavram gelip masamıza kondu:Dindarlık ve dincilik.
İkisi arasında fark nedir diye sordum.Cevap da çok kaliteliydi bence.
-Biri kültürel bir haldir,diğeri de siyasi hal.Yani dinin siyasallaşması...
Bir iki eski tanıdıktan "liberal sosyal demokrat" dediklerini duymuştum kendilerine şimdi ise muhafazakarı ekleyeni de vardı.
Bu kaçınılmaz bir "olgudur" bence.
Çünkü daha önceleri de deyip,yazdığım gibi "Hayat,ideolojileri aşıyor."1789’da ortaya çıkan "sol" ve "sağ" kavramlarıyla bugünü anlamlandıramayız!
Hayat değişti çünkü.
Bizler de değiştik.
Ve düşüncelerimiz de...
Hem sayıca çoğaldık,hem de kendimizi ifade etme "tarzlarımız" değişti.Bir tür "çoğulculaşma" denen de bu olsa gerek.
İyi ki de öyle oldu /oluyor.
YORUMLAR
Hoş bir yazı. kutlarım. sohbete şaşkın ördek usulu girmek gibi olmazsa ben de laikliği özümsemiş, dini inancı birey ile Allah arasında olan bir olgu olduğu realitesini içselleştirmiş müslümümanlığı "ibadet bağlamında da" yaşamaya çalışan Atatürk sevdalısı biriyim dersem nasıl yorumlanır bu görüşüm...
Emeğe ve sanata saygımla esenlikler.
sabri ayçiçek
Yine de bir şey söylemem gerekirse,laikliği özümsemek,onun demokratik yanını görmek ve samimi dindarlar için de bir özgürlük alanı sağlayanacağına inanmak gerek.Teokrasiyle kıyaslanmayacak kadar "özgürlükçü" bir anlayış denebilir.
Ki bunu "başarabilirsek" çoğumuz daha adil ve özgür ülkede yaşayacağız demektir İbrahim Bey.Selamlarımla.