- 840 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DENİZ YILDIZI
“Bugün kederliyim, beterim bugün
Sesime ses değse çığlık oluyor
Üşüyor toprak, taşlar üşüyor
Vuslatı yakın eden yollar üşüyor
Oysa ben senden neler neler isterdim
Senli sevdalarda doğmak isterdim
Sabahlar isterdim, asi ve mavi
Büyüsün isterdim ışığın rengi”
Suratını asmış soğuk bir yüzle üstüme gelen havaya aldırmadan atladım bir otobüse ve bana en yakın bir kumsal bulmak ümidiyle çıktım evden.
Niyetim hepimizin bildiği hani şu, binlerce deniz yıldızının karaya vurduğu bir kumsalda adamın birinin deniz yıldızlarını denize atma çabası içindeyken başka bir adamın bunu görerek “Senin bu çaban neyi değiştirecek ki? Diye sorması üzerine “Bunun çok şeyi değiştirebileceğin” söylemiş olduğu bu hikayeye katkıda bulunmak için bir deniz yıldızı bulmaktı. Ve bu öylesine bir heyecan bir umut ve gizli bir aşk duygusu idi ki benim için…Adı bende saklıydı.
Günün oldukça erken bir saatinde ayak izine rastlamadığım uzun bir kumsalda ve içinde barındırmak istemediği kirlilikleri dışarı atmak isteyen isyankar bir denizle baş başaydım.
Yürüdüm yürüdüm yürüdüm…Neredeyse sahil boyu. Bulamadım tek bir deniz yıldız dahi.
Nereye gitmiş olabilirdi onca deniz yıldızı? Umudumu heyecanımı ve aşkımı yitirmenin korkusu sardı dört bir yanımı birden.
Çocukluğumun günlerine sığındım güneşli aydınlık ve sıcak.
Ufak tefek yaramazlıklarım geldi aklıma…
Annemin “Sakın baban duymasın!” sözleri…Akşam olup da babam eve geldiğinde ya uyuyor rolü yapar ya da bir köşeye büzülürdüm ürkek ve suskun bakışlarla.
Ne annem duyurdu babama yaramazlıklarımı ne babam “Bu gün yaramazlık yaptılar mı ?” diye sordu.
Günlerden bir gün annem söyledi birin babama. Babam “Çocukturlar olur böyle şeyler” dedi.
Belki anneler çocuklarını kandırdı bilmeden ama biz babalarımızı daha da çok sevdik ve saydık.
Ya o kalabalıklarda annelerimizin bir kaş –göz işaretiyle durumu kavrayıp hizaya gelişimiz annemize olan güven ve sevgimizi daha da perçinlemedi mi?
Pırıl pırıl gençler ve örnek gösterilen bireyler olmadık mı?
Ne çok deniz yıldızı vardı pırıl pırıl kumsallarda o zamanlar.
Eşlerin birbirlerine duydukları sevgi saygı güven ve hiç tükenmeyen aşkları vardı
Birbirlerine bakarken hala çarpan kalpleri ve sönmezdi gözlerinin feri
İnsanca idealler, kurulan düşler, beklenen sevinçler birbirine kenetlenen nice yürekler vardı
Ne güzeldi, top tüfek bomba silah ve kan donduran insan çığlıkları yerine onlar!
Hadi deniz yıldızı bu yaşımda daha fazla yorma beni. Seni bulup yeniden geldiğin yere göndermek son isteğim ve umudumdur.
Üşüyor tüm duyularım. Anla beni ne olur…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.