- 2768 Okunma
- 11 Yorum
- 2 Beğeni
HER ŞEYİ ANLIYORUM DA PROFİL RESMİNDEKİ TÜRKİYE HARİTASI ÜZERİNDEKİ TÜRK BAYRAĞINI ANLAYAMIYORUM.
.
2013 yılının Aralık ayında bu sitede vatandaşın biri , üzerinde sarı orak-çekiç olan kırmızı bir Kürdistan haritasını resim olarak kullanıp bir şeyler zırvalayınca benim agresif damarlarım kabardı tabii olarak. Derken efendim ben ona o bana başladık hicaz-hüzzam- nihavent faslına. Önce ‘’ Harita öyle değil böyle çizilir’’ Başlıklı bir şiir yazdım. Sonra ‘’ Tarzım böyle özür dilerim dostlar’’ Başlıklı bir şiir daha yazdım bu kişiye hitaben. Daha sonra kayboldu gitti. Belki hâla sitededir ama epeydir ben göremiyorum.
Aslında anlatmak istediğim şey biraz bu konu ile bağlantılı biraz değil…
2013 yılında tartıştığım bu kişi en azından açıktı, netti. Hayalinde bir Kürdistan vardı ve bunu net ifadelerle ve resimlerle anlatmaya çalışıyordu.
Burada tabii ki sorulması gereken en önemli soru ‘’Edebiyat Defteri yönetimi bu tarz yazılara nasıl izin veriyor?’’ Sorusu. Hemen belirteyim: O yazıya izin vermedi. Yazı siteden silindi. Ancak site karıştırıcıları bir tane değil ki. Dört yüz bin okuyanı olan en büyük edebiyat platformu burası. Öyle olunca da yönetimin her yazıya ulaşması mümkün olmayabiliyor.( Yani mazeret bu )
Aslına bakarsanız bence ‘’ Her yazıya ulaşmamız mümkün değil’’ Şeklindeki bir mazeret geçerli olmamalı bence. Çünkü sitede bir günde en fazla 20 yeni yazı asılıyor. Haydi diyelim taş çatladı elli yazı asılsın. Sitenin bir yazıları inceleme kurulu var mı? Var. Bu yazıları inceleme kurulu kaç kişiden oluşur? Herhalde üçten aşağı değildir. Bu arkadaşlar bu tip yazıları görmüyorlar mı? Yazılan yazıları okumuyorlar mı? Okumuyorlarsa günün yazısını neye göre seçiyorlar? Okuyorlarsa doğrudan doğruya bizzat kendileri site kurallarını çiğnemiş olmuyorlar mı?
Bakın ! Site kuralları Genel Kullanım şartları ne diyor:
3-) Başkalarının haklarını çiğneyen, yasadışı söylemler içeren, içinde tehdit edici sözler ve sövgüler bulunduran, kişilere ya da kurumlara gerçek dışı suçlamalarda bulunan, özel veya genel yaşama tecavüz niteliği taşıyan, edebiyat dışı kalem kavgası yaratan, sitemizin huzurunu tehdit eden, isim verilerek sataşma yapan, yasadışı örgütlerin sözcülüğünü ya da destekleyiciliğini yapan yazı ve şiirlerin eklenmesi yasaktır.
15-) Sitemizde siyaset yasaktır.
*5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında kanuna aykırı olan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine ve büyük önderimiz Atatürk’e yönelik karalayıcı ve aşağılayıcı hiçbir İçeriğe izin verilmemektedir.
Bu kurallar açık açık belirtildiği halde bizzat seçki kurulu kuralları ihlal ederse ne olur? Hemen söyleyeyim : Amiyane tabirle ‘’ İmam osurursa cemaat sıçar.’’
Şimdi soruyorum:
I. Örnek: ‘’ Rojava Anayasası’’ Başlıklı bir yazının
a) Edebi bir yazı olduğunu söyleyebilir misiniz?
b) Siyasi bir yazı olmadığını söyleyebilir misiniz?
c) Yasa dışı bir örgütün sözcülüğünü ve destekçiliğini yapmadığını söyleyebilir misiniz?
Söylerseniz ‘’Site kuralları diye bir şey yok. Herkes kafasına göre takılsın’’ anlamı çıkmaz mı?
Söyleyemezsiniz o yazı ve daha pek çok benzerleri bu sitede nasıl varlığını sürdürür?
Tekrar ediyorum: ‘’ Her yazılan yazıya ulaşamıyoruz’’ Türündeki bir mazeret geçerli değildir. Yazı inceleme kurulundaki insan sayısını arttırın. Bu sorunu halletmenin çok değişik yöntemleri olmalı değil mi?
II. Örnek:
‘’Osmanlı İmparatorluğu’nun diktatör hegemonyasında Mustafa Kemal Atatürk nasıl bir nefsi müdafaa(Ne mutlu Türk’üm diyen. ! ) statüsü içersindeyse Kürd halk önderi Abdullah Öcalan da Türkiye’nin tekçi(tek bayrak tek dil tek tek millet) rejimine karşı nefsi müdafaa’dır.
Mustafa Kemal için küçük Deccal söylemleri var "Ne mutlu Türküm" profilini hiçe sayıp Atatürk Yunanlı’dır(Selanikli) kesinkes Türk değildir söylemleri üzerinden vs gibi alakasız(bir nebze asılsız) yakıştırmalar zihniyet olarak ne anlama geliyorsa Sayın kürt halk önderine yapılanlar aynıdır.
İkisi de bir halkının yurtseverliğine soyundu. ikisi de kendi ülkelerinde mücadele etmek için silahlı mücadele yürüttü. İkisi de silah kuşandı ikisi de mevcut devletlerce illegal birer kişiliktiler. (Osmanlı’nın Atatürk’ü yakalama emri gibi)
Bunların bilincinde olmaya gayret edelim’’
( Bu sitede hâla silinmemiş olarak duran ‘’Kürt Meselesine giriş 1’’ Başlıklı yazıdan…)
Şimdi yine soruyorum:
Bu yazılanların
a) Edebi bir yazı olduğunu söyleyebilir misiniz?
b) Siyasi bir yazı olmadığını söyleyebilir misiniz?
c) Yasa dışı bir örgütün sözcülüğünü ve destekçiliğini yapmadığını söyleyebilir misiniz?
d) 5816 Sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında kanuna aykırı olmadığını söyleyebilir misiniz?
e) Abdullah Öcalan ile Atatürk’ü aynı kefeye koymak suretiyle hem Atatürk’e, hem de Atatürk’ü seven milyonlarca insanımıza hakaret edilmediğini söyleyebilir misiniz?
Şimdi gelelim işin en can alıcı noktasına.
İkinci örnek olarak buraya aktardığım yazının sahibinin profil sayfasında çok ilginç bir yazı var:
‘’Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir. M.Kemal Atatürk’’
Ama daha da ilginci var:
‘’Biz Kürtler’’ Başlıklı bir yazıya yazdığı yorumda
‘’Bugün değerlerimize ve şehitlerimizin huzurunda pkk’nin özgürlük mücadelesine saygısızlık etmeye çalışıyorsun. eğer bugün kürt diyebilirim özgürlük diyebilirim diyebiliyorsan bunun ortamını hazırlayan bunun için bedel ödeyen kendi canlarını bu yolda veren şehitlerimize borçluyuz. Niye kürdun bayrağını inkar ediyorsun ? Niye devletini inkâr ediyorsun?? Kürdün devletini ve bayrağını yok sayarak ayaklar altına alıp çiğneyerek "biz Kürtler" demekten bile utanmazsın ...’’
Diyen bu kişinin profil resmi : Türkiye haritası üzerine Türk Bayrağı. Yani yukarıda gördüğünüz resim.
İşte her şeyi anlıyorum da bunu anlayamıyorum.
YORUMLAR
Merhaba Sami Bey, öncelikle yazınızın her cümlesine aynen katıldığımı belirtmek isterim. Bu işleri çıplak gözle gören ben anlatayım. Almanya'ya, PKK'lıyım diye sığınanları ya da Türkiyelim diye gidenleri mülteci olarak kabul ediyor. O mültecilerin kaçak olarak çalışmasına da izin veriyor. PKK baronları o zavallı gençlerin önce beyinlerini yıkıyor, paralarının çoğuna el koyuyor militan olarak yetiştirip ülkemize gönderiyor. Bunda bizimkilerin de büyük aymazlığı var.
Almanya Türk'üm dediğin, kaçak girdiğinde hemen sınır dışı eder. Almanlar nasıl Yugoslavya'nın parçalanmasına ön ayak olduysa bize de aynı siyaseti uyguluyorlar.
Çok üzgünüm bizimkiler Andımızı kaldırdılar. Türküm, doğruyum, çalışkanım...demek ağırlarına gitti. Bu durum daha da vahim.
Uzattık. en son şunu yazayım. Altı yıl Almanya'da Türkçe ve Türk Kültürü Öğretmeni çalışan bir emekli Türk öğretmeniyim. Hayli okudum, okurum. Kürk devleti diye bağımsız bir devlet kurulmamış ve yazılı kürk edebiyat örnekleri yok ta düne kadar. Son söz emperyal güçler kürtlerin kara kaş kara gözlerine aşık değiller.
Emeğe saygımla, kolay gelsin.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Bazen kelime aramak kadar kelime yazmakta marifet ister. Yazı yazmak ve yazı ile bir şeyler anlatmak kabiliyet işidir. Ta ki yazılan yazıyı okuyana kadar.
Adını her ne kadar iyelik eki ile birlikte kendi yazılarımızla ansak da, – edebiyatdefteri- adına bir şeyler eklemek kısmi olarak haddimize düşüyor nedense. Ayar vermek kadar ayar almayı da kendimizden bilsek ‘’amenna ! ‘’. diyeceğim. Lakin yüksek perdeden konuşmak nedense hep birilerinin görevi oluyor. Belki kişi şahsiyet adına yapıyor bunu.. Bilmiyorum ! Ama bir şeyleri telaffuz ederken biraz da kendi yaptıklarına, kendi yazdıklarına bakmalı insan. diyorum.
Aklıma site editörünün site ekranında yayınladığı ’’Editörden... Kediye, Güneşe, Ömrümüze’’ yazısı geldi. Tabi kaç kişi okur ,orası meçhul. İçinde dedi/kodu olmadığı için ve edebiyat koktuğu için pek okuyucusunun olacağını sanmayarak, oradan bir alıntı ile bu yazıya yapacağım yorumu sonlandırıyorum.
‘’ Bu geçtiğimiz hafta boyunca ünlü yazar ve şairlerin sevgililerine yazdığı mektupları okudum. Hangisi çok keyifliydi derseniz; Nazım ile başlayalım. Umut dolu, bir mucizenin adımlarını izlemek gibi her günü, her saati kötü düşüncelerden uzak tutarak yazılmış her bir satırı sizlere de tavsiye ederim. Çünkü okurken, yıllarca hapishanelerde kalmış, sürgün yemiş ve sevdiklerinden uzakta yaşamış birinin kötü sözlerini, perişan hallerini anlatan, sürekli şikayet etmesini beklediğimiz sözcükler arıyoruz. Yok! ‘’
İyi iyi, değerli hocam, bu, perşembenin gelişini anlamaya başlamış...:)
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve sevgiler benden.
Sami ağabey site yönetimi siyasi yazı yazmak yasaktır dediğinden itibaren yazı yazmadım lakin... Sanki siyaset yasak denmesine rağmen özellikle yazılmış gibi öylesine çok siyasi yazı okudum ki bazılarına yorum yazmak zorunda kaldım.
Site yönetimine "İbrahim Marcus Jönhün" bir kaç yazısını bildirmeme rağmen site yönetimi "gerekli uyarı yapıldı" dedi ama bu zaatın bütün siyasi liderlere kılıçtaroğlu hariç. Özaldan Çillere Türkeşe kadar küfr etti yazısı kaldırıldı.
Bu şahıs durdu mu hayır.
Bu şahsın son yazılarının birinden bir kısım aşağıdadır; secici kurul karar versin, bu yazı siyasi midir değil midir? Bu yazı devlet büyüklerine ve Türk milletine hakaret midir değil midir?
---------------
(Siyasi olarak yazdığım ve yazmaya ҫalıştığım bütün yazılarımda savunduğum ana fikir, hep söylediğim gibi „diktatör Erdoğan’la“ sınırlı değildir malesef. Türkiye’ye 6 yıldır gitmemiştim ve üҫ günlüğüne Ankara’ya yaptığım ziyarette buna toplumun iҫinde onu gözlemleyerek edindiğim gerҫek şu oldu.
Erdoğan denen faşist yezit sarayda oturuyor, ama dışarıdaki insan, sokaktaki vatandaş da Erdoğan kadar faşistleşmiş tipik insan yaratılmış bir Türkiye’yle karşılaştım. Tanıklık ettiğim faşist gelişme gerici ve dinci eğitimin kitleleri bir ahtapot gibi kendi kolları arasında ezerek, „duyarsız, bana neci, gerici, ilericiliğin düşmanı ve her şeyi Allaha şükürle“ kapatan bir toplumla karşılaştım.)
sami biberoğulları
Bahsettiğin kişi ve yazısını ben de okudum ve bu kişiyi yönetime şikayet ettim.
Ancak yazımda da belirttiğim gibi bazıları utanmazlığı ve edepsizliği o raddelere getirmişler ki site yönetimi de şaşırmış durumda.
Herifin biri bu güne kadar tam 8 değişik isimle bu siteye giriş yaptı. Silindikçe bir başka adla tekrar girdi. Yani evet bazıları ile uğraşmak kolay ama bazıları ile uğraşmak gerçekten de çok zor olabiliyor.
Ancak...Verdiğin bu örnek sürekli isim değiştiren bir olmadığı gibi artık yazılarının sonuna kendi asıl adını da ( Sanırım asıl adı ) Yazıyor. O= halde halledilebilir diye düşünüyorum. Nedren halledilmiyor peki? İşte onu da anlayamıyorum.
Selam ve sevgilerimle.
Sayfa işlerine karışmam ama o şeref yoksunu ve ülkeyi bölmek isteyen soysuza müsaadenle biraz sayayım.
Ulan mahlukat kırıntısı deve hörgücü.
Sen bizim içimizde çıban sın.
Apo dediğin soysuz da senden aşağı kalır değil ya.
Atatürk'ün attığı dışkının buharı bile sizin gibi düşünenleri boğar!
Soysuz imansız!!!
Hangi tarihte (3 ay hariç) sen devlet oldun da tekrar benden devletinin topraklarını talep ediyorsun?
Ohhhh rahatlamadım ama bir nebze içim ferahladı.
Ağabey seni seviyorum. Kendini özletme.
Selam ve saygılarımla.
Uyumsuz_PenGuen
iyi günler dilerim.
https://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%BCrt_devletleri_ve_hanedanl%C4%B1klar%C4%B1_listesi
sami biberoğulları
Öncelşikle bahsi geçen linke baktım.
Dikkat edilecek olursa orada isimleri geçen oluşumlar devlet değilidirler. Ya Selçuklu, Ya Osmanlı ya da başka Türk devletlerine bağlı bir nevi özerk devletcikler, hanlıklar, beyliklerdir. Veyahut da ömürleri 100- 150 sene sürmüş ve bölgesindeki otorite boşluklarından yararlanarak bağımsız gibi hareket etmişlerdir.
Düşünün ki 1927 yılında İngiltere'nin desteği ile kurulmuş ve 1928 de ortadan kaldırılmış olan Ağrı Cumhuriyeti adlı oluşum bile bir Kürt devleti olarak listeye girmiş bahsi geçen linkte.
Unutulmaması gereken husus şudur:
Dün İngiltere'nin desteği ile kurulan Ağrı Cumhuriyeti nasıl ki uzun ömürlü olmadıysa bu gün ABD ve İsrail destekli kurulması planlanan bir Kürt devleti de - Kurulsa bile- uzun ömürlü olmayacaktır.
Hiç bir batılı devlet ya da ABD veya İsrail Türkiye'ye '' Buyur sen ye '' demediği bir pastayı Kürtlere altın tepsi içinde sunmaz.
Selam ve sevgiler.
Kullandığın resmin aynısıysa ay-yıldız batıda, kanlı düz kısım doğuda kaldığı için ironi yapmış olabilir.
Saygılar.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Aslında sayfa ile ilgili fazla ciddi düşüncelerim yok, bazen açıyorum bakıyorum. Sorunları ve eksikleri fazla olan bir site. Özellikle site bazen hiç açılmıyor. Azıcık da teknik konulara baksalar bence. O da yok. Uyuşuk uyuşuk açılıyor en iyi zamanda bile. Herkes karşılıklı atışır, yazı paylaşarak. Eleştiri sınırlarını aşarak, o ona laf sayar diğeri ona. Bunu en çok bayanlar yapıyor bu sitede. Onların yazılarının da kalkması lazım. Geçen yazar seviyeniz yükseltildi biye bir mesaj geldi. O ne demek bilmiyorum.... Ve sayfanın idarecileri muhafazakar. Onu biliyorum...
sami biberoğulları
Yazar seviyeniz yükselti demek sitede yazınız 1000 oldu anlamına geliyor. ( 1000 den fazla ise 2000 oldu demektir. ) Bir iki ay önce bana da geldi
Selam ve sevgiler
Uyumsuz_PenGuen
gecenlerde bir yazinin yorumunda okudum "edebiyat sitesine mi giriyorum diyanetin sitesine mi belli degil" yazmisti.
bilime ilericilige inanan bircok kisi ve ben, fikirsel olarak muhalif tavirlar ariyoruz. fakat egri oturup duzgun konusmak gerekirse demokrasi adina muhafazakarlikta bir tavir bunu kabul etmek gerekir. lakin edebiyatin butun turevleri varsa isin icinde muhafazakarlik olmuyor maalesef.
kabaca edebiyat "muhalif" olmaktir. karninda laf yoksa sadece naat kisminda kaliyorsun buradaki bircok isim gibi.
Hocam sizin bu sitedeki öneminiz çok büyük. Ayrıca sizin gibi insanlara her alanda fazlaca ihtiyaç var. Şu yazdığınız yazı bile ne kadar duyarlı ve dikkatli bir insan olduğunuzu gösteriyor. Sorumluluk sahibi olmak böyle zor bir şeydir işte.
Sevgilerimle...
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.