- 438 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
FAİZ BATAKLIĞI TÜRKİYE’Yİ UÇURUMA SÜRÜKLEYECEK
FAİZ BATAKLIĞI TÜRKİYE’Yİ UÇURUMA SÜRÜKLEYECEK
Miladi 1257 senesinde Cengiz Han İmparatorluğundan Bucu Kumandasında ki bir ordunun Konya’ya yürüdüğünü haber alan Selçuklu Padişahı İzzettin Keykavus şehri terk edip Alanya’ya gider.
Halk da Konya kalesine çekilip kale kapılarını kapatırlar. Düşman ordusu kaleyi kuşatmış kurtulma imkânı kalmamış.
Hoca Efendi Cuma namazını kıldırmaya giderken hanımının ve kızının ne kadar takıları varsa, hepsini bir sepete koyup beraber götürmüş. Hutbeyi okuduktan sonra:
“Ey cemaat! Gördüğünüz gibi düşman bizi kuşattı! Padişahımızda bizi terk edip gitti. Eğer düşman kalemizi teslim alırsa, bir kısmımızı öldürür, bir kısmımızı esir alır. O zaman da namuslar ayaklar altında kalır! Gördüğünüz gibi düşmanın hoşuna gidecek ziynet eşyalarını şu sepete koyup getirdim, sizde evlerinizde ziynet eşyası ne varsa hepsini toplayıp getirin! Bunları alıp düşman karargâhına götürüp onlara hediye edeyim. Belki bu şekilde şerlerinden kurtuluruz!”
Hatip hocanın bu sözü üzerine herkes evinde yükçe hafif bahada ağır ne varsa getirir. Hatip hoca bunları alıp düşman karargâhına gider. Kumandan ava gittiğinden, hediyeleri çadırda hanımına takdim eder.
Bundan çok hoşlanan ordu komutanın hanımı, hoca efendiye yer gösterip, geliş sebebini sorması. Hoca bunun üzerine canlarının, mallarının bağışlamasını ister.
Kadıncağız misafirine şarap ikram eder. Hatip Hoca şarap içmeyeceğini söyleyince, sebebini sordu. Hatip hoca:
“Dinimizde şarap haramdır!”
-“Kim haram etti?”
“Allah u Teâlâ!”
-“Ya bize niçin haram değildir?”
“Sizin dininiz başka, bizim dinimiz başka” der.
-“Biz başka olduğunu anladık, peki sizin dininiz mi iyi, bizim dinimiz mi?”
Hatip hoca hiç düşünmeden:
“Bizim dinimiz iyi!”
O zaman kadın haklı olarak şöyle bir soru yöneltir:
-“Sizin dininiz iyiyse, neden biz galibiz siz ise mağlupsunuz?”
Bu soru üzerine Hatip hoca kadının üzerinde ki elbisesine bakarak üzerin de ki altın ve inci düğmeli elbiseyi göstererek, bu elbiseni sevdiğin birine mi hediye edersin, yoksa sevmediğin birine mi, diye bir soru yöneltir. Kadıncağız; tabiî ki sevdiğim birisine hediye ederim der.
“O sevdiğin kimse bu kıymetli kaftanın kıymetini bilmeyip, yerlere atsa veya yırtsa ne yaparsın?”
-“Canım çok sıkılır, belki de onu öldürürüm!”
Hatip hoca: “İşte Allah bize kıymetli bir din gönderdi, biz onun kıymetini bilmedik! Onu bir kenara atıp bildiğimiz gibi yaşadık. Allah da bizim üzerimize sizi gönderdi”
Kadıncağız Hatip hocanın konuşmalarından duygulanıp ağlar.
Kendisi çok genç olduğu için Hatip hocayı babası ve dedesi gibi kabul ederek, ona izzet ve ikramda bulunur.
Kumandan avdan dönünce bu yabancının kim olduğunu sorar, oda olanları ağlayarak anlattığı için kumandanda duygulanır,
Ve Konya şehrini karısına bağışlar, oda Hatip hocaya bağışlar.
Bu anlaşma üzerine kale kapıları açılır. Düşman askerleri hiç kimsenin malına, canına, namusuna dokunmadan şehri gezip terk edip giderler.(1)
Hikayeyi neden anlattık? Şimdi bunu sorgulayalım… Yaşamınızda musibetler yaşıyorsanız hayatınızı tekrar gözden geçirin ve muhasebe edin der, dinimiz. Düşünün ki; Rabbimizin alana, verene lanet ettiği faiz sistemine şu anda tüm Müslümanlar maalesef bulaşmış durumda. Geçenlerde 3 saat faizin haram olduğunu bir arkadaşıma anlattım. İkna ettim. Benden ayrıldıktan sonra ertesi günü duydum ki; gitmiş, yüksek faiz kredisiyle ev almış. Hususi, rabbimizin lanet ettiği faiz sisteminden uzak durmamız gerektiğini söyledim. Ama kimin umrunda… Günümüzde ayrıca imamlarında (istisnalar hariç) faizli sisteminde ev araba kredisi aldığını sürekli duymaya başladık. Tabi bu faizli devlet sisteminde, imam şarkı söylerse; cemaat klip çeker. Diyanet işlerinin bu duruma el atması lazım. Neyse… Kendimde yüksek lisans vesilesi ile kredi kartı aldım. Baktım ki her ay bana faiz işletiyor. Hayatım alt üst. Dört defa araba kazası yaptım. Paramızın bereketi gitti. Faizin 1 TL si de bir, 1000 TL’si de. Allah’ım affetsin hemen kredi kartını kapattım ve hamdolsun, hayatım düzene girdi. Bunu niye anlatıyorum. Faiz sistemi, ülkemizin düştüğü faiz bataklığı, bizi uçuruma sürükleyecek. Allah muhafaza başımıza ne belalar, felaketler getirecek. Günümüzde yaşadığımız felaketlerin, ülkemizin tepesinde gezen terör belaların dahi belki de sebebi bizlerin bu haram bataklığında olmamızdır, bilemeyiz. Derhal faiz hortumlarının kesilmesi lazım. Devletimizin başından sonuna kadar herkes bundan mesuldür. Vebal altındadır.İlhan Selçuk Faizi ne güzel anlatmış; kısa ve öz olarak.
"Faizcilik Folluğu Türkiye...
Kuran-ı Kerim faizi kesinlikle yasaklar...
Bakara Suresi...
Âli İmran Suresi..
Nisâ Suresi..
Rûm Suresi..
Bu sürelerde yer alan 275, 276, 278, 130, 161, 39’uncu ayetlerde faiz öylesine kesinkes ve şiddetli ahkâmla yasaklanır ki...
Faiz yiyen..
Faizden çıkar sağlayan..
Parasını bankada faize yatıran..
Faizcilik yapanlar cehennemliktir.
*
Bakara Suresi, ayet 275:
"Faiz yiyenler mahşerde ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar..."
"Allah alışverişi helal, faizi, haram kıldı."
"Kim faizciliğe dönerse cehennemliktir."
"Onlar orada (cehennemde) temelli kalacaklardır."
"Ey müminler! Allah’tan sakının! İnanıyorsanız, faizden artakalmış hesaptan vazgeçin!"
"Böyle yapmazsanız, bunun Allah’a ve Peygamberine karşı açılmış bir savaş olduğunu bilin!.."
*
Âli İmran Suresi, ayet 130-132:
"Ey müminler..
Yemeyin faizi..
Kat kat (faiz) alarak Allah’a karşı gelmekten korkup sakının!
Kâfirler için hazırlanmış olan ateşten de sakının! Ve Allah’a, Peygambere boyun eğin!.."
İLHAN SELÇUK
03/07/2007 Cumhuriyet(2)
KAYNAK:
(1) kutupyildizi.de/2016/06/02/biz-bu-duruma-neden-dustuk/
(2) forum.memurlar.net/konu/298688/
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.