- 722 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BÖCEKLER
Kafka’nın ünlü romanı Değişim bir insanın hamam böceğine dönüşümünü anlatır. Burjuvazinin artık yılgınlık ve çaresizlik saçtığı bir dönemin ürünüdür değişim. Eylemsiz,cahilleşmiş, yaşamın boşluğu ve tekdüzeliği karşısında yılgın burjuva birey giderek Kafka’nın hamamböceğine dönüşen kahramanı Sansa’ya benzemektedir.
Gazetelerden televizyona medyadaki kokuşma ve çürüme bana yine Kafka’yı anımsattı. Medyadaki metaformoz kendi Samsa’larını yarattı. Böcekleşmiş insancıklar insan onuruna, kişinin haber ve bilgi edinme hakkına hayasızca saldırıyor. Bu bilgi çarpıtma ve saptırma uzmanları demokratlığı ve kişi haklarına saygıyı dillerinden düşürmüyorlar üstelik. Gözlerimizin içine bakarak yalanlar yayıyorlar. Tekellerin emrinde tüm insani değerleri aşındırarak.
Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, uyduyla dünya ayağımıza geliyor. Sanki öğrenmeye ve bilgiye açık bir çağdayız. Ama öyle olmuyor. Tekelci akıl, çökmüş bir insan tipi, bir sürü mensubu istiyor. Çökmüş, sürüleşmiş, tüketim güdülerinin tutsağı olmuş düşünemeyen, sorgulamayan bir insan. Böyle insan böcekleşiyor. Böyle bir insanın örgütlenme ve geleceği eline alma istemi olamaz. Medyanın işlevi bu gönüllü kulluğu yaratacak mekanizmaları çalıştırmak oluyor. Arada sıra da sürüden bir çatlak ses çıkıyor, düzenin işleyişini sağlayan en önemli aygıtlardan birine üye bir insan ’Hayır’ diyor, paramparça ediyorlar, yüzlerinde uygar bir gülümsemeyle.
Bizse insan olma adına umutlanıyoruz. Sevgiler çoğaltıyoruz barış ve kardeşlik için. Ataol Behramoğlu’nun şiirinden esinlenerek söylersek:Bir gün mutlaka yeneceğiz,ey düzenin çöl ajanları ve milli bayları ...Bir gün mutlaka yeneceğiz ey satılık kalemler, ey eski günlerine kin duyanlar...Bunu söyleyeceğiz bin defa...Sonra bin defa, çoğaltacağız marşlarla...