- 642 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Zaman Birlik Zamanı
Milletçe son yıllarda, yaşadığımız üstümüzde dönenen entrikaların, tahmin edilemeyecek kadar planlanmış, keşmekeş alçak sinsi dönen oyunların, acımasızca vahim kanlı olayları “maalesef birlikte” şahit oluyoruz! Nedeninin öğrenmek için, biraz geçmiş tarihimizi araştırıp işin aslını milletçe, öğrenmek lazım. Ecdadımızın, altı yüz yılı geçkin süren Osmanlı devletin içine sızmış olan, yabancı güçlerin Osmanlıyı nasıl yavaş, yavaş eritip yıkma projelerini eyleme koydular. Buna “O’ zamanlar” Şeytanın bile ne şekil kurgulayacağı aklının ucuna gelmezdi. Ne yazık ki, hain emellerinde ki sanoryo,1700. İle 1900. Tarihler arasın da, tâ o’ yıllardan beri aşama, aşama çıkardıkları terörü devlet ve milletin içinde ki azınlıkta olan halk ve çete gruplarını kullanarak devlete karşı asılsız algılarla kışkırttılar! Devletin varlığını pasifleştirerek, dış ve iç düşman işbirlikçilerin çıkardıkları anarşik olaylarla, ayaklanmaların ardından bölünen Vatan coğrafyamızda ki, işgal ettikleri toprakları parsel, parsel parçalayarak tekrar ele geçirmelerinin sonucu, “Atatürk’ün başkumandanlığında”, Devletin ve Milletin yeniden var oluşun milli mücadelesine başladık. İşgalci Emperyalist güçleri, cepheden, cepheye püskürtülüp, Çanakkale ve İzmir le sonlanan kurtuluş savaşını, ALLÂH’ın ve şarkta ki Müslüman kardeş milletlerimizle hep beraber son bir çaba ile ”Elhamdülillah “Ümmetin tek umudu ve son Kalesi kalan” ülkemizi nispeten yeniden geri kazandık.
-“Osmanlıyı çökerten, O’ zamanın “Şimdiki Feto, paralel Devleti gibi,” İttihat-i Terakki cemiyeti adı altında toplanan, İttihat-i Osmaniye, İttihat-i Mason cemiyetleridir. Cumhuriyetin devamın da, İttihat-i Kemalist ve CHP vb. uzantıları gibi, bu dış güçlerin Maşa ve Piyon, Taşeron, Örgüt işbirlikçileri faaliyetlerini, devletin her konumuna kollarını uzatarak idare eden ve şimdiki yerleşik düzeni tâ O’ tarihten beri, devletin hükümet politikalarını şer güçlerin direktifi ile iradelerine ayak uydurmayan hükümeti indirip hükümetler kurmuşlardır"!..
-“Bizler yeni nesil olarak, “Atatürk ve öncesi Osmanlı” dönemini canlı yaşan bir Vatandaşı değiliz. Amma son yıllarda, açığa çıkaran vatansever araştırmacıların verdiği Tarihi gerçek bilgiler ile anlaşılmaktayız. Bundan böylece, artık bizler yavaş, yavaş yalan söyleyen satılmış tarihçilerin Tarihin aslının tekrar düzenlendiğini öğreniyoruz! Belli ki, yakın geçmiş tarihin aslını oynayıp tahrip edenler ” Bu Terakki uzantıları” bize kendilerini güya, Tarih önünde haklı çıkarma gayretleri ile bu gün ki, çarpıtılarak değiştirilen Tarihi, gelecek nesillerimizi aldatarak kendilerince, yeniden düzenleyip yazdıkları yalan tarihi, okullarda ders kitabı olarak ve basın yayın organları tarafın millete aval, aval dinlettiler!.. Yeni nesil gençliğe, bu yalan tarihlerini öylesine aşılayıp inandırdılar ki; yetişen gençliğimize Ecdadına yakışmayan küfürlerle hakaret ettirme başarısını sağladılar. Bizde, o’ güruhlara buradan haykırıyoruz! Şanlı, Şerefli, yüce TARİHİMİZİ YALAN YAZAN HAİNLER UTANSIN !.. Geçmiş tarihini bilemeyen Millet, geleceğine sahip çıkamaz!"
Cumhuriyetin İlk yılların da, ön görülen devlet yönetimi İnkılapçı (dayatmalara karşı) başarılı gibi olsa da, Atatürk’ü son yıllarında, düzmece algılarla etkisizleştirip ve sonra, istedikleri kadroyu devletin başına geçirilen bunlar “halen tartışmalı” Kukla yöneticiler ülkeyi refaha ulaştıracağına, kurtuluş savaşı kazanmış bir milleti yoklukla ve siyasi çarpık politik yasalarla halkı sindirdiler. Her cephede, çarpışarak savaşıp kazandığımız devletimizi, bu düşman devletlerin içerideki İş birlikçileri tarafından halkı siyesi ve ekonomik baskı politikası altına soktular. Onlara karşı kazandığımız milli mücadele bağımsızlık savaşımızı, sessiz, sedasız gizli müttefik, işgalci dış güçlerden alınan melanet yasalarla, halka oligarşi bir yönetim anlayışları ile bizleri onlara bağımlı hale getirip yeniden “dokuz semte” muhtaç koyarak Köle ettirdiler. Yıllarca çok yönlü, sömürgenlik (kapitalizm ve emperyalizm) düzenlerini sürdürme pahasına, mevcut hükümetleri Askeri cuntalar la gözdağı verip "bakın devrim yaparız ha!" tehditleriyle, vesayet altına aldıkları devleti ve milletimizi tam istedikleri gibi, birlikte yönetmeyi anlaşıp devran sürdürmenin keyfini “bu günlere kadar” güle oynaya çıkarmaya baktılar.
Fakat kanaatlerine göre, ne zaman ki, tamam bu Türk Milletin de artık işi bitti; zan edip varlığını yüz yıldır hazırladıkları planlarını icraata kalkıştıkları 15, Temmuz gecesi Türkiye’nin adını tarihten sileceklerdi! Fakat bilemediler ki, hesap edip plan kuranlarında, onlardan üstünü olan birisi vardır!” Cenab-ı ALLÂH Aziz milletime bir silkeleyiş ile kaldırıp, Osmanlı tokadını bir koyunca, yüz yıldır hesapladıkları oyun sabaha kalmadı “Elhamdülillah” bozuldu. Bakıp dinledik ki, bunlardan bir ses çıkacak mı? İç ve dış mihraklar şaşıp toparlanıp ta kendileri, “şoktan” bir hayli günlerdir aklı başına gelemediler!
Ve daha sonrası malum, geçmişte ve bugün ki, isimleri ne olursa olsun; karanlık şer odakları, akla gelip gelmeyecek her türlü taktikle, daha “açık kartla” iyiden iyiye oynayarak kendilerini gizlemenin artık bir işe yaramayacağını görüp anladır ve kurdukları Terör örgütlerini açıktan destekleyerek daha rahatça saldırmaya devam ediyorlar. O’ hainler anladı da, şu içimizdeki, Vatansız, İmansız, Gedosu bozuklar, Üst aklın korkusu ile yaşayanlar dipsizler, halen aymazlığa vurarak “Şerefsizce” hainliklerini devam ediyorlar?!
Bunca gelişen olaylardan sonra, artık A. Parti, B. Partisi meselesi değil !.. Bu ideolojik siyaseti, Dini mezhepçiliği, Irkçılığı, bırakalım bu tür çekişmeler düşmanlarımızın, şimdiye kadar bizlere oynadıkları oyunun tuzaklarıdır; bunlardan vazgeçip onların kaos çıkartma çabalarına gelin birlikte fırsat vermeyelim!
"-Mesele, vatanın ve milletimizin bekası söz konusu; 15. Temmuzdan beri, Ülkemize karşı düzenlenen saldırıların tehlike boyutunun nedenlerini kavramayan aforoz beyinli "içimizde halen" anlamayan varsa, gayri insafa gelip sağduyu ile anlasın Kardeşlerim"…
Bu devletin başına gelen, kim olursa olsun; ismi önemli değil yeter ki... Vatanın la namusumuzu satmayan, Bayrağımızı indirtmeyen, Ezanını susturmayan ve bizleri namert ellere muhtaç ettirmeyen halis Vatan evladı bizlerden, " hiç olmazsa, içlerinden en iyisi birilerini seçerken Milletin Adamı" çıkarak başımıza geçecek olan aklı başında birileri olsun… Yeter ki bizler, Türk, Arap, Kürt, Laz, Gürcü, Çerkez, Avşar Türkmen, Roman, Göçmen, Sünni, Alevi, vesaire, inancı ne olursa olsun; bu Ülke hepimizin; herkese fevkalade yeter. Yeter ki, hep birlik ve beraberce diri olalım. Bu güzelim Cennet vatanımıza gelin, “ZAMAN BİRLİK ZAMANI” hep birlikte bütün varlığımızla, haydi Aziz Milletim vatanımıza milletimize sahip çıkalım…
Memleket üzerinde asıl oynan oyun, asırlardır devam eden adı ne olursa olsun; karanlık mihraklar ve yardakçıları hep aynı amacın peşindeler! Bizlerin sahip olduğu topraklar üzerinde, mukaddes değerlerimiz le birlikte, topumuzu tamamen ve temelden yok edinceye kadar, her türlü savaş taktiklerini sürdürmeye devam edecekler!
Onların kaç oyunu, kaç Silahı, kaç Müttefiki, kaç tohumu bozuk Asker ve teknolojik araçları olursa olsun; “Hasbin-ALLÂH-u VENİYĞVEL VEKİYL.” O’ bizlere yeter; O’ ne güzel Dosttur…
-“Düşmanın gücüne bakıp ta, sakın korkup sarsılmayın, çokluğuna aldanıp ta çözülüp dağılmayın! Emin olun ki, “ALLÂH’ın zaferi inananlarındır.” Al-i İmran süresi; Ayet 139.
Vesselam…
9.01.2017
Aydın Suyak
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.