- 418 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BİR ZAMANLAR’IN ‘GARİP’ ENGELLİLERİ
BİR ZAMANLAR’IN ‘GARİP’ ENGELLİLERİ
Kemalettin Tuğcu’nun ‘Garip’ romanını incelediğimde tüylerim ürperdi. Çünkü böyle vahşi bir engelli annesi olabilir miydi? Maalesef paranın kör ettiği zengin ailelerde bu tip durumların yaşandığını duyuyoruz. Hamdolsun ki rabbimiz var. Hamdolsun ki maneviyatımız var. Maneviyatsız insanın vahşi, kalbini taş bürümüş olmasına şahit olacaksınız.
Kemalettin Tuğcu’nun 1969 tarihli Garip isimli romanı “başı büyük, kolları, bacakları sıska, karnı şiş, kurbağaya benzer” bir çocuğun romanıdır. 72 Anlatıcı Garip’in doğumunu “Onun dünyaya gelişi bu zengin ve kibar aile için bir felaket olmuştu” diye anlatır Garip’in annesi misafir geldiğinde Garip ortada dolaşsın istemez.(1)
Zeynep, Zeynep diyorum sana! Yirmi yaşla¬rında bir köylü kız koşarak geldi.
Buyurunuz Hanımefendi.
Bu maskarayı ne bıraktın ortalığa. Ben sana misafir var, bir odaya kapat demedim mi?
Kapattım Hanımefendiciğim. Ama sizin se¬sinizi, kahkahalarınızı duyunca bir olanak bulup kaçıvermiş.
O da kahrolsun, sen de. Rezil ettiniz beni. Herkes gördü işte
A hanımefendiciğim, Allah çirkin yarattıysa zavallının kendi suçu mu? Ne yapsın, o kadar gü¬rültü arasında sizin sesinizi, kahkahanızı duyuyor, anne diye size geliyor.
Ben onun annesi değilim, anladın mı? Annesi değilim. Al kucağına, alt katta, arka odaya götür. Bir daha bu kata çıktığını görmeyeceğim.(2)
Romanın acımasız canını inciteceği ‘Bir zamanların sosyete Türkiye’si’ diyebileceğimiz sahneler bunlar.
Garip, köyde çok çalışıp burs kazanıp doktor olmayı başarır. Seneler sonra bir hastaya çağrıldığında bu hastanın vicdan azabı nedeni ile kâbusların pençesinde kıvranan annesi Nazan Hanım olduğunu anlar. Bu romanda anne daha sonra pişman olmuştur ve rüyalarında şiş karınlı, ince kol ve bacaklı, koca ağızlı çocuğun, anne diye üstüne geldiğini görür. Anlatıcı uzun uzun annenin kâbuslarını betimler ve vicdan azabının altını çizer. Bu azaba çözüm Garip’in annesini affetmesidir. Garip, annesini affettiğini, onu okşayarak “Hain annem, vefasız annem, senin bu ıstırabı çekmeni istemiyorum. Artık rüyalarına girmeyeceğim. Müsterih ol.” (69) sözleri ile anlatır. Bu anlatı, fiziksel özellikleri nedeni ile ailesi tarafından dışlanan bir çocuğu betimler. Ancak, yazar hem anneye vicdan azabı çektirerek dışlamanın olumsuz sonuçlarını vurgulamış, hem de Garip’i anlatının sonunda sevdiği ile evlendirerek ve doktor yaparak mutlu sona kavuşturmuştur.(3)
Ayfer Gürdal Ünal’ın yüksek lisans bitirme tezi “Türk Çocuk Edebiyatında Engellilerin Temsili 1969-2009”. Ünal, çalışmasında 40 yıllık süreçte çocuk edebiyatında engelli karakterlerin nasıl işlendiğini anlatıyor. Ayfer Gürdal Ünal’ın Çocuk edebiyatında engelli anlatısı nasıl olmalı? Sorusuna verdiği cevap bu tip engelli konulu kitapların nasıl yazılmasına dair yol gösteriyor. Ayfer Gürdal Ünal röportajında şöyle söylüyor: ‘Engelli, diğer engelsiz karakterle eşit olmalı. Örneğin bir satranç şampiyonasında okulunu temsil eden, bir aşk yaşayabilen, kızan, üzülen, engelsiz karakter ne yapıyorsa onu yapan, hatta engelsiz karakterin engelli karakterle tanışıp iç dünyasında bir değişim geçirebilen karakterler olmalı.(4)
Günümüz dünyasında Şarkı, Film, Kitap, Reklam gibi eserler veren sanatçılar- Yönetmenler engellilik konusu işlendiğinde çok hassas olmaları ve daha engellileri başarıya yönlendirebileceği, onlara kazanımlar sağlayabileceği çalışmalar yaparlarsa işte o zaman engelli kazanır, toplum kazanır, yazar ise bol bol dua alır.
KAYNAK
(1) 72 Kemalettin Tuğcu, Garip, (İstanbul: İtimat Kitapevi, 1969). - eski.bingol.edu.tr/media/225848/2cOCUK-EDEBiYATiNDA-ENGELLiLERiN-TEMSiLi.pdf
(2) eski.bingol.edu.tr/media/225848/2cOCUK-EDEBiYATiNDA-ENGELLiLERiN-TEMSiLi.pdf
(3) Ayfer Gürdal Ünal’ın yüksek lisans bitirme tezi- Boğaziçi Üniversitesi
(4) (İstanbul/EVRENSEL)
www.evrensel.net/haber/19600/ozurlu-edebiyat-engelli-cocuga-karsi
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.