- 602 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BİZİM KÖYÜN GAZİLERİ
Aslında bu başlığa Karaşeyh Köyü’nün Gazileri demek gerekti.
Ama aklıma öyle geldi,edebi olsun dedim, böylece yazdım.
Yurdumda adı sanı bilinmeyen binlerce köy var.Her köyün de ayrı bir hikayesi var.Bizim köyün hikayesini zaman zaman da olsa yazıyorum.Darısı diğer köylerin hikayesine.
Şimdi gelelim bizim köye;
Bizim köy Tokat İli, Zile İlçesi, Karaşeyh Köyü’dür.Türkiye’de tesbit edebildiğim kadarıyla adı Karaşeyh olan on bir tane köy var. Bu Karaşeyh Köyü bizim köy.Yani benim doğduğum köy.
Hakkında bir çok yazı, hikaye ve şiir yazdım. Bu kadar şehidin geldiği bir zamanda Bizim Köyün Gazilerini yazmayı kendime bir borç olarak bildim. Amacım geçmiş unutulmasın,gençlere bu yazılar ders olsun.Onlar da kendilerinden sonra gelen kuşaklara anlatsınlar veya okusunlar.Geri konuya dönelim;
Köyümüzde eskilerden Gazi olan üç kişiyi iyi tanırım.O zamanlar daha çocuktum.Ben belli yaşa geldiğimde de onlar rahmetli olmuştu.Ama ikisinin birer anısını kulaklarımla dinledim ve yazmadan da geçemiyeceğim.
Bunlar;
1.Yemen…Gerçek adını hiç duymadım.Kimse de söylemedi.Yemende savaştığı için adına Yemen derlerdi.
2.Tekkeşinin Ali..Adı zaten belli.Ali Dayı…
3.Kır Ali…Adı Ali .Biz ona Kırali derdik.
Köylerde yaşlılara ya Emmi ya da Dayı denir.Bizim köyde de her ikisi de kullanılır.Gençler Emmi der,çocuklar Dayı der.Böylesi daha uygun düşer sanırım.
Kırali,Kurtuluş Savaşına katılmış,Namı diğer Ali Çavuştur.”Atatürk’ün yanında savaştım”, derdi.Bir gün duvar dibinde köylülerle sohbet ederken;”Atatürk’ün neden çocuğu olmaz bilir misiniz” ,dedi.?Köylüler baktılar.O cevapladı.Düşman bir gece bizi yendi ve bütün düşman askerleri üzerimizden geçti.Ölü taklidi yaparak kurtulduk.Kurtulduk ama o korkuda bize yetti.”
Çok fazla konuşmaz hayatını anlatmazdı.Ta ki kendisine maaş bağlandığı zaman Gazi olduğunu öğrendik.Olayında nerede geçtiğini söylemiştir ama ben unuttum.Şimdi düşünceme göre Kurtuluş Savaşın da bir cephe de olmalı.Tahminim Çanakkale Savaşı’na da katılmıştı.
Yemen…Babamların eniştesi idi.Taa Fizana kadar gitmişler ve Yemende İngilizlerle savaşmışlar.Sadece günlerce yol yürüdüğünü, aç kaldıkları zaman askerin ayağındaki çarıkları ıslatarak yediklerini anlatırdı. Ben de çocuk aklımla ancak onu hatırlıyorum. Kendini görmedim. Şimdi torunun birinin adı hala Yemen.Aslında kendi adı Yemen değildi ama köylü Yemenden geldiği için ona Yemen adını vermiş ve gerçek adını da herkes unutmuştu.
Tekkeşinin Ali. Bunların odasına kışın çok giderdik.Akrabamız olması sebebiyle sık sık odalarına gider anılarını dinlerdik.Ben dört –beş yaşında vardım sanırım.Babası Tekkeşinmiş.Tarikat Piri gibi inananları varmış.Hatta Amasya’nın Göynücek tarafından bağlılarının kaç kez ziyaretine gelip el etek öptüklerini gördüm.Rahmetli babamda bunu sık sık söylerdi.Ali Dayı Sarıkamış Savaşına katılmış.Ya da Türk- Rus Savaşına…Esir düşmüş.Tam on iki yıl esir hayatı yaşamış.Bazen anlatırdı.İşte böyle bir anısını ben de dinledim.Ali Dayı esir düşünce bir Rus Komutanının hanımının yanına hizmetli olarak vermişler.Ali Dayı Rusça bilmediği için pek konuşmazmış.Ama Rus Komutanının hanımı Türkçe biliyormuş.Küt-pat Türkçesi ile Bizim Ali Dayıya;
--- Osman ,dermiş.(Sebebi de Osmanlı Torunu olmasıymış).Osman gel, Osman git derken Ali Dayının adı Osman olarak kalmış.
---Ruslarda hiç akıl yok derdi.
---Neden diye soranlara da?
--- Yahu gardaşım dünya her yerde aynı dünya.Güneş onlara da doğar,bize de.Ay onlarda da gece çıkar,bizde de.Rus Karısı ne sorsa beğenirsiniz?Köylü;
---Ne sorardı,demişlerdi?
O da ;
---Osman sizde de Güneş doğar mı? Şuna bak yahu sanki biz karanlıkta yaşıyoruz. Mağara adamıyız.
---Osman sizde de Ay var mı? Akşam çıkar sabah mı batar?
Ben şaka olsun diye;
---Hayır Hanım Efendi,Ay akşam doğmaz.Güneş hiç yok derdim. O da saf saf bana bakardı.
İşte böyle saçma sapan sorularla tam on iki yıl esir (yesir)kaldım.Neyse ki Mübadele (Esir değişimi)oldu da biz kurtulduk.Gece gündüz demeden günlerce yol yürüdük.Sonunda köyümüze geldik.
Köyümüz zamanında çok büyük köy olmasına rağmen sürekli askere çağrılma sebebiyle büyüyememiş. Hep aynı kalmışlar.
Başkaları var mıydı? Kimlerdi, nerelerde savaşmıştı?
Bilemiyorum.
Benim hatırladığım bu üçü. Yalnız köyde erkek çok azdı. Sebebi de bütün gençlerin hep cepheye gitmeleri derlerdi.Hatta rahmetli Dedem Bekir Usta,bedel ödemiş.Nesil bitmesin diye onbeşlilerle birlikte Çanakkale Savaşına katılmamış.Yoksa bütün nesil bitecekmiş.Üstelik daha çocukmuş.Askere çağırdıkları zaman.Askerlik Şubesi Başkanının dikkati sayesinde kurtulmuş.Çünkü;Diğer kardeşlerinin çoğu gidip-dönmemişler.
İşte Bizim Köyün (Karaşeyh Köyü’nün )Gazileri.
Allah hepsine gani gani rahmet etsin. Mekanları Cennet olsun. Onların sayesin de bu gün bizler varız.Türkiye Cumhuriyeti var.
Köyümüzden bir kadının askere giden nişanlısı için söylediği bir Türkü’nün dörtlüğüyle yazımıza son verelim.Bu Türküyü köyümüzde herkes bilir ama ben tamamını unuttum.Aklımda kalan sadece bu dörtlük oldu;
Gidin bulutlar gidin
Irızama selam edin
Irızam güneşte kalmış,
Üstüne gölge edin!
…
Kemal DOĞANAY
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.