- 1208 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Köle doğup,köle ölecekler.
2017 yılına gireli üç gün olmuştu ve 1989 göçmeni olan komşumda yılbaşı tatilini; Bulgaristan da bulunan köyünde geçirmişti.
Marketten gelirken sokakta rastladım kendisine ve yeni yılını kutlayıp bana kahveye çağırdım.
sağolsun, bu mahallede; tek sohbeti hoş olduğumu beni çok sevdiğini sık sık söyler yüzüme, (ne yalan söyleyim bende, kendisini çok severim.)
Kahveyi yapana kadar mutfakta yanımda oturmasını rica ettikten sonra, kahveler elimizde salona geçtik.
Hal hatır, çoluk çocuktan sonra, sohbet ster istemez ülkemdeki yılbaşı günü reynadaki eylenen insanların katliamına geldi.
Endişelerim ve umutsuzluğumdaki karamsar bakışlarım yüzüme yansımış olacak ki; Arkadaşım bana,
“ Aliye, son zamanlar da sendeki, eski neşeyi ve gözlerinde parlayan o ışığı göremiyorum” dedi
(Ee, ne de olsa 22 yıllık komşumdu. Çocuklarımızın okularındaki, okul aile birliğinde, görevler almış her yere birlikte gidip gelmiştik, tüm olumlu ve ya olumsuz davranış ve olaylarda, birbirimizin; mimik ve tepkilerini gözlerimizden okuyorduk.)
Hafta geçmiyorki patlamalar katliamlar oluyor,şehitler onar yirmişer geliyor,hem üzülüyor hem ister, istemez panikliyoruz. Belli etmesekte, sabah işe ve alış verişe saldığımız çocuklarımız ve bizler, akşam eve sağ salim dönecekmiyiz endişesi içimizi kemiriyor, ocaklara ateşler düşüyor ölen her gencin annesinin yerine koyuyorum kendimi, ve içim bir topak közle kavruluyor; nasıl olur ki neşem, moral olarak gerçekten berbatım istesem de gülemiyorum dedim.
Arkadaşım bana katılıp onayladı ve kendisinin de eşi ve çocukları için çok endişenlendiğini uykularının kaçtığı hatta bu patlamarın Şeriat rejimi istemiyle yapıldığından bahsetti, eğer şeriat gelirse çoluğunu çocuğunu alıp Bulgaristan’a yerleşeceğini, köyüne yeni bir ev yaptığını v.s.
Bana da bazı öğütler verdi; Eğer ki, Türkiye Cumhuriyeti tek kişi eline teslim edilirse, ve Şeriat rejimine kayarsa ülke,Türkiye de, yaşamın bizler içinde çok zor olacağını, keşke imkanlarımız olsa da bizlerde yurt dışlarına gidebilsek gibi.
Arkadaşımı gerçekten seviyorum o başka, fakat şunu görmüştüm konuşurken sözlü ifadelerinde.
Evet Türkiye ye gelmişlerdi , ne bulursa çalışmış, kazanmış doymuş, bolluğa kavuşmuşlar fakat bizim kadar vatan sever olmamaışlardı. Mücadele yerine, suya sabuna dokunmadan kolayı seçip kaçmayı düşünüyorlardı. ( elbette bunun için asla yargılayamam imkanı varsa, herkesin kendi seçimi ve yaşamı.)
Arkadaşımı yolcu edip, konuştuklarını düşünmeye başladım, kendimin ve arkadaşımın konuştuklarınıda sorgulayarak.
Her ne kadar rahmetli annem ve babam Alevi Bektaşi inancı ve ahlaki eğimine göre yaşayıp bizi eğitip büyütseler de; Eşimle aynı mezhepten olmama rağmen, nerdeyse 40 yıllık evliliğim boyunca, hiç bir din ve mezhebe sempati duymadık, duymayızda.
Kendimizi, dinler ve mezhepler kalıbından soyutlayarak, hangi din, dil ve ırktan olursa olsun, insana sunulan tek bir ömür olduğunun farkındalığında, kişinin hayatındaki olumlu ve olumsuzlukları sadece kendisini bağlayacağını ve her insanın, insanca yaşamına saygı duymanın yine insani bir görev olduğunu bildik.
Yine, çocuklarımızı da aynı bu doğrultu da, sadece ve sadece, bir insanda bulunması gereken, insani vasıfların varolması değerleriyle birer, birey olarak yetiştirdik.
İnsanları bölecek, biz ve onlar dememek adına, kendimizi mezhepten soyutlayıp soysakta, bana öteki gözüyle bakanların üzerimize giydirilen bu sıfatla konuşma gereği duyduk mecburen.
Evet, arkadaşımın demesine göre; Şeriat geldiğinde en çok zararı ben ve benim gibi Atatürk’çü laik düşünenler görecek.
Neden?
Açıklayacağım:
Şeriatla yönetilen diğer ortadoğu ülkeleri var yakın komşularımız olan, İran, irak ve Afganistan rejiminin, hangi ülkeler tarafından desteklenip kurulduğunu bilmeyen yoktur içinizde.
Sıranın bize geldiğini anlamamak için aptal olmamız gerekir, çünkü bugün bizde yaşanan patlamlar ve toplu katliamların benzeriyle kuruldu o ülkelerdeki rejimler de.
Diğer yandan ,anadoluyu, anadolu yapan kültürümüzün bel kemiğini oluşturan asli unsuru ve kadim halkı olan, kültürünü tarihler boyu, bu güne taşıyan insanlar var; kim bu insanlar? Elbetteki aleviler...
Çünkü; kapitalizm insanı köleliştirmek ister.
Peki, bunu nasıl yapacak?
Elbette ki Şeriat düzeniyle; ve dini kullanıp, kullandıracak, teröristler yaratarak..
Bizler, yani aleviler ve sünni, laik Atatürk’çü aydınlar, neden hedefiz, bunun farkındayız ve biliyoruz...
Çünkü;
Dini kullanarak insanlara dayattıkları hürafeleri din diye yutmuyoruz, ve zulüm içeren yönetimleriyle, insanı köleleştirdikleri gibi, kadının hiç bir hakkı olmadığının, hatta köle pazarlarında satılacağının farkındayız.
Sorup, sorgulamayan( Nazım Hikmet’in) dediği gibi” gocuklu celep kaldırınca sopasını, koyun gibi sürüye katılan”nesiller yetiştirilmesine karşıyız.
Bizler; Ayakları üzerinde durabilen, körü, körüne biat etmeyen, erkek ve kızın aynı ortamda okuyup çalışmasını, kadınlarında seçme ve seçilme hakkıyla yönetimde söz almasını istiyoruz.
Bilim ve sanatın bizi çağdaş ülkeler statüsüne ulaştıracağını savunuyoruz ve bu yüzden, gericiliğe bağnazlığa karşı çıkıyoruz.
Yalnız bu konu da, bizlere destek vermeyip, gelecek ( çünkü sonuç şeriata gidiyor) olan rejim değişliğini destekleyen, ülkemin; çıkarları uğruna satılmış ve ya koyunlaşmış, olan bitenden bihaber, bazı kişilerine sesleniyorum.
Şunu da asla unutmasınlar ki; biz olmazsak eğer; siz karanlık bir kuyunun ağzından görebildiğiiz kadarıyla haber alacaksınız dünya da olan bitenlerden. Bir gün belki siz değil, torunlarınızın, torunları, uyandığında, seni o karanlık kuyuya atanların torunları; senin torunlarını Mars veya, Ay’dan komutlarla yönetip hallerini seyrediyor olacaklar..Köle doğup,köle ölecekler..unutma
Aliye Uyanık
04.01.2017
YORUMLAR
Arkadaşım sadece siz değilsiniz Atatürkçü olan, lâik düzeni savunan. Bu ülkede şeriat istemeyen, gerçek islâm dinini değil yarattıkları sahte islam dinini desteklemeyen bir kitle daha var.
Ben sünniyim. Bunun az da olsa eğitimini gördüm ama şimdi din diye insanlara yutturulmak istenenlere inamıyorum ve karşıyım. Belki benim nasıl bir görüşte olduğumu şiirlerimi okumuşsan bilirsin.
Bu ülke tek kişi ya da partinin at koşturduğu bir yer olmayacak. Hangi inançta olursak olalım bu ülke hepimizin. Hiç birimiz bir yere gidecek değiliz. öncelikle insani değerlere sahip çıkarak ülkemizin geleceğini karartmak isteyenlere yol vermeyeceğiz.
Selam ve sevgilerimle..
BOZOK KIZI
Evet, ülkemin ve halkımın özellikle son yıllarda ve de özellikle bu günlerde yaşadığı travmayı kelimelerle resmeden hoş bir yazı okudum...
Hoş ve içtenlikli bir anlatım. Kutluyorum Bozok kızını ve güzlü algı gücünü.
selam,saygı ve sevgilerimle...