KUSURSUZ TOPLUM
Hayatta gördüğümüz çoğu olay ve çoğu insan gördüğümüzden çok farklıdır. Görüşümüzü beynimizde şekillendiren önyargılarımızdır.
Beynimiz gördüğünü bilmekten çok bildiği gibi görmeye programlandığı için genellikle yanılırız.
Çocuklar gibi; yani bir şeyi / kişiyi olduğu gibi görmek ve öğrenmek yerine önyargılarımızla davrandığımız sürece hastalıklı bir zihinle yaşamak zorunda kalırız.
“Peki, hastalıklı zihnimizin yol açabileceği en önemli sonuç nedir?” diye sorabiliriz.
Çağımızın hastalığı olan “insanın kendi hatasını görememek” bana göre sorunun cevabıdır.
Başkalarının hatalarına o kadar odaklanmışız ki, kendi hatalarımızın farkında olamıyoruz. Oysa bu hataya düşmemek için söylenmiş bir çok söz var. Birkaç tanesini yazarak konumuza dönelim.
“İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır.” Atasözü
“A kıllı kişi kendi kusuruna bakar, başkasının ayıbını görmez. Senin olumsuzluklarını görmezden gelenin sen de kusuruna bakma.” Molla Câmi
“Bir başkasının kabahati hakkında konuşmadan önce kendi çarığının içine bak.” Kızılderili atasözü
“Hiciv öyle bir aynadır ki ona bakanlar, orada herkesin yüzünü görürler de kendi yüzlerini göremezler.” Jonathan Swift
Mevlana Celalettin Rumî Mesnevi adlı eserinde konuyla ilgili şu hikayeyi anlatır.
Dört Hintli mescide girip namaza durdular. Bu sırada müezzin geldi. Hintlinin biri, namazda olduğunu unutarak ona: Ezanı okudun mu, yoksa namaza daha vakit var mı? diye sordu.
Öbür Hintli, namazda iken, sus be dedi, söz söyledin namazın bozuldu.
Üçüncüsü, ikincisine, amca dedi, ne diye onu kınamadasın, öğüdü kendine ver, senin de namazın bozuldu.
Dördüncüsü, Allah’a hamdolsun dedi, üçü gibi ben de kuyuya düşmedim.
Sonrasında şöyle der; “Dördünün de namazı bozuldu; şunun bunun ayıbını söyleyenler daha da fazla yol yitirmişlerdir.”
Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur;
"Şu üç huy kişiye ayıp olarak yeter:
1. Kendi utanç verici halini görmeyip başkasındaki aynı kusuru görmesi.
2. Kendi utanç verici halini görmeyip başkalarının aynı durumundan utanç duyması.
3. Oturup kalktığı kimselere sıkıntı vermesidir."
Konuyu dağıtmamak adına bu kadar yeter diye düşünüyorum. Konuya dönersek…
Başkalarının hatalarına o kadar odaklanmış bir toplumda yaşıyoruz ki her fert hemen hemen aynı şeyi düşünüyor; “Kandırıldım, aldatıldım, terkedildim, ihanete uğradım vesaire…”
Başka bir fert aynı anda böyle düşünek kişi hakkında aynı düşüncelere sahip olabilir, yani ona göre ise kandıran, aldatan, terk eden, ihanet eden o kişi olabilir.
Çünkü herkes hatayı veya suçu başkasında aramakta, kendisini hatasız görmektedir.
Şu bir gerçektir ki kimse kusursuz değildir ve hiçbir suç (istisnai durumlar haricinde) bir kişiye ait değildir.
Fahrettin Petriçli
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.